27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

StYASET 84 ABD ve Sovyetler'în yeni bîr Ortadoğu paylaşımına doğru ınu? CENGİZ ÇANDAR 11 O rtadoğu'da yerel siyasi gözlemciler arasında yıllardır dillerden düşmeyen bir spekülasyon vardır: " A B D ile Sovyetler arasında bölgede yenl bir Yalta hazırlamyor". Yerel siyasi gözlemciler bir yana, başlıca siyasi aktörler bile bu spekülasyonu belki de spekülasyon değil, bir olgu ortaya atarlar. Nitekim, güçlü döneminde, 1981 başında Beyrut'ta kendisiyle uzun bir offtherecord, yani yayınlanmamak kaydıyla yaptığımız söyleşide FKÖ lideri Yaser Arafat da aynı olasılıktan söz etmişti. O sırada ABO Başkanlığı'na yeni seçilen Ronald Reagan görevi devralmak üzereydi. Arafat, Reagan'ın seçim öncesi tavırlarına ve izleyeceği siyasi çizgiye bakarak ve bir de niyetlerini doğrudan temasları sayesinde iyi bildiği Sovyet yöneticilerinin anlayışını göz önünde tutarak bir "Yeni Ortadoğu Yalta'sı" konusunda kestirimde bulunuyordu. O tarihte, offtherecord kuralına sadık kalıp, bu görüşmeyi yayınlamamıştık. Şimdi, Arafat'ın Beyrut günleri tarih oldu. Üstelik, Reagan dört yılını doldurdu. Bu nedenle şimdi bu geçmiş söyleşide yer alan bu sözleri açığa vurmakta sakınca yok. Üstelik, tam bu içinde bulunduğumuz dönemde Ortadoğu'nun siyasi sentez ve enformasyon potası Beyrut'ta kısa bir süre önce yiııe bir "yeni Ortadogu Yalta'sı"nın hazırlanmakta olduğunu işittik. bal planda da Sovyetler'e karşı katı bir politika ile, bir gcrilim politikasıyla kendisini ifade etti. Ancak, eğer önümüzdeki kasım ayında yapılacak başkanlık seçimlerinde rakibi Waller Mondale'i ekarte etmek hesabına dayanmıyorsa, Reagan'da Sovyetler ile "yeni paylaşım ilkelerine" yönelmek eğilimi gözlcniyor. Sovyetler de Reagan'ın niyetinin içtenliği konusunda tam emin olamadığı için bir yandan kapıyı açıp tutup, diğer yandan da sözlerin eyleme dönüşmesi gerektiğini vurgulayarak "sert" görüntüsünü koruyor. Reagan'ın tarihi konuşması Herşeye rağmen, Reagan'ın 24 Eylül'de Waldorf Astoria salonlarında yaptığı "tarihi" konuşmanın metnine bakıldığı zaman, ABD çıkışının bir basit seçim hesabının ötesinde ve gerçekten "Yeni Yalta" çağrışımları yaptıracak esasle öğeler taşıdığı görülebilir. Reagan, Sovyetler Birliği'ne "yapıcı göriişmeler" önerdiğinde, bu görüşmelerin Berlin ve Avusturya'ya ilişkin anlaşmalar gibi "kalıcı ve tarihi önemi olacak" anlaşmalara ulaşmak hedefiyle yapılması gerektiğini söyledi. Savaş sonrası iki blok arasında en önem ra Ortadoğu'da da Reagan, Sovyetler'in çıkarlarının bulunduğunu kabul ediyor. Ve buradan kalkarak iki süper devletin başta Ortadoğu, tüm ihtilaflı dünya köşelerinde aralanndaki oyun kurallarını birlikte saptamalarını öneriyor. Bu çıkış gerçekten "yenl bir Yalta" önerisi değilse, nedir? Herşey iki "eğer"e bağlı. Eğer Reagan yeniden seçilir ve eğer Sovyetler Reagan'ın seçim öncesi yaptığı bu "yeniden paylaşım" çıkışını içtenlikle yaptığına inanıp diyaloga girerse, bu demektir ki, 1985'den baslayarak dünyada ve bölgemizde milyonlarca insanın kaderi çizilecek. Yeni Yalta göstergeleri Ortadoğu duzleminde bakılırsa, "yeniden paylaşım" demek, ABD'nin Sovyetler'i Ortadoğu satranç tahtasırun dışında tutması anlamına gelir. Sovyetler, 1974 yılından beri ısrarla Ortadoğu'da rol almak ya da rolünü meşrulaştırmak için, Ortadoğu sorununun çözümünün bir uluslararası konferans toplanmasından gcçtiğini ilan ederdi. Buna karşılık, ABD politikası, lsrail'in Arap ülkeleriyle tek tek ilişki kurmasını desteklemcye ve sini "aldatmaca" diye niteleyerek reddetti. Kral Hüseyin'in bu tutumu, siyasi kaderini Ürdün'le ikili görüşme olanağına bağlayan Peres'i hayal kırıklığına uğrattı. Kral HUseyin, Peres'in önerisini red gerekçesini açıklarken, " N e öneriye eşlik eden ön koşullar, ne şu andaki lsrail hukumelinin yapısı, ne de son lsrail sccimleriııde lsrail halkının içinde varolduğu gözlenen eğilimler, bu öneriyl ciddiye almamızı mümkün kılmıyor" dedi. Kral Hüseyin, ayrıca VVashington'un Ortadoğu politikasındaki kararsızlığını da eleştirdi. 3. lsrail, GUney Lübnan'dan askerlerini geri çekme planı üzerinde düşünmeye başladı. Üstelik, geri çekilmek için Lübnan'daki Sııriye birliklerinin de geri çekilmesi koşulunu öne sürmekten vazgeçtiğini açıkladı. 4. lsrail Dışişleri Bakanı (ve müstakbel Başbakan) Şamir, ABD'den Ulkesi ve Suriye arasında aracılık yapmasını istedi. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Richard Murphy, bölgeye gelerek Lübnan, Suriye ve tsrail üçgeni arasında gidip gelerek yoğun temaslar yaptı. Dışişleri Bakanı George Shultz, Reagan'ın öncrilerinden sonra düzenlediği basın toplantısında Sovyetler'in Ortadoğu'daki rolüne ve Şam ile Moskova arasındaki ilişkilere ilişkin bir soruya verdiği yanıtta, "Olumlu rol oynayacak olan, kim olursa olsun, biz memnun oluruz. Bu her iki ülke (ABD ve SSCB) açısından önemUdir" dedi. 5. Ürdün ile Mısır arasında diplomatik ilişkiler kuruldu. Bu gelişmeyi Suriye ile ABD'nin sırtından (ve herhalde Sovyetler'in yeşil ışığı ile) zımnî bir anlaşmaya ulaşmakta olan tsrail selamladı, Suriye karşı tavır aldı. 6. BM toplantıları nedeniyle New York'ta bulunan Sovyet Dışişleri Bakanı ve Sovyet dış politikasının başlıca mimarı Andrei Gromiko, 1981'den bu yana ilk kez tsrail Dışişleri Bakanı Şamir ile görüştü. Aynı gün, 26 eylülde Mısır Dışişleri Bakanı İsmet Abdülmed t de, tsrail Dışişleri Bakanı ile iki ülke arasında iki yıldır üst düzeydeki ilk teması gerçekleştirdi. 7. Bütün bunların ardından, Gromiko'nun 28 eylülde Başkan Reagan ile Washington'da yaptığı görüşmeden sonra TASS Ajansı "Sovyetler Birliği'nin ilke olarak ABD ile bölgesel sorunlar üzerinde görüşmeler yapılmasını kabul ettiğini" duyurdu. Bu göstergelere ek olarak, eylül ayı içinde Beyrut'un Hıristiyan kesimindeki ABD Büyükelçiliği'nde meydana gelen bombalı patlamanın, ABD'nin Lübnan'ı terketmiş olmasına rağmen hedef olmaya devam ettiğini gösterdiği, bunun ağır bölgesel bunalımlara ABD'nin tek başına çözüm bulmasının mümkün olmadığını simgelediğine ilişkin Beyaz Saray değerlendirmeleri yapıldığı dış basında yer aldı. Birtakım işaretler Ortadoğu için "Yeni Yalta" kestiriminin çok da temelsiz olmadığını gösteriyor. Çok yakın geçmişte, bölgenin önde gelen siyasi aktörlerinden biri yine bir offtherecord görüşmede bize BM Oenel Sekreteri Perez de Cuellar'ın Kıbrıs konusundaki son girişiminin ABDSovyet ortak yeşil ışığı ile gerçekleştiğini söyledi. Onun da yargısı, iki süper devlet arasında bölge çapında bir uzlaşmaya gidildiği idi. Oösterge Reagan'ın BM'nin 39. Oenel Kurul çalışmalarına katılmak amacıyla New York'a gelen heyetler onuruna Waldorf Astoria'da verdiği yemekte yaptığı ünlü 4 EyİUİ konuşması; bu konuşmada Sovyetler'e yönelik olarak ortaya attığı öneriler ve konuşnıasında yer alan sözcUkler. Bilindiği gibi, tkinci Dünya Savaşı sonrası, yeni ortaya çıkan iki süper devlet arasında dünya paylaşımını ifade eden Yalta Anlaşması'nın "dokunulmaz sımrlan" bugün de dokunulmazlıklannı koruyorlar. Söz konusu sınırların dokunulmazlıgı, daha sonra oluşan NATO ve Varşova Paktları tarafından pekiştirildi. İki süper devlet, birbirlerinin blok sistemleri içinde yer alan Ulkelerin durumu ve geleceğine ilişkin ilgilerini kesmemişlerse de, birbirlerinin "bahçesine girmemeye" ve kamp değiştirmeleri özendirmemeye, kendilerini taahhüt altına soktular. Bu taahhüte de bugüne dek uydular. Dünya haritasının Avrupa dışında kalan yöreleri ise iki süper devletin yerel güçler aracılığıyla karşılıklı çekişmelerine açık tutulmuştu. 1970'lerden baslayarak Ortadoğu bölgesi böylesine bir karşılıklı çekişme için fazlasıyla tehlikcli, oyun kuralları saptanmamış, disiplin altına alınmamış bir boy ölçüşme için iki süper devleti birbiriyle tokuşturacak ölçüde ciddi gelişmelcre gebe hale geldi. Dolayısıyla, "yeni bir Yalta" ya da "Ortadoğu Yalta'sı" gereği kendiliğinden doğdu. Kimi ölçüde spekülasyonlara, kimi ölçüde de belirli olgulara dayalı siyasi değerlendirmelere zemin oluşturdu. ABD Başkanı Reagan, görev süresinin ilk dört yılında, eski Dışişleri Bakanlarından Henry Kissinger'ın formülc ettiği "Sovyetler'i Ortadoğu oyununun dışında tutma" politikasını sürdürdü. Reagan'ın dört yılı sadece Ortadoğu'da değil, tüm dünya çapında, glo Ronald Reagan Andrei Gromiko Arap ülkeleri arasında "hakem" rolünü Ustlenmeye dayalıydı. "Yeni Ortadoğu Yalta'sı" ihtimaliyle birlikte, bölge güçleri de kendilerini gelecekteki muhtemel oluşumlara hazırlamaya başladılar. Bu konudaki göstergeleri şöyle art arda sıralamak mümkün: 1. ABD'nin muttefiki TUrkiye'nln Dışişleri Bakanı Vahit Halefoglu, 4 ekim günü BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Ortadoğu sorununun çözümu için Sovyetler'in önerisi olan bir uluslararası konferans toplanmasından Türkiye'nin yana olduğunu söyledi. Halefoğlu'nun Gromiko ile yaptığı görüşmede Sovyet meslektaşının Dışişleri Bakanı'na Sovyetler'in Kıbrıs'ta federatif çözümden yana olduğunu açıkladığı da sızan bilgiler arasında. 2. ABD'nin bölgesel müttcfiklerinden sayılan Urdün, Ortadoğu sorununun çözümü için bir uluslararası konferans toplanmasından yana olduğunu ve bu konferansta Sovyetler'in rol oynaması gerektiğini açıkça belirterek ilan etti. Ürdün Kralı Httseyin, lsrail'in yeni Başbakanı Şimon Peres'in ikili görüşme öneri li anlaşmalann Berlin ve Avusturya ile ilgili olduğu göz önünde tutulursa, Reagan'ın çıkışının "yeni bir paylaşım" anlaşması önerisi olduğu besbellidir. ABD Başkanı, tüm gözlemciler ve hatta damşmanlarınca ittifak halinde Ortadoğu'yu kastettiği belirtilen çikışında aynen şu sözlere yer verdi: "Ülkelerimian (ABD ve SSCB) bölgesel sorunlar üzerinde, siyasi düzeyde diizenli survler içinde karşdıklı danı>nıa içinde bulunmasını öneriyorum... Bu öneriyi sayın Gromiko ile birlikte incelemesini Dışişleri Bakanı Shult/'dan istedlm. Niifuz alanlan geçmişe aittir. Ama Amerikalılar ile Sovyetler arasındaki çıkar farklılıkları degil. Bu siyasi diyulogıın hedefleri, degerlendirme hatalannı önlemek, ABD ile Sovyetler Birliği arasında bir doğrudan çatışmaya ilişkin potansiyel riski indlrmek ve çatışma içindeki bölge halklannın hanşçı çözümler bulmalanna yardımcı olmaktır." Reagan, Ustü kapalı da olsa, Ortadoğu'da Sovyetler Birliği'ni işbirliğine davet edcrek şu sözleri de sarfetti: "Lübnan'ın tüm dostlan hep birlikte buradaki kflbusa son vermek için elele vermelidirler." Orta Amerika, Asya ve Afrika'nın yanı sı Spekülasyon olmaktan çıktı Göstergelerin netleştirdiği bu diplomatik trafık hercümerci neyi ortaya koyuyor? Süper devletlerin karşılıklı onayla Ortadoğu'da "birbirlerinin bahçesine" girebildiklo rini ve dolayısıyla, iki süper devletin en yüksek düzeydeki yetkililerinin beyanları, bu göstergelerin yanı sıra incelendiğinde, "yeni bir Yalta"ya da hiç değilse "Ortadoğu Yaita"sına doğru yol alındığım söylemek, artık spekülasyon yapmak sinırını aşmıştır. Ancak, "Ortadoğu Yalta"sı gerçekleşebilecek mi? lran gibi henüz herhangi bir süper devletin kontrolü altında bulunmayan güçler, böylc bir oluşumu bozabilir mi? Beklenmedik gelişmeler tüm hesapları altüst edebilir mi? Tüm bu soruların yarutları önümüzdeki kısa dönemdc, ABD Başkanlık seçimlerinden sonra, büyük bir olasılıkla 1985 ya da 1986 içinde bulunacak.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear