Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kalmak artık daha zor Kimisi yeni kurulan bir ülkeden medet umuyor, kiminin İstanbul’da yaşamak canına tak ediyor ve en yakın sakin şehre kapağı atıyor. TÜİK’in 2014 verilerine göre İzmir'e en fazla göç İstanbul'dan:16 bin 458 kişi. İstanbul’dan İzmir’e kaçanlar ve yeni kurulan ülke Liberland’e başvuranlar anlatıyor. İNSANLAR BİRBİRİNİN ÜZERİNE BASIYOR Ceyhun Yazıcı İzmir’den İstanbul’a büyük bir şirkete çalışmak üzere, büyük beklentilerle gitim. İlk dikkatimi çeken şu oldu: İstanbul'da herkes çok sinirli. Gergin. Herkes patlamaya hazır bir bomba gibi. Kimsenin kimseye tahammülü yok. Herkes birbirinin üzerine basmaya, birbirini ezmeye çalışıyor ki, kendi ayakta, hayata kalabilsin. İzmir'de insanlar hoşgörülü. Kimse otobüse binerken birbirini çekiştirmiyor. Ya da iş hayatında çok büyük hırsları yok insanların. Bir gün müşteri ziyaretine gidip gelmem 3,54 saat sürdü. Ben ne yapıyorum dedim, o sürede Çeşme'ye giderim, denize girerim, dönerim yine de vaktim olur. Tamam kariyer için geldim, büyük şirket de, sonunda ne olacak? Mutsuzsam ve hayatımı harcadığımı hissediyorsam ne anlamı var İstanbul'da olmanın? O anda karar verdim, hemen istifa etim. İzmir'de iş aramaya başladım. YÜRÜYEN mERdİVENdE SOLLAmA YApIYORLARdI Orkun Bayar 2013'ün başında İstanbul'a taşındım, bir yıl sonra döndüm. Oranın büyüklüğünü seviyorsan, traik sana koymuyorsa ve İzmir'de olmayan şeyler, örneğin kültürel aktiviteler yaşam kaliteni etkiliyorsa kalırsın. Ben bir daha yaşamaya gitmem. Çünkü keyif almıyorsunuz. Bir gün arkadaşımla buluşmaya gitmek için 2'de evden çıktım, 11'de döndüm. Bunun sadece 2,5 saatinde arkadaşımla beraberdim. İnsanın hayatının çoğu yollarda geçiyor. Yaşam biçimi traiğe adanmış. İstanbullu sürekli Ekin Yazıcı Ankaralı bir ailenin çocuğuyum. Ceyhun'la evlenince İzmir’e geldim. Dışarı çıkıp bakmadan İstanbul'un kaosu anlaşılmıyormuş. Birebir örneğiyim bunun. Anladım ki hayataki her şey oranın kaosu değilmiş. İnsan kaynakları danışmanıyım. Diyelim bir ilan veriyoruz, başvuranların yüzde 70'i İstanbul'da yaşayan İzmirliler. İstanbul'da kariyer yapmış, şimdi geri dönmek istiyor. Çocuğunu burada yetiştirmek isteyen ya da İstanbul'un keşmekeşinden sıkılıp, geri dönmeyi kafaya koyanlar da çok. 510 seneden sonra İstanbul'dan İzmir'e geri dönme isteği başlıyor. @gunelcantak Günel Cantak koşuşturma içinde. Ben kararımı metroda verdim; yürüyen merdivende birbirini sollayan insanlar gördüm. Dedim ki, bitmiş burası! İzmir'deki merdivenlerde iki tarata da insanlar durur. Kimse kimseye burası geçiş yeri demez. İzmirli rahatına düşkün. İstanbul'da insanlar sürekli koşuşturuyor ve sürekli bir yere yetişme telaşındalar. İstanbullular çok kaliteli yaşadıklarını zannediyorlar ama çok kalitesiz yaşıyorlar. Benim olayım, rahat yaşamak. Koşuşturmamak. Annem İzmir'de 50 kuruşa aldığı marulu orada 1,5 liraya aldı. O yüzden İstanbul’da maaşlar daha yüksek deniyor ama bence alakası yok. ADINDA ÖZGÜRLÜK GEÇEN ÜLKEYE HASRETİZ YENİ BİR tOpLumSAL YAşAm dENEYİmİ Gökhan Yenice Bireysel özgürlüğün toplumsal özgürlükle çatışmadığı bir toplum modeli her zaman cazip. Liberland bir mikro ülke olarak böyle bir yaşamı sergileyebilir gibi geldi bana. Sonradan tüh demektense baştan başvurayım, ola ki mevcut statükonun dışında bir model sergilerse ben de bir parçası olabilirim diye düşündüm. Özlük bilgileriniz ve CV'nizle başvuruda bulunuyorsunuz. Bunun dışında orada yaşamak, mülk edinmek isteyip istemediğiniz, yatırım yapıp yapmayacağınıza dair sorular var. Eşimi de başvurması için teşvik etim, gidersem beraber gitmeyi tercih ederim. Kabul edilirsem Liberlandlıyım diye havalara uçacak değilim. Kabul edilmişsem yeni bir tarz toplumsal yaşamı deneyimleyeceğim, iyi veya kötü. Yoksa, buradayız işte. Bir iyi niyet girişimi ve özgürlükçü bir yapılanma ilgi çekici benim için, olursa farklı bir deneyim olacak. Hırvatistan Sırbistan BAşKA hİçBİR YERE BENZEmEYEcEK Mehmet Ozman Manifestosu ve yola çıkış noktası ilgimi çekti. Ya herro, ya merro dedim. Bu iş olmazsa başvurmanın bir zararı olacağını zannetmiyorum. Ama olursa çok acayip olur. Bunu kaçırmamalıyım dedim ve başvurdum. Türkiye’nin refah düzeyi, başta düşünce olmak üzere özgürlük sorunları malumunuz. Adında özgürlük geçen bir ülkeye hasret bu millet demek ki. Bu iş sonunda sadece ideolojik bir oluşumun adresi olarak da kalabilir. Gidiş kesin değil benim gözümde. Daha önce hiçbir ülkeye başvurmayı düşünmedim. Ben ülkemi, insanımı çok seviyorum. Bu farklı bir durum. Eğer kurulabilirse başka hiçbir ülkeye benzemeyecek. Kabul edilsem, o 4999 kişinin her biri ile teker teker iletişime geçmeye çalışırım. Her bir tanışıklıktan yeni bir değer doğabileceğine inanırım. Önemli olan bu dünyaya ve gelecek nesillere bıraktığımız eserler olacaktır. 15 10 MAYIS 2015