Katalog

ATIP» Tarihte büyük adamlar HİKAY Dünyada en güzel şeyt Geçen cuma hava çok güzeldi. Fena bir cevap değil, dedi, Raif, Naci ve küçük kardeşleri Se fakat bakahm ötekiler ne diyecek.. niha dayılan Şakir Beyin SuadiNaci haykırdı: ye'deki köşküne misafir gitmişler Dayı şu uzaktaki beyaz kotdi. rayı görüyor musun.. Bence dünŞakir Beyin de Suphi ve Faiz is ya yüzünde ondan daha güzel bir şey yoktur. Olabilir yavrum.. Suphi sen ne dersin? Babacığım havuzdaki kırmızı balıklardan fazla hoşuma giden şey hatırlıyamıyorum. E..y.. Faiz sen de söyle bakahm. Geceleyin parhyan yıldızlara adeta âşıkım baba.. En sona Seniha kalmıştı. Dayıcığım, dedi, bence dünminde iki oğlu vardı. Hep beraber yada en güzel şey annemin gözlebahçede oynuyorlardı. ridir. Bir aralık Şakir Bey küçüklerin yanına geldi, oturdu, hepsini başına topladı: Yavrularım, dedi, size bir sual soracağım. Kim en iyi cevap verirse, çebimde dört tane çil gibi yirmi beşlik var, onları kumbarasına atmak için vereceğim.. Şakir Bey biraz düşündükten sonra lâkırdısma devam etti: İşte sual: Dünyada en güzel şey nedir? Şakir Bey Seniha'yı kucakladı. Evvelâ Raif atıldı: Aferin kızım, mükâfatı sen Sinema dayı, dedi, insan okazandın! rada kendini cennette zannediyor Neler görüyor neler.. Diye dört çil yirmi beşliği ona Şakir Bey: uzattı. Namık Kemal MCMLEKETLEMC ÇOCUKLAR. Avrupa'da 1 nisan çocuk bayramıydı OYUNLAR Mendil düşürme Oyuncular aralarında yarımşar metre arahkla bir daire teşkil e! derler. Yüzleri dairenin iç tarafına (dönüktür. (Şekil 1). Taş tutulup ebe olan arkadaş bu dairenin dış tarafında döner dolaşır. Elinde bir mendil vardır. Kendince münasip gördüğü bir sırada oyunculardan birinin arkasından bu mendili düşürür ve koşmağa başlar. Arkasında mendil düşürülen oyuncu da hemen mendili yerden alıp ebeyi kovalar. (Şekil 2) Eğer yetişir yakalarsa gene gelir yerine durur ve eski ebe gene dolamağa başlar. Ebeyi kendinden boş kalan yere gelinciye kadar yakalıyamazsa o ebe olur. (Şekil 3) 3 23 nisan yaklaşıyor Geçen sene çocukbayramı nasıl geçmişli? Namık Kemal, yazılariyle Türk milletinin kalbinde hürriyet zevkini, milliyet aşkını zulme karşı isyan hissini uyandırmış büyük bir ediptir. Vatan aşkına şuur veren, Padişahların istibdadını temelinden sar san onun ateşli makaleleri, romanları, tiyatrolarıdır. Rahatım, huzurunu ve en nihayet hayatını memleketinin yükselmesi için feda etmiştir. Namık Kemal 1840 senesinde Tekirdağı'nda dünyaya geldi. Genç yaşında acemce ve arapça, Avrupa'ya kaçtığı zaman da Fransız'ca öğrendi ve Fransız edebiyatını mükemmelen tetkik etti. Paris'te «Hürriyet» isminde bir gazete neşretti. Tekrar memlekete döndüğü vakit büsbütün inkılâpçı bir muharrir oldu. Fakat Kemal'in herkesin kalbinde vatan ve milliyet hissini heyecanını uyandırması saltanat idaresinin hoşuna gitmedi. Namık Kemal Padişahın fermaniyle Kıbrıs'a sürüldü ve Mağosa kalesinde hapsolundu. Orada on sekiz ay kaldı ve tiyatrolarından, makalelerinden bir çoğunu bu zindanın mezar gibi karanhk kasveti içinde yazdı. Affedilen Kemal İstanbul'da durdurulmıyarak muhtelif mutasarrıfhklarda dolaştırıldı. Sakız'da bulunduğu esnada 1888 senesi birinci kânununda öldü. Kabri «Bulayır» dadır. Namık Kemal'in en meşhur eserleri şunlardır: Zavallı çocuk, Akif Bey, Karabelâ, Vatan yahut Silistire, Harizimşah, Initibah, Cezmi. Türk gençliği, Türk çocukları, Türk halkı Kemal'in ismiyle birlikte telkin ettiği vatan, milliyet ve hürriyet aşkını hiç bir zaman kalbinden çıkarmamalı! £ft& Bizde çocuk bayramı 23 nisanda başhyor. Halbuki Avrupa'da 1 nisandadır. Şu gördüğünüz resimdeki Alman çocukları çocuk bayramı münasebetiyle eğlenceler tertip etmişler, neş'e ve sevinçle gülüp oynuyorlar. Siz de hazırlanıyorsunuz değil mi? Şurada 23 nisana bir hafta bile kalmadı. Eğlenceli tecrübeler Demek ki sade vücudünüzdeki «lems» hissi üzerinde gezinen şeyin ne olduğunu anlamağa kâfi gelmiyor. Diğerlerinin de yardımı dokunması lâzım. Ya, bu hislerin birinden, ikisinden mahrum zavalhlar, kim bilir, neler çekiyorlar? Halimize şükredelün! Arasıra, yapılması kolay bazı tecrübelerden bahsedeceğim. Bunlar hem çocuklar için eğlenceli, hem de anneler, babalar için faydalıdır. Bu tecrübelerin gayesi beş hissimizin birbirine yardım ederek çahştıklarını ve biri muattal kalırsa ötekilerin de iyi işlemediğini göstermektir. ~ 'Fırça mı, el mi? Elma mı, soğan mı? Küçük meraklı ara Samsun, Nahide Hanıma: Dünya yüzünde en çok yaşamış insan kimdir? Eğer zamanımızdakilerden sormuş olaydınız size 155 yişmdaki Zaro ağayı söylerdim. Fakat «Kısası Enbiya» da 969 sene yaşamış bir Beni tsrail pey gamberinin ismi geçer. Bu zat Nuh Aleyhisselâmın büyük babasıdır. * #* Tekirdağı'nda Şahin Beye: Dünyanın en yüksek dağları Asya kıt'asının merkezinde Himalâya dağlarıdır. Bu dağ silsilesinin uzunluğu 2250 kilometre, yani beş defa İstanbulla ankara arasıdır. Bu dağlaıın en yüksek tepesi «Everst» tepesidir., Yüksekliği 8839 metredir. Bizira Erceyiş dağının aşağı yukarı iki buçuk Liisli. * ** Cibali'de Nüzhet Beye: Geçenxsene 23 nisanda Türkiye'de ilk defa çocuk bayramı yapılıyordu. Ankara'da, Istanbul'da, Izmir'de, memleketimizin diğer büyük şehirlerinde bir hafta eğlenceler, müsabakalar tertip olundu. tstanbul'da Türk Ocağında sade çocuklardan mürekkep bir hej yet idareyi eline aldı ve bir hafta ocağı idare etti. Konferanslar verdirtti, müsamereler yaptırttı. Başvekil İsmet Paşamız, çocuk lardan mürekkep bir heyeti kabu ederek iltifatta bulundu. Resmimiz, geçen sene İstanbul' da Türk Ocağım idare eden cuklar heyetiyle Ankara'da Isme Paşamızm çocuklar heyetine iltifatını gösteriyor. Çocuğa arkasını dönmesini ve kulaklarını tıkamasını söyleyiniz. Kapalı kulagile işidebilecek derecede yüksek bir sesle ona sırtını fırçalayacağınızı haber veriniz. Fakat fırçalıyacak yerde elinizi sırtına sürünüz. Fırçayı duyuyor musun? Diye sorduğunuz zaman size: Evet duyuyorum! Cevabını verir. Sonra fırçayı «Hayskul» lngiliz mektebinde Elma niyetine yediği dilimin sogezdiriniz ve: ğan olduğunu ancak burnu açıl Necati Ragıp Beye: Şimdi elimle dokunuyorum! dıktan ve gözlerindeki bağ çözül Çocuk sahifesi muharrirı adresine dükten sonra anlar. Deyiniz.. Ona da inanır. yazılannızdan bir kısmını gönderiıu Küçük bir yavruya bir baş soğan veriniz: Bunu ısır! Deyiniz. Muhakkak yüzünü buruşturur ve her halde sözünüzü dinlemez. Fakat çocuğun gözlerini bağlayınız, burnunu da ancak ağzından nefes alabilecek gibi tıkayınız. Dudaklarının arasına bir dilim Keza mendil arkasma düşürüı soğan ve bir dilim elma uzatınız. len oyuncu bundan hiç haberi olHangisi elmadır, hangisi soğan tnadan ebe dolaşıp oraya geldiği dır kat'iyyen farketmez. takdirde mendilin düştüğünün farkına varmıyan oyuncu ebe olur. Hiç bir oyuncu arkaya veya yana dönemez. Ebenin hareketlerini göz ucuyla takip etmesi lâzımdm Gerek ebe, gerek diğerleri bütün oyun devam ettiği müddetçe ancak bir istikamette kovarlar. Aksi takdirde gidip şaşırtmaca vermek yasaktır. Açık mektuplaşma Yazısız hikâye: Zoraki banyo Muvaffakiyetinizden emin olmakla beraber kat'î fıkrinizi ancak onlan okuduktan sonra soylıyebıleceğız. Fonoğrafı 1877 senesınde meşhur Amerika'lı kâşif Edison keşfetti. EdiFena lâf Kazların ayağı son'un bundan maada büyuk kuçük alBahçede kazlar tek ayak üzerinAnnesi Memduh'u Ref ia Hanım tı yuze yakm keşiflen vardır. Pek yade durmuş, uyuyorlardı. Küçük lara misafirliğe götürmüştü. Refia kında sahifemizde onun meraklı hayaHanımın da Naci isminde bir oğlu tından bahsedeceğiz. Necip annesine: •• • Anneciğim, kazlar tek ayaklı mıdır? Diye sordu. Annesi yerden bir değnek alıp fırlattı; kazlar kaçıştılar. Bak, dedi, kaç ayaklı... Necip gülerek cevap verdı: Anneciğim o değneği bana atsan ben dört ayaklı bile ohjrum, vardı. Birlikte oymyorlardı. Birden Naci ağzından fena bir lâf kaçırdı. Annesi: Yannki gündelik gitti, dedi. O zaman Memduh : Teyze, diye atıldı, ben öyle fena bir lâkırdı biliyorum ki onu Naci'ye öğretecek olsam ölünciye kadar gündelik alamaz. Kelebek kolleksiyonu yapmak günah değildir atnma o zarif hayvanlara kıymağa insanın gonlu pek razı olmaz Eğer bu fikrinizde mutlaka ısrar ediyorsanız üzeri camlı, toz girmiyecek derecede her tarafı kapalı kutular yaptınnız. Zeminıne mantarlar yapıştınnız Kelebekleri birer iğneyle bu mantarlan n üzerine tesblt ediniz. Şişli'de Fikret Hanıma: Aferin benim kızım, hava serin, eldivenlerini de giydin dç* ğil mi? Hayır anneciğLa, a l l f imi mürekkebe batırdım.