Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
=4=* HIKÂYE : 'Camhtrriyei TesHnisani 193t Hastanenin yeroek tablası Yazan : M. Ş. Hastane müdiirü bey, sabahleyin, daha arkasına ak gömleğini giymeden nöbetçi hekimi, idare memurunu ça ğırttı ve: Dün gece hastanede ne gürültü oldu? diye sordu. Dün gece? Ne giirültü oldu?... Hiç bir gürültü oimadı, diye cevao verdi. Olmadı olur mu? Olmuş. Siz burada değil mi îdîniz? Çağırın bakalım hademelerî! Hademeleri çağırdılar, hastabakıcıları çağırdılar, hepsi geldi sıralandı, müdür hepsine sordu, hepsi biribirine bakıştılar: «Dün gece hastanede ne gürültü oldu?» diye soruştular ve bilemediler. Hiç bir gürültü olmadı, diye cevap verdiler. Canım, aşağı koğuslarda bir gürültü olmuş, hastalar müdiirü umumiye şikâyet ediyorlar, o da bak bana yazıyor, bu ladar da yalnış olmaz ya, bunun bir aslı olacak? Tekrar hepsi beraber düşündüler: «Yok, gürültü olmadı!...» Nöbetçi hekim: Ben, dedi, hiç bir şey işitmedim. kimse de bana bir şikâyette bulun madı; bulunsaydı elbette gider ba kardım... Hastabakıcı Hediye Hanım da sözs karıstı: Ben de, dedi, sabaha kadar u • yanıktım, Tahir bilir. hîç bir seycikler duymadım! Ayni koğuşun hademelerinden Çangıri'lı Tahir'e dönerek: Söylesene, ded', sen duydun mu? Tahir karının edepsizliğine ve cür*etine kızdı, o gece Hedîye ile aralarmda geçen macerayı herkes anlıyacakmış gibi sıkıldı, hiç cevap vermedi. Müdür ısrar etti: Elbette bîr gürültü olmuştur... <Ne gürültü olabilir? Bunun al • tından başka bir belâ mı çıkacak?> diye hepsi düşündüler. Nihayet başhademe buldu: Tabla olacak, dedi! Hepsi bîr ağızdan. Haaaa!... Evet tabla olacak, dediler. Müdür anlamadı: Tabla n^dir^^iye sordu. Anlattılar: Bu tabla hastanenin yemek tablası, bulaşık kapları ko • ğuşlardan mutfağa taşıdıkları, eşi seyrek bulunur iri bir şey, kim bilir belki bir buçuk metre kutrundadır • asağı kat koğuşlarımn kapılanndan •ığmıyor. Iki kanadı da açıldığı halde gene dar geliyor. Yemeği her hastaya ayrı ayrı, çinko tepsiler içinde getiriyorlar; gö türürken, boş bulaşık tabakları, kâseleri, tepsileri, çatalları, kaşıkları bu büyük tabla üstüne yığıp götür mek istiyorlar, böyle âdet olmuş!... tki hademe, bulaşık kapları bir eh ram gibi tablanın üstüne yığıyorlar, biri kenarından kaldırıyor, öteki al tma girip başına alıyor, kaomın önüne kadar getiriyorlar, orada, boşta olan tablayı taşıyana yardıtn ediyor, tablayı geçirmek icin ufraşıyor, biraz zorluyorlar. Geçmiyor! Ikisi de bir birine kumanda veriyorlar. Hastalardan bulunanlar varsa, onlar da ku mandaya karışıyorlar: Sağdan ulan sağdan!... Kolver gelsin... Çevir kafanı! Sen tutma... Dayan! Kaldır aşağıdan! Çekme ulan... Böylece, tablayı geçirmeğe çalısırken, ya çokça eğmiş, yahut çokça dayanmış bulunuyorlar, veya ellerinden kurtuluyor, bütün tepsiler, kâseler, taslar, çatallar, bıçaklar, büyük bir sangırtı, gürültü içinde koridora dökülüyordu. Hizmet>çilerden, hastalardan, hademelerden, hep bir ağızdan, bir çığhk, bir ferya», bir kızılca kıyamettir .kopuyor; hastabakıcı hanımlar herkesten daha çok bağınyorlar: Kör ol inşallah, daplarm şen • liği! Allah canını alsın... Ben bu kadar yerde durdum hiç böyle hastane görmedim! diyor, hastaneden şikâyet ediyorlardı. Gündüz bu gürültünün tesiri az o* luyor; geceler, tabla gürültüsüne alışan hastalar seslerini çıkarmıyor lar. Yeni gelenler, hastalığınm ağırlığına göre, yerinden fırlıyor, korkuyor, yahut yattığı yerden söğmekle isi geçiştiriyor ve hastalar biraz söğdükten, biraz inledikten, hastabakı cılar biraz bağırıstıktan sonra iş yatışıyor, hastanenin, loş ve hüzünlü geceleri başlıyordu. Koridora dökülen kapları topluyor, tekrar tablaya yığıyor, yalnız bu se fer, tablayı kapının dış tarafına çıkarmış bulunuyorlar. Bunun için ikinci defa artık düşürmek tehlikesi olmuyor. Müdüre bu hikâyeyj kısaca anlattılar. *' Hür müsterih oldu. Herkes te genii bir nefes aldı! Evet, tabla mes'elesi olacak... Hediye Hanım da bu tabladan sikâyetçi, müdürün yanından döndükten sonra hastalar dan birine anlatıyordu: Bu ayılarm yüzünden, dün gece, benim de az daha başım patlıyordu; bulaşıkları taşların üstüne dökmüşler, gece görmedim, fasulyaların ü zerine basınca ayağım kaydı boylu boyuna uzanmışım... Boylu boyuna uzanmış mısın? Vah vah ben neredeydim acaba?.. Hediye Hanım bunu söyliyen hastaya kızar: Aman sen de... Ne bakıyorsun öyle yüzüme? Kabahat bende sana adam diye lâkırdı söylüyorum!... Sonu yann Günün eğlencesi İSTANBUL (Postane) 1200 m. 18: Gramofon. 19,30: Alaturka musikl 1 MALA, 2 ARI, 3 YAMAK, 20,30: Opera plâklan. 21: Alaturka mu 4 MUTFAK, 5 USTA, 6 NAME, siki 22 • Caz musikisi 7 CEVİZ, 8 UYGUN, 9 KUŞAK. BERLİN KÖNİGSV. 1635 m. (MAYMUNCUK) 17^5: Neş'eli musikl. 19,15: Şairin saati ve saire. 20: Koro (heyetn konserl. 20,35: Musahabe. 21: Radyo popurile rinden «Nord Süd» isimlisi Müteakı AK, GÎN, KA, MA, MAN, NA, ben meshıır «DAJOS BELA» cazbandı NAK, NE, OK, OY, REN, TANÇ, VARŞOVA 1411 m. TÖR, TUR, U, UM, YOS, ZİR. Uludağ ve Çitüi maden suları kuvvetli Bursa (Hususî) Bir kaç seneden13,20: Senfonik konser. 15,25: Musild. beri Orhaneli, Bursa, Tavşanh, Kütahya birer kazanç membaıdır. tnegöl'deki Çi 16: Keza. 17.25: Gramofon. 18* GramoYukandaki hece 1 .... ve Balıkesir havalisinde maden aramak tili maden suyunu son zamanlarda mu fon. 18 50 ÖŞleden sorra musikisi 20: leri ikişer ikişer 2 Muhtelif 20 30: Gramofon. 21.35: Halk yanyana getirip 3 . için ruhsat alanlar ve imtiyazını aldıkhasebei hususiye işletmektedir. tdarei konserl. 23 Edebivat. 23,15 İtalyanca şarasağıdaki tarîflere 4 ..... lan maden mmtakalarmı satmağa ça • hususiye bu suyu geçen sene müzaye • kılar 24 Haflf mn«1id ve caz. göre birer kelime S lısanlar pek çoğalmıştır.Hatta bu mü deye cıkarmısfa. İyi bir talin bulunmaBUDAPEŞTE 550 m. teşkil ettiğiniz tak 6 nasebet'edir ki tktisat Vekâleti Bursa'ya dıgı için üzerine aldı. Bittabi hususî ida16,50: Macar halk şarkılarL 18,05: Köydirde; baş harfleri 7 bir maden mühendisi tayîn etmek zare burada fcir tuccar rihnîvetfle hareket lü neşriyatı, konferans. 20^5: Keman konserl. 21,05: Mutenevvi neşriyat. 22.05: yukandan asağı o 8 ruretinde kalmıshr. edemediği için bu sudan lâyıkile müsNevyorktan neklen: Filârmonik konser. kununca: 9 Fakat buralarda maden taharrisine tefit o!amamaktadır. Müteakıben: Şandar Bura Sigan takımı. BİR OYUN İSMt kalkısanlann gayeleri bu madenleri işUluda? maden suyuna gelince, buna VİYANA 516 m. Meydana çıkacaktır. Ietmekten ziyade iyi bir para ile başka 18,25: Salon musikisi. 1910: Muhtelif. eskiden Kesi?dağı maden suyu derlerdL i 1 Tartı; 2 • Renkli; 3 Bir kus; bir ele devretmek ve bu suretle sab«»n Bu su 7 8 senedenben pivasadan u • 20.20: Mizahî 'ikralar. 20,50: <Kreidekreis> 4 • Oyuncu; 5 Durgun, oyuşuk değil; müstefU olmaktan ibarettir. Gerçi bu (Tebeşir cemberi) lslmll Çince'den almma 6 Güzel, lavrak; 7 • Hicap; 8 Adak; madenleri isletmek için havli yekun teş zak'asmıs obnasma raâmen bugün gene temsil. 22,05 Nevyork'tan naklen Tos hfkim vaziyete gecmistir. kanini'nin idaresinde filârmonik büyü> 9 Engin. kil eden bir sermayeye jhtivaç vardır. konser. Uludağ maden suvunun (bîkarboMaden arayıcılann ise bu kadar « r PERAG (Praha) 488 m. natî) di^er maden sıılarma faik oldumayeleri yoktur. Fakat bir kaç maden 15.50: Opera temsili. 18,35: Gramofon RU için her yerde çok arenı'maktadırarayıeı bir arava toplanarak teskil ede19,05: Brüno'dan: Orkestra koaseri. 20 05" Yalnız bu maden suvunu isletenîer rekBando mızıka. 21, 05 Smetana konser cekleri kuvvetli gruplarla çahsırlarsa lâma ehemmiyet vermemekted'rler. Bu salonundan naklen: Filârmonik konser. hem kendi hesanlannı, hem de mem gün Uludağ maden suvu büyük sermaye 22 Haberler ve saire 23 05 Nevyork'tan leket hesabma daha faideli bir iş görnpb'an fHSrmnr>ik konser ile is!etilir<e cenuntaki konMuJanmız müs olurlar. ZÜRİH 459 m. Suriye ve Irak'a, Mtsır'a çok fazla ih 18 05: KUİseden naklen hevet tarafın Bursa havalisi, bahusus Uludağ nunracat yapılafcileceği alâkadarlarca be dan İsvİTe halk sarkılan 19 "?5 Satranç takası zannedildiği kadar muhtelif ve yan olunmaktadu. ovrmtı 20 05 Konfprt)"^ 201V Po^vo mütenevvî madenlere malik değildir. orkestra sı 21 05 Köylü lisanile »Dorn Nitekim Uludsğ maden suvunun faBuralarda çok mebzul olarak yabtız aliyete ^ectiâ'i müidet daha alb ay olROMA 441 m. (Krom) madeni bulunmaktadır. Esamadığı ha'da Surive'ye ve Mısır'a ufak 18 15 îaenrırıi V e mufr'ici 22 05 MfiteDün Fatih'te Eğrikapı'da ufak bir sen Bursa Kütahya Eskişehir hava'isi nevvi muTVî Cenrpfto ni"o Oıbrielli, tefek sevkivat yambnış ve sioarişler aTürkiye'nin be'Ii baslı ve en zengin yangın çıkmış, yangının maddı za^i e Immısur. Bu sevkiyatm gittikçe çoğal(Krom) mmtakasîdır. rarı küçük olmakla beraber manevî BÜKREŞ 394 rr. ması kabîldir. Zaten bu maden suvunun zararı çok büyüktür. Yangın, 70 Mmtakamızın ikinci derecede mebzul 11 >n ro""k sasti n 35 A^in ve co membaı çok mebzul su temin edecek yaşlartnda Huriye Hanımın evinden olan madeni (Linit) tir. Bursa maden çıkmıştır. Huriye H. malul oldu mühendisi Ruhi Bey bunun için Uludağ vazivettedir. Hatta civannda yeni bir TV>rs ğundan odasından dışan kaçama • civarında tetkikatta bulunmus ve Bursa memba daha bulunmustur. Maden suyu fon ı'Hqvva> mış ve etraftan yetisilinciye kadar nun bulundrğu yere kadar otomobille fabrikalannın haftada sarfettikleri 100 yanmıstır. Yangın bilâhare bir oda gidip gelmek mümkündür. ton kadar kömürün buradan temini yandıktan sonra söndürülmüştür. MUSA 1RT1HAL mümkün olduğu neticesine varmışbr. Yangının zuhuru hakkında tahlstanbul'dan getirilen kömürler Bursa Mi'htar Pasa H? nin m«>hkikat yapılmaktadır. fabrikalanna 1617 liraya mal olmakdumu SiPrn H»1fl Muhtar Peyef»ndi § Karagümrük'te Araplar soka duçar oM»kl'n hast''''Nn rehavap olağında 14 numaralı manifaturacı Vey tadır. Halbuki buradaki linitler isletilirse tonu 89 liraya elde edilecektirmıvarak T.e>"uzVte iı+^iii d*ri cnan sel Ef. nin hanesinden sobadan kı «tmis o'dn<r"ndan »Hei ke^»rfJîdı«'«ne vılcım yüzünden yangın çıkmış, eTürkiye'nin en mühim (Krom) ocakSuriye Tütün Rejisi Türkiye Tütün : vin yarısı yandıktan sonra söndü • lan Orhaneli civarmdaki (Dağardı) de tnhisan aleyhine bir firma taklidi davası bev^r»: tazivet pvler ve k?P!İ'»rm'=" «»Vıri wmn ftsanını da Cenabı haktan dileriz rülmüştür. nflen yerdedir. Asrî ve modern bir ma açmışb. efendim. den ocağı olan Dağardı bir Türk ma Bu mes'ele hakkında Tütün tnhisar den şirketi tarafından isletilmektedir. idaresi Umum Müdürü Behçet Bey şunBu şirketin sermayesi Alman'lara aittir. lan söylemisth: Fakat müdürü ve bilumum mühendis«burtye'de bt2î»» » « • • wt * u , a ~ «» » (Birlnd sahtfeden mabait) lerile işçüeri kâmilen Türk'tür. Bu ma yoktur. Oradaki müteahhitlerimiz aleytatlarmdan kemanî Resat Bey uzun Fakat bazı insanlar vardnr ki yalan den ocaklannın çıkardıkları (Krom) de hine böyle bir dava açıldığma muttali müddettir bir münzevi hayatı yaşıbunlar için âdeta bir ihtiyaç olmus, bir yordu. Onu ancak ?eçen sene Münir mir sanayüle çok alâkadar olan Alman oldık. Fakat henüz tafsilât almadık.» âdet halini almışbr. Bu insanlar ve ba Nurettin Beyle birlikte sahneye çıkya ve Isveç'e sevkolunmaktadır. Burainsanlann yalanlan iğrençtir. Haya • mıs grördük. dan senede vasati olarak ( 1 5 ) bin ton hnda hiç yalan söylememiş insan ta • Memnuniyetle haber aldığımıza krom çıkanlmaktadn. Türkiye'deki krom savvur edemiyorum. Birisi çıkar da göre kemanî Resat Bey oek yakında faaliyetmi temsil eden yegâne müessese «ben kat'iyyen yalan söylemem» derse Tütün tnhisar idaresinin sahn ala riyasetinde bulunacaerı hususî bir budur. Ayni şirkete ait bir de (Kozlica) en büyük yalanını söylemis detnektir. musiki heyetile bir konser vere • maden ocağı vardır. Resmen faal fakat cağı sigara kâğıtlanna ait münakasa Kraliçenîn sevdikleri, cektir. Bu haberin müştaklanru hakikatte faal olmıyan Virandağ, Kızıl yann İstanbul Başmüdürlük binasında sevmedikleri memnun cdeceçine süphe etmi"oruz. yapılacaktır Bu münakasaya Fransız, Elmaviatik gibi daha bazı maden o Hangi muharriri, hangi aktörü, caklan mevcut ise de bunlar henüz ser Alman, ltalyan, Çek, Leh ve Avus hangi ressamı, hangi sairi, hangi gazeteyi maye buhnak için uğraşıyorlar.. turya'lı olmak üzere muhtelif dokuz fabseversiniz? Hoşlandığınız renk, koku, rika iştirak etmektedir. Bu mmtakanm madencflikten sonra hava, mevsim, yemek hangileridir ? Dönkü bilmecenin halledilmiş şekli Maden arayıcılar Bugünkü program Bursa, Kütahya, Balıkesir havalisinde bımlardan bol bir şey yok Bugünkü bilmece 70 lik bir kadm Yanarak öldü Eğrikapı'daki yangın flımlhSsaırflaıırdsj Tutiin inh'sarı aleyhindeki dava 30 güzîde arasında Kemani Reşat Bey. Tütün inhisarının aîacağı kâgıtlar M. Ş. Âlman gazetecileri Fransa'ya kaf a tutuyor! «Artık harice bir metelik vermiyeceğiz!)) Yunan hükumeti memur maaşlarını kesmeyi dü şünüyor, Fransa'da telâş ve heyecan berdevam ! man milletinin bugün 1923 muharipBerlin 28 (A.A.) M. Laval'in nutku ile müteakıben gece celsesînde lerinin Iiyakatli ahfadı olduğunu is • mecliste verilmis olan izahat Alman bat edeceğine kaniiz. ya'da bir nebze inkisari hayal ve hoşYunanistan'da nutsuzluk tevlit etmiştir. Bu kederenAtina 28 (Hususî) Hükumet, giz inkisari hayal, muhtelif gaze buhranı karşılamak icin ittihaz ettitelerin siyasî temayüllerine göre muh ği tedbirler meyamnda devlet me telif şekillerde izhar olumnuştur. murları maaşlarından kat'iyyat yapLiberallerüı mürevvîci efkârı olan ma§ı da düşünmektedir. Bu kat'iyatî gazeteler, Fransız Başvekilinin va yeni sene iptidasından itibaren başlızîyetinin nazîk olduğunu ve Fran yacaktır. sa'daki siyasî vaziyeti hesaba kat • Atina 28 (Hususî) Dün ecnebi mak mecburiyetinde kalmış bulun devletler sefirleri, Yunanistan'da tesisi duğunu ehemmiyetle kaydetmekte mevzuu bahsolan buğday ve şeker indir. hisarı hakkında, Hariciye Nazırından Büyük ticarî menfaatleri mü • izahat istemişlerdir. Nazır, bu mes'dafaa eden Berliner Zeitung, millî elenin henüz müzakere halinde bu • noktai nazarı şu suretle izah etmektelunduğunu ve kat'î şeklini aldıktan dir: sonra devletlere malumat verilece Şubat ayında Almanya'daki kre dllerin geri çekilmesine dair olan iti ğini beyan etmiştîr. lâfname müddeti hitam bulacaktır.fakat biz şubat ayına kadar da bekliyemeyiz. Almanya'nın malî vaziyeti, bu tarihten evvel bir karar ittihaz edilmesini temin etmemizi âmirdir. Biz, Almanya'nm muvakkat bir müddet için dünyaya bir metelik vermiyeceğüıi açıkça ve ibhamdan ârî olarak ilân etmek suretile bunu yapabiliriz. Fransa'nm elinde iki imkân vardır: Fransa, bütün refikleri ile alâkasını katederek Almanya'ya karşı siddet hareketine girişebilir. O takdirde diğer devletlerin ne yapa :aklan görülür. Bize gelince biz, Ali öldükten sonra yakılmak istemem öldükten sonra yakılmak iste mem. Yakılmak ftkrini ortaya atanın maksadını iyice anlarsam, beni ikna ederse belki razı olurum. Şair ve muharrirlerimizden böyük Abdü'hak Hamid'i Namık Kemal'i, Faruk Nafiz ve Aka Gündüz'ü çok beğenirim. Aktörlerden bahsediyorsunuz; siz bana isimlerinî sayınız, ben de size bir isim beğenip söyliyeyim. Meneksenin kokusunu çok severim, fakat tabiî halinde. Tercih ettiğim renk beyazdır. Bütün mevsimleri severim. Hepsinde kendine göre değişen bir başka güzellik vardır. İSTANBUL BELEDIYESI Darülbedayi Temsilîeri YANAR DA6 Tftnaşaktranı kahkahalarla güldurecek. ca7'r> bir mevzua mahk BL"GÜ\ AKŞAM Saat 21,30 du D UL Ni Ş A N L I Mümes«il1eri MARTHA EGGERT ve FRITZ KAMPF.RS 0 ncdi 4 perd \ azan: I FuJdTercüme edenSenih \ BeJri ko edi 3 P. gdnleri tenHalk gec sL N'akında ŞARLATAN Cumartesi ve pızar /ilâtlı halk gecei. A K I N Yazan : Faruk Nafiz» Bu akşam M A J I K slnemasında JOHNE GILBERT RENEE ADORE ve ELEONOR BOARDMAN ile biriıkte (Leon Tolstol> nın meşhur eserinden muktebes CANLI CESET filmlnde CANLI CESET muthiş bir a§k ve fedakârlık dramıdır. CANLI CESET aşklan ve şarkılarile bütün romantık Rusyadır CANLI CESET ayni eserde bırleşmiş uç buyük isimdir: Leon Tolstol JOHN GILBERT ve FRED NIBLO Yerlerinizi tedarik ediniz. Tciefon Bcyoğlu: 560 BULGAROPERET HEYET1 Kısa saç, okumus kadm! Kadm yazıhanede mi, evinde mi çalışmalî? Boylı k?dın mı, boyasız kadm mı? Kısa saçlı kadm mı, uzun saçlı kadm mı? Çoç okumus kadm mı, az okumuş kadın mı? Ben kadınlan umumiyetle ikiye ayınnm: «Ev kadını», cçalışma kadraı». derim. tkisi de lâzımdır, kanaatmdeyim İkinsine de hürmet ederim. Bir ev kadını kendisine yakısan her şeyi yapmaktan çekinmemelidir. Kısa saçı her zaman için tercih ederim. Çünkü bence kısa saçık yakışmadığı kad'n yok denecek kadar azdır. Bütün kadmlann çok okumus ol masmı isterim. * Naside Saffet Hanım hatıratmı «Cumhuriyet» te nesredecek. Onun için «hayatınızda en mes'ut, en heyecanb, en yeisli zamanlarmız hangileridir?» sualmin kenanna «bunları yakında okursunuz» cümlesini yazmıs. Bu suretle hem hatıratının en meraklı kısımlarmı evvelden söylememiş oluyor, hem de «Cumhuriyet» karilerine benim için aynlan sütunlarda bfle kendi yazılannm reklâmmı yapıvor. Kraliçe yalnız guzide bir güzel değil, güzide bir gazeteci de olaeak!. 1 KÂNUNUEVVEL SALI AKŞAMI MELEK ve ELHAMRA Sin Tıirkiye sineraa âleTİnde en buvuk si ema hadısesi: (Fransız Tiyatrosunda) Bugün matine saat 16 da: «HAREM ESRARI» Muzik: Valentinoff. Prima Donna: Mimi Balkanska Akşam saat 21 de «KONTES MARIÇA» Orkestra: 21 kişi Usküdar Hâle sinemasmda 11 İSTANBUL SOKAKLARINDA FEYKALÂDE Şaheserinin takdimi münasebetile maların 'a i'k Türkçe ö'liı k smen Rumca ve ^rapça konuja Yedi günahkârlar gemisi Mümessili: Brigit Helm S H B Her zamandan daha güzel Fransa'da Paris 28 (A.A.) Ticaret Nazın, Fransız ithalâtını rnüteessir eden tngiliz tedbirlerinin sebeplerini bildirmiştir. Fransız hükumeti, her iki me'mleketin menafiini muhafaza için bir itilâf vücude getirmek maksadile âcilen müzakerata girişecektir. Bütün yerler numaralıdır. Gişelerdeki tehacüm dolayı sile yerlerin evveiden tedarik edümesi mercudur. ÎUS 1 1 MÜSAMERE ve6E0R6 A: EXANDER en zengin en eğlenceli ve en fazla lüks LiANE HAiD iVAN PETROVHCH dün u nihayet göreGeksiniz. la GüLECEKSiNiZ. O U S " GLORYA'ta akşam ŞenJigi, alaylan, mıibalâğal .n ve neş'esi ile mefhnr MARSlLYA'da \ fişayacaksınız İtalya'da Cenevre 28 (A.A.) Guilio Cesare gemisi Amerika'dan yükletilen 119 sandık altını buraya getirmiştir. Bu sandıklar ltalyan bankasınm umumî merkezine gönderümiştir. Paris'te . . . . Fıyesi ibda edenler tarafından binlerce defi ovnanan MAR CEL P A G N O L ' u eserı. D E N I Z M Â R İ U S Bir Alman opereti olan BENLi KADiN CEVAT FEHMİ fümini görenleri Eevkalâde memnutı ve teshir eunişlerdir.