28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 Mart 1930 SON TELGRARLAfi Bahrî konferans Fransız gemilerinin tonaj miktarı ne kadar? Darült e^avi Camhurivet Hariçî borçlar Oayinler Vekillerlparamızı düşürmiyecek bir tarzı tesviye arıyorlar Dünkü ve bugünkü vaziyeti nedir, nasıl olmalıdır? Miinakkitler ve temaşa erbabı arasında yapılan bir anket Darülbedayiin dünkü ve bugünkü vaziyeti ve ne suretle ıslahı kabil olabileceği hakkında «Uyanış» refikimiz bir anket açmış ve memleketin temaşa ile alâkadar tanınmış simalarının fikrini sormuştur. İbnerrefik Ahmet Nuri Bey repertuvarda hangi eserlerin bulunması ve Darülbedayide yapılması îâzım gelen ıslahat hakkında şu fikirleri dermeyan etmiştir: « Repertuvarda her janrdan eser bulunması arzu olunur, ve lâzımdır. Bizde tek tiyatro mevcut olduğu için her nısıf halkın zevki ancak bu suretle tatmin edilir. Fakat şimdiki vesaitle vodvilden ve ve ince hafif komedilerden baçka piyes oynanmak kabil deçildir. Çünkü eleman kâfi gelmez. Artist kadrosu noksandır. Pernobl yok, beldam yok, jönprömiye yok ve yetişmiyorlar da... Bu müessisenin ıslahına ait iki söz söyliyeceğim: (1) yedi vâhit ve fikri vâhit tarzındaki istibdat usulünü kaldırmak, (2) aktörlere baziçe olmıyacak iktidarda temaşa san'atına, temasa edebiyatına vakıf bir müdür tayin etmek.» Salâh Cimcoz Bey «Şehremanetinin murakabesi ne çekilde olmalıdır?» Sualine şu cevabı ver • miştir: « Şehremanetinin murakabesine lüzum vardır, müdahalesine değil... Hükumetin her hangi bir şubei sanatta müdahalesini muzur, fakat muavenetini elzem addederim. Fransa'nın edebiyat ve bilumum sanatta en zengin devri 14 üncü Lui devridir. Çünkü her şubei san'at o devirde himaye çörmüştür. Fakat bu himaye bilâhare müdahale şeklini alınca bu san'atlar vak'a nüvislerin tarihi gibi yavan bir şekle girmiştir.» Hüseyin Suat Bey dünkü Dariilbedayile bugünkü Darülbedayi arasındaki farkı şöyle tarif etmiş tir: « Dünkü Darülbedayide muntazam bir heyeti edebiye vardı. Temaşa yolunda her gün yenilik ve terakki göstere göstere her sınıf halkın rağbet ve teveccüh ve emniyetini kazanmıştı. Eski Darülbedayide oynanan oyunlar işte bu yüzden hâlâ halkın hatırasmda yaşıyor. Bugün ise yukarda söylediklerimin hiç biri yoktur. Başı boş ve aktör elinde, memur zihniyetile bu san'at müessesesi terakki edemez, gittikçe izmihlâle doğrü sürüklenir.» Gazetemizin temaşa münekkiti Ahmet Hidayet Bey de «Darülbeyi nasıl ıslah olunmalıdır?» Sualine karşı demiştir ki: « Müsaadenizle evvelâ bir fikra anlatayım: Vaktile softanın biri bir kitap yazmış, hocasına getirmiş: «Efendi hazretleri, demiş, şu fakirin eserini mütalea buyurun da neresinde bir yanlışa tesadüf ederseniz bir balmumu yapıştırın!» Hoca kitabı okumuş, bakmış ki yanlışlar balmumunu yapıştırmakla başa çıkılamıyacak kadar çok, bütün kitabı balmumundan bir muşambaya sarıp geri vermiş. Onun gibi Darülbedayii de yıkıp yeni baştan kurulmalı... Başka türlü ıslâh o'unmss' İTnkânı voktur. Fazla alıngandır. Fakat haksız... Git, onu gör, olmaz • n ı Ayfer? Ben, Sabiş'i severim. Arasıra Telsin. Ayfer, temin etti: Söylerim, Nora! Sabiş'in evlendigi doğnı mn? Evet... Sinemadaki çocnkla... Aziz!.. Eski tutgunu idi. Nasıl, bari rahat mı? Mes'nt mu? İç yüzünü kim bilir? Aziz'in eli yufkadır. Sabiş, sıkmtıdadır, sanırun! Orası öyle... Nuran, soluk yüzü hafifçe penbeleserek gülümsedi: Ben de evleniyorum, Ayfer! Ayfer, gözlerinl, arkadasının görferinden kaçırmak içln başını yana çevirmişti: Çok iyi Nora, kiminle? Bizim doktorun küçük kardeşi vardı. Evet... Seni istemişti. Doktor, hastalığımda, bana çok iyi baktı. Hayatımı ona medvunum. doera Gâve diyor Mücessem bir nehir Modelde nehrin etrafmda yapılan sulama işleri görü üyor Berltn: Şubat 930 nun husule geldiğini gördüğümüz zaman Berlin Ziraat meşherinin zannedersem, derin bir eza hissetmekten kendimiri üzerinde en çok çalışılmış ve pek büyük alamadık. Benzin ve bilhassa adl ve uçayretlerle vücude gelmiş olan kısmı, cuz yaflarla müteharrik ufak motdrlü arazi ve ziraat kültürüne ait olan parça tulumbalarm bir dakikada temin ettiği sıdır. Sergiye ilk dahil olduğunuz zaman suyun çokluğunu görmekle memleketikarşınıza altı yedi metro azunlnğnnda miz için de artık bu nevi vasıtalardan ve üç metro kadar genişliğinde oldukça büyük bir mikyasta İstifade etmek lâyüksek bir saha üzerine yapılmış müces zun geldiğini takdir etmemekle kabil desem bir nehlr gelir. Burada nehrin men ğildir. Hükumetin ve bilhassa ziraat banbaından itibaren geçtiği yerler, dağlar. kasının bu gibi seylerin memlekette tatepeler, vadiler, ormanlar nehrin man ammüın etmesine ve bilhassa bilgiye sap olduğu yere kadar temamen teces müstenit esaslar dairesinde kullanılma5iim ettirilmiştir. Ziraat için en mühim sını temine gayret etmesi istihsalâtunıbir şey olan sudan ne gibi vasitalarla zın tezyidi arzu olunduğu şu zamanda istifade edilebflecegfni burada pek ifüzel çok şayanı temenni bir hâdisedir. Bunnn çörmek kabildir. Memleketimiz bir çok vanındaki kısımda zirat nesriyat, ziranehirlere malik olmasma rağmen sudan at gazeteleri, kooperatifler, bunlarm teşşimdiye kadar hiç istifade edememiş ve kilâtı, istatistikler, hulâsa ziraate ait en çok defalar nehiıierin tuğyanı yüzünden ufağmdan en büyüğüne kadar mevcut faide yerine zarar grörmüştür. Tabiatm bütün neşriyatm kataloglan, ntimuneherhangi blr kaynaktan veya daglardan leri gosterilmiştir. Herhalde ziraat yapakan ufak mecralarm terakümünden mak istiyen bir kimsenin bu kısma firhusule gelen nehirlerln beşerin sây ve dikten sonra kendi ihatasına göre arzu bilgisi sayesinde ne büyük bir âleti men ettiği şubei ziraat hakkında bir çok eser faat olabiieceğinl artık biz de takdir ellne geçmemesi kabil değüdir. Bizde ediyoruz. Şimdi büyük bir iska siyaseti zannedersem zira! eserlere kısmen ali nin başlangıcındayız. Bn çok şayanı şük hususata ve ufak bü zümreye hitaben randır, fakat her halde bazı mütehassıs vazılmış bir kaç yüz sahtfelik kitaplarlann da söyledlfi veçhile, şimdilflt büyük dan ibarettir. Bana kalırsa btztm için orogramlar peşinde koşmaktan ve fazla her şeyden ziyade böyle umuru aliyeden masraflar yapmaktan ise ufak himmet ziyade herkese hitap edecek ufak rlsalerle kabili temin olan şeyleri vücude lelerin neşri lâzundır. Bunları Avrupa şetirmenin daha muvafık olacağı kana daki emsaline göre kısmen tercüme ve atindeyiz. Nltekim sergiyi temamen gez kısmen de memleketimizin vaziyetini dikten ve bir de bundan bir kaç gün tetkik etmek suretile telif olarak vücuevvel meşhar Profesör Oldenburg'nn memleketimiz hakkındaki çok müfit blr ie getirmek ve külliyetli bir mlktarda konferansını dinledikten sonra bn hn bütün zürraa yahut hiç olmazsa köy ^ustaki kanaatimlz daha fazla artmıştır. hocalanna taksim etmekliğimiz l&zımBilhassa bu mücessem nehrin yanmdaki çelir. Bu kısmın yanındaU dalrede su, ve iska işinin kablelmilât zamanlar Tİraat tahsüi ve ziraatçiük müesseseleri, dan bugüne kadar geçirdiği edvar ve teşkil&t, nizamname ve blr çok esaslaribugün muhtelif memleketlerin takip 'e gösterilmiştir. Oğlunu ziraatçi yapmak ettiği usüller, gene mücessem olarak gö stiyen bir çiftçi hiç bir yere baş vunnakrülecek olursa, artık bu noktai nazarı sıznı burada lüzumu olan malumatı elde mızda hata olmadıfı pek güzel anlaşıla edebildiği gibi zlraatle uğraşan blr bilir. Eski Mısıriıların, daha ondan evvel kimsenin de noksanlarını nasıl azaltaÇinli'lerln eslrlere nasıl dolap çektirerek bileceğini burada tamamen görmesi su çıkarmalarmdan baslıyarak bugün mümkündür. Ziraatln pek müterakki en asrî ve milyonlar sarfile vücude greti olduğu ve ziraat neticesinde bir de bürilmiş olan su tesisatı mukayese edilecek yük bir san'at olan sanayli ztratyenin olursa, bunlann birdenbire değil, belki terakki ettiği bu memlekette ziraat tahtedrici bir tekamül takip ederek vücu sili bir çok aksama ayrılmaktadır. Müde geldiği görülür. Onun yanmdaki salon hendis mektebi âlisinin buna ait olan temamen toprağın üzerindeki ve altın tahsilden başka bir de ali ticaret mekdaki suların ve bunlardan nasıl istifade tebinde, sonra Darülfunun'da ziraatin edileceğinln beyan ın a hasredilmiştir ktisadiyatla alâkadar aksamı İçin bir Arazinin ne derece suyu havi olduğu, çok dersleı vardır. Fakat her halde bu bunun nasıl tayin olnnacağı, Almanya' şubenin en ziyade nazari dikkate alına da mevcut bütün arazinin ne mlktarda cak kısmı, orta ziraatçilerdlr. Memlekesuyu havi bulunduğuna ve bu arazi üze timiz İçin de böyle orta ziraat mekteprinde ne gibi ziraat yapüabileceğlne dair lerinin *g«»wıtw<im etmesi pek zlrade arzu bütün izahatı burada çok ilmi esaslara, olunur. Ali ziraat mekteplerinde vaktile mücessem haritalara, ve grafiklere istl vetişmlş fakat pratlk olarak tecrübeler naden görmek kabildir. Cebinde herhan ^eçirmemlş vatandaslanmram büyük bir gi bir servete malik bulunan bir adam kısmı bilâhare tahsil ettikleri şubelerden Almanya'nın mnayyen bir noktasında tamamen başka işlere geçmlşlerdir. Çün çiftlik almak ve işletmek isterse, hiç bir kü âli düsturlarla faide temin etmlyen malumata malik olmasa bile bu kısmı bir tahsü tabiatile böyle bir neUce vegörmesi, teşebbüsünde ilk musip hükmü rebilecekti. Ankara'da son bir kaç senenü vermeğe vesile olur. Yagmurların denberi ziraat enstitülerinin teşekkülu mnayyen mevsimleri arazi üzerine isa ve Avrupa'ya vâsi miktarda talebe g6nbet eden mlktan bunların civar nehir derilmesi eski aeı tecrübelerden İbretleri ne derece tezyit ettiği hep burada engiz neticeler çıkardığımızı ve artık bir bütün teferruatile izah olunmoçtur. Ye daha bu yollara giremiyeceğimizi gösterin altındaki sulara gelince, bunlardan rir. Fakat orta ziraat mekteplerimizi ne suretle istifade edileceği ve bu istifa kabil olabDdiği kadar tekslre himmet denin tasarruf ve iktisat kanunlarına etmek çok lâzımdır. Bilhassa köy hocagöre en doğru yolun hangisi olduğu gene larnnızı Profesör Oldenburg da nutkunen ince noktasma kadar izah edilmiştir. da söylediği veçhile, biraz amell ziraat Bunun yanmdaki kısımda ziraat içln malumatile mücehhez kılmaklığımız çok lüzumu olan tarassudatı havaiye aletleri gösterilmiş, rasatanelerin teşkilâtı ve faldebahş bir şey olacaktır. Memleketineşrettiği eserler bildirilmiş ve halkın miz arazisi mmtakalar itibarile kendine bn gibi şeylere çok ehemmiyet vermesini mahsus hassaları halzdir. Samsun havatemin için hiç bir fedakârlıktan kaçınıl lisinde bulunan köy hocalanmn eğer mamıştır. Bugün ziraatte pek mühim bir tütün hakkında umumî mftlftmatıa mürol oynıyan bu iş, Almanya rasataneleri cehhez olarak yetiştirilse herhalde ontarafından kemall ehemmiyetle nazarı lann yannın zürra olacak köylü çocukitibara almmıştır. Hatta rasatanelerin lanna telkin edeceği fikirler ve bilhassa hikmeti mevcudiyetini en ziyade zirai köylüleri irşat için gösterecekleri yollar ihtiyaç temin etmektedir, denilebilir. Bu kıyas kabul edilmiyecek derecede büyük kısmın yanmdaki subede, sudan nasıl faldeler temin edecek küçük işlerdir. bir makalede istifadeler temin olunabileceğinl ve su Geçen yaz yazdığımız yun nasıl tedarik olanabileceğine dair Hoüanda metkeplerinde erkek çocuklabütün makineler, en ufak bir el tulum rm değirmen modeüeri, ve kızlann da basından en büyük tesisata kadar tama değirmen kanatlannm yelkenini dikmen gösterilmiştir. Biz nehirlerimizin bir meği öğrenmelerini bir misal olarak göskilometroya varmıyan uzakhğmdaki a termiştik. Bu gibi küçük işlerden büyük razi sahiplerinin bazan kuraklıktan faideler temin edileceğini takdir etmek müşteki ve çok defa da mntazarrır ol ve onlan kemali ciddiyetle nazariitibara duklannı okudnğnmuzdan burada pek ılmaktır ki, yannın iktisaden çok kuvaz htmT"»**'«»rİp nt* bnviik Mr < c n hoHııen vetli Türkiye'sini doğuracaktır. HAR«P su... Geçenlerde, konuşuyorduk; doktor, güldü: Nuran Hanımı ben kurtardım, artık o, bana aittir, dedi. Beybabam, hiç seslnl çıkarmadı. Annemin yüzü, biraz kızanr gibi oldu. Bundaki manayı anlıyorsun, değil mi? Dün de doktor, bana: Küçük hanım, gayret et, toplan, canlan, dedi. Gelinlere solgunluk yaraşmaz! Tebrik ederim Nora! Mersi, Ayfer! Düğününde bulunacağım. Elbette! Kimleri çağıracaksın? Nuran, sıkılarak durdu, alnı buruşmuştu, yutkundu: Davet yapmak istemiyoruz. Şöyle aile arasında, bir kaç ta samimi dost o kadar. Sabiş'i çağıracak mısm? Bilmem! Düğün için masrafa girecek... Halbuki vaziyeti malum! Ayfer, cevap vermedi. Nuran, bahsi değiştirdi: Sinemaya gidiyor musun? Hayır... Ben, yattığım yerden takip ediyorum! Nasd? Sinemadan dönenlere dikkat ediyorum. Son filim pek kısa... On blrde dagıldılar. Bundan evvelki hayli uzundu, birde çıktdar. Fakat fena filim olmalı, ikinci gecesinde sokakta pek az ayak sesi vardı. Son filim pek güzel olacak, hem de pek komik... Üç gecedlr, ahali taşına taşma bitmiyor, dönerken de kahkahadan kınlıyorlar. ömürsün Nora, iyi dikkat etmişsin! Ne yapayım, başka türlü vakit geçmiyor ki... Ayfer, ayağa kalkmıştı: Bana müsaade! Otur, daha erken... Annem merak eder. Saat daha, beşe gelmedi. Baksan a, birinci matineden çıkmadılar! Gideyim, ufnyacağım yerler de var. Gene beklerim. Sabiş'i göreoelunı ya! Bir kalp efsanesi Gercl bir küçücük etten aletun Fakat pek büyüktür benhn kıymet Vücude kan veren, ean veren Hayat maderfmdir, sıhhat gülşenim] Gönül de deniyor benhn ismime Bu lâkap ezelden girdi cismime Acıyan, mliyen, snuyan benhn Giryeden, figandan yuğnümuş tenhn Çıpmn* çırpmır nihayet durur Hayatta vazif em benim de budur Benhn bir vazifem daha var: Sevmelf Bilir anlarsınn sht bunu gereek Tunsalhn, elinde blr küçük ok yay Kanatlı bir melek, melekten bh* ay. Söyleyim mi bihnem söylemeyim mi Duymamış olunuz siı gene e mi? Zamanı gelince shte bn* gece Atarun okumu derim gizllee: Seviniz, seviniz, hayat sevmekör Sevgisiz bh* ömür zehir demekttrj Sözlerun sonradan aşikâr olur Güzeller elimde bir şikâr olur Kaparnn blr ahu batoşu gorsem Açılır içimde bir sarı çidem Bulurum eşlni demet yapanm Açümam bflirim kakrsam yarur Bakayi nesilmis esas âlemde ttikat edemem buna ölsem dc Sevmektir her şeyin aslı esası Sevmiyen hayatın yoktur bakası Sevgiden ne kadar güzelllk varsa Güzellik sevgüe yaşar yaşarsa San'atın, hilkatin hepsi sevgidlr Sevmenin ruhu blr, şekli lkidir Bhinde sahni racfler yaşar Birinde manevi hakikat taşar Bunlar hep benimdir sevgfler benün Âtüer, yeniler, eskfler benhn Bununla iftlhar eder de derira: Hüsün Allahımdn, his Peygamberhnl Londra 13 (A.A.) Fransız hey'eti, tefsir hatalarma mâni olmak maksadile Fransa'nm hali hazırdaki tonajı Ankara 4 (Hu. Mu.) Dayinmiktarının 670 bin 861 tnna baliğ bulunler vekilleri, Maliye Vekili ile duğunu tasrîh etmektedir. Şayet, Fran , törüştükten sonra bazı tetkika* sanın 13 şubat tarihli beyannamesi mucibince bir itilâf hasıl olacak olursa, ; icrasına lüzum görmüşlerdir. sa'nın 13 şubat tarilıli beyannamesi mu I Hükumetçe kendilerine bu husinde de 670 bin 861 tondan ibaret bu ' susta azamî teshilât gösterilecelunacaktır. 1931 tarihinden 1933 tarihi : §i ve tetkik etmek istediklerî ne kadar Fransa kadro barici bırakılacak çemiler yerine l°0 bin ton baemi is | bütün hesaplann emirlerine amade tutulacağı beyan edilmiştiabisinde yeni semiler inşa edecektir. Paris 14 (A.A.) Petit Parizien ga ; tir. 23 gündenberi bu tetkikat zetesine nazaran, İngiltere ile Amerika ! ile mefgul olan Dayinler vekiîarasmdaki bahrî teadıi! Fransn'yı Aklerinin Türk parasını düşürmisayi Şark'ta Felemenç'in bahrî kuvvet | lerinin yansı kadar bir kuvvet bulun | yecek bir tarzı tesviye aradıkİarı ve bu hususta hükumetimidurmağ'a mecbur edeoektir. JaüonlarİT Amerika'lüar arasındaki muzakeratta [ ze bazı teklifatta bulunmayı pek az terakki vardır. Paris 14 (A.A.) Paris gazeteleri Fransız îtaly?n mes'ele^inin bundan Hinfli vatanperverler sonra Londra konferansının mihverini Ahmetabat 14 (A.A.) Gandi ile tateşkil edeeeğini ve İtalya öııümüzdeki raftarları ahaliyi gayri müsellâh itaataltı senp icin plânçolarınm hakikî ra sizliğe teşvik suretindeki propaganda kamlarmı bHdirdiei takrtirde bütün yürüyüşlerine devam etmektedir. Gandünyavı müskülâttan kurtaracağı mü di'nin bu hareketi üzerine mumaileyhin taleasmda bıılunmaktadır. Gazetelerin yolu üzerinde bulunan bazı kasabaların eoğu, konferan«ı tertip edenlerin bu işe eşrafı vazifelerinden istifa etmişler ve büyük bir gürültü ile ve hafifmeşreba ahali de bunların yerine başkalannı PP hîr «sirr^+te P'irişmis olmalarma teessüf getirmiyeceklerini beyan etmişlerdir. etmektedir. Yırhk paralar Çarrambn giinü değiştirilmeğc baslanacak Ankara 14 (Hu. Mu.) Yırtık paraların Osmanlı ve Ziraat Bankalarınca tebdiline carşamba eünü başlanacaktır. İdarei hususiye bütçeleri Ankara 13(Gecikm;stir) (Hu. Mu.) Dünkü fırtına, şehirde telefon ve telgraf telîerinde hasar yapmıştır. Hatlar Brezilya Reisicumhurluğıı çabıık tnm'r p^ilrrs+'r. C'var vilâyatla Riyo dö Janeyro 14 (A.A.) M. Prestelçarf muhaberatı irkitaa uğramıştır. tes'in Reisicnmhurluğa intihabı M. Devlet demirıınUarı İstan Vargas'ın kazanmış olduğu 659 bin 873 reye karşı 1 railyon 91 bin 297 reyle tebuVa na.kledilmiyor Ankara 13 (A.A.) Nafıa Vekâletin min ediimiştir. den tebliğ olunrrrîştur: Mareşal Hindenburg ve 1 Devlet denıiryoHarı idaresinin İsYııng plânı tanbul'a nakledileceği haheri doğru deBerlin 13 (A.A.) Yung plânınuı imğildir. /asından sonra, Mareşal Hindenburg 2 Yo! verpisine Maarif hissesi ola bir beyanname nesrederek tasdik aleyhrak yeniden 3 lira zammolunacağı hak tan olanlann müteaddit arizalarına cekındaki havadis bu bapta mevcnt esltf vap vermiştir. Müşarünileyh, bu beyankanunun tem?Mdinden gaîettir. Yeni namesinde, plânı kalben müteessir olbir zam yoktur. duğu halde imza etmiş olduğunu ve faAnkara 14 (Hu. Mu.) Devlet Bankasmın 25 milvon lira sermaye ile ve t^mannn mu«takil olarak tesisine ait kanun hafta icindc Meclise sevkedilecektir. Ankava'da fırtına tahribatı Ankara 14 (Hu. Mu.) İdarei hususiye bütçelerini tetkik komisyonu dünkü içtimaında mesai programmı tesbit etmiştir. İçtimaa, Maarif namına ilk tedrisat M. muavini Hicri, Nafıa yollar M. Hıfzı, Sıhhat Vekâletinden doktor Bahaettin Beyler iştirak etmişlerdir. Komisyon haftada 2 gün toplanacaktır. İzmir, Eskişehir, Adana, Antalya, Kırsehir bütçeleri Dahiliyeye gelmiştir. GAVFJ ' Ankara 14 (Hu. Mu.) Türk ğında, mühendis Kemal B. Türldye petrollarına dair meraklı konferans verilmlstlr. Petrollarımıza dair bir konferans Bir Fransız gemisinde grevl Havr İS (A.A > Dündenberi yapmakta olan Paris gemisi müstahde' minl vazifeleri bafina avdet etmedikle* rinden kumpanya gemlyl teçhiz etmemeğe karar vermlştir. kat, miliet için ağır bir yük teşkil etmekle beraber, bu plânın Dawes plânına nazaran bir salâh husule getirmekte f frcrek sivasî. gerek iktisadi yükleri 'ahfif eylemekte olduğuna kani bulundu^unu beyan etmekte ve Alman milletini vatana karşı olan vezaifini idrak Kcir knniınu ve ifaya davet eylemektedir. Ankara 14 (Hu. Mu.) Köy kanuvaziyeti nunun tatbikına dair olan talimatna tngiliz kabfnesinin me ha7ir|r»nm!stır Taîimatnameye eröiyileşiyor re köylerin ve köylıilerin hıfzıssıhhasıLondra 13 (A.A.) Avam Kamarana dair mühim maddeler knnulmuştur. sında M. Snovden. hükumetin serbestii mübadele prensiplerini kabul etmek 350,000 k^i okııyor Ankara 14 (Hu. Mu.) Milkt mek niyetinde bulund'içunu kat'î bir ifade ile teplerindon bu sene 350 binden fazla beyan etmiş. demiştir ki: « Mademki himaye usulü bir deva halk mezun olacaktır. telâkki ediliyor. şu halde ne sebebe Maliye miifettlşleri kongresi mebni Amerika'da beş milyon. AlmanAnkara 14 (Hu. Mu.) Maliye müfet va'da üç milyon işsiz bulunuyor. Elli tatis'eri konsrresîne 2S müfettis istirak ı ne tevbih takriri verilse de bütçe haketti. Konçrede kazanc vergisi, harcırah kında teşrihatta bulunmadan evvel ve müra!k'fat, arazi kanunlarını tetkik ^ümrükler hakkındaki noktai nazarlaiçin üç komisyon teşkii edüdi. rımı ifade etmekten geri durmıyacaBu korrrM'onlard'm biri 11, biri 8 ve Tim.» diğeri de 3 azsdan inürekkeptir. Sir Herbert Samoel, liberallerin kat'iyen tereddüt etmeksizin hükumete müAmeri!:a'hlar ve zaheret edeceklerini ve tevbih takririni madenlerimiz reddedeceğini beyan ettiğinden bu nevi Ankara 14 (Hu. Mu.) Bir Amerikan ^akrirlerin reddi muhakkak bulnnmakgrubu madenlerimizden bazılarını işlettadır. mek üzere tetkikat yapmaktadır. Bu Londra 13 (A.A.) Salâhiyettar bir tetkikat epeyce sürecektir. menbadan bildirildijine göre M. MakAnkara Vilâyet meclisi donalt. bugünkü müzakere neticelerinAnkara 13 (A.A.) ümumî vilâyet den memnundur. İngiliz hey'etinin nameclisi 930 senesine ait vilâyet bütcesi kili kelâmı, vaziyetin bir çıkmaz gibi teni 2 milvon lira olarak kabul etmiş, da lâkki edilmemesi lâzım geldiğini ve hali imî vilâyet meclisi azaları intihabını hazırdaki müsküllerin izale edileceğini müteakıp içtimalarına nihayet vermiş ümit ettirecek alâmetler mevcut oldutir. etmiştir. : ç5 Bildiğim, duyduğum bu kadar... Civariaki bahkcılar görmüşler bizi kurtarmışlar. Ben kendimde değildim TT zun. aâır. kâbuslu bir uykudan uyandım, gözlerimi açtığım zaman odamda. vatağımda yattığımı gördüm... İşte hâlâ da yataktayım! Havadisi evvelâ gazetelerde okudum. Eve çelmeğe cesaret edemedim. Sonra Dora'dan hastahğmı öğrendim. Hemen her gün gibi nğrıyor, soruyordum. Çifte zatürree, dedikleri vakit ne yalan söyliyeyim, ümidimi kesmiştim. Doktorlar'da ümit kesmişler! Kurtuluşun bir harikadır. Fakat çok halsizim... Tabiî... Zayıfsın... Hastalanah, iki ayı geçiyor. Arkadaşlardan kimseyi gördüğün var mı? Dora'yı bir kere görmüştüm. Dora, tahminimden fazla vefakâr çıktı. Sık sık telefonla hatırımı soruyor. Sabiş, gelmiyor mu? Bir gün gelmiş, doktorhır vardı, odaya alamadım, Gücenmiş galiba? Devlet Bankası lâuihası Bir Yunan vapuru hasara uğradı Bflbao İS (AJI.) 8ahfflerde ve şlddetli yağmunJr hüküm sürmek^ tedir. Annjt fiyı«mH«M Yunan büyük hasarlara uğramakU Castro limanına gelmeğe mnvaffak muştur. Hukuku düvel konferann açıldı IAhey 13 (AJL) Hukuku dfli kanun haline gethihnesi hususfle ti çal edecek olan konferans saat 11 açılmıştiT. Konferans, Cemiyeti Al nizamnamesinin esaslanna tetinadc ihzari komlte tarafından vücude get rilmiş olan nizamnameyi müzakere et miştir. Konferans, kendi mesaisinl nc retmek karannm muhtelif tarafmdan Ittihaz edflmeslni tahtı rara almıştır. M. PoIitİs, konfe ekseriyet kararile itilâflar vüfude tirmesl ve bu suretle akaniyetto kanfc ans mesalsini iskâl edememesi lüzumt da ısrar etmiştir. tsveçli M. Creutz, lâhryetlertn tetkiki komisyonunm tayin olunmnstnr. Kalküta belediye reisi tevkif edüdi Kalküta 14 (AJL) Belediy* milliyetperverlerden M. Singupta tevl edilmiştir. Paris 14 (AJL) Mm. Hanau, mek yemekten imtina etmekte de ediyor. Sıhh! vaziveti vahimdir Şüphesiz, şekerhn! Bana gneenmesin, söyle... Dnut emi? Sabbek, bh* sinema duvar mutfaktaki rafm üzerine yayırordaj annesi Nebiye Hammt yukarıdan lendl: Sabbek, kapı eaunıror, Sagn* sm? Tuhaf, hiç dnymadnn. O kadar dalgmdı U koı gibi çalmmasma rağmen çmgrağm sfaıl dnymamıştı. Kapıyı acmca le haykvdı: Ayfer, benl unutmadm ha! Ayfer, dargın duruyordu: O nasıl s6ı, Sabiş? Sabbek, arkadaşını yan odaya tı: Bana Sabiş, deme... Annem de, Aziz de kmyorlar. Mabadivar Açlık grevi Mahmut Yesarı İskelenin beri yanmdaki sığlıktan yürüdük. Bileklerimizi ipek kurdelâ ile bağlamıştık. Sular dizimize çıktı, göğsümüze, derken ayaklarımız kaydı, muvazenemizi kaybettik. Sabiş, bir çığhk kopardı. Ben de haykırmışım. Fakat sular, sesimizi boğuyordu. Kulaklarım MOklnyor, inildiyordu. Daldık, tekrar snyun üstüne çıktık, tekrar daldık...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle