28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Önemli kanatlı hastalıklarının önlenmesi için... ‘Biyogüvenlik işlemleri eksiksiz yerine getirilmeli’ Prof. Dr. Mehmet AKAN (A.Ü. Veteriner Fakültesi öğretim üyesi) lkemizdeki kanatlı sektörü, son 20 yıl içinde büyük aşama kaydetmiş ve üretim değerleri yüksek rakamlara ulaşmıştır. Üretimdeki verimlilik dünya standartlarına ulaştırılırken, tesis altyapısında ve ürün kalitesinde de önemli gelişmeler sağlanmıştır. Bu gelişmeler ile birlikte, kanatlı popülasyonu arttıkça hastalık problemlerinde de bir artış gözlenmiştir. Ülkemizdeki kanatlı sektörü, tavuk temel olmak üzere, hindi ve az düzeylerde ördekkaz, devekuşu ve bıldırcın yetiştiriciliğini ve bu türlere ait ürünlerin işleme ve pazarlama tekniklerini kapsamaktadır. Genel olarak, Dünya’da yaygın olarak yaşanan sağlık problemleri ülkemizde de görülmekte ve önemli ekonomik kayıplar şekillenmektedir. Hastalıkların kontrolü için gösterilen yoğun çabaya karşın üretimin belirli yerleşim alanlarında yoğunlaşması nedeniyle, çözümde ve ekonomik kayıpların azaltılmasında bazı güçlükler yaşanmaktadır. Ayrıca, kanatlı hayvan hareketlerinin sınırlandırılamaması, hastalıkların teşhisinde yaşanan zorluklar ve hastalıkların kontrolünde alınması gereken önlemlerin/yaptırımların tam olarak uygulanamaması da, bu güçlüklerin artmasına neden olmaktadır. Bu yazıda, ülkemizde et (broiler) ve yumurta yönlü yetiştirilen damızlık ve ticari tavuk sürülerinde görülen önemli hastalıklar ile ilgili bilgiler verilecektir. Bu hastalıklar etken özelliklerine göre gruplanarak verilmiştir. Ü Bakteri hastalıkları Bu grupta yer alan hastalıklar, tüm kanatlı sürülerinde sıklıkla görülür. Bu hastalıklar, tedavi masraflarının artmasına ve verim kayıplarına neden olarak önemli ekonomik problemler oluştururlar. Bakteriyel hastalıklar arasında, Salmonella etkenlerinin neden olduğu hastalıklar ayrı bir öneme sahiptir. Genel olarak iki bölümde incelenmektedir. Birinci grupta, Salmonella gallinarum ve Salmonella pullorum’un neden olduğu tavuk tifosu ve Pullorum hastalığı; ikinci grupta ise, hareketli Salmonella etkenlerinin neden olduğu paratifodur. İlk grupta yer alan iki hastalık, kanatlı üretiminde oldukça ciddi problemler yaratırken önemli verim kayıpları oluşturur. Bildirimi zorunlu olan hastalıklardır ve tedavi edilmeleri oldukça güçtür. İnsan sağlığını etkilemezler. İkinci grup infeksiyonlar ise, özellikle insan sağlığı için önem taşır. Salmonella infeksiyonları Türkiye’de özellikle yumurtacı sürülerde daha sıklıkla görülmektedir. Kolibasillozis, özellikle civcivlerde erken dönem ölümleri ile bağışıklık sistemi baskılanmış broiler sürülerde solunum sistemi infesiyonlarına iştirak ederek son dönem kayıplarında etkili olmaktadır. Ülkemizde son yıllarda yaygınlığı giderek artan hastalıklar arasında yer alan Mikoplazma infeksiyonlarında, hem verim kayıpları hem de tedavi giderleri artmakta ve önemli ekonomik kayıplar şekillenmektedir. Tavuk sürülerinde klinik ve verim yönünden fazlaca bir problem oluşturmamasına karşın, tüm Dünya’da olduğu gibi, Türkiye’de de özelikle broiler sürülerde termoflik Campylobacterler oldukça yaygındır. Yukarıda belirtilen bakteriyel hastalıklara ilave olarak, sindirim sisteminde hastalık yaparak önemli ekonomik kayıplara neden olan Klostridial etkenler, solunum sisteminde problemler oluşturan Haemophilus paragallinarum ve Pasteurella multocida ve eklem yangısı ile septisemik in feksiyonlara neden olan Stafilokok türleri, ülkemizde kanatlı sürüleri etkileyen önemli bakteriyel patojenler arasında sayılabilir. Virüs hastalıkları Bu grup infeksiyonlar, tedavi edilememeleri, hızlı yayılmaları, verimde düşme ve ölüm yapmaları nedeniyle özellikle aşısız sürülerde ciddi kayıplara neden olurlar. Ülkemizde bu grup infeksiyonların kontrolünde genellikle etkin aşılama programları kullanılmaktadır. Bu programlara karşın, bazı sürülerde kanatlı virusları tek başlarına ve/veya bazı bakteriyel etkenlerle birlikte hastalık oluşturmaktadırlar. Viral hastalıklar arasında ekonomik anlamda kayıplara neden olan hastalıklar arasında, Newcastle (NH) ve Gumboro hastalığı sayılabilir. İlk hastalık, bildirimi zorunlu hastalıklar arasındadır ve uluslar arası ticareti olumsuz etkiler. Belirli dönemlerde ortaya çıkan bu hastalıkta, başta aşısız sürüler olmak üzere tüm kanatlı sürülerde önemli ekonomik kayıplar şekillenir. Gumboro hastalığı, ülkemizde en fazla ekonomik kayba neden olan hastalıkların başında gelmektedir. Hesaplanan kayıp miktarı sadece broiler sektöründe klinik seyreden Gumboro hastalığında 2000 yılı için 7080 milyon ABD dolarıdır. Son yıllarda hot suşların kullanıldığı aşılamalar ile klinik seyirli hastalıklar azaltılmış olmasına karşın, özellikle immunsupresyonla seyreden Gumboro hastalığındaki kayıpların büyüklüğü henüz bilinmemektedir. Bu iki hastalığa ilave olarak, diğer bazı viral hastalıklar da ülkemizde görülmektedir. Solunum sistemi problemlerine neden olan infeksiyöz bronşitis ve avian pneumovirus infeksiyonları tüm tavuk sürülerini etkilemektedir. Ayrıca, Reovirus, Adenovirus, Chicken Anemia virus ve Picorna virus infeksiyonları ile Tavuk Çiçeği, Lökozis ve Marek Hastalığı da tavuklarda görülmekte ve ekonomik kayıplar şekillenmektedir. Diğer hastalıklar Mantar infeksiyonları da kanatlı sürülerde görülmektedir. Ancak mantarların kendilerinin neden olduğu infeksiyonlardan daha da önemlisi, mantarlar tarafından oluşturulan mikotoksinlerin verdiği zararlardır. Özellikle yem hammaddelerinde ve yem de oluşan bu mikotoksinler kanatlı hayvanlar tarafından alındığında, klinik ve suklinik formlarda mikotoksin zehirlenmelerine (mikotoksikozis) neden olmaktadır. Bir diğer önemli hastalık ise, paraziter infeksiyonlar arasında yer alan koksidiozistir. Bu hastalıkla ilgili yoğun önlemler alınmasına karşın özellikle subklinik seyreden koksidioziste önemli ekonomik kayıplar şekillenmektedir. Son yıllarda bu hastalıktan korunmada, antikoksidiallerden farklı olarak aşılar da kullanılmakta ve sürekli izleme programları ile olası kayıpların ortadan kaldırılması yoluna gidilmektedir. Ülkemizde infeksiyöz olmayan hastalıklar, beslenme hastalıkları ve zehirlenmelerden kaynaklanan kayıplarda ortaya çıkmaktadır. Ülkemizde, tavukçuluk sektöründe birçok hastalık görülmekte ve bu hastalıkların çözümü için yoğun bir çaba sarf edilmektedir. Bu çözümde, tedavi ve aşılama uygulamalarının yanı sıra mikrororganizmaların kümesler arası yayılmasını önleyecek/azaltacak biyogüvenlik işlemlerinin eksiksiz yerine getirilmesi oldukça yarar sağlayacaktır. Hindi eti, geleneksel mutfak kültürüne çok uygundur. Mutfaklar için ekonomiktir. 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear