23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

düşerken, Ağrı'da 48 öğrenci, Şanlıurfa'da 43 öğrenci, Mardin'de 39 öğrenci düşüyor. Batı illerinde bu rakam 20'lere kadar iniyor. Burdur, Bartın ve Sinop'ta ise öğretmen başına öğrenci sayısı 17. 8 yıllık kesintisiz eğitim zorunlu olmasına rağmen, Türkiye'de 1 milyon çocuk okuma yazma bilmediği gerçeği, çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmaya çalışan ülkemiz için son derece üzücü. Nitekim AB’deki okullaşma oranlarına bakıldığında da Türkiye’nin ne kadar gerilerde olduğu görülebiliyor. Okullaşma oranı, İspanya'da yüzde 99.4, Fransa ve Portekiz'de yüzde 98.8, İtalya'da yüzde 98.8, Hollanda ve İngiltere'de yüzde 98.7, İsveç’te yüzde 98.6 seviyesinde. Dünyanın gelişmiş ülkeleri arasında yer alan Japonya'da da ilköğretimde okullaşma oranı yüzde 99.9 düzeyinde. Türkiye’de ise bu oran ilköğretimde yüzde 90.1, ortaöğretimde ise yüzde 56.5 seviyelerinde. Bugün kesintisiz eğitim süresinin 12 yıla çıkarılmasının tartışıldığı ülkemizde bunun gerçekleşebilmesi için okullaşma oranının arttırılması gerektiği bir gerçek. Raporda ortaya konulan diğer acı ama gerçek olan bir başka tespit ise engellilerin eğitim sorunlarını açıkça gözler önüne seriyor. Türkiye'de eğitim sorunları içinde ayrı bir yer teşkil eden engelliler, eğitim olanaklarından yoksun kalıyorlar ve buna doğru orantılı olarak iş Afrika’da birçok öğrenci yaşamında da yer alamıyorlar. Başbakanlık Özürlüler İdaresi hiç eğitim alamazken Başkanlığı'nın verilerine göre, Türkiye'de misyoner hıristiyanlar 8 milyon 341 bin 937 engelli bulunuyor ücretsiz eğitimle birlikte ve bunların yüzde 36.3'ü bırakın eğitim din sömürüsü yapıyor alma derecesini, okumayazma dahi bilmiyor. Engelliler arasında ilkokul mezunlarının oranı ise yüzde 41’lerde. Yüksekokula devam edebilenlerin oranı ise sadece ve sadece yüzde 2.24. Örgün eğitim verilen okulların özel alt sınıflarında, kaynaştırma sınıflarında, kaynak odalarında ve rehabilitasyon merkezlerinde verilen özel eğitimler engellilerin eğitim ihtiyacını ne yazıktır ki karşılamıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın 20062007 istatistiklerine göre, resmi örgün özel eğitim kurumlarının sayısı 644 olup, bu kurumlarda toplam 39 bin 520 engelli öğrenci eğitim görüyor. Öğretmen sayısı ise 6 bin 811. Türkiye'de eğitime ayrılan maddi kaynak da dünya ülkeleri arasında az gelişmiş ülkelerin bile daha altında. Elde edilen sonuçlar gösteriyor ki Kamu eğitime ayırıyor (Ayrıntılı bilgi için bakınız; eğitim harcamalarının GSYİH içindeki payı az gelişmiş www.atonet.org.tr). ülkelerde yüzde 3.1, orta gelişmiş ülkelerde yüzde 4.4, Tüm bu verilere baktığımızda ülkemizin eğitim gelişmiş ülkelerde yüzde 5.6 iken; dünya ortalaması konusuna daha fazla önem vermesinin gerekliliği yüzde 4.4, AB ortalaması yüzde 5.1. iken 2006 yılında kaçınılmazdır. Zira geçtiğimiz günlerde 60. Hükümetin Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanlığı, 16 milyar programı açıklandı ve bu programda Milli Eğitim ile 568 milyon YTL ’lik bütçesi ile 575 milyar 784 milyon ilgili yeni dönemde yapılması hedeflenenler Başbakan YTL'lik GSYİH'den ancak yüzde 2.8'lik pay alabilmiş Recep Tayip Erdoğan’ın Eğitim Programı durumda. 2007 yılında ise GSYİH'de 631 milyar 393 açıklamasında şu şekilde yer aldı; milyon YTL'lik hedef yakalanabilirse, 21 milyar 355 milyon YTL'lik bütçesiyle, Milli Eğitim Bakanlığı'nın ? Kamu harcamalarında en büyük pay, yine aldığı pay yüzde 3.3 seviyesine yükselebilecek ancak eğitime ayrılacak. Türkiye’nin bu "yükselmiş" oranla da hem dünya hem ? Okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranı yüzde de AB ülkeleri arasındaki ortalamanın gerisinde 50’ye çıkarılacak. İlköğretimde yüzde 100, mesleki ve kalacağı tespiti kolayca yapılıyor. teknik eğitim dahil olmak üzere ortaöğretimde yüzde Araştırma sonuçlarına göre bazı AB ülkelerinde 90 okullaşma gerçekleştirilecek. kamu eğitim harcamalarının GSYİH içindeki payları ? İlk ve ortaöğretimde tekli öğretime geçmek şöyle: Almanya yüzde 4.8, Fransa yüzde 5.6, Hollanda kaydıyla, sınıflarda azami 30 öğrenci eğitim görecek. yüzde 5.1, İngiltere yüzde 5.3, İspanya yüzde 4.5, İsveç ? Her okula internet bağlanacak, bilişim okur yüzde 7.7, İtalya yüzde 4.7, Polonya yüzde 5.6, Portekiz yazarı olmayan öğrenci kalmayacak. yüzde 5.8. İsrail, Gayri Safi Yurt İçi Hasılası'nın yüzde ? Üniversitelerin, yönetişim ve öğretimdeki 7.5'ini, İsviçre yüzde 5.8'ini, ABD yüzde 5.7'sini farklılaşmaları ile temayüz etmeleri desteklenecek. C S TRATEJİ 7 ? Farklı insani, fiziki ve mali kaynaklara sahip olan üniversitelerin tek tip ve tek merkezli yönetim anlayışı yerine küresel rekabete katılabilen, dünyaya açık ve Türk toplumunun beklentilerini karşılayan dinamik kurumlar haline gelmesi sağlanacak. Yine yapılan açıklamalarda bugün itibariyle ihtiyaç duyulan öğretmen sayısının 25 bin olduğu ve önümüzdeki günlerde de 10 bin sözleşmeli öğretmen ataması yapılacağı açıklandı. Adalet ve Kalkınma Partisi Seçim Beyannamesinde ve hükümet programında yer verilen kesintili 12 yıllık eğitim uygulamasının hayata geçirileceği ancak bunun 2012 yılında ortaöğretimde yüzde 90’lık okullaşma oranına ulaşıldığı zaman, kesintili olmak üzere 12 yıllık zorunlu eğitime geçebileceği öngörülüyor. Hükümetin hedefleri arasında yer alan 12 yıllık kesintili eğitim uygulamasında, 8 yıllık zorunlu eğitimle bir ilköğretim okulunda okuyan öğrenci, bu 8 yılın sonunda lise eğitimini istediği bir ortaöğretim kurumunda devam edebilecek. İlköğretimde 8 yıl zorunlu olduğu için öğrencinin birinci sınıftan başlayıp 8. sınıfa kadar kesintisiz eğitim görmesi zorunlu. Ancak, kesintili eğitime geçilince, öğrenci ilköğretimi bitirdikten sonra istediği bir lise türüne devam edebilecek. Yani 8 yıl bir okulda okuyup sonraki 4 yılı istediği başka bir okulda okuyabilecek, ancak 12 yıl eğitim zorunlu olacak. 8+4 yıl olması bu sistemin kesintili olduğu anlamına geliyor. ÖSS’de yapılacak değişiklikte YÖK ile işbirliği yapılacağı, ortaöğretim müfredatında da köklü değişiklikler yapılacağı, OKS’nin ise bu yıl bu haliyle son kez uygulanacağı gibi hedefler 60. Hükümetin eğitimle ilgili yeni dönemdeki hedefleri olarak açıklandı. Öğretmen başına öğrenci sayısının en fazla olduğu iller, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alıyor. Şırnak'ta öğretmen başına 57 öğrenci düşerken, Ağrı'da 48 ÜCRETSİZ VE EŞİT EĞİTİM öğrenci, Şanlıurfa'da 43 öğrenci, Mardin'de 39 HAKKI bu çarpıcı tespitler gösteriyor ki öğrenci düşüyor. Batı illerinde bu rakam 20'lere Yapılan Türkiye’nin eğitim konusunda daha çok alması gerekiyor. Dünya ülkeleriyle kadar iniyor. Burdur, Bartın ve Sinop'ta ise yol yarışabilmemiz için öncelikle günün şartlarına göre bilim ve teknolojiyi öğretmen başına öğrenci sayısı 17. kullanmayı bilen, iyi eğitim almış insanlara ihtiyacımız var. Bunun olabilmesi için de öncelikle eğitime devlet tarafından ayrılan payın daha da işlevsel boyutlarda artırılması dolayısıyla eğitim kalitesinin yükseltilmesi gerekmektedir. Günümüzde bile halen okuma yazma bilmeyenlerin olması ve hatta bunlar arasında çocukların da olması ülkemiz için aslında bir utanç vesikasıdır. Hala kızerkek ayrımı yapabilen bir ülkenin dünya devletleri ile yarışabilmesi düşünülemez. Yeterli sayıda derslik ve öğretmen olmaması, sınıflarda 5060 kişi ile eğitim yapılıyor olması ülkemiz için kabul edilebilir bir durum olmasa gerek. Kalabalık sınıflarda eğitim yapılıyor olması kalitesiz eğitime neden olurken, velilerin de devlet okulları yerine özel okulları tercih etmelerinin önünü açıyor. Zira bugün eğitimin bile özelleştiriliyor olması maddi durumu iyi olan çocukların özel dershanelerde eğitim almaları, insanlar arasında sosyoekonomik durumlarına göre ayrımcılık yapılması sonucunu doğuruyor. Oysaki eğitim herkesin ücretsiz ve eşit bir şekilde sahip olması gereken temel bir haktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear