09 Ocak 2025 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

ANTAKYA 5 Harbiye Şelaleleri defne ağacını kutsal sayması bundandır. Antakya’yı gezerken her yerde defne ağacını görürsünüz. Yaprakları güzel kokulu, yaz kış yeşil bir ağaçtır. Çok uzun yaşamlıdır. Özünde şakacı, delişmen bir ruh taşır. Antakyalılar onu kurutur saklar, yemeğe katarlar ki içinize işlesin, tadı damağınızda kalsın. Sabununu yaparlar ki ruhları bile yıkasın. Kızlarına ismini verirler ki, bir görüşte çarpsın, uzun yaşasın. Ama Defne’nin ruhu, insanı saran büyüsü, kokusu, özgür salınışı, yumuşak görüntünün ardındaki direngenliği esas Antakya insanının ruhuna işlemiştir. Hoşgörünün anavatanı Antakya, ilk uygarlıkların ve üç semavi dinin buluşma noktası, dünyada kurulan ilk dört kentten biridir. Hitit, Aka uygarlıklarını, eski Mısır’ı, Persleri, Selçukluları, Haçlı prensliklerini, Arapları, Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferiyle Osmanlıları, bir ara Eski Antakya Sokağı Fransız yönetimini görmüş yaşamış. 1937’de bağımsız Hatay Devleti kurulmuş, 1939’da Türkiye’ye bağlanmış. Her din, her inanış buraya bir şeyler katmış ve katmaya devam ediyor. Hıristiyanlık, Kudüs dışında ilk Antakya’da yayılmış. Hazreti İsa’ya inananlara ilk defa Antakya’da “Hıristiyan” denmiş. Aziz Pierre sığındığı mağarayı ilk kez burada ibadethaneye çevirmiş, kilise yapmış. Museviler kent ticaretini canlandırmış. Anadolu’daki ilk cami burada kurulmuş. Bu yoğun türbülansta hoşgörü, yöre insanının mayasını oluşturmuş. Dindarlar için Antakya, birbirine komşu mabetlerde özgürce ibadet edilen yer, hoşgörünün anavatanıdır. Antakya’ya her devletten, her imparatorluktan arkeolojik eserler, mimari yapıtlar, bir şeyler kalmış. Romalıların ?
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear