Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
DAKTİLO Evet, tabii ki bazı işyerlerinde bazı meslek erbapları yılların alışkanlığından vazgeçemediği için daktilonun tuşlarına basıyor. Ama bunun bazen hayranlık, bazen istihza ile süslenen ois muhabbetine dönüştüğünü biliyoruz. Yani günümüzde bir şey yazarken o “çat” sesini çıkarmak haber niteliği taşıyor. Önce bilgisayar klavyelerinin, şimdi de tabletlerin karşısında duramayan daktiloyu ne kurtarabilir? Belki uzun sakallı, siyah kalın çerçeveli gözlüklü hipster’ların retro merakı. TELLİ DOSYA VE DELGEÇ Karşılıklı bağımlılık kavramının oisteki en önemli örneği olan telli dosya ve delgeç, tahmin edebileceğiniz gibi eşzamanlı olarak demir aldılar. Biri olmadan diğeri olmazdı, şimdi ikisi de yok. Artık dokümanlar o çiğ pembe, arasından çıkan bıçak gibi telleri ile hatırladığımız dosyalara değil, şefaf plastik olanlara konuyor. Dolayısıyla sayfayı ortalamak, tüm kağıtlara tek hamlede ufak yuvarlaklar açabilmek gibi ufak çaplı yetenek gerektiren delgeç kullanımı da gereksizleşti. İşlerine son verilen ois malzemeleri Belgeleri faksladığımız, diskete kopyalayıp taşıdığımız, delerek telli dosyalara yerleştirdiğimiz günler artık mazide kaldı. Teknolojik gelişme ve iş yapma biçiminin değişince bu arkadaşlarla yollar ayrıldı. FAKS Hani iki elini beline koyup “Faks kağıdı bitmiş” diye yardım isteyen çalışma arkadaşınız var ya… Ona artık “Aslında faks da biti” diyebilirsiniz. O ince kaygan kağıt rulosunu yerleştirmek, sıkıştığında açıp derdi nedir, diye yarı cahil incelemek, cephanesi bitip yenisini koymaya üşenildiğinde kesilmeyen o bip bip… Hepsi eposta ve eimza sayesinde mazide kaldı. “Ben daha tapu dairesine yeni gitim, orada vardı” itirazları gelebilir. Onlar da kısa sürede “Faks çektik, aldınız mı?” telefonları kadar uzakta olacaktır. TİPEKS Almanlar yenilince yenilmiş sayılan Osmanlı misali, daktilonun oislerden elini ayağını çekmesiyle beraber tipeks/daksil/korektör de temel işlevini yitirdi. Eskiden hatalı yazılan kelime tipeksle boyanır, tekrar daktiloya yerleştirilip üzerine yazılırdı. Artık bilgisayardan düzeltilip tekrar çıkış alınıyor. ÇEVİRMELİ TELEFON Ahizeleri geçen yıllarda bir Iphone aksesuarı olarak yeniden karşımıza çıksa da, çevirmeli telefonlar da artık yeni nesil müzelerde yerini aldı. Hayat ve iş dünyası bu kadar hızlanmışken, o numaratörün önce güç bela sağa yukarı gidişine, sonra nazlı nazlı sola aşağı süzülüşüne kimse tahammül edemezdi. Hele de artık numaranın son rakamlarından birinde parmağı üst deliğe sokup yanlış numara çevirme kabusu vardı ki… Önce tuşlu, sonra dokunmatikler çevirmeli telefonun hatını kesti. İlke Gürsoy @ilkegursoy MARKA İçinde çayocağı bulunan işyeri sayısı zaten azalıyor, olanlar da marka ile iş yapmıyor artık. İstediğiniz içeceğin iyatına göre değişen renklerdeki bu ufak pullar, bir dönem ülke ticaretinin gözbebeği gibiydi. Hem patronun hem personelin benzini olan çay gelir, karşılığında uygun marka verilirdi. Hâlâ bazı oislerde rastlansa da, artık tedavülden kalktığını söylemek gerek. bozulur, ne olduğunu kimsenin tam çözemediği “biçimlendirme” hatası verirdi. Artık hafızamızda 1.5 megabayt bile yer kaplamıyor. Bu arada CD ve DVD’nin eriyişi de gözden kaçmasın. Devir USB bellek ve internet bulutu devri. KARBON KAĞIDI Eposta atarken adres çubuğunun altındaki “cc”nin ne olduğunu biliyor musunuz? Carbon copy yani bildiğimiz karbon kağıdının İngilizcesi. Belge çoğaltmanın en basit yolu olarak kullanılan bu hışır hışır kağıtlar çoğunlukla siyah, bazen de mavi renkte karşımıza çıkardı. En sinir bozucusu ise, üstekine satırlarca yazdıktan sonra, karbon kağıdını ters koyduğunuzu ve hiçbir şeyi kopyalamadığınızı fark etiğiniz andı. Fotokopi makinesi gelince kendisine teşekkür edildi. DİSKET Bir dönemin biricik hafıza deposuydu. Yazdığımız, çizdiğimiz, oynadığımız her şeyi loppy disk namıyla da anılan bu incecik karelere saklardık. En kabadayısı yaklaşık 1.5 megabayt kapasiteye sahipti. Yani bugün akıllı telefonlarla çektiğimiz iki, bilemedin üç fotoğrafı koyabilirdik içine. Ne kadar da küçük dünyaların insanlarıymışız. Ayrıca durup dururken 22 FİHRİST “Neşe, bana Hakan beyi bağlar mısın?” cümlesini duyan sekreterler artık masanın üzerinde gülle gibi duran kara kaplı deterin sayfa kenarlarında ‘H’ hari aramıyor. Ya da o ufak plastik parçayı alfabenin üstünde gezdirip doğru harfe gelince haifçe bastırmıyor. Fihristler yerini bilgisayardaki excel dosyalarına ya da akıllı sabit telefonların hafızalarına bırakmış durumda. KALIP SABUN Doğrudan iş yapma tarzıyla ilgili olmasa da, oislerdeki en büyük değişimlerden biri tuvaletlerde yaşandı. Lavabodaki kalıp sabun yerini sıvı versiyonuna bıraktı. Böylece hijyen endişesiyle küçük plastik kabın içinde kendi kalıp sabununu taşıyan, tuvalete her gidişte onu yanına alan çalışanların da işi kolaylaştı. 24 MAYIS 2015