Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURİYETSEÇİM83 7 olur ki, bazı gazeteciler ıçin turıstik haline Seçimler öylegezilervermiyor, dönüşür. Eğer gazeteci haber salt notEğer habercı değilsenız seçim toplantılarında seyırın keyfine diyecek yoktur. Bir ile gittiğinizde bütün partilerin toplantıları birbiri ardınadır, nerdeyse sınema gibı, birinden çıkar ötekıne girersiniz Çünkü seçim kurulu sıralamaları öyle yapar Filan partı, falan partı, fişmekan parti... Biri bitirir, ötekı başlar. Bu seçimlerde nasıl olacak bakalım Çünkü yeni bir döneme girdiğimiz için kurallar da yeniden belirlenecek... Sonra eski partiler yok, hepsi de yeni ve ilk kez seçime katılıyor Çoğunun amblemlerini bile ezberleyemedik. Sloganları henüz kulaklarımızda yer etmedi. Konuşmacılarını ise hıç bilmıyoruz. Eskiler yok, yeniler de ne zaman kendılerini nasıl tanıtabılecekler? Etlıye sütlüye bulaşmamış gibi görunen eskı partilıler var ama, onlar da epeyce yaşlandılar. Bırden anımsadıklarım arasında Ferıt Melen'le Mehmet Hazer'ı düşünüyorum. Onların taze sıyasetcilıklerinde, bizim delikanlılığımızda, ahım şahım söylevcilerden sayılmazlardı. Belki bu seçimlerde, yeni partilerinin saflarında parlarlar "Bugün izmir'de kalalım da filan partinin mitlnginde bulunalım, gırgır geçerlz" denırdı "Hele yolumuz Ankara'ya düşmüşken filan partinln Cebeci çayırındaki mitinglnl Izleyelim..." Sonra hoparlör, mikrofon da bir sorundu. Mübarek bugünkü gibı değildi. Bir ses verir, bir susardı Konuşan sinirlenir, dinleyen sinirlenir. "Sesim geliyor mu?" Bağırırlardı, "Geliyor." Öte yana sorarlardı. "Sesım geliyor mu?" "Gelmıyor" "Hey Hasan onar bakalım şunu, gelmıyor diyorlar" Teller ayarlanır, ordan oraya çekılır. Hasan dıye çağrılan bir yerden bır yere koşar. Tellerın ustune basanlar varsa uyarırlar...Sorma gıtsın bır beladır Millet Partısı'nin böyle ışlerde uzman bir Diktafoncu Hasan'ı vardı. Radyo, hoparlör, mikrofon işlerıni bildığınden olacak Diktafoncu Hasan derlerdi. Millet Partisi, bir büyük konuşmacısı Osman Bölükbaşı ile bir de Diktafoncu Hasan'ı ile öğünürdü. Hele Hasan için bir de deyiş uydurmuşlardı: İki klşldir partiyi kurtaran Birisl Bölükbaşı Osman Blrlsi de Diktafoncu Hasan Hasan, dükkanı, tezgahı bırakıp partı mıtınginin peşinde koşmuştur. Ne olsa bir gün partı iktıdara gelecek Hasan da rahatlayacaktır. Epeyce Hasan'ı izlemişimdir ama, partı ıktidara gelmemiştir. Koalisyonlu bir dönemde Bölükbaşı çeyrek iktidar oldu ama, baktım o günlerde de Diktafoncu Hasan pek ortalarda görünmedi. Partiye mi küstü, Bölükbaşı'na mı darıldı, artık bilemeyeceğim Hasan ortalarda yoktu. Eski seçimler: Bölükbaşı Osman ile Diktafoncu Hasan lar yazıyorsa, seçim toplantılarının yorgunluğu da az olur. Habercılik, telefonla konuşma ve yazışma dönemlerınde çok zordu. Hem toplantıyı ızleyeceksın, hem de telefonda sırayı alıp haberını gazeteye geçeceksın, dayanılır ışlerden değıldı Teleks dıye soracak olursanız, 1950 seçımlerınden sonra ortaya çıktı. Teleks baglantısı sadece İstanbulAnkara arası vardı. Ötekı ıllerde sözu bıle edılmezdı. Mersin'dekı bır toplantının haberıni geçmek içın Adana'ya döndüğümüzü çok bilırım. Urfa, Mardin, Maraş haberleri için de Antep'e gelirdik. Antakya'dan filan konuşmak olanağı yoktu. Bellı merkezler vardı, oradan telefonla konuşulurdu. 1957 seçimlerınde Kars'tan konuşmak olası değildı. Hele gazetelerden biri telefonu kapadı mı, ötekıler açıkta kalırdı. lyıce konuşulacak bir NATO hattı vardı. Eğer görevliler ızın verirlerse bu hattan tıkır tıkır konuşurdunuz. Menderes'le bır seçımde gıttığimızde konuşmasını istanbul'a geçecektık. Bır turlü boş kanal bulamıyorduk Araya gırip NATO hattından konuşmamızı sağlamışlardı Konuştuk ama, bir gün geldi kovuşturma açılmış "Neden NATO hattından konuşmuşuz, kim emlr vermiş?" Sonunda emrın büyuk yerden geldiğı kamtlandı da, kovuşturmadan kurtulduk KULIS'TEN Oz€iVa vur dediler, öldürdü. Anavalan Partısı, Yenınıahalle ılçe orgutunıtn uçılı$ lörenı saal 1030'du başlayacaktı. Ancak 10.15 sıralarında ılçe örgııtu yonelıalerı Genel Merkcz 'ı arayarak, ses düzemnı haztrlayamudıklanm bıldırdıler. IUrgut Üzai'ın geliiinın bıraz ertelenmesını ıstedıler. Basın mensuplan da beklerken etrafı ınceledıler. Ilçe bmasınm onu 40'tan Jazla çıçek sepelıyle çevrılıydı. Çesıllı kışıterden gelen çıçeklenn vanı sıra, "Halkçı Parti Yenimahalle İlçesi" yazılı bır çıçek de görulunce, gözler hemen Mıllıyelçı Demokrası Pariısı'nın çıçeğını aradı. MDP çıçek gondermentıştı. Anlci)ilan MDP'lılerın çıçek gönderme ali}kanlıkları yoklu. Herhulde bu yuzden çıçekçıler de MDP'yı pek sevmıyordu. Sonunda saut 12.00'ye yaklaşırken öztıl hınaya geldı. Genel Baskana 1015 dakıka geç gelmesı söylenmııtı, ama o vur deyınce, ötdUrmuilü. Arşiv konuşuyor Banker Enver lslanbul'dan bağımsız milletvekılı aday adayı olduktan sonra basın tnenwptarının sorulanm yanıtlavan eskı bankerlerden Enver Sayılgan bır atu şoyle dedı: "Şimdi gelelim escıs konuya. Benitn demokratik yasal haklarım var. Ben yurt dujina çıkamıyorum. Beni sahtekâr, dolandırıcı adamla nastl aynı sepele koyar bürokrasi? 1,5 seneiiir benim yurtdışı yasağım var. Benim yurtdışında iki tane diplomat eniştem var. Allah korusun hir şey olsa ben çıkamıyorum vahu, bir. Ikinciu' ben karıyı boiayamıyorum misal yani. Bak, bak ben evimi, verimi satamıyorum. Yahu butun demokratik haklar. Allaha kurban olayım yani bunları yazabilirsin, ama yazma labii..." Ateşli hatip: Osman Bölükbaşı Osman Bölükbaşı, Demokrat Parti miifettişi olarak partinin saflarında bulunurken Yozgat'ta yaptığı bir konuşma sonucu tutuklandı. Ancak birkaç gun yattıktan sonra hapishaneden çıkarak Ankara'da Cebeci çayırmda yapılan büyük mitinge konuşmacı olarak katıldı. Demokrat liderler Bölükbası'nın ününü duymuşlardı ama, hatipliğinin gücünü bilmiyorlardı, onu ilk kez burada dinliyeceklerdi. Bölükbaşı, "Zindan'dan geliyorum..." diye başlayan konuşmasıyla mitingte bulunanları öyle bir coşturdu ki, dinleyenler hayran kaldılar. Sarnet Ağaoğlu, yanında bulunanlann kulağına eğilerek, "tam aradığımız hatip", dedi. "Partı yeni bir Robespiyer buldu." Resimde Bölükbaşı, Cebeci çayırmda "Söz mılletındır" levhast önünde konuşurken görülüyor.