Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
htmycı . uııuıuı 8 Teşrinîsanî193i HtKÂYE Kaçırdık mı? Yazan : M. Ş. Emin tabanları kaldırdı. Süley Uncu Süleyman Ef., kırk yaşla man Ef. de ona bakarak koşmağa rrada, kısa boylu, tıknaz bir adam; başladı ama üç beş adım sonra nefesi her yaz âdetidir, kansını, çocukla • kesilir gibi oldu. nnı kaynatasının köyüne getirir, bı Em, em, em, em... Diyor, «Ermkır. Bu yıl da getirdi. Kendi şehre min> diyemiyordu. donecek. Akşamdan Hüseyn'in at Ağzı açıbnış, dili dışarı çıkmış, arabasını konuşmuştu. Sabahleyın son kuvvetinm tükenmek üzere olHuseyn'î aradı, yok. Hüseym sabah duğu yüzünden okunuyordu. postasmdan müşteri almağa gitmiş. Emin: Canı sıkıldı: Süleyman Ef. gayret! Diye baBen ona tembih etmiştim, dedi. ğırdı, ve başını çevirdi arkasına baktı. Eh, sen de akşam postasile giSüleyman Ef. de gayret edecek tadersin, dedüer. kat kalmamış. Eliyle işaret ederek: Ona da kızdı: «Ben artık koşamam» demek istiyorBenim şehirde işim var, dedi, du. yoksa akşam postasile gitmeği ben Kaçıracağız valla, ver elmi sen de bilirim... banat Ne yapacağını bilemiyerek kahEmin, Süleyman Ef. yi yeninden venin önünde dururken, aşağıdan, yakaladı, sürüklemeğe başladı. E • Kör Büâl'lerin Emin geldi. Uzun boymin'in göğsü, gırtlağı ileride, lokoln, kalın sesli, otuz otuz beş yaşlamotif gibi çekiyor, berikinin, bacaknnda, köyleri gezer, hayvan toplar, lan ileride, gövdesi geriye asılmış, şehirde kasaplara satar, gözü açık, gözleri şaşılasmış, dili çıkmış, burşirret, hamarat bir adam. Omzunda nuna doğru kıvrılmış, ayaklarını boş bir heybe, karşıda bakkal dük kânma girdi, çıktı kahveye doğru j «pat pat» yere vurarak, yeni bîr gaygeldL Orada duvar kenanna çömel • retle, koşuyor ve Emin kolundan tutal«danberi m«mnun görünüyordu. miş oturan bir ihtiyara sordu: | Eroin, onu cekti götürdü, taa is Ali dayı, Senin Hasan nerede? 1 tasyena, taaa bilet odasının arkasına Değirmene gitti, ne yapacak 1 kat'ar da soktu. Bir kac kisi kahvetm? den çıkmış, bunların deli gibi gelişBir işim vardı, gelırse söyle, 1 lerîne bakıyorlardı. ben şehre gidiyorum, çarşamhaya l Duvara bir kac adım kala Emin'in doneceğim, o hazır olsun beraber j ayağı kösteklendi, kendini istasyon gideriz; anladın mı? Unutma! ı duvanna çarptı düstü, S'Ueyman Ef. Söylerim. de üstüne yuvarlandı. tkisi de bir Sonra, Emin, Süleyman Efendiyi raman ka'kamadılar. Yor^unluktan f ördü: kendilprini toplıyamıyorlardı. Bîr Ne var ne yok efendi, şehre gitKayretle Emin kalktı, Si'leyman Ef. miyor musun? de oturdu. Zavallmm ağzı hâlâ aGideceğim ama araba yok. Sen çık, gözleri hâlâ sa«ı. »oluyordu. Emin ae ile gideceksin? gitti, V>îraz sorra döndü: Ben mi? Ben yürür giderim. Kalk kahveye gidelim, dedi. İstasyon buradan ne kadar yer?... Süleyman Ef. oturduğu yerden: Seain yükün çok mu? Kaçırdık mı? Dîye sordu. Bir torbara var. Yok, daha bhr saat varmış! tstersen beraber gidelim, hadi Bir saat varmış ta neye koştuk ? al torbam. Bir saatte rahat vannz. Ben bilir miyim bir saat oldu» Araba parası da yanına kalır. ğunu, benhn saat durmuştu, sen de Süleyman Ef. torbasını aldı yola saati bilmiyordun... düştüler. Ben saati nereden bilirim, benYanm saat yurfidüler, istasyon ude saat yok ki! zaktan göründü. Emin saatine baktı, E, gördün mü ya... Bırak sen saati kulağına gotürdü ve dedi ki: şimdi! Hadi gel gidelim kahveye. Bana bak, benim saat durmus, Oteki ona cevap vermiyerek: sende saat var mı? Keski köyden bir eşek bulsay Yok. dık, dedi. Postayı kaçırmıyahm, benim Köyde eşeği nereden bulacakşehirde işim var! tm? Benim de var. Neden? Köyde eşek yok mu? Hadi biraz harbi bas bakalım... Dolu! Heosi eşek deyvusların, Biraz hızlı yürümeğe başladılar. isteyînce mallan kıymetli olur! Süleyman Ef. dükkânda otura o Olsun... Bir eşek bulurdum... tura şişmiş, hamlamış, etleri yumu Ne sanki, eseğin eşkini bizim şamış, gevşemiş, hatta belki omründe kinden acık mı olur? bu kadar yol yürümemiş bir adam Olmaz ama olsun... terledi, torbasını o omzundan bu Gel sen gidelim kahveye, an omzuna geçirdi. Bir taraftan da Ia*ız... anlatıyordu: Ben bir yere gidemem, arkam O «dükkânı sana devredeyim» da gömlek su gibi! dedi, ben istemedim. Neme lâzım, bin •E? kişînm gözü üstünde kalacak, daha Gider günde kuruturum. iyisı mı... Sen bilîrsin! Emin hergün kırda, bayırda doEmin kahveye doğru gitti. Süleylaşmağa alışmış, kayış gibi olmuş • man Ef. de çay kenanna indi, so arşralıyor, hatta, tabir caiz ise, metyundu, çamaşınnı suya vurdu, otlaroluyor! Süleyman Ef. ona adımmı rm üstüne serdi, ceketini arkasına uyduımak için, hiç olmazsa, her îki aldı, söğütlerden birinin altma otu adımda bir adım sıçrıyordu. Emin tarup bekîemeğe başladı. •uın yolunu verse onu geçip gide • Aradan on dakika geçti geçmedi, •alrti, kendini salıvermiyor. uzaktan bir gürültü, biraz sonra bir Beş on dakika daha yürüdüler. düdük sesi, po«ta geliyor... Amanın, Hâlâ hikâyesini anlatmakta devam gömlek te yaş... Uzaktan Emin, hem •den Süleyman Ef. nin dili dolaş koşuyor, hem bağınyor: maga, kelimelerinin arası uzamağa Aman Süleyman Ef., koş ka başladı: çınyoruz... Hacı Hakkı'nın...d... değir Ben nasıl koşanm? Ayağımda men ...ka... kasnağı... kmlmıştı... donum yok! Emin dedi ki: Geçir salvarı bacağına, ben bi Sen şimdi hikâyeyi bırak ta let almağa gidiyorum! biraz yürü, ben uzakta duman gibi Emin koşarak gitti. Süleyman Ef. bir şey görüyorum. ne yapacağını bilmez şaskm bir halde Süleyman Ef. Hüseyn'i düşünmeşalvannı bacağına geçirdi, çama ğe başladı: «Bana soz verdi, sonra da şınnı, esvaplarını kucakiadı, istasbtraktı ghti, gel de bunlara inan! yona seğirtti. Ben boş bulundum, pey almadım, Bilet odasının kapısı önünde E • şimdi bir soz desen bin dereden su min'le karşılaştı: getirrr!» Alnmdan dumanlar çıkı • Bana da aldm mı ? Diye sordu. yordu. Nefesi daralıyor, yüzü kizarı Vermiyorlar ki... ymr, boğrüne bir agrı giriyor ve yol Neden? ena gittikçe uzuyordu. Goğsünden Daha vakit varmış! dtiğmelerini çozdü, torbasını sağ Ne vakti birader, baksana heromzundan sol omzuna geçirdL.. kes biniyor! Gidiyorlar!... Bu posta bizim posta değil, Emin gittikçe adımlarını açıyorbaksana başı ne yana duruyor. Bize uu. Kendi kendine söylendi: «üc çeyrek sonra» diyorlar. Beni saat aldattı, dedî. kurmağı Süleyman Ef., elinde çoraplar, çaonutnuışum. Hey! Ben düdük sesi maşırlar, kuşak arkadan sarkar süifttiyorum, posta geçraiş olacak... rönür, kızmak mı, sevinmek mi lâ Süleyman Ef.n Sn agzı açık, soluk zım geldiğini bilmez bir şaşkın ba•esleri işitiliyor, gözleri bulanmış hiç kışla Emin'in yüzüne baktı: fcir şey görmüyor, hîç bir şey dfîşun E birader böyle imiş te beni ne müyor, yürüyor... kaldırdın getirdin? Bak bir yol şu Taklaştılar, yaklaşıyorlar! Ha gayhalime... ret... Terbamn yerini degiştirmeğe Ben bilir miyim, deyyusların bile vakit yok, ama ttmit artıyor. İstasvon hareketsiz. bir sözü bir sözüne uyuyor mu? Pe| Bir aralık adımlamu seyrekletmiş şm ne söyledikleri anlaşılmıyor... jgibi idiler, birdenbire bir düdük sesi, Ben şimdi bu kıyafetle ne yaIpi çekilmiş kuklalar gibi ikisini de panm? koplattı! Ne var kiyafetinde?... Gene ' A n u Siileyman Ef. gidiyor! yay otlarm üstüne kurut! Günün eğlencesi Dünkü bilmecenin halledilmîş şekli 1 SEREN, 2 ENCAM, 3 YAU, 4 RIHTIM, S tMBAT, 6 SEFER, 7 ENGİN, 8 FIRIN, 9 ANBAR, 10 tCAT, 11 NtZAM. (SEYRİSEFAİN) Cihan iktisadî buhranı Amerika'cîa ziraat sahasmda alınan tedbirler Bugünkü program İSTANBUL (Postane) 1 2 0 0 m. 18: Gramofon. 19.30: Makbule H. lsti rakile alatıırka mn«iki. 20.30: Gramnfon ile opera plâkları. 21: Kemal Niyazi B. ve arkadaslan. 22: Dans parçalan. ÎN KömVsv. 1 6 3 5 m. 18: Konser. Mii^it'ten orer konserl2015: Musa>iabe. 20 40 Havnrih Lers siirl^lnden okuvor. 21 ng: Mnsahshe. 21 35 • Po rmri1er tem<'iii «Ton^ra ppijn» i^irnii. Miiteakıben meşhur Marek Weber caz takımı. mutavassıtlara ucuza veriyor ve bu suretle çiftçi tnutazarrır oluyor ve ziraat ise kârlı bir iş olmaktan çıkıyordu. Maamafih şayani dikkattir ki Kaliforniya ve civarı meyva ve sebzecileri ile Amerika'nm bazı yerlerindeki çiftçiler satışlarında muta vassıta müracaat etmedikleri için fazlasile kâr etmekte idiler. Bugiinkö bilmece ÇAR, EK, ES, GUR, KIV, KU, MAL, MEK, MIZ, RAK, RAP, RU, ŞI, Şl, TER, U, UY, YA. Yukandaki hece • 1 ••» •• leri ikişer ikiser yan2 ..yana getirip aşağı3 ~~ daki tariflere göre 4 .. birer kelime teşkil 5 ~~. ettiğiniz takdirde; baş 6 ~^. harfleri yukandan a* 7 ..... şağı okununca: 8 ...~. BİR KÖY ÎSMt 9 Meydana çıkacakbr. 1 Oynak, yosma; 2 Talih; 3 Uyku sineması; 4 Nevm; 5 Pazar; 6 Nanı âziz; 7 • Cenup değil; 8 Bir çalgı âleti; 9 Kafar. 3 [*] Harbi umuminin arifesinde Amerika milleti 3540 senelik cihanı hayrette bırakan ziraî terakkilerine rağmen, nümune çiftlikleri, ziraat mektepleri ve diğer ilmî müesseselerinde çalışan milyonlarca fertten mürekkep ilim ordusunun buluş ve bilgi lerini çiftçilere nakil ile ziraî sa hada tatbikını tesh.il ve temin ede cek vesaitin mevcut olmadığına kanaat getirmişti. Bu ihtiyacm temmi maksadı ile 1914 te Smith Sever Act denilen çiftçiye yardım kanununu mevkii tatbika koymuştu. Nahiye ziraat memurluğu ve odası, genç çiftçiler kulüpleri, kadınlar için ev işleri tecrübe ve demonstrasyon şubalerini ihtiva eden bu kanunun gayesi es babı mucibesinde gösterilen bu dört madde ile hulâsa edilebilir: 1 Amerika ziraatini ıslah ede rek şayani istifade ve zevkli bir meşgale haline koymak. 2 Amerika çiftçilik ıslah etmek. hayatını VAP.«OVA 1411 m. 18" Orimofnn 18 50' Hffif 19 35: Rark'iar. 20 50: Muhteüf 50: 9t""^vo temsiii. ?1 ?0: ? » 55 M"""V1übe. 9*10: * Kerrmn ko^seH. 24,05: Hafif musiki ve dans parçalan. seri. 10*5' 1" IIT">U P"îra ait M 5 "'"" h " ^ sarkil"i 9 1 n 5" K<T"fprî>nç 2 1 ^5 P"1vo temsill. Müteakıben Ojen Farkas Sigan takımı. R S'îrt m. 1P05: Sehir banrfnsnnım nro«ıirılve Mo^Tm ^'ccon'in ist'rpkil»» onpra kon italyan tiyatrosu bugön merasimle açilıyor İtalyan'larm Fransız Hyartrosuna mukabil Gardenbar'ın karşısmdaki sabık İtalyan sefarethanesini İtalyan tiyatro ve kulübü halme kalbetmekte olduk lannı yazmıştık. Bu inşaat ahiren nihayet bulmuş ve bu bina muntazam bir kulüp ve tiyatro haline kalbedilmiştir. Mezkur tiyatronun bugün resmi k& sadı merasimi mahsusa ile icra edilecektir. Resmi kusatta hazır bulunmak üzere İtalyan ricalinden M. Maropi şehrimize gelmistir. M. Maropi küşat merasiminde M. Musolini'yi temsüen bir mıtuk irat eyliyecek v e Türk • ttalyan dostlu • ğundan bahsedecektir. %11,4 Kazanan çiftçiler. (Beyaz saha) fc88,6 Zarar eden çiftçiler. (Çizgili saha) Şu diyağram bu hususta vazih bîr fikir vermektedir. Bu sırada memleketin ziraî vaziyetini uzun uzadıya tetkik eden Amerika sanayi heyeti şu neticede karar kıldı: «Amerikan ziraatinin vaziyetine muvakkat si • yasî tedbirlerle karşı konamaz. A merika ziraatinin maruz kaldığı bozuk esaslı şeraitle, intizamsızlık ve muvazenesizlik yalnız Amerika ticaret ve sanayii için değü, belki bütün Amerika milletinin refahı için büyük bir tehlikedir, çünkü bunlar bizim müstakbel iktisadî mkiçafımıza, içtimaî terakkimize, siyasî birliğimize, millî emniyetimize sui tesir etmektedir!er.»Bunun üzerine şiddetle endişeye düşen Cumhuriyet Fırkası ötedenberi takip ettiği an'aneye rağmen Kaliforniya'da, yani çiftçiler memleketinde doğmuş ve soyusopu çiftçi olup çiftçiler içinde büyüyüp yetişmiş olan ve çif tçilerin dertlerini herkesten iyi anlıyan Mr. Hoover'i Amerikan Cumhur Riyasetine getirdi ve sanayi ve ticaret erbabınm itirazlanna rağmen Agricultoral Morketing act denilen ziraî mabsullerin satışı kanununu geçirdi. Bu kanunun tatbiki için federal ziraat havatını tesis etti. Kanuna nazaran bu heyetîn möhîm vazifesiîiden bazıları: Spekülâsyonu haddi asgariye indirerek, gayrikâfi ve müsrifane tevzi usuîlerini menederek ve çiftçileri kendîîerinin sahip olup bizzat idare ettikleri kooperatifler etrafmda bir leştirerek ziraî mahsulâtın gerek Amerika eyaletleri ve gerekse haricî ticarette kârlı bir surette satılması nin temini ve ziraatin diğer sanayî ile aytni iktisadî seviyeye vaz'ıdır. Amerika bu kanunile 1914 te tedvin edilen çiftçiye yardım kanunundaki noksanı telâfi etmek istiyordu ve yapılacak iş te bu idi, fakat bu kanunun gecikmiş olması buhranın Amerika'da da zuhuruna sebebiyet verdi. ŞÜKRÜ HÜSEYİN 19 05* l'JSO* ir natlar konseri. 21 10: Temsil 2^ 10 Ha be^er. 2?T5: Mıi"f>nni E r ' Petrof'un r ni iştirakile Ksrl Krall cazbandı. PPAG (P'?ha) 4R7 m. 19 05 4 a'pt kons«ri. 20 05 Ba^do mı zıka. 21 05: Smetana saloTitı^dan P3''1en fi!5nnonik korser. ?3 05: Hahprler. 24,25: Kahvehaneden naklen konser. 3 Amerika ziraat hayatını tevsi etmek ve zenginleştirmek. 4 Çif tliği cazip bir mahal yap mak ve orada ikameti ş&yani arzu bir hale koymak. Filhakika pek büyük ilmî sây ve milyarlarca dolar sarfı ile vücude getirilen bu muazzam ve feyizdar teşkilât pek az zaman zarfmda Amerika'nm şark ve garbînde. simal ve cenbunda orümcek ağı gibi dalve budak salmıştı; fakat satış mes'eleslni meskut geçtiğinden Nevyork, Niyoorlean gibi pamuk, Şikago ve diğer zahhe borsalarile Şikago ve O maha gibi mezbahalara hulul ede medi. Binnetice büyük Amerikan çiftçisi sanayi erbabma ilâveten müs • tahsîlle müstehlik arasmda muta vassıtlık vazifesini ifa eden tüccarlann ve ticarî müesseselerin lutuf ve merhametine terkedildi. Gerçi bu nakisa harbi umumi devam ettiği müddet Amerika yiyecek maddeleri teşkilâtı ile nisbeten telâfi edilmiş ise de harpten sonra bu teşkilâtm idamesine lüzum görülmedi ve lâğvedildi. BuJndan sonra ziraî mahsulâtın satışı gene eski mutavassıtlarm eline geçti; bunun netîcesi olarak 1926 da Amerika millî ziraat bKnçosu su manzarayı arzettit Tahum ve saire masraft: Amele uereti: 4,236,000,000 DoJar 1,238,000,000 > ROMA,: 441 b. 18.05: Mütenevvi kon^er. 21.15: Gra mofon. haberler. 22,05: Senfonlk konser. 24: Faberler. BfKRP.S 3 9 4 m. 12: Hnfif mutiki. 13: Gramofon. 18: Konser. 1910: Orkestra 20 Konf°"ns. 20,40: Gramofon. 21: «Cennetln bir narçası> ismindeki Borgoven'in eserlerinden operet temslll. BRFSI.ÂV . GlSvvitT ?^3 m. 18 55: Hafif musiki. 19 25: Hafta'ık musahabe. 20.35: Bir monolog. 21,30 dan ittbaren Berlin'den nakil. Höseyin Ragıp Bey Rus Hariciye Komiseri M. Litvinof 3e birlikte şehrimize gelmiş olan Moskova sefirimiz Hüseyin Ragıp Bey bugunkü trenle Ankara'ya gidecektir. Hudut eşkiyası Suriye hudut komisyonu bu mes'eleyi konuşacak Beyrut'tan bildirildiğine gore Türk Suriye hudut işferini görüsecek komisyon 12 teşrmisanide AdanaMa toplanaealctir Heyetin Fransız azalari' • Fransı» Haîep mümessil muavini M. Iafas t°r, miralay Bönuva, Şimalî Suriye ıstihbarat zabiti ve Fransız mümessilliği, siyasî isler müdürlüğü. Türk murahhaslan da şunlardır: Adana valis; Ethem, miralay Mî;mtaz, yüzbası İhsan. hariciye memurlarından Vedat Beyler. Komisyon hudut eskiyasınm ta^ibi ve aşiretler mes'eleleri ile meşgul olacaktır. Kokain kaçakçllığı Kahire Polis müdürü M. Beyger'in şehrimizden Ankara'ya giderek tekrar tstanbul'a döndüğünü yazmışbk. M. Beyger Ankara'da Mısn* Emniyeti u mumiye müdürü Rusel Pasa tarafmdan başlanan kokain v e eroin kaçakcılığı müzakeratuun esaslan hakında alâkadaranla temas etmiştir. Tiyatro mektebi Bu sene Darülbedayi tiyatro mektebine fazla rağbet olmuştur. Mektebe yüzlerce müracaat vaki olmuş fakat pek az talebe alınabilmiştir. Bu sene mektebe yalnız lise mezunlan kabul edilmiştir. Bunun için mek tep, âli addedilmektedir. Mektep te bu ayın sonunda tedrisata başlanacaktır. Maarif Vekâleti bu sene de 3 bin lira vermek suretile mektebin masarifine iştirak etmiştir. İşletme (Operation) fîatı: 2.987,000,000 > Muhteltf vergüer: 654,000,000 > tcar: 1,042,000.0000 > Muhteltf ftOz: 2,240,600,000 > çiftçi ve attesintn sây mukabUi ücreti: 9,760,000,000 > Yekun: 22,247,600,000 > Hasüatı gayri safiye: j 16,316,000,000 > Çiftçinin zaran: 5,931,600,000 > Bu cetvelden gorülüyor ki çiftçi, istihsal ve ihtiyacına lâzım olan sanayi mamulâtını pahalıya alıyor ve kendi mahsulâtını sanayi erbabı ile [•] Birinci makale (14), iklnd makale (23) tesrinievrel tarihlerinde çıkmıştır. Neyzen Tevfik ve içki Neyzen Tevfik Beyin yeniden ic kiye başladığı görülmüştür. Neyzen, bir müddet evvel doktorla rın şiddetli tavsîyesi üzeri ne içkiyi terketmiş idi. Neyzen şimdi rakıdan ziyade şarap içmektedir. Bunun sebebi sorulunca demiştir kî: « Madem,ki haram işliyorura. (Küllü müskirün haram) olmakla beraber memnu olan şaraptır. Ben şarap içerek haramın daniskasını is • lemekteyim ve hiç olmazsa müraüik yapmıyorum.» Bu sene az seyyah gelecek Her sene kış mevsimmde memleketimize binlerce seyyah gelmekte idi. Fakat iktisadî buhran münase betile bu sene pek az seyyah geleceği anlaşılmıştır. Bir çok acentalar Belediye seyyahin işleri şubesine müracaat ederek İstanbul'a bir kaç vapur seyyah getireceklerini bildirmişlerse de bilâhare seyyah toplıyamadıkları için bu teşebbüsten sarf ı nazar ettiklerini yazmışlardu*. Bir nişanbnın h e y e c a n ı . . . Bir hâknn olan bir pederin ızorabı . . . Işte emsılsiz artistlerden C O L E T T E DARFEUIL JEAN Pl RIER P1ERRE RICHARD WILLM tarafından temsil edilen MÜŞKÜL İT1RAF Filmi, bir HAYATÎ ADLİ olabilmek ihtiimali olan adlî büyük bir dramdır. Önümüzdeki çarşamba akjamından icıbaren Bir hırsız kumpanyası Fener polis merkezi, Ali, Mithat ve Fuat isminde üç şahsı tevkif ederek evrakı ile beraber adliyeye vermiştir. Bu eşhas, o civarda bîr kumpanya teşkil ederek müteaddit hırsızlıklar yapmakla maznundurlar. Ya gene posta gelırse... Uzağa gitme, yakında şurada otur, Gel bak sen buraya, ben sana yer bulayım... Emin öne düştü, demiryolun öte tarafmda ağaçlar altma gittiler, çamaşırı otlar üstüne serdiler. Konuşmuyorlar, ikisi de düşüneeli, ikisinin de kulaklan uzaklan dinliyor, bir uğultu işitseler ikisi birden f ırhyacaklardı! Biletlerini alıp üçüncü mevkie yerleşmedikçe rahat olamadılar. Tren yola çekilince Süleyman Ef. nin çenesi de açıldı; köşeye yaslanmış, bir dizini altma almış, anlatıyordu: Değirmen kasnağını getirmişti, «Selim ustaya versin» dedim, o götürmüş Arîf kalfanın oğluna bırakmış. Babası haber yolluyor ki «ora • dan aldırsm.» İkisi de komşu. Haber yolladım. Bana danlmış... 1929 MELEK Bu film, pek yakındi SiNEMASINDÂ Ankara'da KLÜP sinemîsırda gösterüecektir İSTANBUL BELEDİYESİ Darülbedayi Temsilleri BUGÜN AKŞAM saat 21,30 da MAJIK SİNEMASI |Veni heyeti ve repertuvarı ile. sinemalarına geliyor Mevsimin en bOyOk filmi BU AKŞAM BAŞLIVOR. RICHARD BARTHELMESS KOLÜ EDUARDO BIANCO TOUCHE fllmini piyes 3 nerde I tabio Yazan: A. Bissor Tercüme rden: ükcrrem Alâtiti Tenziiâtlı halk gecesi Yakında: DOxlOR İHSAN A'tı yaşından aş ğı olan çocuklar tiyatroya kabul e iimezler. Kalbin Sesi 1 0 P E R A sinemasında E^arengiz, harp, macera ve ta yareler mücadelesi filmi olan ve iraesine başUmdığı gündenberi halkın tehacüraü ile salonu dolduran ii M.S. sözlü filmini görünüz. filmi P L AN w KATE VON NAGYveFRANZ LEOERER in temsili rauhteşemleri HA7RFTI FRi IIHLİVLILLİVİ ta sahesıriB 9 8renler CAZİBE *w< E6LEHCE w KAHKAIU nüUefiktirier.