Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
14 StYASET 84 yorlar. Bu ne biçim millet?" "Ne biçim millet olduğunu bılmem ama, ketçabın Türkü dururken İngilizini alan bir millet olduğunu senden öğreniyorum." Gelen mallar ne kadar döviz karşılığıdır? Hesabını meraklılar çıkarsın Ancak günün birinde döviz sıkıntısma duşer de, bunları getırtemezsek, Tanrı o günkü iktidara yardımcı olsun! "Gene kıtlık dönemi, yoklar dönemi başladı..." dıye ağzından girerler, burnundan çıkarlar. Geçende bir dostum çok bilmişcesine soruyordu: "Sosyalist ülkelerde yok mu bu yabancı sigaralar?" "Var." "Öyleyse bizde nlye olmasın?" İlk ağızda çarpıcı gibi görünen bu soru yanıt zincıri sonraları kendısı açığa çıkarıyor. Bizim tütün, Bulgar tütününe de, Yunan tütününe de ağır basar. Bu ışin uzmanları eğer yabancı sıgara getirmeyi sürdürürsek tütünlerin bozulacağını söylerler. Neden? Vallahi nedenini bilmıyorum. Tütünde böyle... Pekı, peynir, süt türünden mamullerde nasıl olacak? Rekabet edebılecek miylz? Sayın özal. durmadan zaman isterdurur. Orneğin "köprüyu satacağım" dedi. Haziran ayından önce satılamıyormuş. Nisan ayındayız, ardından mayıs gelecek, sonrası hazirandır. Ne diyor Karacaoğlan? "Bu ayda olmazsa, gelecek ayda / On bir ayın birisinde gelayim." Gerçi aylar on bir değil, on ikidir ama, ne olsa şair işi, onun söylediği gibi söyleyelim. Ulusal parayı doların karşısında durmadan düşurerek ekonomıyı yönetmek cesaretinı Özal gösterdi. Hadi başkalarının hakkını da yemeyelım, "Ağbisi" ile Özal gösterdi. Çünkü 24 Ocak Kararları o günkü hükümetle Özal'ın ortak bulgusu ve cesaretidır. Emin Çölaşan'ın son kitabı "12 Eylül" de görüyoruz. Kitap, özal ekonomisinin perde arkasını da verıyor. Kitapta 1981 'de geçen bır buğday taban fiyatı tartışması var, sanki Yahudi pazarlı"Siz ne diyorsunuz? Buğday taban fiyatı ne olmalıdır? "Efendim bizim görüşümüze göre 6.5 lira." "Çok düşuk değil mi?" "Sayın Başbakanım bir parça düşük olabilir ama başka çare yoktur. Daha fazlasını veremeyiz." "Kardeşim buğday fiyatları serbest piyasada kaç para?" "Dokuz lira efendim. "Peki dokuz lira Ise sen altıbuçuktan nasıl alacaksın?" "O halde Sayın Başbakanım yedi buçuk lira verebilırız. Bundan fazlası mümkün değil." "Peki kardeşim aydınlandık. Slz çıkabillrsiniz." Başbakan buğday fiyatlarını Bakanlar Kurulu kararı ile on lira yapar. özal o dönemde sadece Başbakanlık müsteşarı olduğu ıçin dilediği gibi at koşturamıyordu. Bugün artık önüne duran kimse yoktur. Taban fiyatlarını dilediği gibi verebilir. Nitekim veriyor da... Durmadan taban fiyatlarını düşürürken durmadan da zam yapıyor, hatta zamları yapmakta geç kaldığını bile sakıncasız söylüyor Zamlar bizde ne hükümetleri düşürmüştür, biliriz. Kendi bildiklerime bakıyorum, uzman diye tanınmış, ün yapmış kişilere soruyorum. Aldığım yanıt hiç de doyurucu değildir. Durmadan yoksul üreticinin geliri düşüyor, durmadan sabit gelırlının gücü almaya yetmiyor, ne sızıltı var, ne kımıltı... Demek bu ekonomi başka bır ekonomi, azınlık kazanacak, çoğunluk çekecek... Kimseler sesini çıkarmayacak.... arşiv koniKiıvor Ne biçim ekonomi Eh, alışıyoruz yavaş yavaş değil mi? Kaç ay geçtı aradan? Özal demokrasısine de, Ozal ekonomi politiğıne de ısınıyoruz. llkin çikita muzları gelmiş yadırganmıştı. Peynırler, neskafeler, kakaolar sökün etti. Şimdi hertürlü Amerikan, Avrupa sigaraları Tekel aracılığı ile vitrinlerde. Ketçapın hikâyesini biliyor musunuz? Bu arada Ingıliz ketçabı da geldi ama, öyküsü kaynadı. Biliyorsunuz domatesin âlâsı bizde çıkar, ketçapın en iyisi de bizde olmak gerekir. İngiliz ketçabı gelince bizimkinin pabucu nerdeyse dama atılıyordu. Mezecı bır arkadaşım var, Etıler'de nerdeyse ketçap yüzünden tozutacaktı. "Yahu, bizimki 150 lira, Ingilizinki 400 lira. Blzimkini almıyoıiar da inglllzlnkini alı J>asettlltr «"^mda öpüşme çok partili y p demokraük yaşama girdiğimizde moda oldu. Ondan önce siyaset adamlanmn yanağı değil eli opulurdu. tsmet Paşa, Cumhurbaşkanı ve Milli Şef iken kendisine yakınhk gbsterenlere elini uıatır ve opturürdu. öyle ki el öpmek alışkanhğında olmayanlar bile bu uzatış karşısında öpmek zorunda kalırlardı. Ancak, seçmenden oy almak, seçmeneyakm görunmek dönemiaçıldığmda tsmet Pasa'nın da eli değil, yanağı opulmeye baslandt. Resimde tzmir CHP il Baskanlığı'na seçilen Lebit Yurtoğlu, tsmet Paşa 'nın elini değil, yanağını öpüyor. Sİ ıııal nadır'den Belcdivc reisi Ne isliyontunuz?.. Ayıp olma/sa, hl/im aparlmanda kaloriferlerin yanmadıgını ^ikâyet edeceklim... IBeledıyenm kalonferkn yanmadıfr ıçm memurlaı pallo ile çalışıyorlarj Gazetelerden