Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5 ARALIK 2009 CUMARTESİ 7 Kadınlar alışverişe duygularıyla çıkıyor Türkiye’de moda çok süslü Her sezon o sezon üzerine çalışıp eğilimleri belirliyor Nelly Rodi. Her ülkenin de bu eğilimleri kendine uyarladığını söylüyor. Türkiye’ye çok sık geliyor Rozborski. Her yıl en az iki kez tekstilcilere ve markalara eğitim vermek için geliyor, bir de moda haftasını kaçırmıyor. Türkiye’yi sorduğumuzda Rozborski’ye, “Türkiye’nin onlar için Akdeniz’in devamı olduğunu söylüyor. Giyim konusundaki bilgisi ve deneyimleri sürekli gelişen, Latin ve Akdenizli yapısı çok gelişmiş, İspanya’ya benzeyen bir ülke. Modanız çok daha süslü, işlemeli, daha fazla şey ekliyorsunuz orijinaline. Amerikalılar’a, İskandinavlar’a göre daha renkli. Kadınlar daha çok elbise giyiyor, güzel giyiniyorlar, çok makyaj yapıyorlar. Artık günlük ve lüks giyimde üreticilik anlamında en büyük ülkesiniz. Deride de büyük bir bilginiz var. Bu da sizi geliştiriyor elbette” diyor. Rozborski Yargıcı markasını ve Arzu Kaprol’ün tasarımlarını çok beğendiğini söylüyor. Türkiye’de en çok Duygu davranış grubu görülüyormuş. Alt stil ailesi olarak ‘Romantik BoBo’, ‘Geleneksel’ de ‘Mantık’ da öne çıkanlardan. “Her şey var burada” diyor Rozborski. Stil ve trendler günümüz kentli insanının en büyük tutkularından biri. Kimi modayı en ufak ayrıntısına kadar izliyor, kimi kendine has bir stil oluşturuyor. Tabii ki bu işlerde para da önemli. Şu da bir gerçek ki stil sahibi olmak da yalnızca parayla ilişkili değil. Trend analizi ajansı Nelly Rodi’nin yaptığı araştırmaya göre insanların moda tercihlerini dört ana unsur belirliyor. Gelenek, duygu, kaçış ve mantık. Bu dört ana unsur da 13 farklı stile ayrılıyor. İstanbul’da düzenlenen atölyeye katılan Nathalie Rozborski bugüne kadar farklı ülkelerde moda eğilimlerini incelemiş.Türklerin duygularıyla hareket ettiğini anlattı. Sarah Jessica Parker günümüzün stil ikonlarından. mensuplar. Temel stil ailesindekiler beyaz, bej, Dünyadaki herkes üstüne başına bir şeyler satın lacivert ve siyah renk ve yün, pamuklu ve denim alıyor. Moda akımları bir yıl öncesinden belirlense kumaşı gibi kumaşlardan hoşlanıyorlar. Polo de, herkes alışverişe çıktığında yaka tişörtler, V yaka gömlekler, klasik bu akımları kendine göre SİNEM günlük pantolonlar kadın ve erkek için yorumluyor. Kimi bir ekru olmazsa olmazlar. Klasik alt stil ailesinde DÖNMEZ ceket alıyor, kimi ekose ise yine beyaz, bej, siyaj, gri, gök mavisi gömlek... Fransa’daki trend gibi renkler var. Erkekler için yün analizi ajansı Nelly Rodi, ceketler, trençkotlar kadınlar içinse ipek geçen hafta İstanbul Moda Akademisi’nde bluzlar, yün ceketler var. Esnek grup da ilginç bir atölye düzenledi. Atölyenin amacı erkeklerde soluk pembe, koyu yeşil, insanların alışveriş davranışlarını kahverengi tonların üç parça takım belirlemekti. Değişen Global Pazarda Moda elbiseyi, iki renkli tişörtleri, kadınlarda Tüketicisinin Davranış Analizi adlı ise Chanel stili ceketleri, maskülen atölyede, markalar ve moda projeleri duruşu ve jeanleri içeriyor. sorumlusu Nathalie Rozborski “İnsanlar neden alışveriş yapar ve ne alır?” sorusuna yanıtlar aradı. Bu sorunun yanıtını sosyolojiyle birlikte Duygu grubundakiler hayatı hep o anda veriyor Rozborski. yaşayan, eğlenceli ve çekici kişiler. Hep Alışveriş Uma Thurman kendilerini yansıtmaya çalışıyorlar davranışlarını giyim tarzıyla giyinirken. Onlar için görünüm önemli, dört ana gruba magazin yaşam stilleri ve zevkleri her şeyden önce ve bu gündeminin ilk geliyor. Süt tonları, açık renklerden, ince gruplardaki 13 sıralarında. kumaşlardan ve feminen bir tarzdan hoşlanan ilk alt farklı stile aile ‘Romantik BoBo’ ‘Bohem ve Burjuva’ anlamına ayırıyor. geliyor. Erkekte tüvit ceketler, ince örgü kazaklar, Kendinizi alışveriş kadınlarda ingiliz danteli işlemeleri, ipekler, büyükanne takıları yaparken düşünün... anahtar. ‘Parıltı’ stil ailesinde beyaz, siyah ve kırmızı başı çeken Annenizin alışveriş renkler. Bu ailenin üyelerinin şık bir lüks anlayışları var. alışkanlıklarını mı Erkeklerde bele oturan ceketler, renkli gömlekler ve yelekler, sürdürüyorsunuz, işlevsel kadınlarda siyah elbiseler, büstiyerler, kürkler vazgeçilmez. olsun benim olsun ‘Gösteriş’ adlı aile parlak ürünlerden hoşlanıyor. Ana renkleri diyenlerden misiniz, siyah, altın, bakır, bronz. Lame, payet, sahte kürk, naylon yoksa bu yıl ne moda kullanılan malzemeler. Giyilen her şey vücudu sarıyor. Erkekte değilse ona mı parlak ceket, baskılı tişört, kadında skinny jean, mini şort, parlak yöneliyorsunuz? Bu tayt. Asi grubu rock yıldızlarını anımsatıyor. Siyah, zımbalı, tercihler sizin hangi parlak deri, zımbalar en çok kullandıklarından. sosyolojik gruba ve nasıl bir stil ailesine bağlı olduğunuza bağlı. 25 yıllık bir trend analizi ajansı olan Kaçış grubu günümüzün, gerçekliğin karşısında duruyor. Nelly Rodi, tasarım, ‘Kaçış’ grubundakiler tüm çağ ve türleri birleştirip karıştırıyor. pazarlama ve sosyolojiyi Günümüzün modasına uymuyor. İlk stil ailesi ‘Sanatsal’. birleştiriyor. Her yıl tekstilcilere o Kırmızımsı turuncu, leylak, haki, sarı en çok başvurdukları yılın trendlerini, hangi kumaş ve renkler. Erkekte renkli ceketler, tipografik baskılı tişörtler, hangi materyallerin kullanılacağı kadında elle boyanmış gibi duran bluzlar kullanılıyor. Her şeyde bilgisini veriyorlar. Bir markanın gerçek sanatsal bir dokunuş arıyorlar. ‘Tarihi Barok’ ailesi için koyu bir marka haline nasıl geleceğinin sırlarını yeşil, mor, bakır renkler ön planda. Giydikleri her şey geçmişe veriyorlar. Hem de Avrupa’nın bir ucundan referansta bulunuyor. Erkekte bol metalli hırkalar, askeri Uzakdoğu’ya kadar. üniformalara benzer ceketler, kadınlarda şifon uzun elbiseler var. Rozborski bu dört sosyolojik davranış ‘Etnik’ stil ailesinde ise güneş tonları, parlak fosforlu renkler ön biçiminin dünyanın her yerinde aynı olduğunu planda. Erkekte safari ceketler, kargo pantolonlar, kadında şalvar vurguluyor. Zaman zaman alt stil ailelerinde farklılıklar olsa da pantolonlar, boncuk, nakış, işlemeli hippi elbiseleri. bu dört davranış biçimi hiç değişmiyor. Çalışmalarını Avrupa, Mantık grubundakiler işlevselliğe önem verirken, mantıklı, zeki Amerika ve Asya olarak gruplandırıyor Rozborski. ve modern bir şekilde yaşamaya özen gösterirler. ‘Eko Yeşil’ alt Alışkanlıkların kültürel kodlara, zevklere göre değiştiğini stil ailesinde kamuflaj tonları var. Satın alırken daha mantıklılar. anlatıyor: “Kültürel kodlar, zevkler o kadar değiştiriyor ki bu Erkekler ketenler pamuklular, rahat, kadınlar iki parçalı üstler, alışkanlıkları. Avrupa’nın tam ortasında birbirinden farklı o tünikler, keten ve yün etekler ve kesinlikle organik pamuklu tercih kadar çok stil ailesi var ki.” Örneğin İskandinav ülkelerinin ediyor. ‘Minimal’ ailede gri, bej tonları ve yine pamuklu kumaşlar oldukça mat, rafine, kibar bir tarzı var. İtalyanlar ve İspanyollar var. Erkekler düz takım elbiseler, kadınlarda düz elbiseler. ise çok renkli, görsel anlamda güçlü giysilerden hoşlanıyorlar. ‘Düşsel’ adlı aile ise yüksek teknolojili kumaşları, florasan Gelelim dört sosyolojik ana başlığa. Başlıklardan ilki gelenek. renkleri seviyor. Erkekte grafik desen, ekoseler, kadında çok Gelenek hissiyle alışveriş yapan insanlar aile, iş, arkadaşlık gibi renkli optik kumaşlar başı çekiyor. Ama vücudu sarmıyorlar. değerleri olan insanlar. Yaşamayı bilen, kibar ve titiz bir çevreye Gösteriş ve parıltı Çevreci giysiler Komedi dâhisinin evi müze oluyor Charlie Chaplin’in “sürgün” yıllarını geçirdiği İsviçre’deki evinin müze yapılması planlanıyor. 2011’de bitecek proje için hazırlıklar sürüyor. Albert Einstein bir toplantıda Charlie Chaplin’e “Siz çok büyük bir insansınız, herkes sizi anlıyor ve size hayran” diyor. Chaplin’in yanıtı: “Siz daha büyüksünüz. İnsanlar sizi GAMZE anlamadıkları halde size hayran ERBİL oluyor.” Evet, sinemanın sessiz döneminde herkesin anladığı, güldüğü ve ortak duygular yaşadığı ünlü isim: Charlie Chaplin ya da bizim onu tanıdığımız tipiyle Şarlo. McCarthy döneminin cadı avından payını aldığı için evrensel imajı yara almış olsa da, sinema tarihinin başyapıtları sayılan filmleriyle tahtından indirilmesi imkansız olan komedi dahisi. Bugünlerde bir kez daha gündemde Şarlo. İsviçre’de ömrünün son yirmi yılını geçirdiği CorsiersurVevey’deki evinde kendi adına bir müze yapılması planlanıyor. 2011’de Cenevre gölü kıyısındaki eski evde açılması planlanan müze, Chaplin ailesine ait Charlie Chaplin Müzesi Vakfı tarafından işletilecek. Chaplin’in 11 çocuğundan 8’inin yaşadığı, büyüdüğü evin müzeye dönüştürülmesi 10 yıldır gündemdeymiş. Oğul Michael Chaplin, “Yıllardır, insanlar gelir ve kapımızı çalar. Biz de girip çevreye bakmalarına izin veririz. Sonunda burada müze kurma fikrini geliştirdik” diyor. 50 milyon dolarlık proje kapsamında Şehir Işıkları, Yumurcak ve Büyük Diktatör gibi filmlerin gösterileceği, Chaplin’in meslek yaşamının anlatılacağı, multimedya sergilerinin yer alacağı ve 20. yüzyılın başındaki film yapım süreçlerinin canlandırılacağı belirtiliyor. Chaplin’in film müziklerini bestelediği piyanosu ve geniş kütüphanesi de müzede sergilenecek. Chaplin 1952 yılında çıktığı bir yurtdışı gezide bir daha ABD’ye dönemeyeceğini öğrendi, çünkü “Amerikan aleyhtarı faaliyetleri” yüzünden eve dönmesi yasaklanmıştı. Bundan sonra yaşamını yitireceği 1977 yılına kadar İsviçre’de yaşamayı seçti. Hiçbir zaman ABD vatandaşı olmak için başvurmayışı, genç kadınlarla ilişkileri, filmlerindeki komünizm yanlısı sahne ve içerikler gibi suçlamalarla hakkında bir kampanya başlatılan Chaplin, ancak 1972’de bir tür “iadei itibar” anlamına gelen Oscar ödülünü almak üzere ABD’ye girebilecekti. ‘Film sektöründen çıkan tek dâhi’ Chaplin’in duygulara kattığı derinlik; kompozisyon, çerçeve vs. belirlemede getirdiği yenilikler; yarattığı tarz ve burjuva yaşam tarzının ve geleneksel ahlak anlayışının dışında kalan tercihleri onu “tüm dünyanın anladığı ve takdir ettiği sessiz sinema ustası” haline getiriyordu. Bernard Shaw, Chaplin için “Film sektöründen çıkan tek dahi” nitelemesini yapıyordu. Chaplin, Victoria döneminin sonundaki müzikholler ile Hollywood’un klasik film yapım dönemi arasındaki canlı bağlantı olarak da görülür. 1889’da Londra’nın güneyinde Walworth’un East Street’inde doğan Chaplin’in anne ve babası müzikhollerde çalışmaktadır. Babasının alkolizm sorununun yanında annesinin cinnet nöbetleri, Charlie ve ağabeyi için zorlu bir yaşamın net işaretleridir. Büyük bir yoksulluk ve sefalet içinde geçirilen bu yıllar, sonrasında Chaplin filmlerindeki mahrumiyet ve acıma duygularının zeminini oluşturur. Ve Şarlo ortaya çıkıyor Ağabeyiyle birlikte “sahne sanatlarından” para kazanmaya başlayan Chaplin, 1913’te bir ABD turnesinde sinema ile tanışır ve Mack Sennett’in Keystone stüdyosunda çalışmak için teklif aldığında hiç tereddütsüz bu işe dalar. Başlangıçta sıradan palyaço figürasyonunu yapan yetenekli kahramanımız bir noktada kendisini ölümsüzleştirecek olan Şarlo tiplemesini yaratır. Bol pantolonlu, melon şapkalı, büyük ayakkabılı, sürekli bastonunu çeviren ve sakar hareketleri ile gülünç mizansenler oluşturan Şarlo, kısa sürede sinema izleyicisinin kalbinde taht kurar. Kısa süre içinde oyuncu, yönetmen, yapımcı, senarist ve hatta kompozitör olarak büyük bir üne kavuşan Charlie Chaplin Göçmen, Yumurcak, Altına Hücum, Şehir Işıkları, Modern Zamanlar, Büyük Diktatör, Sirk ve Sahne Işıkları gibi başyapıtlara imza attı. Mükemmeliyetçiliği ve kimi zaman tek bir sahne için yüzlerce çekim yapmış olması nedeniyle Stanley Kubrick’e, yaratıcılığı ve doğaçlama yeteneği nedeniyle Mike Leigh’a benzetilen Chaplin, politik görüşleri nedeniyle de tartışmalı bir kişilik oldu. İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’da ikinci cephenin açılmasının hararetli savunuculuğunu yapan Chaplin, “Büyük Diktatör” ile ABD’nin Almanya’dan nota almasına neden olmuştu. Her zaman bir kızıllığı oldu Genel olarak ezilenlerin yanında yer almayı tercih eden Şarlo, aristokratlara attığı tekmeler ve konteslerin suratına yapıştırılan pastalarla sokaktaki serserinin yapamadığını yapar. En fazla da polislere yönelik “küçük düşürücü” rollerle şimşekleri üzerine çeker. Filmlerinde polisi küçük düşürmesini eleştiren FBI yetkilisine “insanlar bunu istiyor” diyerek meydan okuması, bir davette bir Nazi ile el sıkışmayı reddetmesi o dönemde “Amerika’ya karşı faaliyet” sayılmaktadır. 1940 tarihli Büyük Diktatör’ün o dönem için ve tüm zamanlarda kızıl olan o unutulmaz “final sahnesi” de Şarlo kimliğinin net ifadelerini içerir: “Hepimiz karşımızdakine yardım etmek isteriz. Bütün insanlar böyledir. Karşımızdakinin mutluluğunu görmek isteriz, üzüntüsünü değil. Birbirimizden nefret etmek ve birbirimizi hor görmek istemeyiz. Bu dünyada herkese yetecek yer var. Ve toprak hepimizin ihtiyacını karşılayacak kadar bereketlidir.” C MY B C MY B