Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 StYASET 84 Yıllann fotoğrafçısı Burri, fotoğrafı anlatıyor Savaş fotoğrafı çekmek ölümü yaşamak gibidir • 933'te 7,ürıh'te dogan Rene Burrı j 1 uluslararası fotoğraf ajansı Magnum'ıın fotoğıafvılaıından. Geçtiğimiz aylarda Parıs'te otu/ yıllık fotoğrafçılık hayatını anlatan bır sergi açtı. Ayrıca kendi eseılerinı ıçercn bır kıtap da yayınladı: "One World". Burrı savaş fotoğrafçılığı vc foto muhabirliği uzerine I * Monde muhabirlerinden Michel Guerrin ile göruştu. Göruşmeyi aşağıda sunuyoruz: LE MONDE İlk savaş roportajını tsviçre'de yaşarken, yapmayı başardınu. O sıralarda askerlik gorevinizi yapıyordunuz. Ancak bu fotografları gerçek savaş folografları olarak değerlendiriyor musunuz? RENE BURRİ Evet, o sıralarda elımde ilk I eica'm vardı Her şeyi çekiyordum. Garlar, çocuklarıyla dolaşan anneler, kışlalar, manevralar. Bu manevralarda " a t e ş " sahteydı. Kumandan, "Hepiniz oldiinüz" diye bağırdığında, ben deklanşöre basmıştım. Böylece ölumu gftrüntulemiştim. Ama, makinanın gücünün de bilincindeydim Askerliğim sırasında kendimi ispatlamak peşindeydim. Nitekim kumandan çektıklerimle ilgilcndi. Hatta çektiklerimi gazete için kullandı. Ancak bazı yetkılılcr askerlik vc fotoğrafçılık mesleğının çelıştiğı kanısındaydılar. Bu röportajım yabancı basında yayınlanan ilk eserim oldu. 5 ay sonunda askerlere de çok fotoğraf sattım. Bıınu olağanustü buluyordum. Akrabalaıım ise beni baptiz törenlerini, veya evlenme törenlerini çekerken goruyorlardı. Onların göruşunde zaten bcnim mesleğım bundan ıbarettı. Ancak benım kafamda başka göruntulcr, başka hayaller vardı. Bu dönem benim için gazetecilikle fotoğrafçılığın birlestiğı dönemdi, gerçeğin kendisiydi. Çektiğiniı fotoğrafların birinde ıslırap dolu bakışlı ağ/ı açık bir asker, silahıyla yere duşerkcn goruntulenmiş. Bu Rober Copa'nın İspanya içsavaşındn kurşun yemiş ünlıi savaşçı folografına çok benziyordu. BURRİ () sıralarda Life dergisini satın alıyordum. Genç bir fotoğrafçı ıçın aktualiteyi yaşamak, Zurih'te kalarak seyahat ctınenın en iyi olanağıydı. Copa'nın totoğrafmı gornıuş olmalıyım. Farkında olmadarı beni etkilemış. Sadece bir fotografçı değil İsviçreli bir fotografçı oldugunuzıı ne /aman farkettiniz? BURRt 1956 yılıydı. Magnuın ajansından David Seymour beni çağırdı: "Kvicrt pasapurlun var. Derhal Mısır'a gitmen gerekiyor. Nasır kanalı almış. Senin başına dert açılınaı" dcdi. Beni bir Iransı/ veya Ingılız olarak değeılendiıdiler Seymour ıse, bır Mısır makinalısının ateşi sonucu oldu. Uircok foloğrafçı savaşla oldu. Seymour, Copa, Caron.. Ellerinde makinalarıyla olduler. Bir savaşçı mısın? BURRİ Bır açıdan evet Çunku fotoğral makınasını bir sılah olarak nitelendiriyorum. Askerliğim sırasında, bir eğıtimin ardından, hcrkes silahını yukarı kal dırıp göstermck zorundaydı. Ben Lecia'mı havaya kaldırdım. Savaşta teleobjektıf kullanmaya başladınız mı, kurşunları üzerini/e çekersiniz. Bır savaş fotoğrafı çekmek, ölüm tehlikesini yaşamak dcmek. Roger SpoHiswood'ıın ""Ateş Altında" filminde folografçı devamh rleklanşore basıyor. Gınellikle ınolor kullanıyor, tıpkı bir makincli Cufek gibi. BURRİ Bu konuşulmalı, çok önemlı. Fotoğraf çekmek yalnızca deklanşörc basmak değıl. Hareket etmek, çerçeveyı belirlemek, çok hızlı hareket etmek demek Bir fotoğraf çekmeye karar vcrmemle bıınu gerçekleştirmem arasında yarım sanive geçer. Metraj ayarını elimle yaparım. Gözıım çerçeveyi belirlemek üzerınde yoğun ıdşır. Bu soylediklerım savaşta daha da ftnemlıdır. Uzerine ates edildiğinde neredeyse sen de aynı şekilde tepki gösterıyorsun. Budapcşte'de 1956 yılında Life'ın fo"toğrafçısı bir kurşuna dizmc anını göruntulemişti. Fotoğraflar sanki ölümde doncc Falkland ustune bir röportaj peşindeydim. Korku sorun değil. Tersine çok ilerı gitme ısteğıylc mücadele etmek gerekiyor. Daha gençken, vurulmamak için, kendimi saklardım. Ancak en sonunda gene ateşin ustune gitmeye başladım. Uyuşturucu gibı bır şey. Tehlikeyi hissettiğinde artık çok geç oluyor. Bır gün bir helikopterin içındcydık. Helikopter havalanırken, alttan ateş ediyorlardı. Helikopterin tavanı aluminyumdu. Kurşunlara ancak bir kartonunki kadar dırenç gösterebilirdi. Birer tavşan gibi avlanabilırdık. Vietnam'da 1963 yılında geceler çok guzeldı. Sadece sinemaları, orospulan, sokakları, hayatı görüyordum. 30 yaşındaydım. Helikopter stopla dolaşıyordum. Çatışmaları "Apocalypse NowKıyamet"deki gibi yaşıyorteremeyeceğimi biliyorum. Böyle bır lotoğrafta çatışmanın ardındaki gerçeğe yaklaşmış olmuyoru7. Hiçbir şey söylememış, hiçbir şeyi aydııılatmamış oluyorum. 1967'de Altı Gün Savaşı'nda çolun ortasında yerdcn bir clin, sıyah bir elın çıktığını gördüm. Çekscydim fotoğraf tunı dünyada, tum yayın organlarında basılacaktı. Eminim! Çekemedim. Bu son kareden önce, ne olup bittiğinı anlamak ıstiyordum. Zor bir şey, bazeıı hayal de denebilir. Çünkü ateş altında bile, zarnan çok sınırlı olsa bılc, fotoğrafçı düşunmeli, soğukkanlı davranmalı ve bir fikrı dile getimıelidir. Bununla birlikte görduğumü göruntuleyemediğim de oldu. Lübnan aklıma geliyor. Bombardıman altında FKÖ bırlıklcrı ile ilerliyorduk. Olayı rahatlıkla yazılı olarak ifade edebilirdinı. Ancak gftruntulerle açıklamayı başaramadım. Biı bombardımanı görüntülemek çok zor. Ateş Altında'nın folografçısı gerilla liderinin cesetini canlıymış gibi gostererek fotoğraf çekmeyi kabul ediyor. Bir açıdan Somoza'nın Nikaragua'sına karşı mücadele ediyor. Boylc bir fotoğrafı çeker miydiniz? BURRİ Hayır. Polis veya ordıı tarafından baskı altında tutulan insanları savunduğum oldu ama fotoğraf çekmiyordum. Eylem yapıyordum. İyi fotoğraflar çekmek için bir tarafı seçmek gerektığıne, taraf olmak gerektiğine inanmıyorum. Içgudusel olarak yaptığım zayıf olanın yanında pasif bıı şekilde yer almaktır Bu her zaman cn lakir olanın yanında olduğum anlamına gelmıyor. Yine de kontrolumü kaybettiğim oldu. örneğin, Havana'da " C h e " n i n birçok portresini çektim. Birçok ınsan gıbı ben de bu dağların Robin Hood'undan etkılenmıştim. ölduğıı zaman Nevv York Times benim çektiğım bir fotoğrafını yayınlamıştı. Bir Isa'yı andırıyordu. Ancak, baçka bir portrcsı daha var: Onda zafer dolu yu?ü görülüyor, purosu dudaklarının arasında yukarı doğru kalkmış. Bu fotoğraf bir dun Birçok fotoğrafçı ellerinde maklnolarıyla öldüler. Bir anlamda savaşçıdır fotoğrafçı. Çünkü, fotoğraf makinesini silah olarak nitelenairiyorum. Askerliğim sırasında, bir eğitimin ardından herkes silahını yukarı kaldırıp göstermek zorundaydı. Ben Leica'mı kaldırdım. durulmuş gıbı fiuydular. Life'ın fotoğrafçısı ağlayarak çekmeye devam etti. Dehşet karşısındakı tek savunması durmaksmn deklanşöre basmaktı. Düşunmeden, makinanın arkasına sığınarak. Bir catışmayı çekmek için fotoğraf kullanıyor musunuz? BURRİ Hayır. Fotoğrafçının görüntüler uzcrınde egemenlik sağlamasının gereğıne ınanıyorum. Korkar mısınız? BURRİ Bombaların altında hiç paniğe kapılmadım. Fotoğraf çektığım anlarda en dehşetli tehlikeyi farketmem. Aslında ilk defa Falkland adaları açıklarında kuçük bir geminin uzerindeyken korktum. Büyük bır fırtına vardı. Savaştan iki yıl ondum. Bir gün bombardıman altındayken, bir muhabirin deliler gibi çığlık atmaya başladığını duydum. "Fotoğraf mı çekiyorsun?" diye sordum. Başını hayır anlamında sallayarak pantolonunu sıyırdı, tahta bacağını gösterdı ve sadece ikı kelime konuştu: Dien Bien Phu. Dondum kaldım. "One World" adlı kitabınızda bir bölüm savaş fotoğrafçılığına ayrılmış.. Oysa fotoğraflarınızda ne kan, ne olum, ne şiddet görülüyor. Ancak ortada bir savaş oldugu hissediliyor. BURRİ önemli olan ne anlatmak istediğinizi, ne ifade etmek istediğinızi bılmektir. Askeri öldüren kurşunu gOstermekle hiçbiı şeyi açıklayamayacağımı, gös ASKF.R NEREYE Tepenin ardında ne var? Kıbrıs'tan, adaya dönen Makarios'un fotoğraflarıyla geri gelmiştim. Oteldeydim, yorgundum, fotoğraf altlarını yazmakla meşguldüm. Televizyonda birden karşıma Kıbrıs olayları çıktı. "Hayır" diye bağırdım, ' Durdurun, bu hikâyeyi ben görüntüledim.. Makinamın içinde duruyorlar.. Bunları anlatma hakkı benim." Sanki bir at üzerinde giderken yanımdan hızla bir tren geçiyordu..