26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

İSTANBUL MÜZİK FESTİVALİ 40. YILINI KUTLUYOR Umut ve Kahramanlar her zaman genç u yıl kırkıncı sanatçılarda. İstanbul yaşına erişen Müzik Festivali, 40 yaşın İstanbul Müzik olgunluğuyla, geleceğin Festivali, bu kez umudu genç sanatçıları ve izlencesini “Umut ve onların kahramanlarını Kahramanlar” izleği buluşturuyor. Festival bu üstüne kurguladı. yıl iki yapıtı dünya İstanbul Kültür Sanat müziğine kazandırdı: Fazıl Vakfı tarafından Hüseyin Sermet Say’ın “Mezopotamya” Borusan Senfonisi ve Gürcü besteci sponsorluğunda Giya Kançeli’nin “Viyolonsel, düzenlenen festivalin Kontrtenor ve Orkestra İçin “kahramanlar”ı, bazen karanlık Diplipito”su. 40. Festivalin Onur günleri aydınlatan, kimi zaman Ödülü ise piyano virtüözü ve topluma karşın toplumun esin besteci Hüseyin Sermet’in… kaynağı olan sanatçılar. “Umut” ise, B estival, sonradan düş kırıklığına uğramış olsa da, Fransız Devrimi’nin “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” ülkülerine inancını yitirmeyen Beethoven’ın görkemli 9. Senfoni’siyle açılıyor. Sascha Goetzel yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası ve Cem’i Can Deliorman’ın yönettiği Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu’nun seslendireceği bu anıtsal yapıtın solistleri, bugün dünyanın seçkin operalarında başrol üstlenen Simge Büyükedes, Ezgi Kutlu, Cenk Bıyık ve Burak Bilgili. (31.05.2012, 19.00, Haliç Kongre Merkezi) F ş ı l ı Aç e l y ’ i n o f n e 9. S Evrensel, çağdaş ve saygın EVİN İLYASOĞLU estival, İstanbul’da kurulduğu günden bu yana kentin kültürel kimliğine ayrıcalık kazandırdı. 1970’lere göre bugün İstanbul’da bunca müzik etkinliği varken bile festival günlerinin coşkusu hâlâ bir başka yaşanıyor. Bu yıl 40. yaşını kutlarken tarihe dönüp bakınca ilk festival tohumlarının aslında 50 yıl önce atıldığını görüyoruz. Nejat Eczacıbaşı böyle bir festival kurmayı 1964’te aklına koymuş; Salzburg Mozarteum Festivali’nin kurucusu Paumgartner’e danışarak işe başlamış. Ardından, dünyaca ünlü müzikçilerin yer aldığı bir onur kurulu oluşturmuş: Karajan’dan Menuhin’e kadar büyük isimleri seçmiş. Onlar ki hayatlarında İstanbul’a dahi gelmemiş kişiler, Nejat Bey’e inanmışlar ve ona manevi destek olmayı kabul etmişler. Büyük Düşünmek, Büyük Düşlemek “Türkiye mucizeler yaratan bir ülkedir” diyerek yola çıkan Nejat Bey, işe küçük boyutlarda değil, büyük düşüncelerle, dünya çapında bir etkinlik düşleyerek başlamış. Ve festivalin adını Eczacıbaşı Festivali değil de İstanbul Festivali koyarak yine yerellikten kaçınmış, daha başlarken bile evrensel olmayı hedeflemiş. Tarihi mekânları kullanarak, dünya ünlülerini bizim değerlerimizle kaynaştırarak evrensel bir festivali yola çıkarmış. Ünlüler ve Gençler Hemen yanı başındaki Cevad Memduh Altar, bilgisi ve görgüsüyle onun en büyük destekçisi olmuş. Aydın Gün ise Avrupa’daki sanatçıları izleyip, diğer festivallerin yapısını inceleyerek yıllar boyunca festivalin sanat yönetmenliğini üstlenmiş. İlk yıllarda İstanbul Festivali’ne gelen çok ünlülerin yanı sıra çiçeği burnunda solistler de varmış. Ahmed Adnan Saygun F ?liğKineentianyrkıcüaltlıükre kim İstanbul kazandıran ali, dünyaca v Müzik Festi arı yanı ıl ünlü sanatç rirken, Türk ti e başımıza g de bu büyük in müzikçiler te anılmasını lik adlarla bir sağladı. l vesinde, büyükelçilikler aracılığı ile getirtilmektedir. Çağdaşların İlk Seslendirileri Festivalin en büyük özelliği dünyaca ünlü sanatçıları yanı başımıza getirtmesi ise, bir başka özelliği de Türk müzikçilerinin bu büyük isimlerle birlikte anılmasını sağlamak olmuştur. Nice isim yapmış yorumcumuzla aynı ortamda nice gencecik yeteneğimiz yer almış. Örneğin, Leyla Gencer konserinin yanı sıra kemancı Tunç Ünver’in solistliği giLeyla Gencer bi. Bu genç isimlere güvenip ünlülerle aynı listeye koymak yüreklilik örneğidir. Bugün çağ Bugün çağdaş bestecilerimid bestecilerim aş zin çalınmadığından yakınıyoruz. Festival arşivlerine bir göz çalınmadığ izin atsanız ne çok yapıtın ilk seslenyakınıyoru ından z. Festiv dirisinin festival kapsamında yaarşivlerine bir göz ats al pıldığını görürsünüz: Saygun, ne çok yap anız Tanç, Tüzün, Işıközlü, Usmanıtın ilk seslendiris baş ve daha nice bestecimiz festiinin festiva valin konuğu olmuş, dünya tarihinkapsamınd l a yapıldığın deki bestecilerle aynı ortamı payı laşmışlar. görürsü Şimdi geriye dönüp bakınca hem o dönem için bu kadar büyük isimlerin nasıl toplandığına şaşıyoruz, hem de o gencecik isimlerin sonradan ne denli ünlü olduğunu görüyoruz. ? İlk Festival Saygun’la Açıldı 1973’te önce İstanbul Kültür Sanat Vakfı kurulmuş. Ve aynı yıl, Cumhuriyet’in 50. yılı kutlamalarına denk, ilk festival yapılmış. Bu ilk festivalin programına bir göz atalım: İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ve Korosu, Saygun’un “Yunus Emre Oratoryosu” ile açılışı yapar. Bu festivalde tüm devlet sanatçılarımız yer alır. Saygun’un “Köroğlu” operasının Tagizade yönetimindeki temsili; Menuhin, Navarra, Rampal, Suk, BaduraSkoda gibi solistler; Mozart’ın “Saraydan Kız Kaçırma” operasının ilk sahnelenişi ve Taylor Dans Topluluğu bu festivalin tarihsel olaylarıdır. Henüz özel sponsorlar bugünkü gibi yerleşik bir konuma gelmediğinden, yabancı sanatçılar Dışişleri Bakanlığı Kültür Anlaşmaları çerçe Salonlardan Sokaklara Ardından Anadolu’ya yayılma fikriyle ilk kez 1982’de İzmir’deki festival başlatılmış. Nejat Bey’e kalsa Adana, Zonguldak, hatta bir Akdeniz Festivali planlamaktaymış. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında bu tür müzik festivalleri varsa hepsinin ilk örneği İstanbul Festivali’dir. 40. İstanbul Müzik Festivali ise bütün bir yıla yayılan programlarıyla, kapalı salonlar kadar sokaklara yayılan etkinlikleriyle, İstanbul’un her köşesinden seçtiği mekânlarla, gençleri ünlenmiş yorumcularla kaynaştırmasıyla coşku dolu bir kutlama hedefliyor. nüz. SAYFA 2
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear