23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Tiyatrocu Gencay Gürün toplumun bir kesiminin tiyatroya bakışını acı ama gerçek bir anısını anlatarak açıkladı: Bu oyunda hiç kadın SEREZLİ VE ÜNAL AYNI SAHNEDE Tiyatro İstanbul’un yeni oyunu “Altı Haftada Altı Dans Dersi”nde Nevra Serezli ve Cihan Ünal oynuyor. Oyun, hayattaki yalnızlığını dansla doldurmak için dans eğitimi alan bir kadınla, yaşamında sorunları olan bir dans öğretmeninin bir araya gelişleri ve yalnızlıklarıyla yüzleşmelerini anlatıyor. yok mu? Yıllarını tiyatroya adamış Gencay Gürün. Milletvekilliği de yapmış, konsolosluk da. Ama heyecanı hep tiyatroyla, sanatla büyümüş. Toplumsal gelişimin sanatla, kültürle, eğitimle gerçekleşebileceğini savunmuş, bu uğurda vermiş savaşını. 15 yıl ZUHAL önce kurduğu Tiyatro İstanbul AYTOLUN ile de her sezon yeni bir oyunu buluşturuyor izleyiciyle. Gürün’le hem tiyatroya ilgiyi hem de toplumun sanata bakışını konuşmak üzere buluştuk. Son yıllardaki eğitim ve kültür seviyesindeki düşüşten dem vuran Gürün, artık tercihlerin de komediye kaydığını söylüyor üzülerek. 2003 yılında sahnelenen ‘Bu Adreste Bulunamadı’ oyunu ile ilgili “Bu oyunda hiç kadın yok mu?” sorusuna maruz kaldıklarını anlatıyor. İlk tehlike çanları o dönemde çalmaya başlamış. Aslında Gürün, bugünleri yıllar öncesinden görmüş. Şehir Tiyatroları’nda genel sanat yönetmenliği yaparken verdiği bir röportajda bu düşüşün yaşanacağından söz etmiş. Hem de tiyatro kapılarında kuyruklar oluşurken. “En parlak günlerini yaşıyordu tiyatro. Ama eğitim ve kültürdeki gidişatı görebiliyordum” diyor. EĞİTİM VE KÜLTÜR ZAYIF Günümüz tiyatro ortamına genel bir bakış atmak isterim öncelikle. Nedir gözlemleriniz? Tiyatro, kültür ve eğitimle paralel giden bir sanat dalıdır. Türkiye’de malesef son zamanlarda bu düzey gittikçe düşüyor. Bu başlı başına umutsuzluğa sürükleyecek bir konu. Atatürk savaşı kazanmış ve Cumhuriyeti yeni kurmuşken diyor ki “Türkiye Cumhuriyeti her ne pahasına olursa olsun eğitim savaşını kazanmak zorundadır.” Türkiye bu eğitim savaşını kaybetti. Televizyon kanallarımızda sadece yemek programları, göbek atmalar, karıkoca bulma programları yayınlanıyor. Onlar da reyting için bunları yapmaları gerektiğini düşünüyorlar. Oysa bunlara bir çerçeve getirilmesi gerekiyor. Çünkü eğitim ve kültür seviyesini düşürdüler. Opera, bale, klasik müzik zayıflıyor. Türk Musikisi bile yok oldu. Her şey türküye indirgendi. Aynı şey tiyatro için de geçerli. Türkiye’nin kültürel hayatındaki düşüşten tiyatro da nasibini alıyor. Peki destek alabiliyor mu tiyatrolar? Ödenekli tiyatromuz var. Her ülkede bu yok. Devlet kendi tiyatrosunu ödenekli olarak destekliyor. Kültür açısından bu önemli. Özel tiyatrolara da Kültür Bakanlığı destek veriyor. Mesela Londra’da belediyelerin gelirlerinin bir bölümü özel tiyatrolara yardım fonlarına aktarılıyor. Bizde de bu yöntem uygulanabilir. Çünkü özel sektör çok da oluşmuş değil. Şehir Tiyatroları’nda genel sanat yönetmenliği yaparken, Evita’yı sahnelemek istedik. Nasıl yapacağımızı düşünürken Efes Pilsen sponsorluğu kabul etti. Büyük bir prodüksiyondu ve inanılmaz mektuplar aldık Amerika’dan İngiltere’den. Hatta dünyanın en büyük prodüktörlerinden biri İstanbul’a geldi benimle görüşmek için. İnanamadım. Çok uzun süre konuştuk ve Türkiye hakkındaki fikri değişti. Destek çok önemli. Tehlike çanları çalıyor... Tiyatro İstanbul kurulduğundan bu yana nasıl bir noktaya geldi yıllar içinde? İlk dönemde salon sorunu yaşadık. Daha sonra Profilo A.V.M bir tiyatro salonu yaptı ve buraya taşındık. Hep dikkat ettik prodüksiyon kalitesine. O konuda çok iddialıyız. Oscar Wilde yapıyorsak, o dönemin dekoruna stiline çok dikkat ederiz. Hatta onu da ölümünün 100. yılında yaptık. Çok güzel bir prodüksiyondu. Ancak son yıllardaki kültür düşüşü bize de yansıdı. Daha çok komedi isteyen bir seyirciyle karşılaşıyoruz. 2003 yılında sahnelediğimiz ‘Bu Adreste Bulunamadı’ adlı oyunda ilk tehlike çanı çaldı. Toplu satış yaptığımız bir grup adına arayan kişi ‘Bu oyunda hiç kadın yok mu?’ diye sordu. 2007 yılında ‘Çıkmaz Sokak Çocukları’nı sahneledik. Ki bu oyunu 13 yıl önce Şehir Tiyatroları’nda da sahnelemiştik ve kıyamet kopmuştu, yıllarca oynayıp çok sayıda ödül almıştı. Biz 2007’de tekrar sahnelerken Amerika’da Al Pacino oynuyordu. Türkiye’de ise yine çanlar çaldı ve oyun hiç tutmadı. En tutmayan oyunumuz oldu ki bence en güzel oyunlarımızdan biridir. İnsanlar tiyatroya gelmiyor. Gelip beğenmemek değil konu. Ben aralarda dansöz çıkarıyoruz desem gelirlerdi. 2010 ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Ben çok iyimser değilim. Ama yanılmak istiyorum. Keşke büyük bir atılım olsa da şaşırsam. Yinelemekte yarar var; eğitim herşeyin başında geliyor. Eğitimli insanı aldatamazsınız. Eğitimli insan iyi şeyler ister. GEÇ KALDIK... Belli festivaller dışında Avrupa’yla kültür alışverişimiz nasıl? Çok fazla olduğu söylenemez. Tiyatroda bir dil sorunu var. Tiyatro festivali dışında bir hareket olduğunu söyleyemem. Geç kaldık bu konularda. Hepsinin temelinde eğitim var. Çünkü eğitimli insanların ilgileneceği bir daldır tiyatro. Peki hakim kültür nedir Türkiye’de? İnsanlar televizyon izliyor ama televizyonda belli bir çerçeve dahi yok. Yurtdışında yaşadığım dönemde mesela Fransa’da çok ciddi bir çerçeve vardı programlarda. Kültür saatleri, klasik müzik, tartışma, çocuk programları... Hatta haftada ikiden fazla film bile gösteremezlerdi. Belki bugün değişmiştir çok yakından takip edemiyorum. Belki ihtiyaçları da yoktur. Ama kesinlikle Türkiye’de televizyonlara da bu çerçeve getirilmeli. O zaman reytingler de düşmez, çünkü her kanalda benzer şeyler yayınlanır. Türkiye’nin de düzeyi yükselir. Çünkü bu çok büyük kötülük aynı zamanda. Sanat örgütlerinin duruşu nedir? Bilemiyorum. Örgütsel bir faaliyet içine girmedim ben. Ama gücüm olsa yapacağım ilk iş bu olur. Bence Türkiye’nin en önemli mevkilerinden biridir RTÜK başkanlığı. Ben çocukken radyo vardı. Sabah okula gitmeden önce radyoda klasik müzik dinlerdim. Ayda bir kere ‘Bir türkü öğrenelim’ diye bir program yayınlanırdı. Sanat, tartışma programları da öyle. Ama günümüze baktığınızda biz herşeyi türküye indirgedik. Folklorumuz çok zengin ve güzeldir ama yeri ayrıdır. Hep bir basamak yukarıya çekme gayretinde olmalıyız. 5 saat yemek üzerine konuşmak herhalde dünyada bir rekordur. Hangi kanalı açsanız yemek yapılıyor. İyi de başka şeyler de olmalı. Onlardan mahrum bırakılmamalı Türk halkı. ? Oyun Atölyesi’nde Testosteron bugün, 12 ve 13 Mart’ta saat 20.30’da, yarın ise 16.00’da sahnelenecek. ? Kenter Tiyatrosu’nda bugün saat 20.00’de 39 Basamak, yarın saat 15.00’te ise Ben Anadolu oyunu sahne alacak. ? Tiyatro İstanbul, Altı Haftada Altı Dans dersi yarın saat 14.30, 12 ve 13 Mart’ta ise saat 21.00’de. ? Sadri Alışık Tiyatrosu’nda Bahçemdeki Ayı bugün saat 20.30, yarın 15.30’da sahnelenecek. Yeşil Papağan Ltd ise 12 Mart’ta Konya Erol Güngör Konferans salonunda saat 20.30’da, 13 Mart’ta ise Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde sahnelenecek. ? Dostlar Tiyatrosu’nda Muammer Karaca Tiyatrosu’nda Marx’ın Dönüşü bugün saat 20.30, Sivas 93 yarın Caddebostan Kültür Merkezi’nde 16.00’da, 13 Mart’ta ise Muammer Karaca Tiyatrosu’nda saat 20.30’da sahneleniyor. ? Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu’nda İyi Günde Kötü Günde bugün, 12 ve 13 Mart’ta saat 20.30’de sahnelenecek. Haftanın tiyatro ajandası İstanbul köylüsünün zarafeti En çok özlediğiniz şey nedir bu ülkede? Ben İstanbulluyum. İstanbul bana göre dünyanın en güzel şehri. Hele ki benim yaşadığım yıllarda. Yaşlı bir kadın karşıya geçecekse sokakta, iki kişi hemen yardımına koşardı. Ben öyle bir İstanbul’da büyüdüm. Haldun Taner’in anlattığı bir hikaye vardı. Beylerbeyi vapurları hep gecikirmiş. Bir gün yoldan geçen biri neden geciktiğini sormuş. Gecikirmiş, çünkü vapur yanaştığında herkes birbirine yol vermeye çalışırmış öncelikle. Şimdiki gibi dirsek atıp geçmeye çalışmazmış. Ben o İstanbul’u, o insanları özlüyorum. İstanbul köylüsünün zerafetini özlüyorum. O güzel İstanbul’un yeşilliklerini arıyorum; her yer bina... Bunu aklım almıyor. Bir şehri yok ettiğiniz zaman geri getiremezsiniz. Şimdilerde çok üzülüyorum. C MY B C MY B
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear