17 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

BIR ZAMANLAR NÜVİT TOKDEMİR SPOR VE YAŞAM A H M E T Y A Z I C I Rize’de doğdu, İstanbul’da büyüdü, İzmir’e ve Altınordu’ya ‘Tutuldu’: Erkan Velioğlu... 1942’de Rize Fındıklı’da yaşama ‘merhaba’ dediğinde geleceğinin ne olacağını bilemezdi kuşkusuz. İlkokulu Hopa’da okuduktan sonra 1951’de İstanbul’a gelmiş, ortaokulu ve liseyi bu kentte okumuştu. İşte sonraki yaşamının belirleyicisi olacak süreç başlıyordu. Fatih Camisi’nin avlusunda bir gün arkadaşlarıyla birlikte futbol oynarken kimler tarafından izlendiğini bilmiyordu bile. Yıl 1957’ydi. O yıl İstanbulspor’u çalıştırmakta olan Cihat Arman ve Sabri Kiraz, yönetici Ali Sohtorik’le birlikte futbolcu arayışına çıkmışlar, gençleri izliyorlardı. Daha ilk gördükleri anda kendisini çağırıp, “Evlat, sen bizimle geliyorsun” dediklerinde o da şaşırmıştı. Ama işte yaşam onun için ağlarını örmeye başlamıştı. Kimdi bu genç futbolcu? Sonraki yıllarda Türkiye’nin en etkili solaçıklarından biri olarak tanınacak Erkan Velioğlu‘ydu elbette. Severek gitti İstanbulspor’a ve 2 yıl süreyle önce genç, sonra da A takımda olmak üzere oynadı. Sarı Siyahlı takım kadrosu o dönem Sabri, Garbis, Enver, Erdoğan, Kenan, Güngör, Kasapoğlu, Aydemir, İbrahim, İhsan ve Erkan’dan oluşuyordu. Velioğlu, bugün yine kadroyu duraksamadan sayabiliyor. 1957’de İstanbulspor Genç Takımı’nda oynarken İstanbul Genç Karması’na seçilir Velioğlu ve aynı yıl Konya’daki Türkiye Şampiyonası’nda kaleci Özcan Arkoç, Selim Soydan ve Yılmaz Gökdel’in de bulunduğu kadroyla şampiyon olurlar. Başarı grafiği yükselen Erkan Velioğlu bu arada ulusal genç takım kadrosuna da çağrılmıştır. İşte o günlerden bir anı: “Genç milli takıma çağrıldım ama okulda durum kötü. Ne yapacağımı bilemiyorum. Gidersem devamsızlıktan okulda kalacağım. Hocalarım diyor ki ”Gel okulda görün, sınıfı geçeceksin. Gelmezsen seni kimse kurtaramaz.’ Ben gitmek istiyorum, iki arada kaldım. Annem de etkili oldu ve kaldım. Milli takım için sordular, ‘Kim gelsin yerine’ diye... Hiç kuşkusuz yakın arkadaşım o zaman Rami’de oynayan Mahmut Evren’in ismini verdim.” Erkan Velioğlu, İstanbulspor’dan sonra Zekelli’nin çalıştırdığı Karagümrük’e transfer olur. Burada ilk yılı kötü geçse de ikinci yıl Bülent Eken ve Recep Adanır’ın gelmesiyle toparlanır, başarılı olur. Karagümrük’te Sümer, Gökçen, Nihat, Orhan, Kadri, Doğan, Tarık, Aydın, Zekai, Ali Soydan’la birlikte oynar. İyi geçen sezonla birlikte Ankara ve İzmir’den transfer teklifleri başlar. Yıl 1961’dir. Ankara’dan gelen tekliflere sırtını dönüp bundan sonraki yaşamının belirleyicisi olacak İzmir’e ve Altınordu’ya gelmeyi kabul eder. Aldığı transfer bedeli 22 bin 500 lira o günler için bir rekordur. Kendi anlatımıyla Hatay semtinde o parayla 8 daire alması olasıdır yani... O günleri anlatırken diyor ki Erkan Velioğlu: “Altınordu formasını giyen bırakamazdı. Değişik bir sevgi ortamı vardı. O günlerin Tilkilik semtinde oturanlarda Altınordu’ya ve sporcularına bakış açısı da farklıydı. Gariptir, bağlayıcı bir sevgileri vardı bizlere karşı. Aynı ortamı Karagümrük’te de gördüğümü söyleyebilirim...” İşte Erkan Velioğlu’nun İzmir’e ve Altınordu’ya ‘tutulmasının’ ‘aşkla’ bağlanmasının nedeni de bu sevgi olsa gerek... Altınordu’yu 1961’de Sait Altınordu ve Lütfü Atamer ikilisi çalıştırmaktadır. Velioğlu’nun takım arkadaşları kaleci Yüksel, Neyir, Muzaffer, Todor, Muhterem Ar, Coşkun, Melih Garipler, kaleci Mümin, İsmet Orhunbilge gibi isimler olur. Türkiye Ligi’nin iyi takımlarından biridir Altınordu. 1964’te iyi puanla 8. durumdadırlar. Düşme hattındaki Beykoz’un son 4 maçı tehir edilir ve lig sonunda oynar. Beykoz’a ligde kalması için 8 puan gereklidir ki inanılmazı başarıp alırlar ve Altınordu düşer. Velioğlu şöyle anlatıyor o günleri: “Nasıl olduğunu biz de anlayamadık. Herkes şaşkındı. Neyse ki kadromuz çok iyiydi ve bir sonraki yıl şampiyon olduk. Yeniden çıkınca rahmetli Candoğan Sakaoğlu başkanımız iyi transferler yaptı. Zadel, Syasky, Todor, Balov gibi 4 yabancımız vardı. Başka takımlarda böyle başarılı yabancılar yoktu. Sonraki yıllarda iyi sonuçlar aldık. Sevilen bir takım olmayı başarmıştık...” 9 yıl oynadığı, 6 yıl kaptanlığını yaptığı Altınordu’da 406 maçta forma giyen Erkan Velioğlu, antrenörlük süreciyle birlikte bu rakamın 604 maça ulaştığını ve bunun bir rekor olduğunu söylüyor. Ama kader her futbolcuya ayrı bir çizgi çizmişse, Velioğlu’nu da farklı bir şekilde yakalıyor. 1970’de Altınordu yöneticileri onu bir kenara çekip transferi olduğunu, gitmesi gerektiğini söylüyor. Velioğlu, “Futbol nankör bir şey. O yıl takımın Göztepe’ye borcu varmış. Yöneticiler, ‘Erkan git, borcu silecekler, üste para verecekler’ dedi ve gittim” diyerek andığı o günleri anlatırken gözleri doluyor. Çünkü çok sevdiği kulübünden koparılırken bir yandan da yine kulübü adına bir fedakârlıkta bulunması istenmiştir kendisinden. 1 yıl Göztepe’de oynar, ardından 1 yıl da Balıkesir... Oradan Antalya’ya transfer olup 2 sezon oynar ve 1974’te futbolculuğa veda eder. Altınordu’da antrenörlüğünü yapan Molnar’ın, “Senden iyi antrenör olur” sözleri hiç aklından çıkmaz. 1975’te kursa katılarak antrenörlük belgesini alır ve İzmir Genç Karması’nda göreve başlar. 1976’da Altınordu Başkanı Rasih Öztürk evine elinde bir düdükle gelir, “Eşortmanın var mı? Varsa al bu düdüğü, doğru takımın başına git” der. O sevdiği takıma yeniden dönüşüdür. Sonrasında Uşak, Salihli, Göztepe, İzmirspor, Karşıyaka, Buca, Aydın, Manisaspor ve Bandırmaspor’u çalıştırır. Çok sıkıntılar çekmiş, hepsinin üstesinden kimi zaman gelebilmiş kimi zaman yenik düşmüş ama hiçbirini en yakınındakilere bile hissettirmeden içine atarak yaşamış bir futbol adamı duruyor karşımızda. Söyleşiye birlikte gittiğimiz Altınordulu sevgili Cemil İşyapan’la ikimize, “Bir çivi çakmasını, yumurta kırmasını bilmem futboldan başka” diye takılırken İşyapan da, tıpkı Mahmut Evren’in dediği gibi, “İyi olmuş fena mı? Bak bu Altınordu seni fıtık etti” diye takılmaz mı? Çünkü Velioğlu, 2 gün önce iki kasığından fıtık ameliyatı olmuş evinde dinleniyordu!.. Eşi çok sevdiği Emel hanımı yitirdikten sonra şimdi kızları Dilek ve Gözde, futbolu bırakan oğlu Volkan ve 3 torunuyla birlikte mutlu günler geçiriyor Velioğlu. Ne mutlu ona... Her yaşta spor yapın raştırma sonuçlarına göre sağlıksızlığın nedeni fiziksel aktivite eksikliği olarak gösterilmiştir. Aktif insanların daha uzun süre yaşaması sendanter kişileri de spora yönlendiriyor. Çünkü teknolojinin gelişmesi ciddi sorunlar yaratıyor. Eskiden yürüyerek gidilen yerlere artık arabayla gidiyoruz. Ya da merdiven çıkmak yerine asansörü tercih ediyoruz. Artık iş yerinde dahi olsak yapacağınız egzersiz hareketleri var. Herkesin yapabileceği hareketler sayesinde vücudumuzda hareketsizlik nedeniyle oluşan gerginliği dağıtacağız. Herkes spor yapabilir mi? Evet, herkes spor yapabilir. Elit sporcu düzeyinde olmanıza gerek yok. Gün boyu bilgisayar başında oturan muhasebeci ya da düzenli spor yapan kişi olun fark yok. Herkes stretching (açma germe) hareketleri yapabilir. Özel bir fiziksel sorununuz varsa egzersiz hareketlerine başlamadan önce O A bir spor uzmanına danışın. Eğer bir sorununuz yoksa keyifli bir şekilde güne başlamadan önce gerdirme yapabilirsiniz. Egzersiz yapmanın zamanı var mıdır? Boş bir zamanınızda egzersiz yapabilirsiniz. İşteyken, yürürken, metro beklerken, film izlerken, yemek yaparken, kitap okurken, sabah kalkınca, gece yatarken vb. Egzersiz yapmanın zamanı yoktur. Egzersiz yapmak yararlı mıdır? Egzersiz eklem ağrılarının savaşçısıdır. Daha kolay eklem hareketleri yapmamızı sağlar. Hareket açısını büyütür. Örneğin daha rahat yürüme ve koşmaya imkân verir. Kolay gerçekleşen kas sakatlıklarını önler. Zihinsel bir terapidir. Hem fiziksel hem de zihinsel olarak kendinizi iyi hissetmenizi sağlar. STRESTEN UZAK DURUN ? Yrd. Doç. Dr. İlhan Odabaş (Haliç Üniversitesi Spor Yüksek Okulu Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı): Herhangi bir egzersiz programını yapmadan önce veya sonra yaptığımız esneme egzersizleri, kasın yapışma yeri olan tendonlarımızı uyararak hareketleri yapmaya hazır hale getirir. Egzersizler metabolik artıkların uzaklaştırılması için de uygulanır. Her gün yapılan 510 dakikalık esneklik egzersizleri kas ve eklem sertliklerinin oluşmasını engeller. Hareketleri yaparken eklem açıklığına dikkat edilmeli ve kas veya tendonlarda ağrı hissedilmeden yapılması sağlanmalıdır. Sağlıklı yaşam için egzersiz, doğru ve dengeli beslenme, düzenli uyku, stresten uzak yaşam tercih edilmelidir. akikada tlerle 30 d ları e k re a h ı z rı Ba alori mikta harcanan k : 324 kalori ? Yüzmek binmek: 315 kalori ri ? Bisiklete l oynamak: 261 kalo o ? Basketb kmek: 210 kalori çe k re ? Kü lori : 210 kalori ?Aerobik yavaş yürüme: 110 ka , a rm ri ? Otu ek: 75 kalo ? Dans etme bulunan Yiyeceklerd rları ta kalori mik 00 gr.): 580 kalori. (1 tı n a 369 kalori ?M a (100 gr.): ? Makarn 0 kalori 0 lori. ? Simit: 3 ynir (100 gr.): 260 ka e p ? Beyaz 200 kalori ri ? Yoğurt: ek (Bir dilim): 76 kalo 00 m ? Beyaz ek suyu (Bir bardak): 1 l ? Portaka kalori 14 olacaktır. Genelleme yapılacak olursa ? Prof. Dr. Tanju Besler: Düzenli yetişkinler hiçbir koşulda günde 1.5 öğünlerin (kahvaltı, öğlen ve akşam litrenin altında su tüketmemelidir. yemeklerinin yanına 13 ara öğün) büyük Fiziksel aktivite bu miktarı mutlaka önemi vardır. Düzenli öğünler arttıracaktır. İlave su ihtiyacı içinde düzenli yemek GENEL olacaktır. Fiziksel aktivite sırasında kalitesi ve miktarı büyük DOĞRULAR ihtiyaç olursa sıvı ihtiyacı tek öneme sahiptir. Su başına sudan karşılanmalıdır. Yine tüketiminin büyük önemi fiziksel aktivite öncesi (23 saat öncesi), vardır. Bireyin günlük enerji sırası ve sonrasında (23 saat) yoğun gereksinimi dikkate alınarak tüketilmesi kafein içeren içecekler tüketilmemelidir. gereken su miktarı hesaplanmalıdır. Bunlar sanıldığının aksine vücutta sıvı Günlük 2000 kalori enerji ihtiyacı olan bir kaybına neden olabilir. bireyin yaklaşık 2 litre suya ihtiyacı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear