27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Marr 1930 SON TELGRAFLAR Fransa'da İngîltere'de Camhariyet ^==^^==^= ^ ^^^^ ! ROVİAN T E F R i K A M I Z : 3 4 ! ! ! ! ! = HEM Mıtharriri: Aka Gündiiz NAUNA MIHINA Kabine bir türîü Avam kamarasmtaeşkiî ediîmiyor da gürü tülü bir Sosyalistler TardiyÖ'yü işi celse bir sistem dahilinde uzatmakta ittiham ediyorlar Kömür madenleri mes'elesin de hükumet az kalsın Paris 28 (R.R.) Siyasî vaziyet kaekalliyette kalacaktı rarsız oltnakla b:rdevamdr. Mecllste her turlü eksenyetin maniveiâsı olan sol Londra 28 {R.R.) Kömür madenleri cenah radikal grnpu M Tardiea'ye karşı hakkındaki kanunun kömür fiatını tanzim husumet göstermekten vazgeçmştir Bu eden kısmında liberallerin sağ cenahı takarar, bir çok meb'usların fikirlerinde bir rafından yapılması istenilen tadilâtı miitahavvü! hnsule geîmiş oldağuna delâlet beyyin karar te'iiifi avam kamarasmda etmektedir. reye konulduğu sırada meb'nslar ve Paris 28 {R.R.) Meb'usan mecrısi samiin arasında büyük bir heyecan hüsosyalist grnpa vermiş oldnğu bir tak küm sürmekte idi. Çünkü, kabinenin murirde M Tardieu yu bnhrani bir sistem kadderatı bunun kabul veya reddine balı dahilinde temdit etraekle ittiham etmekte | bulunuyordu. Liberallerin mnhafazakârve fırkaîan inhilâîe uğratmak parlaraento ; larla reyi vermeleri ihtimali kabine tamüessesatmm itibarını kesretmek ve | raftarlannı endişeye düşürüyordu Fakat miUetin iktisadî ve siyasî hayatını te tadil teklifi reye konduğu dakikada M. şevvüşe uğratmak gayeleriai takip edea Lloyd George'ın liberallere mnbafazausnlleri prctesto eyîemektedir. flyan kârlarla birlikte reyi vermelerini tenbih meclisi sol cenah demokrat grupu M. etmiş olmasma rağmen 4 liberalm amele Tardien'ye muzaharetien imtina etmeğe met'usîarına ve 8 liberalm mfistakillere karar vermiştir. M. Tardieu kabinesiade mahsus saîlara geçtiği göriilmüstör. Tasher şeye rağmen 5 radikal nazır buluna nifi ara neticesinde hukumet 271 reye cağını ima etmiştir karşı, 280 rey almıştır. Paris i {R.R.) M. Tardieu bn Londra 1 (fl.fi.) M. Lloyd George satah M. Briand ile uzun müddet görfiş kömür hakkındaki kanunun İâyihasmın müştür. Bazı mehaîilde temin edildiğine 27 şubatta avam kamarasında müzakeresi, göre M. Briand radikal sosyalistierin tenkidi ve kabulü esnasında UberaJ fırmukavetnetini yenmek için 3 ay zarfmda kasının ikiye aynlraış gibi bir vaziyet mnayyen bir programm tatbikıfll temin almış olmasmdan dolayı 4 martta Hberal maksadile bir "mütareke kabinesi,, teş fırkası reisiiğinden çekilmek niyetinde olkiline taraftar görünrnüştür. Bu .nahdat duğuna dair iiberal gazetelerden birinde prograrn bütçenin kabulü, mualiâk buln çıkan beyanatı hakkmda sorulan bir sonan beynelmiiel mes'elelerin tesviyesi, ale şu cevabı vermiştir : bahrî konferans ile gümrük mfitarekesi " Bngüne kadar hiç bir kimseye bu konferansının bir neticeye bağlanması, yolda beyanatta bnlunmadım. Bundan Lâ Hey ihtilâflarmın tasdikı ve Young başka bu kabilden beyanatta bulunmak plânmın tatbikı gibi maddeleri havi ola salâhiyetini de haiz değilim. caktır. Sain Dominik isyanı Bu haberlerin öğrenilmesi üzerine M. Ankara 1 (Telefonla) Yırbk paraHerriot radikal sosyalist grupunu derhal ların sureti mübadelesi taHmatnamesi Matoplanmağa davet etmiştir. Grup akdettiği liye Vekâletince kat'ileşmiştir. Yakında içlimada M Tardieu'nun bu teklifini red alâkadarana tebliğ edilecektir. detmiştir. Himayei Etfal cemiyeti Eminönü şubesi tarafından ilbas edilen 48 inci ilk mektep talebesinden beş kltnsesiz çocuk 4IIIIIIMIIIIUIIIIIIMIIIIIIIIIIMHI IIIIIIIHIinMIIIIIIIIIIIIIIMIMMIIIIIIimil Kraliçemiz IBirinct sahifadan mabait'i vatandaşlara çok müteşekkir olduğunu bildirmektedir. Bu zevat bir komite teşkil ederek Kraliçeyi istikbal ve hediyelerle izaz etmişlerdir. Kraliçe, Pariste'de Kâzım Emin Bey ile ref ikalan ve ailelerine mensup diğer Hanımefendilere pek minnettar olduğunu beyan etmektedir. Paris'teki lokantacı Hacıyan Efendi ile diğer Ermeni vatandaşlar da Mübeccel Hanımla pek çok alâkadar olmuşlardır. Sterlin düşüyor İngiliz lirası dün Borsada (1042) kurusta açılmış, bir aralık biraz yükselerek muamele gördükten sonra az satış karşısmda sür'atle tenezziile başlıyarak akşam açıldığı fiattan (12) kuruş noksanına olarak (1030) kuruşta kapanmıştır. paramızın bu yükselişini takip eden sabit kambiyolardan İsviçer frangı da düşmüş 2,4125 frankta açılan Türk lirası akşam 2,4435 frankta kapanmıştır. (931) de altın akşam (927) kuruşta kapanmıştır. Maar'f ve Har ciye Ispanya Kralının Vekülerî geîiyor vaziyeti fena Ankara 1 (Telefonla) Maarif Vekili Cemal Hıısnü Bey ve Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Bey bayram tatilini geçirmek u?ere bu günkü posta trenile İstanbul'a hareket etmişler ve istasyonda Meclis Reisi Kâzım Pş. Hz. ile Maliye ve Adliye Vekilleri tarafından leşyi edilmişlerdir. ,fcynir'de kamhiyo işleri Ankara 1 (Telefonla) Maliye Vekâletj nakit ibleri müdürü Sırrı Bey bn akşam İzmir'e hareket edecek ve orada bir kaç gun kalarak kambiyo işlerile ve Tek telli saz şairi âşık Cemal'i kanunun ve kararnamelerin tamamii şehrimizde tanımıyan yok gibidir. Atina'da idavnl tatbikile mesr'ul olacaktır. Maliye VekâAtina 28 ( A A.) Epire bankasından Beraberinde taşıdığı tabelasına leti İzmir'tle bir borsa kuşadını muvafık silâh kuilanmak suretile 20 milyon drahmi «meşhur âşık Cemal!» Cümlesini de bulmamıştıı. çalnıış olduklarmdan dolayı idama mah ilâve eden bu ihtiyan bir gün tek kum olmuş olan Coumbeoi kardeşler idam Memuriyet intihabı telli saz torbası umuzunda olaark Ankara 1 (Telefonla) Maliye Vekâ edilmişlerdir. Saint Oomingue 28 (A. A.) Amerika köprü üstünde, ertesi gün Fatih'te letine yeni alınacak memurların irntisefaretinin tavasrotu üzerine SaintDo öbür gün de Aksaray'da veya Behanları diin yapılmıştır. İmtihan tabriri mingue hükumetüe asiier bir mütareke yapılmıştır. Bir derece terfi için 50 kişi şiktaş'ta görürsünüz! O bir hafta imtihana girmiştir. Netice bayram ertesi akdetmişlerdir. kaybolur ve sonra gene saz torbabelli olacaktır. Tren müsademesi Brüksel 1 (A.A.) Brüksel'den gelen sı ile köprü üstünde görünür. Kaytngiliz sefiri geliyor Ankara 1 (Telefonla) İngiliz Sefiri bir tren yolda Assche'den gelen başka bolduğu günlerde ya hastalanmış, bugünku ekispresle İstanbul'a hareket et bir trene çarpmışhr. 8 kişi yaralanmıştır. yahutta iki mani söyleyip bir ekmiştir. mek çıkarmak için şehrin uzak bir Manş tiineli raporu semtien gitmiştir. Londra 1 (A.A.) Manş denizi alRus Türk ticareti rmdan bir rünel inşası mes'elesinin tetDün idarehanemize gelerek geMoskova 28 (A. A.) Ankara Sovyet kikine memnr iktisadî komite kaleme sefaretinin sabık ticaret mümessili M. aldığı raporu M. Mac Donald'a vermiştir. lip geçici âşıkları artık savdığı için Suksovi TürkiyeSovyet ticaretinin ilerikendi san'atının «caşkı hakiki» sinin Valanca'da heyecan deki imkânîarı hakkmda devlet sanayi Valence 28 (A.A.) Unmmî jrev visaline erdiğini söyliyen âşık Cekongresi meclisine tevdi ettiği rapora nazaran Rusya'nın Turkiye'ye ihracatı ilân ediieceği haberi üzerine memnrini mal yatacak yeri bile olmadığını, son üç sene zarfmda iki misli artmıştır. hükumet bühassa payıtahta jandarma kuv kolunu yastık ve pejmürde abasını 19281929 senesi zarfmda Turkiye'ye 10 velı tahşit ettnek gibi bir takım tedbirler yorgan yastığını da sözlerine ilâve milyon 59 bin dolarhk ihracat yapılmış alınmıştır. Belediye meclisi reisi ortadan etti. tır. İhracat emtiasının başlıca sanayi kaybolmuş'ur. Barcelone'den bildirildiğine mamulâtı ve yanm mamulât teşkil et göre Catalogne valii askerisi M. Primo mektedir. Halbuki harpten evvel Turki de Rivera zamanında dahi'.iye nazırhğrada ye'ye ziraî mahsulât ihraç edilmekte idi. bulunmuş olan ceneral Anido ile görüşRusya henüz iki milyon dolarhk plâna müştür. Ceneral Barrera Catalogne valii askeridahil ihracatta bulunmamıştır. M. SukHer çocuk yurdunun bir ümit sovi Turkiye'ye muayyen fabrikaların liğini terkedeceğini beyan etmiştir. yıldızıdır. Fakir ve kimsesiz çocukmallarını sevketmek lâzımgeldiğini söyFransa Yunanistan ticareti ları düşünen Himayeietfal'e 33 lemiştir. Paris 28 ( A. A.) Fransa hfikumetinin nisan çocuk haftasında yardım, bu Boynos Ayres'te feyezanlar teşebbüsü üzerine Yunan hüknmeti FranBuenosftyres 28 (R.R.) Sel gibi sız emtiasına tam gümrük tarifesi tatbik ümit yıldızlarını sönmekten meneyağan yağmurlar şehrin bir çok mahalle etmekten vaz geçmeği kabnl etmiştir. lerinde feyezanîar hnsule getirmiştir. Ge Bir ticarî sureti tesviye bulmak maksadile der. ce şimendifer münakalâtı durmuşiur. müzakerat icra edilecektir. Londra 1 ( A. A. ) Madritten Dail Mail'e bildiriliyor: Ispanya Krahnın son derece nazlk ve müşkul bir mevkide bulunduğuna artık şüphe kalmamıştır. Yakında toplanacak olan yeni parlâmentonun küşadına Kral açma nutkunu irat edebilecek midir? O zamana.kadar.tacını muhafaıa edebilecek midir? Bu sualler bütün İspanyolların ağejnda dolaşıyor. Şu bir kaç. gün içinde mühim vekayie intizar olunmaktadır. Âşık Cemal Şimdilik nafile.. Fakat onun huyunca, suyunca harekete karar verdim. Fatma Hanım bir şey söylemedi mi? Her şeyi gördü, işitti. Biraz zaman, biraz sabır ister dostum. Nasıl buldunuz! Bir içim franbuaz şurubu! Ben arzetmedim mi? Neye yarar ki bir daktilo parçası. Allah verir, verir de öylelerine verir. Onlar da kıymetini bilmezler. Aleyhinde söylemeyiniz. Senin lehinde söylüyorum. Demek bekliyeceğiz. Çok, çok bir ay. Yallah yallah iki ay. Pek zorlu gelirse kolayı var. Evlâtlığun Nermin ne güne duruyor. Makinede tıkır tıkır yazıyor. Talimat verir, daktilo imiş te iş arıyormuş diye saldırırım, ahbap olur. Nermin vazifesini bilerek yapan kızlarımdandır. Merak etme. Akşama gel, senin eskisi de gftlecek bir ay.. İki ay.. Bir çok plân.. Ben buna nasıl sabredebîlecektim. Rakı da içmez olmuştum, beynime vurur, sarhoşlukla belki bir haltederim diye. İntiharı düşündüm. Evet bir budala, bir mütereddi gibi intiharı da düşündüm. Sonra aklı selimimi topladım. Her müşküıün bir hal çaresi vardı, elbette bunun da vardır. Bu kadar güzel olsun, bu kadar az para kazansm da bir tek püriizü olmasın! Buna ihtimal vermek için ahmak olmalı! Elbette bunun da bir bozuk tarafı vardır, yalnız ben henüz bulamadım. Fakat bulacağım. Bulduktan sonra da o kendi ayağı ile gelecek. İşlerim yüzüstüne kaldı. Bereket versin kâtibim doğru bir adamdı. Her şeyi ona bıraktım. Eve gidiyordum. Kazaları dolaşıyordum. Kırlarda geziyordum. Masallardaki serseri âşıklara dönmüştüm. Bir daktilo parçasının beni bu hale koyduğunu düşündükçe hırsımdan, hiddetimden çatlıyordum. Yeni bir adet peydahlamıştım. Her posta istasyona inerdim. Gelenleri, gidenleri seyrederdim. Bu beni biraz avutuyordu. Gelenlerin kavuşma sevinçleri, gidenlerin muhabbetli hüzünleri bana dokunuyordu. Herkes, bütün dünya sevişiyordu. Ben yapa yalnızdım. Ben eriyordum, ben bitiyordum. Hem kimin yüzünden? Bir mülâzim kızınm yüzünden... Kaç defa çıldırdığıma zahip oldum. Bir gün gene istasyona indim. Gelenleri seyrettikten sonra bir otomobille kırlarda dolaşacaktım. Büfeye girdim. Kahvemi pencere önünde, ayakta içiyordum. Birdenbire titredim. Birderbire fincan elimden düştü. İstasyonun önünde öter dolaşıyordu. öter'i bugünkü kadar güzel, bugünkü kadar şuh hare ketli, şen tavırlı görmemiştim. En iyi elbisesini giymiş, en şık şapkasını takmış, en şık mantosunu kuşanmış. Elinde kırmızı, küçük bir çanta vardı. Heyecanlı idi. Heyecanı her halinden belli idi. Niçin gelmişti, bana bir merak oldu. Kimsesiz istasyonda sabahın yedi buçuğunda gayet süslü, gayet tuvaletli bir kıyafetle kimi bekJemek ihtimali vardı? îki günde bir, Ahmet'ten Mehmed'e Mehmet'ten Ali'ye, Zekiyeden Mihriban'a, Mihriban'dan İ«met'e.. llâ.. Diye en sonunda ucu bana gelen mahut saadet zinciri mektuplarından bir tane alıyorum. Ben de bu mektubu dokuz kişiye gönderirsem mes'ut olurmuşum. Şimdiye kadar aldığım sürü sürü zincir uçlarını ben de b&şkalarımn boynuna dolasaydım, muhakkak saadetten bıkmış, bunalmış bir hale gelirdim, fakat elime geçen paranın yansını da mektup kâğıtına, zarfa ve posta puluna vermiş olurdum. Bu tasarruf devrinde hem paradan, hem saadetten tasarruf etmek için ne kadar saadet zinciri mektubu gelirse, yırtıp atıyorum ve zinciri kırıyorum. «Zinciri kırmayınız, çünkü felâkete uğrarsınız» diye beni tehdit eden kari ve karielerimden çok rica ederim, saadet zincirini bana kırdırıp ta başıma felâket getirmesinler! Saadet zinciri Ümit yıldızı Tren durda. Yataklt vagonun penceresinden haki bir kol ıtzandu.. Nümune olsun diye mi? Bu sual beynimin içinde ateşten Kıymetli muharrir arkadaşlarıbir burgu oldu. mızdan Ahmet Hidayet Bey meıYoksa mes'ut bir tesadüf, bana hur «Pol ile Virjini» yi Türkçeye bu kapalı kutunun sırrını açı mı tercüme ederek yeni harflerle ba«verecekti? Eğer öyle bir şey olursa tırmış... Bu güzel, matum ve saf kaplan kesilecektim. Kendini gözet aşk hikâyesinin yeni tab'ından bir J öter Hanım! Kendi ayağınla tuza tane de bana hediye etti. ğa düştün hırçın kız! Eski derin, vefakâr aşklann aröter bir aşağı bir yukarı sabır tık modası geçtiği ve onun yerine sızlıkla dolaşıyordu. Bir yolcu bek keskin ve şedit, fakat kısa ve vefalediğine hiç şüphe kalmamıştı. A sız ihtirasların kaim olduğu bu zacaba yolcu kim? manda Ahmet Hidayet Bey ne diYa bu bir kadınsa? Kadm olsun. ye bu eseri tercüme etmif diye düOndan da şüphelenirim. Kimsem şündüm. yok, dostum yok, ahbabım yo!" diye Galiba, zamanenin, kalpleri New öter'in bir kadm yolcusu olması York'taki altmış katlı binalara benher halde hayra alâmet değildi. ziyen insanları, biraz da Pol ile VlrBu, belki de bir kılavuz kadın ola jini'nin askından meskalsınlar d* bilirdi. Bir kılavuz kadına da dost, ye! ahbap, kimim kimsem denmez... Bir softa mantığı kafa tasımm içinden sinirlerime akıp geçiyordu. Kadm değil de erkekse... Vaziyet yaşına göre değişir. Yaşlı ise, IBlrinci sahifadan mabait'i ya o da bir kılavuzdur, yahut zenittihaz edilmek ttzere Beyoğlu'nda auagin bir zendost ki kızı kendine alması karargir olan bina hakkmda tettınle bağlamıştır. Genç ise, mes'ele kikat icrasına 21 mart cnma günö Matanlaşıhr. buat Cemiyeti senelik kongreslnin aktlEkspresin düdüğü uzaktan işi ne aza teavün sandıfi re siportası hak« kında alınan raporların tetkikine alt dildi. bazı kararlar ittihaz etmiş ve Bayrarada Güzel daktilo çıldırıyordu. lsyalnız Hilâliahmer grazetesinin intisakarpinlerinin uçlan üzerinde yük rının teminl h^kkında vaki olan mflraseliyor, başını kaldırıyor, elini göz caatları tetklk etmiş, hasnsl teşebbüste lerine siper edip bakıyordu. Gele bulunmuş bir grazetenin muhalifetinl •nin ehemmiyetsiz bir yolcu olraa mumî kongrreye arza karar vermiştir. Devair tatil dığı aşikârdı. öter'e bu kadar »a . Bayram dolayısüe bilumum devalr bırsızlık, telâş, heyecan ve »üslençarşamba grününe kadar tatildlr. mek ihtiyacını veren yolcunun bambaşka bir mana ve mahiyeti olacak Mevhum bir müessese tı. Anadolu Ticaret Evî namı altnvı Tren istasyona girdi. da bazı vilâyet ve kazalara bir taöter lokomotifin ağır yürüyüşü kım ticaretane ve müessese adre»> ne kızdı, ayağını yere vurdu. Aşa leri ve saire gönderilerek telefon ğıya doğru, kalabahk arasında yü ve alâtı ziraiye siparişleri tavsiye rüyor, vagonlara pencere pencre, edilmekte olduğu ve buna itimat yutacak gibi bakıyordu. Nihayet eden bazı yerlerin siparişat vere> yataklı vagonun bir penceresinden rek mahsuben para gönderdiği ve haki bir kol uzandı. Sonra haki bir bu paranın alınarak mukabilinde vücut, sonra başı açık, otuz iki o hiç bir şey göndermedikleri tstaatuz beş yaşlarında biraz zayıfça, bul Vilâyetine vaki müracaattan fakat çok güzel çehreli bir zabit anlaşılmış böyle bir müesaese mev« başı uzandı. Bir yüzbaşı idi bu gü cut ise derhal haklarında takibat zel yolcu... icrası Polis Müdiriyetine tebliğ e» dilmiştir. öter'le bakıştılar. Bir saniyelik bir tereddüt. Zabit meçhul bir hedefe soyler FAK1KATOR, TÜCCAR gibi ortaya bir kaç defa haykırdı: ve MÜTEAHHİTLER1N nazarı öter!.. öter!.. öter!.. dikkatlerine Ankara ve lstanbul'da resmî dairelerde Buradayım! Buradayım! ve taahhüdata iştirak ve her O zaman penceredeki zabit bir münakasa nevi muamelâtı resmiyenin bilvekâle sürçılgın gibi kollarını uzattı. Eli ile atle takip ve intacı kabul olunur. Ayricada buseler gönderdi. muamelâtı tüccariye ve hususiye deruhte | öter, yerde bir çılgın gibi kolla olunur. rını uzattı. Ellerile buselere buseler lstanbul'da Bahçekapı'da Birinci Vakıf han 45 46 numarab yazıhaneye. gönderdi. Ankara'da Posta kutusu 255 numarava" Bitmedi müracaatlan menfaatleri iktizasındandır. Posianeye tehacüı . ' 1 letrika numarası : 80 Mahmut Yesari Ayfer, yntgandu, yutgrundu, birden yumruçunu dizine vurdu: Evet... Bir dakika onun peşinâen ayrümıyor. Nereye gitse, gölge gibi takip ediyor. Başka? Ne kadar müşfik hastabakıcıhk etti, unuttun mu? Fatma, düşünüyordn: Bunu kötülüğe çekme... Sinek ufaktır ama, mide bulandırır. Annem hakkında, ne fena düşünüyorsun! Dans öğretmek için öbürleri de teklif ettiler. annem, Vamık'ı tercih etti. Turhan Tahir'le az mı oynadı? Ayfer, elini salltyordu: Zoraki... Zoraki... Bunu anlanuyacak kadar aptal mıyım? Suadiye'ye kadar gitmiştik. Dönüşte, yorgunluğunu bahane etti, Vamık Behçet'in koluna girdi. Birer birer düşünecek olursam, şüphe edecek yeri kalmaz . İyisi mi, ben buradan gideyim. Fatma, titremeğe başlamıştı! Nora da, yok, Sabiş te... Bekle, onlar da gelsinler... Böyle birdenbire bırakıp gitmen, çok fena bir tesir bırakırdı. Benden tahammülden fazla şey istiyorsun! Değil Ayfer, değil... Oldu olacak, bir giin iki gün daha dişini sık... Bir hastalık bahanesi çıkar, annenden mektup almış ol; beni çağırıyor! Dersin. Bugünkü vak'a üzerine gidersen, kendini küçültmüş olursun! Insan, mağlubiyetini bu kadar açık, kabul eder mi? Belki, daha benden sakladıkların da var! Beis yok, sakla, söyleme... Yalnız. biraz da dine söylenir gibi mırıldanıyordu: geride bırakacaklarını duşün... «Kamp» Artık hiç bir şeyi imkânsız görmüm havası bir kere bozuldu mu, düzelmez yornm. artık! Sabiş te bir tatsızlık çıkarır. SeKaryolanm ayak ucunda duran banin öcünü almak istiyecektir. Arkası ço vulu çekmisti, Fatma, tekrar mâni oldu: rap söküğü gibi gider. Vamık Behçet'i Yaptığın çocukluk ta değil, düzcesi seviyor musun? densizlik... Sabiş'le Nora gelinciye kadar Hayır! sabredemiyor musun? İnkârı bırak... Ona karşı zafın var. Bir gün evvel, bir gün sonra; hepsi Neden mağlubiyetini kabul edip çeki bir... Hyorsun? Ben senin yerinde olsaydım, Mademki öyledir, bekle... her şeye rağmen ümidimi kesmezdim. Ayfer, tekrar yerine oturmuştu: Ayfer, acı bir tebessümle başını sallı Neden ısrar ettiğini anlıyorum... yordu: Sabişle Noran'm beni fikrimden çevire Ben, senin kadar nikbin değilim. ceklerini zannediyorsun! Yok Fati, al Olmalısın! danoıyorsnn. Bir ümidln mi var? Fatma, Ayfer*in omuzlarından tuttu: Bugün için tahmin, yarın için ü Belki böyle bir ümit te besliyorum. mit, pek az zaman sonra da hakikat... Bak, görüyor musun? Sana, ne kadar aFatma'nm kat'î bir sesle söyleyişi. Ay ç»k kalple söylüyorum. Fakat benim, fer'i şaşırtmıştı: asıl düşündüğüm bu, değil. «Kamp» ı Buna, ne ile ihtimal veriyorsun? terkediyorsun. Âlâ! Yalnız şu var ki, hep Annem, Vamık Behçet'le evlenebi evde mi kapanıp oturacaksın? Hiç sokalir mi? ğa, filân çıkmıyacak mısın? Belli olmaz! Neler görüyor, neler Neye soruyorsun? işitiyoruz! • Tabiî sokağa çıkacaksm, gezecek Sen bu gidisle kaçırmazsan. ben de sin... Noran'ın, Sabiş'in annelerine tebir şey bflmiyorum. sadüf edersen, ne diyeceksin?.. Sen, keAyfer, gözlerini yummuş, kendi ken I keleyince, onlar şüpheye düşeceklerdir. Nora, Sabiş gelsinler; ne ağız kuilanmak lâzım geldiğini aranızda kararlaştırın... Bu, çok kuvvetli, mantıkî bir sebepti. Ayfer, Fatma'nm hakkını teslim etti: Nora ile Sabiş'i beklerim... Sen, kimseye bir şey söylemiyeceksin... Söylemem... Haydi, sen git... Merak ederler belki... Fatma, müteredditti: Ben çıkınca, sen tekrar hazulanmafa başlarsan? Söz verdim, Fati! Yalan söylemem, bilirsin... Ertesi sabah. öğle trenile «Kamp»a dönen Nuran'la Sabbek, hâdiseyi öğrendikleri zaman hayretlerinden donup kaldılar. Sabbek, bir türlü inanamıyor, tekrar tekrar soruyordu: Sahi mi söylüyorsunuz? Yalan vallahi... Bunu Ayfer, yaptı ha? Nuran'ın parmağı ağzında kaldı: Artık bir şeylere şaşmıyacağım! Ayfer'in yattığı çadıra doğru gitmek istiyen Sabbek, Fatma'nm bir göz işaretile durmuştu. Fatma vaklaştı, usulca kulağma fısıldadı: Ayfer, gitmeğe karar verdi. Bir kere inadı tuttu mu, öliir de yapar, bilmez mlsin? Sabbek, bütün bütün dnralamıştı: Demek ki vaziyet, hakikaten vahfm! Sen, ne diyorsun, Sabiş? köy halkına rezil olacağız. Nuran, paketleri çözüyor, Nezahat Hanımın siparişlerini veriyordu: Nezo'cnğum, istediğin enlilikte kurdele bulamadım. Beis yok, Nora! Çok mersi! BeoiaıJ için hayli yoruldun! Rica ederim, Nezo, o, nasü s8z!.. Kolonya, diş patı gibi şeyleri elin çevirirken: Ayfer'e, şaştın, değil mi? Diyordı Neden parladı? Hâlâ anlıyamadım. Çok şaştım... Dündenberi, çadırdan çıkmıyor... Fati'ye başım ağrıyor, demiş! Dora i!e bana da hastayım! Dedi. Nuran, çantasını aldı, kendine alt paketleri topladı: Bir göreyim... O, çadıra giderken Sabbek, Nezahat Hanıma, baktı, gfilümsedi: Mabadi var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle