18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
reta Garbo yazıyor: İSinema Nasıl artist oldum? Greta Garbo'nun mektep hayatı: Tarihi sever, coğrafyadan korkardım! vecizelerij Ramon Navaro evienmiyor Kadınlann çenesinden bir yer| de masun kahyorduk. Beyaz Jperde üzerinde oynarlarken.,.1 Sesli filim çıktı, bu rahatunız da ) kaçtı. "Okadar çok meşgulum ki evlenmeyi hatırıma bile getirecek vaktim yokî,, on sene evvel Niyork lokantalprında elinde tepsi taşıyan genç adam... Bu Ramon Navaro' dur! nınıiMiıiTn Diyorlar ki: Sinemaya gidenj çocuklar hayalperest, kavgacı 5j Idalavereci oluyorlar. Halbuki gitmiyenler de Imahçup ve bilgisiz kalıyor. Hangileri istikbal için dahai 'iyi yetişiyor, orasını artık siz' tahmin edin! k **» Bazî sesli filimlerde görüyorj sunuz: Paris'in bütün satıcıları jönünüzde resmi geçit yapıyor.j Bizim yoğurtçular, turşucular, I helvacılar şimdiden seslerinil akord ededursunlar. Sıra onla|>ra da gelecek. Güzel vücutlü yıldız: Klâra Bov I [Geçen hafta çtkcm ktsmtn ha tim. Kızınla doğru tıpış tıpış eve lâsası: Greta Garbo nasıl doğduğuna, kardeşlerini ne kadar sevdiŞüphesiz kısa boylu adam beğini, küçükken bile daima yalnız nim babam değildi. Fakat iriyan Uktan hoşlandığını, oyuna pek sarhoş sekiz yaşında bir kızın kendüşkiin olmadtğım, yalntz kar topu di kavgalanna müdahalesini başve kızakla kış sporlarına bayıldı ka türlü tefsir edemezdi. ğını anlatıyor.~\ Kavga ve mektep Bazan kardeşlerimi ve diğer çoBugün hâlâ yammda kimsenin cukları toplar tiyatro oynardım. O kavga etmesine dayanamam. Eğer anlarda büyük bir zevk duyardım. tesadüfen bir kavga sahnesinde Fakat bu neş'e ve sevincim de pek hazır bulunursam, yahut birisine çabuk geçerdi. bağırıp çağıran iki adamm sesini Yedi yaşımda iken biri bana: işitirsem adeta hasta olurum. Ken Işte burası tiyatrodur! ditn de çok şükür kimseyle kavga Diye bir yer gösterdi. Zaten şch etmem ve kavga sahneleri bulunan rimizde ıki tiyatro binası vardı. Bi filim çevirmem. ri kabare, öteki sahici tiyatro.. Küçükken mektebi de hiç sevHer ikisinin etrafı da yüksek du mezdim. Insana hiç bir faydası dovarlarla çevrilmişti. Simsiyah ka kunmıyan bir takım malâyani şeypısı oyuncular girip çıkınca açıhr, ler öğretilen bu yerden nefret ederdim. kapanırdı. Yalnız tarihi severdün. CoğrafTiyatro kapısında ya dersinden ve haritadan korkarAkşamları saat yedide oraya gidım. Buna rağmen, tabiî her çoder sekiz buçuğa kadar durur, geIenleri seyrederdim. O vakit siyah cuk gibi sinemayı da seviyordum. kapı daima açık dururdu. Boşluk Fakat, tam on iki yaşına kadar bir tan oyunculann seslerinin akisleri tiyatro binasınm içine girmedim nin kulağıma çarptığını zanneder, ve sahnede oynıyan aktör görmedekorların boya kokusunu bur dim. Sinema ve tiyatrolann önünde numda duyar gibi olurdum. O zaman hasretini çektiğim bu çok dolaştığım için kapıcılar adeta şeyleri ancak uzun senelerden son beni tanıyorlardı. Onun için sinera hakikaten işidip kokladım. A maya çok defa para vermezdim. .^ merika'ya gelince Los Angelos ve Bedava girerdim. Baltimor'da bir tiyatronun kulisiArtistliğe ilk Keves *** ne girip bütün artistlerle konuş On altı yaşında iken ilk olarak tum, onların nasıl boyandıklannı bir aktör tanıdım ve ona her genç bir çocuk gibi zevkle seyrettim... kızın merak ettiği bir şeyi sordum: Nasıl artist oldunuz?. Meselâ Işte, hemen her akşam bu kocaben de artist olmak istersem ne man kapının önünde vakit geciriyordum. Geceleri de rüyama giri yapmam lâzım? • < yordu. Rüyamda, guya ben oradan Çok iyi bir adammış. Beni keniçeri giriyor, süsleniyor, boyanıyor, disinden daha meşhur bir san'atsahneye çıkıyordum. kâra tavsiye etti. O artistin ismi Halbuki hayatta ve hakikatte «Franç Enval» di. Zavallı çoktan bu çeşit esrarlı kapıların eşigini öldü, fakat kızı tsveç sahnelerinde büyük muvaffakiyetler gösteriyor. atlamak ne kadar güç... Franç Enval beni «Stokholm» İki sarhoş *~~ Bir akşam geç vakit eve döner deki tiyatro mektebine yerleştireken yolda iki sarhoşa rasgeldim.. ceğini vadetti. Bu mektep parasızdı. Lâkin taleSarhoş insanlardan öyle nefret ebesine kendi tiyatrosunda bir taderim ki.. kım hizmetler göstererek tahsil ücBiri iri yan, uzun boylu, öteki retini ona karşılık tutuyordu. Insa ve şişmandı. Tabiî iriyarısı Kabul olunmak için bir imtihan kısa ve şişman olanı dövüyordu. Içimde doğan garip bir cesaretle geçirmek lâzımdı. Imtihana tam yirmi kişi mümeyyanlarına yaklaştım. Uzun boyluyiz geknişti. Içlerinde münekkitler, yu kolundan çekerek: müdürleri, Yahu, dedim, bu zavallı ada gazeteciler, tiyatro meşhur aktörler vardı. mı ne dövüyorsun? Dev gibi adam cevap vermedi. İmtihan» Yalnız yüzüme şaşkın şaşkın bakBana altı ay evvel «Selma Laiı. Sonra arkadaşına dönüp dedi gerlof» un isveççe bir piyesile franki: sızca meşhur «Madam sans Ge Haydi neyse kabahatini affet ne» piyeşinden birer parça vermiş Günün bir iki saatini spor yapmakla geçiren Ramon Navaro mühtelif spor ı hareketleri esnasında... «Los Angeles» te bir çok Amerikan gazetelerini temsil eden Mister «P. A.» sırf gazetemize mahsus olmak üzere Ramon Novaro'yla bir mülâkat yapmıya muvaffak olmuştur. Mumaileyhin mektubunu aşağıya dercediyoruz: Los Angeles 1 şabat 930 Size yazacağım ilk mektuba mevzu ararken aklıma geldi. Gideyim, dedim, şu BenHur mümessiliyle görüşeyim!.. Çünkü epey zamandır Ramon Navaro hakkında bazı şayialar deveran edip duruyordu. Yok, sinemadan çekilecekmiş, yok evlenecekmiş!.. Bundan on sene evvel Niyork'taki lokantalann birinde tepsi taşıyan genç adam bugün Los Angeles'in en muhteşem Villâlarından birinde oturuyor. O kadar da misafiri, lâklâkiyatı sever ki, başmı boş bulmak için acaba, ne zaman gitmeli? Kâtibine telefon etmiştim. Cuma günü akşam sekiz buçukta beni beklediği cevabını aldım. Ancak iki yemek arasında tabaklar değiştirilirken konuşabildik. Rarnon Navaro lokmasını dikkatle çiğneyip yuttuktan sonra dedi ki: Sinemadan çekilip Opera artisti olacağımı da nerden çıkardılar bilmem. Çünkü böyle bir şey aklımdan bile geçmedi. Şüphe yok ki musikiyi severim ve bazı opera komik parçalarını söylemeğe bayılınm. Fakat orada baş roller oynamaya Lâvrens Tibet gibi erbabına bırakmayı tercih ederim. Karşıhkh sigaralarımızı tüttürürken de izdivaçtan bahsettik. Bazıları, dedim, kadınlarla fazla meşgul olmadığınız için sizi manastıra Iâyık görüyorlarmış. Gülerek cevap verdi: Azizim, neye acele ediyorlar bilmem. Daha vaktim var. Elbet zamanı gelince, tahayyül ettiğim kadına tesadüf edince evîenirim. Kuzum tahayyül ettiğiniz 1adın ne biçimdir, onu söyler misiniz? Tahayyül ettiğim kadın.. Meselâ sarışın mı? Esmer mi? Kısa boylu mu? Uzun boylu mu? Doğrusu şu ane kadar düşünmeğe vakit bulamadım. Geceleri bile, ertesi gün sözlü rın nazarlarındaki hüzünlü ifadeyi filmde konuşacağım cümleleri Ramon Navaro'nun gözlerinde boşuna aradım. gözden geçirmekle meşgul oluyoO, bilâkis vaziyetinden çok rum. memnun ve mes'ut görünüyordu. Işine bu derece düşlriin adamlaP.A. IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIUIIIIIinMIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIINIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIinilllllllllllMIMMIIIMIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIinilllllllltllllllllllllllin Anita'nın yeni pijaması Klâra Bov, hususî hayatında da sinamadaki rollerinde de daima dekolte elbiseleri ve vücudünü tamamiyle gösteren kıyafetleri sever. Bazıları bunu, yüzünün çok şuh ve çapkın ifadelerine rağmen pek fazla güzel olmadığına, o noksanı vücudündeki tenasübü teşhir ederek telâfiye çalıştığına atfediyorlar. Biz o derece mütecessis değiliz.. Herkesin bu kadar gizli düşüncesine nüfuz etmeğe heves etmeyiz. Bunun için doğru mu, yanhş mı bilmiyoruz. Ierdi. Sahnede bu rolleri oynıyacaktım. Hiç unutmam. Parlak ve güneşli bir ağustos günüydü. Akşam saat yediye kadar kalbün çarparak, dizlerim titriyerek bekledim. Mümeyyizlerin karşısına çıktığım vakit gözüm hiç kimseyi görmüyordu. Salon ve insanlar önümde açılmış nihayetsiz bir uçurum gibiydi. Kulağıma gelen sözleri ancak müphem birer gürültü halinde duyuyordum. Müthiş bir sıkıntı ve ıztırap içindeydim. Herkes çıktı. Parçasım okudu, rolünü yaptı. Şimdi sıra bana gelmişti. Ben de kat'iyyen aklım, fikrim yerinde olmıyaraktan bir şeyler söyledim ve bazı hareketler yaptım. Salonda kimseye Allasımarladık demedim, hatta başımla işaret etmeği bile unutaraktan çıktım gittim. Bitmedi Anita Peyc'i perde üzerinde ve resimde, binbir kıyafette seyret mişsinizdir. Fakat yeni pijama6İle her halde görmediniz. Bu pijama bahriyeli kıyafetini takliden yapılmış çok zarif bir şey...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle