19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
^ 8 Cumnurıyei SON lELGRARLAR ' " * ' ••;• ^ : ROMAN 39 • > • • ; * ' : • " 3 ? ' '' • ' Fransa'dakı seylâp feîâketi Otuz, otuz iki senedenberi okur ve işitirim: Şehremaneti ile Evkaf, Evkaf ile hükumet arasında bir anlaşamamaıhk var, ve bu yuzden bir çok işler yüzüstü kalmıştır. Halbuki Evkaf ve Emanet işieri sanki ayrı hükumetlere ait inıiş gibi bugüne kadar ayrı ayrı müdafaa olunmaktadır. Meselâ Haliç'in temislenMantauban 7 (A.A.) Sular ya1 için hükumetin talep etmiş olduğu mesi, Ada çamları V. S. V. S. gibi. El'an vas yavaş çekilmektedir. Ahali ev 100 milyon frank krediyi ittifak ile akıl erdiremediğim şeyler... lerine avdet etmeğe başlamıştır. kabul etmiştir. İstanbul'un seyyah şehri olması ötePosta müvezzileri ilk tevzilerini Paris 6 (A.A.) Son feyezanlar denberi söylenir ve yazılır. Yalova, Buryapmışlardır. Telgraf ve telefon dan müteessir olan ahaliye hüku sa, Adalar manzumesi dünyada emsali muhaberatının ne vakit tesis edile metçe yapılacak muavenet hakkm bulunmıyan bir şeydir. Fakat seyyah ceğini şimdiden tahmin etmek da meclisi meb'usanda vuku bulan evvelâ İstanbul'a gelir, sonra buralara gider. mümkütı değildir. Bir çok naaşlar, istizaha cevaben başvekil M. Tar1 İstanbul'da geçilecek ne bir tek sokak diö hükumetin 30 milyon tahsisat çıkarılmıştır. ne bir tek köprü, ne de bir adamakıllı talep ettiğini fakat, felâketin vehaTulus 6 (A.A.) Sular çekilotel ve bir tiyatro veya eğlence yeri mektedir. Moissac mmtakasında met ve azameti karsısında bu kredi yoktur ki seyyah gelsin de mutmain olgeniş bir sahada hayattan eser yok j nin 50 milyona iblâğ edildiğini sun. Mahdut bir takım seyyahlar vatur. Şimdiye kadar 400 ölü bulun | söylemiş ve daha tahsisat talep e purla gelir. kırk sekiz =aat kalır. şehirmuştur. 1500 ev yıkılmış veya yıkı deceğini ilâve etmiştir. Bundan dc sar«sıntılar, çamur ve pislik içinde sonra başvekil felâket hakkmda bir cevelân yapar, manazın tabiiyeyi lacak hale gelmiştir. Montoban 7 (A.A.) Şimdiki hükumetin aldiğı haberleri meclise vapurdan seyreder ve çider. İşte İstanhalde feyezanın tevlit ettiği tehlike bildirmiş ve Reisicumhurun yartn bul'un gördüğü seyyahlar. geçmiştir. Yıkılan evlerin enkazı feyezan sahasma gideceğini ve ken Limanı, rıhtımı, sokağı, köprusü, otemizlenmektedir. Bu sabah, beşin disinin müşarünileyhe refakat ey teli, tiyatrosu hulâsa seyyah celbedecek hiç bir şeyi olmıyan bir şehre seyyah ci bir ceset bulunmuştur. Montoban j liyeceğini ilâve etmiştir. mı civarında 20 kadar ölü bulunduğu Montauban 7 (A.A.) Sular çe \ gelir? Görülecek manazır Galata kuile iki cami olduktan sonra seyyah bildiriliyor. jkildikçe naaşlar ve harabeler mey; lesi ylrmi dört saatten fazla ne diye kalsın? Paris 7 (A.A.) Fransa'nın celdana çıkmaktadır. Boğulanlardan Bu asırda asma köprü mü, duba köprü nubi garbisindeki feyezanlardan şimdiye kadar yalnız 15 kişinin hü jmü münakaşası olmaz. Asma köprü HaI liç'in İstanbul'un manrarasını bozar mı 12 departıman müteessir olmuş bir viyeti tesbit edilmiştir. Montauban 7 (A.A.) Sular tedj hic? Londra'daki «Taver brlç» ve emsali milyar hasar vukua gelmiş 500 kişi ricen çekilmekte ve 25 santimetre hiç nazan dikkati celbetmez mi? İstanölmüştür. Paris 7 (A.A.) Meb'usan mec kalınlığında bir çamur tabakası bul mutlak köhne zihniyetler kurbanı mı olacak? lisi feyezanda felâkete uğrıyanlar bırakmaktadır. <Miımıııııııl||IUI!lllll!!llllll!!IHRIinnillMWMlliHin«»" Artık tetkik seyahatleri kâfidir. Bizün için bir tek yol vardır: Müsbet şeyleri aynen alıp tatbik etmek. Meselâ sağlam blr yol nasıl yapıldığı düstur şeklinde malumdur. Yoksa Büyüktf e yolunu evvelâ şöyle katranlı yapalım da bakalun nasıl olur, diye dttşünmek ve oyle de yapmak para israf Reddi hâkim talebinde bıılu Takarrür eden nümayhler etmektir ve günabtır. Tecrübe ancak âlimlerin yeni icatları içindir. nanlardan naktî ceza akim kalmış, mkiın içinde büyük 172930 tarihli makalenlzde İstanalınacak geçmiştir bul'un civarından bahsetmiştiniz. BalAnkara 7 (Telefonla) Hukuk Paris 6 (Hususî) Komünist kan harbinde Terkos gölü ile Karadeniz usulü muhakemeleri kanununun enternasyonalı tarafından 6 mart arasında bulundum. Buraya Dar boğaz 36ınermaddesinin dördündö frkı"» ta'dünyanm her tarafında yapıl derler. Vaktile Avnıpa'da epeyce dolaşmıştım. Burası Avrupa'da hiç emsaline sı (Hâkimin reddi talebinin mah ması kararlaştmlmı» olan nüma, tesaduf edilmiyen cennet gibi tabiî bir kemece kabul edilmemesi haîinde vişler tamamile akim kalmıştır. parktır, İstanbul'a elli kilometredir. reddi talep eden kimseden davanın Fransa'da nümayiş menedilmis, ref'ine ve ret talebinin mahiyetine ancak pek az amele bugün çalış Deniz yarışları, deniz sporları. kotra seyranları için eşi olmıyan Marmara, göre 10 liradan 500 liraya kadar mıstır. Hiç bir hadise olmamıştır. Bursa, karlar içinde Uludağ, Yalova, Aağır ceza alınır. Ikinci madde hükBerlin 6 (Hususî) Hükumetin dalar, Boğaziçi, Darboğaz ve hatıra gelmü ceza muhakemeleri usulündeki ilân ettiği memnuiyete rağmen ba miven binbir çeşit mahalleri olan İstanhâkimin reddi hadiselerine de tat zı komünistler nümayiş yapmak bul ve Marmara havyası güzellik, tabiilik bik edilir) şeklinde tadil edilmiş j istemişlerse de her tarafta dağıtıl arıyan dünya zenginlerinln arayıp ta bnve bu lâyiha Meclise verilmiştir. mışlardır. Polis bazı yerlerde ka lamadığı eğlence mahalleridir. Dnnyanın transit merkezidir. Ticaretjrâhıdır. uçuk sopa kullanmıştır. Derir \ollar U.M İs an Lehistan'da ve Baltık memle Marmara havzası ve Boğaziçi başlı bula mı nakle^ileck? ketlerinde küçük hadiselerden baş başına hükumetin bütçesine yardım eAnkara 7 (Telefonla) Demir ka mühim bir şey olmamıştır. İn decek memleketin zengin bir köşesidir. Bunlar için mutlak odalar dolusu altın yollar merkez memurlarma verilen i giltere'de 6 mart sakin geçmiştir. tetkik seyahatleri, komisyonlar, lâzım Ankara zamları, iskân bedelleri ve Komünist nümayişleri değil; para parayı kazanır. diğer fazlahklar 2,5 milyon lira büt Bilbao 7 (A.A.) Komünistlerçe fazlahğı yaptığı için iktisat ve le polis arasında bir müsademe ol Fakat, fakat Sait tasarruf maksadiyle Demir yollar Enkaz ve suîar arasmdan yüzlerce naaş çıkarıîıyor istanbul seyyah şehri olur mu o'am^z mı? (Bir dokıın, bin ah dinle kâsei fağfurdan..) Güzel zabit mütemadiyen ağlıyordu. Arkadaşları artık teselli edecek söz bulamadıkları için ağlamasına ses çıkarmıyorlardı. Onlar da ara sıra gözlerini siliyorlardı. öter gitti. öter öldü. Fakat ben onu öldürdüm. Fakat beni de bu zabit öldürmüştü ve şimdi, hâlâ karşımda öter için ağlıyordu da ben bir damla göz yaşı dökmiyordum. Bu birdenbire peyda oluveren zabit kimdi? Ondan da nasıl intikam alabilirdim? Şimdi bütün hırsım, ateşim, derdim bu idi. Göz aşinalığım olan bir binbaşının yanına sokuldum. Hafifçe selâmlaştık. Bir fırsat bulup sordum: Zabit Bey çok ağhyor. Tabiî ağlamaz mı? Çok müteessir oldular demek? Elbette. Yirmi dört saat beraber yaşıyamadılar. O kadar ayndar ayrıhktan sonra... Bey nişanlısı filân mıydı? Binbaşı neden bilmiyormuşum bigi hayretle yüzüme bakarak: Erol Beyi tanımıyor musunuz? Hayır! ölen kızcağızın kardeşidir! Kardeşi mi? Ana baba bir öz kardeşi... Neden bin yıldırım birden beynimde patlamadı? Neden oraya düşüp boğula boğula, kudura kudura geberemedim? Neden insanlar ve insanlık bir tutam balgam olup benliğime yapışamadı? Binbaşı anlatıyor, ben bir kâbus içinde dinliyordum: Erol benim »ınıf arkadaşımdır. Babaları, anneleri çok küçükken öldü. Kız bebek çağında kaldı. Ana baba olarak ağabeyini bildi. Çok uzak bir akrabanın yanında büyüdüler. tki kardef, masallara mevzu olacak kadar, birbirlerile «yi?îiirlerdi. öter tılh yedi yaşında iken kardeşini de kaybetmişti. Erol harbiumumide esir oldu. Si berya'lara düştü, koca Rusya içinde kayboldu. Tam on üç sene... Hiç bir haber alınmadı. Kaydına bile esarette şehit yazıldı. Kızcağız yedi yaşındanberi kendi çalıştı, okudu, tahsilini bitirdi, daktilo oldu ve bütün muhabbetini harpten dönmiyen kardeşine has retti. Garibi şu ki Erol esir olurken Ekmekçioaşîdan mektup Döndükçe şüun içinde âlem Asude idi benim mahallem Artardı çoluk çocuk bütün gün Feyyaz idi haneler müsellem Mııharriri: Âka GVmdVtz Elmas gibi pembe gülde şebnem emirberi olan nefer de yanmda i Açtıkça menekşe, lâle, sünbül miş, on üç sene kumandanından Bülbüller öterdi şat ve hürrem ayrılmamış... Nihayet bir gün çı Urküplü Hasan'la bekçi Şaban kageldi. Muhtar Veli ağanın oğlu Ekrem Zavallı kızcağız avdet eden ilk ve son desteğini görünce sevinç Gezdikçe mahalle içlerinde delisi oldu. Muhakkak, evet mu Her evde duyarlardı demadem hakkak sevinç delisi oldu ve bir Bir faslı ferahfeza ve yahut asabî buhran neticesinde intihar Bir meclisi işü nuşu mahrem etti. Biri ölmeden geldi, biri ölüHep böyle geçer giderdi eyyam me gitti. Binbaşı bütün bunları anlatırken Ağyara da yar olurdu adem gene bir ahlâk mes'elesi mevzuu Lâkin geçen hafta Gâvemiz'den bahis etti. Gene bir fazilet... Bir Geldi bana bir figanı müphem insanın, bir kızın şıp diye namnv suz oluvereceğini namuslu bir za Tütmez mi bizim büyük ocaklar Virane mi oldu hepsi bilmem bit elbette aklına getiremezdi. Usulca oradan çekildim. Evirre Baykuş bile ötmez olmuş artık kapandım. Odamı kilitledim. S . ^ < ; Kuşlar da bugün demek ki sersem lanmı yola yola, göğsümü yumrukhya yumruklıya, yumruklarımı ısı Yok yok bu figan yalandır, olmaz Ekmekçi mahallesinde matem ra ısıra ağlamağa başladım. Içimi yokladım. Bomboştu. YalBigâne kahr mı ehli derde nız görünmez bir şey, tahammül Binnar, sarı çidem, Ayşe Gülfem olunmaz bir acı vardı: Işte asıl Yahut Bodos ağanın arkasından vicdan azabı başlamıştı. İnsanlardan, bilhassa kadınlar Dul kalmış olan hoşorca Meryem dan kaçtım. Zannederim ki göz thvanı çekip çekip katarlar bebeklerime tesadüf edecek her Elbette şarabı aşka zemzem kadının göz bebeğinde bana lânet eden öter'in masum daktilo kızı Zira bu feriştehler olurlar Her leyli safada tatlı bir yem nın hayalini göreceğim. AH otuz yaşına girdi. Ben hemen Mutlak çıkarır benim mahallem her gece odama kapanır, yarım Ayini visalde bir neferi cem! saat, bir *aat ağlardım ve uykulaGÂVEt ZALÎM run kalbi delinmiş daktilonun kan1' hayaleti ile dolardı. İhtiyar olİ lanoul Baro a Ryasetin en: dum. Yalan bir teselli peşinde koştum. Lâcivert gözlü masum bir 14 kânunusani 930 tadaktiloyu kurban ettim, bari bir benzerini mes'ut edeyim diye ak rihli hey'eti umumiye lımca bir kefaret aradım, bulama içitmaının devamı 8 mart dım. Çöktüğümü, yakında göçüp gideceğimi anlayınca vicdan azabı 930 tarihine müsadif mı hiç olmazsa ince bir gaze ile ör cumartesi gününe mu tecek böyle bir kız bulmasını salorrer bulunmuş olduna ve Dikmene vasiyet ettim. Bulursanız ve mezanma onun ğundan, Avukat beyleelile bir kuru dal koydurabilirsenb ruhum belki biraz ummam ya ı»nytvmi mezkurda samüsterih olacaktır. at 15 te Baroyu teşrifleİnce Türk kızları! Çalışkan ve masum daktilo kızları! Otuz sene ri rica olunur. azabınızı çektim, beni affediniz.. Ruznamei müzakerai Ve cemiyette her zaman ve her ve1 Teavün sile ile bir ahlâk mes'elesi icat edenleri hiç bir vakit affetmeyiniz! işieri. Ankara 1 kânunusani 930 2 Mecmua hakkın1 AKA GÜNDÜZ Parlardı güneş tulu ederken Zarar bir milyardan fazladır,sellerden 12 depaıtıman müteessir olmuşiur Hâ kimler kanunu Komünistler Kanunda mühim 6 marttaki nümayiş teşebbüsîeri tadi ât yapılıyor BitH da müzakere. Döviz Iıstesi Dört idam mazbatası Müdafaa Vekîli muştur. Bir çok rovelver ateşi teati müdiriyeti umumiyesinin tekrar İs edilmiştir. Bir jandarma ile bir nütanbul'a nakli düşünülmektedir. mayişçi ağır surette yaralanmışlarTuz nakliyatı dır. Bir çok kimseler tevkif olunAnkara 7 (Telefonla) Meclise muştur. verilen bir lâyihaya göre Tuz inhiAtina'da komünistler sar idaresi tuz nakliyatını en müsaAtina 7 (A.A.) Komünistler it ve ehven fiatla deruhte edecek belediye dairesi önünde nümayiş talibine beş seneye kadar mukavele yapmağa teşebbüs etmişlerse de poaktetmek ve müteahhit tarafından lis tarafından dağıtılmışlardır. 42 vapur satın alınmak ve bunun için kişi tevkif olunmuştur. Memleketin icap eden teminatı vermek mukabiher tarafında nümayişler sükun ilinde 250 bin liraya kadar avans çinde cereyan etmiştir. verilecektir. Çuval fabrikası yapmak için tali Lille 7 (A.A.) Roubaix, Tourbiyle azamî beş senelik mukavele coing ve Lille'deki bütün amele koyapmağa da mezuniyet verilmekte münistlerin davetine rağmen çalışdir. Tuz inhisanmn vereceği avans maktadırlar. Vaşington nümayişleri lar idarenin mevcut ve mütedavil Vaşington 6 (A.A.) Burada işsermayesinden olacaktır. letrkka numarası: 85 Tiran 6 (A.A.) Yeni kabine M. Pandelli Evangeli'nin riyasetinde teşekkül etmiştir. Rauf Bey Fiço Hariciye nezareti ile vekâleten Dahiliye nezaretini der'uhte eylemiştir. Yeni Arnauuk kabinesi sizler tarafından yapılan büyük nümayişler esnasında bir çok kimseler tevkif edilmiştir. Reisicumhur M. Hover bu esnada nümayiş yerinde ancak bir kaç yüz metre mesafede bulunan bürosunda çalışmakta idi. New York'ta takriben 75 bin kişi nümayiş yapmış ve bir çok hatipler muhtelif kürsülerde nutuklar söylemişlerdir. Bir kısım halk enternasyonal marşını teganni etmiştir. başlamıştı, onun da alt dodağı titriyordu: Bugüne kadar, sana söylemeğe, açık açık itiraf etmeğe korkuyordum. Ben de kıskancım, Sabiş! Belki senden daha fazla kıskancım . Ben de yaşıyamam..• Ben de intihar ederim... Ertesi gece, çadırların önünde, Haldun Nedret'in Kadıköy'ünden getirdiği bakır çemberli lâmba yanıyordu. Haldun Nedret, saatlerce uğraşmış, bir sehpa yapmış, lâmbayı oturtmuştu. Sabbek, onun kan ter içinde uçraşıp terlemesine acıyarak bakıyordu. Bu çocuk, «kamp» a ne diye gelmişti? Herkesin hüsnü •niyetinden, samimiyetinden şüphe edilebilirdi. Fakat Haldun Nedret'ten şüphe edilemezdi. Etrafına faydalı olmak arzusu. gayreti, onu hazin bir mevkie düşürüyordu. Çünkü kimseyi memnun edememişti, memnun etmesine de imkân, ihtimal yoktu. Herkesin arzusu, emeli, hırsı, hevesi, bir renkte, bir şekilde, bir örnek, bir | Yeni ANKARA'yı gormelil tzmir'de Millet mektepleri Onun için Ankara 7 Tosya'nın Deden kö İzmir 7 (A.A.) Millet mektep | leri imtihanlarına 15 martta başlayünde AH oğlu Şevki, Arapson'un Ecikağılı köyünden olup Mucur ka nacaktır. I 20 NİSAN îzmir'de kambiyo işieri zasının Kabaca köyünde oturan Kâhya oğullanndan Abbas oğlu 1b İzmir 7 (A.A.) Kambiyo ka I Milli Sanavi N imune sergisini rahim ve Köse oğlu Mehmet Musta rarnamesinin tatbikına başlanmışfa, Uzun Zaira köyünden Musa oğ tır. Dünden itibaren defterdarlığa lu Abdullah'm ölüm cezasına çar müteaddit müracaatlar vuku bulpılması hakkında Başvekâlet tez muş ihtiyaç listelerinin tasdiki istenmiştir. kereleri Meclise geldi. Ankara 7 (HH. MU.) Hükumetçe fzmir 7 (A.A.) Millî Müdafaa haeırlanan döviz listesi alâkadar deva Vekili Abdülhalik B. bugünkü Afire gönderilmiş.tir. Liste hakkında bir de yon trenile Ankara'ya hareket ettamim hazırlanmaktadır. miştir. |Hem ziyaret hem ticaret! | HER 1 ÜRK fZiyaret et!l Şark haluannı resmi Ankara 7 (Telefonla) Yeni gümrük kanununa merbut tarifede şark hahlarının sıkleti ne olursa olsun yüz kilosunda 3 lira resmi alı ] nacağına dair bir tadil lâyihan Meclise verilmiştir. kalbinin zehirlerini gidcrdiğini Sabbek biliyordu. Nuran'ın başucuna iğildl, saçlarını okşıyor, koklıyordu. Uzun ve ağır dakikalar geçti, Nuran ağlamaktan yorulmuştu. Nemli, kuarık gözlerini kaldırdı: Sabiş, dedi, ölmek istiyorum!Sabbek bağirmamak için elini agzına götürdü: Şimdi, bu da nereden çıktı? Nuran kırık, kırık, inliye, inliye söylendi: Ölmek istiyornm... Anlıyor masnn? Başka bir şey istemiyorum .. Ölmek Istiyorum.. Bir şey gözümde yok... Neden Nora? Seni bu derece çıldntan, canından bezdirten şey ne? Ben de bilmeliyim, öğTenmeliyim... Sabbek, samimî olduğu kadar da sert, kat'i bir sesle soruyordu: Bana söylemeğe mecbursun Nora, ne kavletmiştik? Neye karar vermiştik? Unuttun rnu? Seni yalnız bırakacağımı mı zannediyordun? Mabadi var Dalgalı borçlar listesi Ankara 7 (Telefonla) Dalgalı borçlarm tesvîyesi için müteşekkil komisyon, tesviyesi lâzım gelen borçlann bir listesini haeırlamaktadır. Maliye Vek&letine verilecek bu liste üzerine tediyat yapılacaktır. Tediyeleri için tahsisat bulunmıyan borçlar da tahsisat temin olunarak tesviye edilecektir. ceşit değildi ki birinin memnun olduğu, sevindiği şeyden diğerleri de memnun olsunlar, sevinebilsinler. Haldun Nedret'in bütün kabahati, bu ham hakikati bilmemesinde, vak'alarm hadiselerin tekrar tekrar İhtartarına rağmen hâlâ idrak edememesinde idi. Nezahat Hanım da, gözlerini süzüp, vakit vakit ona takılıyordu: Aman, bu ne faaliyet, canım! Bu ne faaliyet! Eline iş te yaraşıyor, efendim... Haldun Nedret, yarı dargın gülümsiyordu: Alay etme, Nezo, alay etme... Vallahi alay değil, Haldun'cuğıım, takdir ediyorum. Sen olmasan, «kamp» ta hepimizin hali harap.. Hangimiz gider de bu lâmbayı alır, gelirdi... Sabbek, Nezahat Hanımın gayet ince nüktesini derhal anlamıştı. Süzgün bakışlarında da gizli bir tehdit vardı. Sabbek ümitle titriyordu, Nezahat Hanımın tavrından, alaylarmdan, bakışlarından anlamıştı, bu lâmbanın ömrü uzun olmıyacaktı... Yeni Evkaf lâyıhası Ankara 7 (elefonla) Evkaf lâyihası, hafta içinde Evkaf ve Tapu ü. M. lerinin iştiraklerile Devlet Şurası hey'eti umumiyesinde müzakereye başlanacaktır. İçtimaa, Türkiye'dcki akalliyetlerin vaziyetlerile alâkadar olmak üzere Adliye Vekâletinden de bir mümessil iştirak edecektir. 21 Nuran, çadıra bir karayel rüzgârı gibi girmişti. Çılgın bir atılısla kendini karyolaya attı, yüzükoyun kapandı. Bütün vücudü sarsılarak hınçkırıyor, hınçkırıyordu. Sabbek, blraz ervel bavulundan çıkardığı bluzunu giymek üzere idi, donuk ve tutuk durdu: Ne oldun Nora? Nuran cevap vermiyor, alnını ynmroğuna dayamış, ağlıyordu. Sabbek yaklaştı, omuzlarından çekti, kaldırmak istedi: Yüzüme bak.. Cevap ver.. Ne oldun?... Sorma... Bırak beni... Şimdi çıldırırım.. Söyle Nora« Sabbek Nuran'ı hiç bu halde görmemişti, ne olabilirdi? Ne olması ihtimali vardı? Hüsrev Hakkı ile darılmışlar mıydı? Yoksa Dürdane'nin, yahut Nezahat Hanımın yeni bir iğnesile zehirlenmiş miydi? Bir müddet onu kendi haline bırakmak daha doğru idi Göx yaşlarmm, s~a* IViahmut vesar Bu kadar gürültuden nyanmaslar mıydı? Orasını bilmem! Nezo'nan çadırından çıkan hangisiydi, dersin? Naim Naci'ye dikkat ettin mi? Yüzünde uyku mahmurluğu var mıydı? Nuran, gözleriui kapadı, açtı: Vardı... Ama. iyi dikkat ettin mi? Evet... Sabbek'in yanakları nenbeleşmişti, kalktı, yatağmda oturdn kollarını uzattı: Gel, Nora, seni öpeyim. Arkadaşını hem öpüyor, kucaklıyor, hem yarı gülen, yarı hıçkıran bir sesle söyliyordu: Kalbimde öyle acı bir şüpheyi attın ki Nora! Kaç gündür ne kadar azapta idim, ne kadar hasta idim, bilmezsin... Naim'den şüphe ediyordom, onu bu derece sevdiğimi, hiç bir zaman hissetmemiştim... Onsux yaşıyamıyacağımı anIıyorum. Onun tarafından aldatılmağa, küçük bir ihmale tahammül edemiyeceğim... Eğer onun ihanetini görecek olursam, ölurüm... Yaşıyamam. yaşıyamam.. Xe yapayım, kalbime hiikmüm geçmi7or.. Bu, belki bir şaka, bir eğlence gibi başladı, fakat bugün, bütün mevcudiyetimi bir ateş gibi sardı... İntihar ederim, anlıyor musun Nora? İntihar ederim.. Sabbek'in nefesleri alev gibi yanıyordu. Nuran'da kalbinde gurbet acısına, bicran acısına benzer ığıltılar duymağa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle