28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

4 12 ŞUBAT 2020 ÇARŞAMBA HABER Zanaatı ve sanatı birleştiren meslek ELİF ÇORUH 2001yılından beri Maltepe Küçükyalı’daki mütevazı atölyesinde emek ve sabırla şiirsel bir mesleği icra ediyor Elif Kızılhan, luthier yani çalgı yapım ustası. Zanaatkâr bir sanatçı. Kendisiyle çalgı yapımını ve yapması, çalması kadar zor olan tanbur’u konuştuk. n Çalgı yapımıyla ilgilenmeye ne zaman başladınız? Klasik Türk müziğinde çalması çok zor olan çalgılardan biri tanbur, seçiminizde neler etkili oldu? 1996 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi, Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Çalgı Yapım Bölümüne girdim, mesleğe böyle başladım. Bu süreçte branş seçmeniz gerekiyor. O yaşlarda farklı olmak ve herkesin elinde göremeyeceğiniz bir çalgı çalmak istiyorsunuz. Bu duyguyla tanburu seçtim. Bir yaz döneminde ustam Sacit Gürel’le tanıştım, uzunca bir süre yanında çıraklık yaptım. Tanbur yapmaya ve tanbura eğilimim de böylece netleşmiş oldu. Ama sonrasında da böyle narin bir sazı seçtiğim için hep mutlu oldum. n Tanburdan ve yapım sürecinden biraz bahsedebilir misiniz? Tanbur, mızraplı, perdeli ve tercihe göre yedi, sekiz telli bir çalgıdır. Heybetli bir görünüşü olmasına rağmen narindir, iyi bir bakıma ihtiyaç duyar. Ana hatlarıyla üç parçadan oluşur. Tekne, sap ve kapak. Tabii bu parçaları birleştirme süreci kullandığımız ağaçların kalınlığı ve inceliği, sapgövde dengesi ve birçok parametre sesin oluşmasına etki sağlıyor. n Bir tanburda kesinlikle olması gereken bir özellik var mıdır? Tüm müzik enstrumanlarından benzer özellikler istenir, entonasyon, volüm, denge, ergonomi vs.. Ama tanbur bir tavır enstrümanı olduğu için her icracının beğenisi değişkenlik gösterebilir. n Sazendenin tercihleri ağaç seçimini de belirler mi? Tanbur için belli ağaç var mı? icracılar çoğunlukla sesle ilgilenir. Önce tanburu denerler, sesine bakıp sonra hangi ağaç bu diye sorarlar. Enstrüman, ağacıyla, yapımıyla, dengesiyle bir bütündür. Teknede maun, ardıç, kelebek, ceviz, dut, erik gibi akustik özelliğe sahip ağaçlar kul Luthıer lanırız. Sap ağacı her ustaya göre değişiklik gösterebilir, ben çoğunlukla akaju tercih ediyorum, kapak ağacı ise ladin, göknar, Kanada sediri olabilir. n Kadın luthier sayısı ülkede hayli az, tanbur yapımcılığında da bir tek sizin isminiz geçiyor. Bu kadar detay gerektiren ve hata kabul etmez bir meslekte kadın olmanın avantajları var mı sizce? Kadın luthier sayısı ülkemizde az maalesef ve umarım sayımız her geçen gün artar. Bir mesleği yaparken kadın yada erkek olmanın bir kıstas olduğunu düşünmüyorum. Yapınız uygunsa ve yakınlığını varsa yapabilirsiniz. n Siz farklı çalgılar yapıyor musunuz? Yaylı tanbur, bazen yaptığım oluyor, bir dönem lavta da yapmıştım. Ama şu an yapmıyorum, sadece tanbur yapıyorum. n Sizin mesleğiniz zanaattan sanata uzanan bir yol, ayrıca bir tanburisiniz. Yaptığınız çalgıyı çalabiliyor olmak ne kadar önemli? Ve zanaatçı olarak akademik eğitim mi yoksa usta çırak eğitimi mi daha ön planda olmalı? Bence yapılan enstrümanı çalmayı bilmek gerekiyor. Çünkü o zaman, onun ne dediğini duyabilirsiniz, aynı dili konuşmak gibidir bu. Ben dışarıdan dinlediğim bir tanburu elime aldığımda daha farklı hissediyorum. Onun eksikliklerini duyabiliyorum. Hatta her tanbur ayrıdır, benzer görünürler ama birbirine benzemezler. Enstrümanlar canlıdır, aranızda bir duygu alışverişi olur, çalabilmek onunla konuşabilmek demektir. Ve benim ustalarımda hep çalan ustalardı. Bu yüzden de çok önemli olduğunu düşüyorum. Akademik eğitim ve usta çırak eğitiminde biri birinden daha önemlidir diyemiyorum. Çünkü akademik eğitim almış biri olarak, bunun bana çok şey kattığını düşüyorum. Liseden mezun ve mesleğe dair hiçbir bilgisi olmayan biriydim. Meslekle tanışmamı sağladı. Ayrıca hatırı sayılır bir çevre oluşturuyor. O dönem beraber okuduğum arkadaşlarımın hepsi müzisyen ve hepsiyle görüşüyorum. Bununla beraber bu zorunludur diyemiyorum. Çünkü ustalarım böyle bir eğitimden geçmemişlerdi. Hatta bu meslekte ustanın yanında çıraklık yapmak gibi bir gelenek vardır. Yapıma dair her şeyi ustadan öğrenirsiniz. Akademik eğitim sart olmasa da usta çırak ilişkisinin önemli olduğunu düşünüyorum. KÜLTÜRSANAT REHBERİ İSTANBUL YENİ YAZARLAR KAZANIYOR İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları bünyesinde faaliyete geçen Çağdaş Gösteri Sanatları Proje Geliştirme Uygulama Merkezi (ÇGSM), kapsamında “Yeni Yazarlar Projesi” başlıyor. Yazar adayları, programda oyun yazımı üzerine atölyelere katılacak ve tiyatronun repertuvarına yeni oyunlar kazandırma fırsatı elde edecek. Program başvurusu için son tarih 28 Şubat. Altı aylık bir sürece yayılacak atölyenin ilk üç aylık etabında, yazar adayları için oyun yazımı üzerine bilgi aktarılacak. Bu on iki haftalık süreçte bir oyun taslağına ulaşmak hedeflenecek. İlk etabın sonunda, tiyatromuzda sahnelenmesi öngörülebilecek metinler için eleme yapılacak. Ardından diğer üç aylık çalışma aşamasına geçilecek. Burada yazarlar oyunlarını, İBB Şehir Tiyatrosu sanatçılarıyla birlikte okuyacak. Yazarların sahne deneyimi kazanmasına olanak tanınarak, oyunlar üzerinde çalışmalara devam edilecek. Bu çalışmalar sonunda tiyatronun repertuvarına yeni oyunlar kazandırılacak. Program, Mehmet Ergen, Serdar Biliş, Yiğit Sertdemir, Gökhan Aktemur, Emre Koyuncuoğlu, Ahmet Sami Özbudak gibi isimlerin yönetiminde yürütülecek. Programa başvurular eposta yoluyla yapılacak. Adaylardan İBB Şehir Tiyatroları’nın web sayfasında bulunan formu doldurması istenecek. Doldurdukları formla birlikte yazar adaylarının, bir sayfalık CV ile A4 sayfasını aşmayacak ön başvuru metni paylaşması gerekecek. Adaylar bu metinde, bir oyun konusu, ne üzerine yazmak ve neden yazmak istediklerini belirtecek. Sonrasında form, CV ve ön başvuru metni/niyet mektubu, eposta yoluyla yeniyazarlarprojesi@ibb.gov.tr adresine gönderilerek başvurular tamamlanacak. Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK ‘PENCERE’ KOCAELİ’DE David Hare’in yazdığı, Birkan Uz’un yönettiği “Pencere” yarın saat 20.00’de Kocaeli Kongre Merkezi’nde sahnelenecek. Oyunda, Esra Bezen Bilgin, Haluk Bilginer, Kürşat Demir rol alıyor. Tom ve Kyra... Farklı dünya görüşleri olan bir kadın ve bir adam... İlişkilerinin bitmesinden 3 yıl sonra Tom’un Kyra’yı ziyaret etmeye karar verdiği o soğuk gecede, tüm yargılarından kurtulup yeni bir hayat kurabilecekler mi? BİFO’dan caz rüzgârı Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), 13 Şubat Perşembe akşamı saat 20.00’de Lütfi Kırdar ICEC’te vereceği BİFOCAZ konserinde dinleyicilerini cazla buluşturacak. Berlin Filarmoni Orkestrası solist klarnetçisi Andreas Ottensamer’in solist olacağı konserde orkestrayı Sascha Goetzel yönetecek. Ottensamer, konserde son albümü “Blue Hour”da yer alan, Carl Maria von Weber’e ait başyapıtlardan Klarnet Konçertosu’nu seslendirilecek. Konserin ikinci yarısında ise Radio Romania Big Band, BİFO ile birlikte, Wynton Marsalis’in “Swing Senfoni”sini dinleyicilere sunacak. Konser öncesinde, 19.0019.40 saatleri arasında Dolmabahçe Salonu’nda, gazeteci ve klasik müzik yazarı Serhan Bali moderatörlüğünde konser üzerine bir söyleşi yapılacak. Söyleşiye Andreas Ottensamer de katılacak. dört üçüncülük, iki de birincilik kazandılar Kocaelili karateciler Avrupa’nın zirvesinde Kocaeli Büyükşehir Kâğıtsporlu milli karateciler, karatede yılın ilk büyük organizasyonu olan Ümit, Genç ve 21 Yaş Altı Avrupa Karate Şampiyonasından başarı ile döndü. Karateciler şampiyonadan 4 Avrupa 3’lüğü, 2 de Avrupa 5’liği kazanarak büyük bir başarı elde etti. Macaristan’ın Budapeşte şehrinde yapılan şampiyona, 53 ülkeden 1155 sporcu katılımı ile gerçekleştirildi. Şampiyonada Kocaeli Büyükşehir Kâğıtsporlu 7 altyapı sporcusu, milli takımda yer aldı. Şampiyonada milli takım adına mücadele eden Kâğıtsporlu Ömer Özer, 21 yaş altı erkekler kumite 67 kiloda mücadele etti. Şampiyonada repesaj finalinde Azeri Hummat Bakhshaliyev’i 00 biten maçta hakem kararıyla mağlup eden Ömer Abdürrahim Özer, Avrupa Şampiyonası’nda bronz madalya kazandı. 21 yaş altı bayanlar kumite +68 kilo da mücadele eden bir diğer Kâğıtsporlu Rabia Şentürk ise üçüncülük maçında, Belçikalı Ophelie Mulolo’yu 20 yenerek bronz madalyanın sahibi oldu. Kadınlarda büyük başarı Genç bayanlar kumite 53 kilo mücadele eden Kâğıtsporlu Simay Tokcan ise repesaj finalinde karşılaştığı Belaruslu Anastasiya Trafimava’yı 70 mağlup ederek bronz madalya kazandı. Ümit erkekler kumite 52 kiloda Mert Halıcı, Makedon Matej Belistojanoski’yi 10 yenerek kazandığı bronz madalya ile Avrupa Şampiyonası kariyerinin ilk madalyasına Budapeşte’de ulaştı. Avrupa arenasında Kocaeli’ni temsil eden diğer Kâğıtsporlu sporculardan Ümitler +54 kg mücadele eden Sueda Özdemir ve Ümitler 63 kg’da mücadele eden Kadir Kaan Bekler Avrupa 5’incisi oldu. Hem haber hem madalya PEŞİNDE 30ülkeden 130 gazeteci 67 yıldır devam eden bir geleneği sürdürmek, Gazeteciler Dünya Kayak Şampiyonası’na katılmak için Rusya’nın Soçi şehrinde bir araya geldi. 2014’te Kış Olimpiyatları’nın yapıldığı Rosa Khutor’da düzenlenen yarışlarda Türkiye’den de üç gazeteci vardı. Gazeteciler Gamze Düşmez, Barçın Yınanç ve Serkan Ocak “büyük slalom” yarışında Türkiye’yi temsil etti. Yarışlarda kadınerkek ve yaş kategorilerinde ilk üç sırayı ağırlıklı olarak Slovenya, İtalya ve Çek Cumhuriyeti’nden gazeteciler kazandı. Gazeteciler bir hafta boyunca hem konuk oldukları ülkenin kültürünü tanıma fırsatını yakalıyor; hem de birbirleriyle görüş alışverişinde bulunuyor. Soğuk Savaş’tan kalma! Bu yıl tartışılan konular arasında basın özgürlüğü ve medyanın dijitalleşmesi gibi konular yer aldı. Soğuk Savaş’ın başlarında, iki kutuptan gazetecileri kaynaştırmak amacıyla kurulan Uluslararası Gazeteciler Kayak Kulübü (SCIJ), savaşın bitmiş olmasına rağmen her sene farklı bir ülkede kayak şampiyonası düzenleme geleneğini sürdürüyor. Nilüferspor’dan Milli Takım’a Nilüfer Beldiyesporlu yüzücü Polat Uzer Turnalı, Türkiye Açık Su Yüzme Şampiyonası Milli Takım ve Aday Kadro Belirleme Yarışmaları’nda şampiyon oldu. Nilüferli yüzücü Genç Milli Takım’a da seçilme hakkı kazandı. Türkiye Açık Su Yüzme Şampiyonası Milli Takım ve Aday Kadro Belirleme Yarışmaları 69 Şubat tarihleri arasında Kocaeli Gebze’de yapıldı. Nilüfer Belediyesporlu genç yüzücü Polat Uzer Turnalı, 10 bin metrede 01.56.18’lik derecesiyle 18 Yaş Türkiye Şampiyonu oldu. Turnalı, aynı zamanda “Açık Yaş” Türkiye ikinciliği de elde ederek Türkiye Yüzme Genç Milli Takımı’na seçildi. Polat Uzer Turnalı, 8 Mart 2020 tarihinde İsrail’de yapılacak olan LEN OPEN WATER CUP 2019Leg 1 yarışmalarında Türkiye’yi ay yıldızlı mayo ile temsil edecek. Genç yüzücü ve antrenörlerini kutlayan Nilüfer Belediye Başkanı ve Nilüfer Belediyespor Başkanı Turgay Erdem, “Profesyonel takımların yanı sıra yüzme, atletizm, cimnastik, karate gibi amatör branşlarda da genç sporcularımız Türkiye şampiyonlukları kazanarak ülkemizi uluslararası arenada başarıyla temsil ediyorlar. Spora ve sporcuya yaptığımız yatırımları önümüzdeki dönemde artırarak sürdüreceğiz” dedi. Eczacıbaşı’nın derbi heyecanı Vestel Venus Sultanlar Ligi’nde bu hafta art arda Galatasaray HDI Sigorta ve Fenerbahçe Opet derbilerini oynayacak olan Eczacıbaşı VitrA, hazırlıklarına hız kesmeden devam ediyor. Orta oyuncu Beyza Arıcı, derbi ile görüşlerini “Ligin ikinci devresinde şu ana kadar oynadığımız maçlarda takımca neleri geliştirebileceğimizi gördük ve önümüzdeki maçlar için bu yönde çalışmalar yaptık. Hedefimiz, bu zorlu derbi haftasının ilk maçında, Galatasaray karşısında en iyi oyunumuzu ortaya koyabilmek. Galatasaray gibi güçlü bir rakibe karşı en hazır halimizle sahada olmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” sözleriyle aktardı. Eczacıbaşı VitrA – Galatasaray HDI Sigorta karşılaşması, bugün saat 14.00’te, Burhan Felek Voleybol Salonu’nda oynanacak. Mücadele, TRT Spor 2 ekranlarından naklen yayınlanacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear