22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
s a 28 Kâmrotısam 1930^ •Cıımiıurivjt* r İngiltere ile Japonya arasmda müşkülât mi? Londıa 2" (A.A.) Gerek resmi. geıek gayri resmî mehafilin 10 bin tonluk knıvuörler ile 8 pusbık toplar mes'elesinin büjrük bir ebemnıiveti haiz olduğu kanaatinde bulunduğunu zannettirecek bazı alimetler görülmekteâir. Bahrl mehafU bn mes'eleler hafckrnda İngiltere iîe Amerika arasmda httsule gelen vtilafa Japonya'nın bu husustaki metalibinin kâfi dereeede nazarı itibare alınmamıs oltiugnnn ima etmefctedh Taponva, tü bm tooluk kruvazirter hakktnda Amcrifca kavvetleıiııe nazaraıı yuzâe yetmiş nistoetini elde etmeçi kendisi için cok esaslı "bir mes'ele addettiğir.den bu hususta İngHtere ile Japomya arasında bazı mırskuttt çıkmasindan ttorkutınaktadır Londra 36 (A.A.ı Konferans nıehafili Saily Telgraf gazetesinde Fransa'yı ttalT* ile müsavi snrette deniz kuvvetleri iralundurmak gibi bir vaziyetin onime geçnaek için muhtelif filolar arutında bir nisbct tayini yerine milli ihtiyaçtarın tatfeikinin muzakereye c:as ittiha7 cdilmrsini istemek suretile miwakereyi t»Tj>illemekle itham eden bir makatenm ıntişarından dolayı buruk bir hayret uhar etmektedir. Salâhiyettar İnjfilf/ mehafili Dailv Teljraf ta gomlen bu teisir tarzmm doğru •Im&dığım beyan etmcktedrr. Fransız, İngili/ nıurahhas hevetleri arasında vuku lralan ve M. Tardtaı'nun tatebi nzerine M. Grandi de davet edilmis »laıı mrikâfemeler şimdiyc kadar ne^redilmıs olan vesikaların tctkikine münlıasır kalınıştır. M. Grandi, M. Tardien ve Briand bfigStn aralarında eöruşınuşlercUr. Bahrî teslihaf Psara ve aıtatarıncfa bir çok evler yık<!dı Atrna 27 { A. A.) Psara adasrndaki zelzefeler durmuştur. Hükumet, Psara ve Antipsara adasları ahalisine yardım etmek için icap eden tedbtrleri almışttr. Atina 27 ( A. A.) Psara ve Antipsara adalannda bir zelzele olmuştur. Bir çok ev yıkılmış, hirkaç binanın da duvarları çatlarmştır. Nüfusça zaytet yoktur. Ahali kır)t»ra kaçmıştrr. Zelzeîeler deva^î îtmektedir. Atina 27 ( Hususî ) Psara ve Antipsara adalannda mükerrer zelzeîeler olmuş, bir çok evler yıkılmış, hemen hemen ft bütürı evrerin duvarları çaüa| ınıştır. Nüfasça zayiat yoktur. Kütahyada bir postaci ameleyi öldürdüler! Kutahya Zi (Husosi) Kutabya şunendifer taattmı inşa etmekte olan Yülyos Berger şirketi postaolaruuian Ynsuf Çavus dun 75 inci kilometrpde altı maskeli şaki tarafmdan katleâibniftir. Arnca bir arabacıntn zevcesi de agtr surette yaralanmıştır. Kşkiya o gün yevmtrelermi alan bh çok «melenin para ve eşvasmı da gasbrtmiştir. ! Geçen seı*e 15 temmazda ayni mıntaAnkara 27 (Telefonla) B. M. | Itada mezkur şirketin mühendislerinden Meclisi saat tiçte toplanarak kh. ! bir Alman da e^kiya tarafından öldurulnnnu medeninin veülerin sattş hıımaş ve şirketin kasası soyulmuştu. susatında mahkcme karan alınrp ahnmiyacağının tefsir hakkındaki f Rafekamızdan biri Bursa'da bir katezkeresi müzakere olundu. VelHerrn 'dının midesine yılan girdiğini ve evca bu hususta salâhiyettar oldukîanna Ive ıztırap içinde midesine doğru yürüdair kanun sarih oldugundan tefsire jmekte oUnğunu yazmıştı. Etibba böyle mahai olmadıgııra karar verilmiş ve celse perşembeye taltk oîun |bir <ftye itnkân gorememektedir. Keyfiyeti Barsa Mohabirimizden de sormuştur. dnk. Atitfeki cevabı aldık ] Düşrryanm goğsüne süngü s&pîarkerı can veren piyade, top'rnuT! ibjşında vurulan topçu, lâgim kazsrrken berhaTa olan istihkâm, yalın kılıç hücum ederken şehit düışen süvari, ocak başmda boğucu ıgazierle zehirlenen bahriyeîi, hep traukaddes birer şehittirler. Gök1lerde harbeden tayyareci ile yerde jçamurlar içinde boğuşan askerin mukadderatı ve fedakârhğı arasında hiç bir fark yoktur. Tayyarecinin yüreğindeki cesaıret ve ateşin, sipermde sükunetle ölümü bekliyen mütevazı piyade ''neferinin ruhundaki cesaret ve aıteşten daha fazla olduğunu kim iddia edebilir? Araîarında yalnız bir fark vardır. Tayyareci göklerde harbettiği için onu semavî, ilâhî bir mahluk addrderiz. İfa ettikieri fevkalbeJşer vazifenin mecnunane icabat ve zaruretleTİle ya anudane bir sebat ve metanet, yahut ta daimî bir coşkunluk ve heyecan içinde, yalnız başlarına. sinirleri son haddine kadar gerilmiş bir halde semalarda harbeden tayyareciler, zarif jhayalleri, güzel gençlikleri, ateşli bakışlar ile zaferin, galip gelmek azminin, kurtuluş imanının ve hayatın sebebi olan muvaf f ak ve muzaffer otmak ihtiyacının timsalidirler. Onlar, Halkın nazarmda, tarihî kahramanların, ef &anevî dilâverlerm simalarım saran ve başlarmı taçlandıran zafer halelerini canlandınyorlar, onlar halkm iman ettiği safiyetle memzuç kahramanhğı, mefkure aşıkhğını, feragat ve fedakârhğı temsil ediyorlar. Onların kahramanca sukutu, hiç şüphesiz, topunun üstüne diişüp ölen topçunun, hücum esnsında can veren piyadenin ölümünden daha şanlı ve bataklığa gömülmüş bir Mehntetcif in çamurda boğulmasından daha acı değildir. Fakat herkes onları, güzel güneşli günlerde oiduğu kadar karanhk fırtınalarda, semaları dolaşırken gbrdü. Herkes onları bir ümit ve zafer müjdecisi gibi göklerde dolaşırken gördâ. I Tayyareci, ölümün kanatlarî aVasında, medeniyetin en son ve en !güç teshir ettiği semaların fatihi oiduğu içindir ki onu fevkalbeşer bir sima dîye tanıyor ve seviyoruz. Şehit tayyarecilerimizi, vatan ufuklarını muhafaza için can veren bir sıyanet meleği oldukları için taziz ediyomz. Abidin Oavar Teksrdağı'ndan Şarköye! * * • * •»•<•• IHEM NALINA MIHINA Kocas'îi vapurile haylı sallantılı bir vardık Tekirdağı 19 (U. Mo) İstanbnl'dan Tekirda'ğma SeyrisefamJn muntazam vc scrt vaporlarile altı saatte gidiyor. Fakat bilmem nedease sabaha kadar vapmdan bir türlu iskeleye çıkılamryor. Graiiba pratika için ertesi gnnun sabahı bekleniyor. Saatlerin. zamanlarm kıymetleri, vapur içindeki yolcuların velevki deniz dalgalı ve fırtmalı da olsa rahat ve sıhhatleri düşünülmiyor. Halbuki Kara deniz iskelelerinde gece yarısı da olsa geıte karantine nıemurları vazifelerini yapıyorlar: burada da eğer sebep bu ise memurları vazifelerine davet için alâkadar makamın nazarı dikkatini halkm sıbhat ve rahatı namına celbederim. Çünkü bu kış mevsiminde iskelenin dibinde bir gece beklemek çok muşkiil... * * * Tekirda'ğma. tekrar avdet etmek üzere bir gün kalarak Şarköy, Mirefte taraflarma gideceğim. Bu sebepte hemen şehirde kısa bir gezintiden sonra eski meslek ve mektep ref ikim Vali Fuat Beyi konaklarında riyaret ettim. Vilâyetin ahvali umumiyesi bilhassa geçen seneki elim ve şedit kışın Vilâyet zürraına yaptığı zararları görmüştük. Vali Beyin çok nikbinane olan izahlarından hayli müteselli ve müsterih oldam: Faziletkâr ve kanaatkâr Türk köylüsünün kemalı sabır ve metanetle geçen seneki yoksulluğa tahammül ettiklerini bu seneki mahsulden büyük nmitleri olduğunu öğrendim. Çok eski bir kasaba olan Tekirdağı düşman işgallerinde bittabi tahrip edilmiş. Bngş>n Cumburiyetin feyizlerîle yavaş yavaş imar ve tezyin edilmektedh*. Tekirdağ belediyesinin başında biitün memlekete kendisini sevdirmiş, çok çalışkan ve çok nazik bir reis var: Ekrem Bey. burada görâştüğüm herkes Ekrem Beyden beyanı memnnniyet ediyor. * * * Tekirda'ğında ilk nazarı dikkati celbeden eser sevğili, büyük Gazimîzin hükumet meydanmdaki heykelidir. Kenan Bey bu eserinde çok muvaffak olmuştur. Arkasında redingot bulunduğu halde ayakta ve tabii büyüklükte olan heykel tamamen Gariyi yaşatıyor. Insaf be yahu! B. M. Meclisinde Ağızdan giren yslan I Bursa 27 (Hu. Mu') Ağızdan raiAnkara 27 (TelefonJa) Bele ıdeslne yılan girdiğini iddia «den ve diye cezalarını tetkik eden Ad hastaneye yatırılan kadın mnayene eliye Eacümeni bu hususta mlite dilmiş ve bunun sinirden ve evhamdan vassıt bir sureti hal bulrtıak üzere ibaret olduğu anlaşılmıştır. Alâkadar İrfan Ferit, Salâhattin, Reşit, ıımu Doktorlar tıbben böyle bir şey kaydetrn mahalliyei vilâyat roüdörü Na mediğini söyliyorlar. zif, Dahiliye Hukuk tnUşaviri EkRontken mütehassısı Cevat Bey karem Beylerden murckkcp bir h«y' dinın mid^unde böyle bir şey yoktur. et teşkil etmiştir. Hey'et ilk içti diyor. Eiektrik tedavisile hastanm ruhi marası bertaraf edilmiştir. mamı aktetmiştir. Belediye cezafarı Hariciye Encümeninde Ankara 27 < Telefanla ) Harlciye Encümeni Erzincan meb'usu Saffet Beyin rivasetinde toplanarak Hariciye Vekilinin huzurlle Türktye Sovyet dostluk muahedesini tetkik etmiştir. Bu içtimada Tevfik Rüştü Beyin Türk Yunan müzakeratı hakkında izahat ver4İi£i de tahttıîn otunmaktadır. Bursa Tasarrut camlyati Barsa 27 (Hu. Mu.) Millî tasarruf cemiyeti bir hey'eti faale teşkil etmiştir. Burada yerli mallarmdan muazzam bir sergi açılacaktır. Bcrsa Ticaret odası kongresl Bursa 27 (Hu. Mu.) Bugün Ticaret Odasının senelik kongresi toplandı. Şehrimrzdeki Türk ve Ecnebi bütün tüccarlar hazırdı. O| danın katibi umumisi raporu oktı* du. Rapor üzerinde mtlhim mtizakeraî olda. bilhassa fabrikatorlar ! ipek ve zeytin yağı ihracatından 1 alınan muamele vergisinin kaldı 1 rılmasına teşebbüs edümesini rica ettiler. Ankara'ya murahhas gönderilecektir . 1 Hollanda ile t î c a r e t i m i z | Ankara 27 (Telefonla) Hollanda ile muvakkat ticaret muaı hedesinin müstemlekelere de şa; mil oiduğu Riisumat Umum rrnij diriyetince tamim edilmiştir. i İstiklâl harbi maîüJîeri { Ankara 27 ( Telefonla) İstik| lâl harbi malul zabıtan ve efra| dına verilecek naktî mükâfata 1 ait kanun lâyihası enciimenlerden çıkmıştır. Ölçüler lâyihası Ankara 27 (Telefonla) Dahiliye enctitneni ölçülerin tevhidine ait lâyihayı kabul etmiştir. Metro ve kilo esasına göre şiJdetli bir murakabe tesis ve bu işle iştigal etmek üzere bir müdürlük teşkil edilecektir. RUsumatm m o t ö r l e r i Ankara 27 (Telefonla) Rüsurnatın sipariş etti£i motörlerden mütebakisi şubat nihayetindc ge| Madrit 27 (A A.) M. Primoderivera Jecektir. ordu ve doııanmanm kendisine itimatları1 m tcyit etmelerinin elzem addrdildiğini ga Ş a r k ı ş l a istasyonıı zetecilere soylemiştir. M. Primoderivera Ankara 27 (Telefonla) Ayin 1 bunun ordunun siyasiyata karışması su31inde Şarkışla iâtasyonunun kü j retinde tefsir edümesinden korkmadığını, şat merasimî yapıiacaktır. Meclis j cunku mevzu bahsolan mes'clenin ınülkî ıiyasetile, hükumet azası resmi idarevi ordunun murakabcsine tabi tutı mak değil, fakat diktatorluk idaresinin *tâşada davet edilmiştir. 1 ordudan yetişnüş olan reisinin ordunun Dartilfünunun blitçesi ; hâlâ itimadını haiz bulunup buluıımadıAnkara 27 (Telefonla) Da | ğını anlamaktan ibaret olduğunu ilâve | etmiştir. rfilfünun bütçesi Maarif Vekili taİ V I Primoderivera, vazifesi nihayet bulrafından tetkik edilmiştir. Yakın ' Londra 27 <A.A.) Yeni R 100 baionu duğuna hükmettiktcn sonra tabii bir şeda hey'eti Vekileye, oradan Mec 48 saatJik bir tecrube revelâııı vap^iak u kil alacak olan hukumete artık iştirak aere bu sabah kareket etmiştir. etmiyecektir. Hse sevkedilecektir. Buenosayres 27 (A.A.) ülak bir sinematog:raf aleiine malik bir İspanyol'un soguk kanlıhfı re neş'eli halleri çarşamba ffunu Monte Cervantes vapurunda zuhnr ctmesine ratuak kaltnış olan bir paniğe tnâni olmuştur. Barada alınan son haberlere göre. vapurlarının batmak uzere olduğunu çorerek dehşete duçar olmuş olan 1100 yolcu arkadaşlarından birinin bizzat kendileriıün aktörlüğünü ifa et mekte oldukları dehşet sahnesini filme çekmekte oldnğunu görerek hemen süknnet bulmuşlar ve denize indirilmiş olan sandallara neş'e ve şataretle binmişlerdir. Bntun yolcularla tayfa, kaptan. Dereyer.in feci ölümünden dolayı son derece muteessirdirler. Cervantes batarken 14 15 yas arasıııüa olan bu çocuk lar bei sene sonra her turlü nazarî ve amelî malumatı haiz bir Türk balıkçısı olacaklar. Şimdiden amelî derslerini Marmarada yapıyorlar, hatta bizim gittiğimiz gün sekiz ynz oka balık tutnmşlardı. Bulgarlar Varna'da bundan 12 sene evvel balıkçılık mektebini tesis etmişler. bugun yüz altmış talebeleri var. Bugün bizim bahkçıhğımızın şekli Alman'larm 200 sene evvel Şimal denizindeki iptidaî sayıtlan halmde imiş. En büyük balıkçılık teşkilâtı (Banimarka'da), (İsveç'te) imiş, Almanya'da da balıkçılığa çok çalışılryormuş. Hatta Almanya'nm en meşhur balıkçı lımanı olan (Vezennun de); Balık kenserve fabrikalarmdan müteşekkü bir şehirmiş. Kemal Bey bana (Hamburg) balıkanesinin bir resmini gösterdi. Adeta İki beyanatın ikisini de bir çaHaydarpaşa garı kadar büyük ve muhzetecinin uydurduğu anlaşıldıktan teşem. Almanlar 1885 te bir tek gemi sonra şimdi de diğer bir gazeteci, i(e açık denizlerde balık saydma bashiç bir şey den haberi oimıyan genç lamışlar. şimdi 4Ö0 gernüeri var!. Bu kızlara, birbrrinize neden hücum gemiler 4050 metro tulünde ve 11. 12 ediyorsunuz, ayıpbr diye catıyor! mil sür'atmdedir. Kemal Beyin delâKaragöz'ün dediği gibi «İT4*kf letile Marmaradaki balıkçılık mektebini be yahu!» Zavalhlar hem gazetegezdim. Çok muntazam, temiz ve talebe cilerin nanna yansınlar, hem de şen ve gurbüz. bu uydurma sözleri tekzip ettikieri halde üste diğer bir gazetecidea Geeeyi, Karabigada. vapur da geçir de azar işitsinler, reva mı bu? dim. Karabiga, yeşillikler içine gbraölHanımların yerinde olsaydun: müs bir köy.. Sahilde üç beş dükkân « Bize terbiye dersi vermeğa ve bir kaç evden ibaret. Talmz büyük kalkışacağmıza neşriyat vazifeaibir btna nazarı dikkatimi cefbetti. Bu zi biraz daha dikkatli yapmak lut rası otelmiş ve şimdi Neşet Bey narnın funda bulunsaydımz da kat'î tek âa bir mütekalt meraur işletiyormoş. ziplerimizi okusaydıruz. Ondar Hayat pahalıbğının, ben, bu genç, ih sonra da, haksız yere bize çataca* tiyar, berkesi çalıştırmıya mecbur «t ğınıza, genç kızlann ağzından ka< mesini içtimai bir iyilik olarak görü baca beyanat uyduran arkadaşınıyorum ve görüyorum ki insanlar mec za çatsaydınız daha iyi olurduls bur olmayınca ve yaşamak için güçlük Derdim. çekmeyince bir türlü çalışmıyorlar. . Çok erken Karabiga'dan hareket edi* * yorum .. Deniz çok dalgalı~ Vapurda ayakta durmak kabil değil. Hava gitBir gazeteci bir tütün şirketîrî» tikçe sertleşiyor, şu 130 mil uzanluğun den aleyhinde neşriyatta bulun< da ve 50 mil genişliğindeki ufacık Mar mak tehdidile para aldığı için mara'nın meğer fırtınası hemen Kara mahkemeye verildi. Tütün şirketi^ deniz'i hatırlatacak derecede imiş. Ben nin müdürü Tekin Alp ismile yazi de artık ayağa kalkamryorum. Bere yazan Kohen Efendidir. Tekrtl ket versin gemimizin sür'ati dalgaları Alp tekin değikniş demek! aşıyor... Bilmem ki iskelenz Şarköy'üne açıktan kayıkla nasıl çıkacağız. * * Bir hamlede kayığa atladım. Hayır BugHn »arköy'Unc gldijornra. Zarif doğrnsunu söylemeli, bir hamlede beni ve sür'atli iyi bir yat olan Kocaeli'nin kayığa attılar. Dâlgalar içinde batıp süslü salonunda bana nazik suvarisi çikıyorum.. Tuhafı şu ki kayıkçı da ve başçarhçısı Mustafa Bey ve çok ter jmuttasıl müşterilerden para istiyor ve Tanca 26 (A.A.) Dun akşam bir »!• biyeli müstahdimini büyük ikramlar jparaları almadıkça bir türtü kürekleri lotu, bir yolcuyu ve Cenubî Amerika pos< tasını hamil olarak Tanca ya gitmek ü < ettiler. yerinden oynatmıyor.. Herkes bu emre zere Kazablanka'dan hareket etmiş olal • itaat etti. Fakat ben kabil değil elimi tayyare hakkında hiç bir haber ahnama< V«lı«mmuzda Marmara Balıkçılık cebime götürüp bir türlü para çıkara mıştır. Tayyareyi aramak îcin lâzım gelefl mektebi müdürü Kemal Bey var. Ke mıyordnm. Kayıkçı aczimi anladı beni tertibat almmıştır. Fransa trlanda maçı ' mal Beyden öğrendiğime göre bn mek zorlamadı. Lutfen küreklere sarıldı ve Belfast 26 (A.A.) Fransa ve İrlatu tebin tahsili beş senedir. Simdi kırk ta hepimizi batmadan karaya attı. da takımları arasında 25 bin seyirci ölebesi var. A. Fuat nünde yapılan rağbi maeında Fransız* lar İrlandalıları sıfıra karşı 5 sayı il< i mağlup etmişlerdir. Amerikanvari gazetecilik mağa üzenen bir gazete, evvelâ Feriha Tevfik Hanıma atfen bazı beyanat neşretti. 1929 güzellik kraliçesi bu teeyanatta, kendini tahtan indirerek yerine diğer birine kraliçelik tacınî giydirdikleri için, hakem hey'etino ve halefi yeni kraliçeye atıp tutuyordu. Feriha Tevfik Hanım bü beyanatı ertesi gün kat'iyyen tekzip etti. Ayni gazete, müteakıp' nüshasında Feriha Tevfik Hantmm tekzip edilen beyanatma cevap olmak üzere Mübeccel Namılf Hanımın ağzından bir takım baya* nat daha neşretti. Gazete, bu defrf da yeni kraliçeyi selefine hücum ettiriyordu. Mübeccel Namık Hanım da bu beyanatın tamamen uydurma olduğunu söyledi ve gazetemizle de tekzip etti. Tekin değilmiş! Bir tayyare gaip! I Primo dö Rivera itimat istiyor Eski kuponların tesellümii Maliye Vekâleti muntazam borçlar müdürü Hilmi Bey, hükümden sakıt olmuş kuponları tesellüm etmek üzere şehrimize gelmiştî. Hilmi Bey burada kuponlar tesellüm etmek üzere 20 kişilik bir heyet teşkil etmiş ve tekrar avdet etmek üzere Ankara'ya gitmiştir. Bu 20 kişilik heyet kuponları tetkik ederek birer birer tesellüm etmektedirler. Cemit B. İstanbul'a geliyor C. H. F. birinci reis vekili Tekirdağ meb'usu Cemil B. bir müddet şehrimizde istirahat etmek üzere perşembe günü Ankara'dan şehrimize gelecektir. Seyyahin rehberi Türk seyyahin cemiyeti, bir seyyahin rehberi hazırlamaktadır. Başlıca garp lisanlarındaki kelimelerin Türk'çeye mukabülerini ihtiva edecek olan bu rehber, seyyahları miışkülâttan kurtaracaktır. Hamburg'ta arbedeler ^ Vahit B. bir konferans verecek Hamburg 26 (A.A.) İşsizler ile p O Güzel san'atlar Akademisi muallim lis efradı arasmda şiddetli arbedeleı lerinden Vahit Bey bugün tînyon olmuştur. Müslümanlar Mecusiler Fransez'de, San'at tarihi mevzuunda j Bacea Ti (A.A.) istiklâl gnınunün tes'i bir konferans verecektir. ! di munasebetile Muslüman'larla Mecusi'le Reşit Saffet B. Ankara'dan geldi arasında büyük bir musademe olmuştt»r | bir çok yaralı vardır. Türkiye Türing klüp reisi Kocaeli Marangozlar kooperatifi Marangozlar cemiyeti 100 bin lirî sermaye ile bir kooperatif teşkil etmiş. Fırkada bir konser lerdir. İkmal edilen nizamnamcsi be' Konservatuar muallimlerinden Serayı tasdik İktisat Vekâletine aTZO' zai Asaf, Seyfetin Asaf, Cemal Reşit lunmuştur. zai Asaf, Seyfettin Asaf, Cemal Reşit fından evvlki akşam Fırka binasında BİR NASİHAT bir konser verilmiştir. Konser fevkalâde Bedelini 12 ayda ödemek şartile beğenilmiş ve alkıslanmıştır. bir eiektrik fırını almak ftrsatıaı Konser kaçırmaymız. Türk Ocağından: Sah gunü akşamı saat yirmi birde Tıirk Ocağında Gülşeni Musiki heyeti tarafınMETRO HAN B E Y O Ğ L İ J dan bir konser verileceğinden Ocaklıların teşrifleri rica olunur. ELEKTRİK EVİ İSTANBUL avdet etmiştir. meb'usu Reşit Saffet Bey Ankara'dan i R100 baionu S ATİE rek: Onun, bu candan alâkası, Durdane' [birimizin iç yüziinü biliyoruz. Hatırlat ter ki çabuk halledilsin... Ben, babamla konuştum, dedi. nin günlerdenberi üzülen yüreğine su mak, umumun menfaati namına bir Haldun Nedret'i bulamazsam? Neler konuştunuz? lar serpiyordu: yardımdır. Bostancı'ya gidersiniz. Mes'eleyi butun çıplakhğile anlat Başka tdrlü, rezil olaeaktık... Şim Böyle söyleme Dora! Sabiş, çok o Haldun'un orada bulunacağı ne tım. Babam. bütün mes'uliyeti uzerine di soylüyorum, hani ben, cavmak üzere norlü bir kızdır. Söylemez. çekinir. malum? aidı. Çadır, kap kacak, hepsini, h»»r I idim. Bu, samimiyetsizliktir. Dürdarre. kollarını kavuşturdu, kaşşeyi temin ediyor. «Kamp» a kuçük bir , İşte dünyada o, oimazdı! Benim param yok. Siz yapın, de1 larını çatarak sikâyetli bir sesle: hediyem olsun! Dedi. Olnıazdısı yok bunun... Düsün bir mek, kolay bir teklif değildir. Nuran, ağzı. gfözleri hayretle açilmış, I kere, Duğlas'm yüzüne bakamıyacak Aman Nora, dedi. Müşkülât çıkar Peki, peki... Munakaşayı bıraktım. içi biraz da hasctîe karmcalanarak ba tinı. Bizi, ne kadar hakir göreceklerdi! Şimdi karar verelim. mak için kafa yorııyorsun. sığınacaktık... Sıkıyordu: t Onların koltuğuna İhtimalleri düşünmek, müşkülât Yani Haldun Nedret'i görelim öyj ğıntı vaziyetinde kalmamızı istemem, le mi? Bravo, bey babana... çıkarmak mıdır. rica ederim? Haldun 1 I Yalnız o kadar değil, Nora... dofrusu... Muiıakkak ve hem serian... Nedret'i ele geçirmek bir mes'eledir... Haftada bir gün, iki gun Ne desen, hakkın var. Ona neler soracağız? Dediğin gibi Bostancı'ya gidelim. Onu, !«kamp» a kuvaför gelecek... ÎVIükemmel Kücük bir düşüncesizlik, bizi ne Sana hatırlattıkiarımı? Kaç çadır nasıl bulacağız? Doğrudan doğruya bir portatif eczanemrz olacak... Daha ' hale koyacaktı. ları var? Kac kişidiler? ProgramlarıMahmut Yesari Turhan Tahir'in kosküne de gidemeyiz Nuran. birden silkindi: nın esası, teferruatı nedir? İnceden in Bunları kısmen ben de düşündüm. ne, surprizlerim var bilsen! ya? Sabîş'in aklı ermez sanma... Za ceye öğrenmeliyiz. Durdane, coşmuştu, babasının söyleFakat para ciheti beni korkuttu. Sabiş'e j Fazla ince dusünuyorsun . Haldun Bugün gecti... Yarın, ben gider Sa! vallıcık ne yapsm ki eli ermiyor. Fati'ye, hatta Ayfer'e yeni yeni masraf diklerinden ziyade, söyleıncdiklerini d«, biş'i bulurum. j Nedret'in telefonu var. Sorar. anlar. bir Hatırlatamaz mıydı? lar teklif edebilir miyiz, söyle? Onlara, bire bin kataıak aniatıy«rdu. Nuran. Sen, kendin halledemez misin? ' ıandevu alırsın. İcap ederse Turhan Hatırlatamazdı.. Ben de onun vaziHnasraf var, demek «kamp» tan vaz hürmetlc dinlemeğe başlamıştı. Vakit Sabiş. kurnazca idare eder. Tahir'in kosküne de gidersiniz. Hem <eçin, demektir. vakit elini dizine vuruyor. omuzlarını yetinde olsam, sükut ederdim. Aman, ona xıe kaılar da itimadm «kamp:) tan evvel, tanışmaUyız. Ara Ben, hep bu korku ile susuyordum oynatıyor, hayret. takdir, taacciip, alDurdane. kendisinden başkasnıın ak var! i..^. aıız3a bir saminıiyet, bir arkatlaşlık kış çığhkîafı koparıyordu: lı, zekâsı tasdik olunmasma tahammül Kviran. kollarını açarak guldü: Oyle ise bu işin içinden nasıl sıyrıteessüs etmeli... Ya!?.. Evct, evet... Yok canım!... edenıeüi: O, bu itimada değer. İş başında ' iacağız? Demc Allah atkına!.. Mükfmme!, bra Aman, Nora! Sen de söz söyletmez görriüm. Dürclane, sesinin toııunu eleğistlre vo... 9ln. ona arka, kalc olursuıı... Hep birHaldun Nedret'in işi, basmdan asgın Veki, Sabiş'i. kimi istersen al... YeTefrika numarası: 49 ! I ! dı. Sağa sola koşuyor, flört tarafa yeti şiyordu. O kadar meşguldü ki yorgun lugunu bile hissedemiyordu. Arkadaş ları, hemen her şeyi onun üzerine bı^ rakmışiardı. Haldun Nedret, hiç şikâyet etmiyof gururundan baygınlıklar geçüiyordu Evinde kaldığı geceler de pek seyrekti Bir gün Bostancı'da Turhan Tahir'ı misafir oluyor, ertesi gün Boğaziçin' Hüsrev Hakkı'ya gidiyor, işinden çıktığ! zamanlar da mağaza mağaza, dükkâı dükkân dolaşıyor, eksik gedik tamani' lamağa uğraşıyordu. Bir akşam. yorgun argııı, pecişan bî halde eve dönmüştü. Nuran'ın telefoı ettiğini, konuşmak istediğini söyledi ler. Bu haber, Haldun Nedret'in bütü» kırgınhğını, takatsizliğini gideriverdi. Nuran'ı telefonla aradı ve onun er tesi gune bırakmasına razı olamaclı: Çok istrrharm ederim, derhal ki» îîuşalım. Meraktan, gece uyku uyuy? maıtı. Mabadi var •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle