Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C SPOR ALTERNATİF OCAK SALI BAKINCA İlke... SERDAR KIZIK Milli takımının formasını uluslararası spor tekelinin tercihine bırakan bir ülkenin futbolunda “ilkeli olmak” ne anlama gelir? Mesela federasyonun ilkeli olmasından ne anlaşılır? Aynı biçimde bir teknik adamın, hakemin, futbolcunun, yöneticinin ya da? Güçler dengesinin ağır ağabeyleri, ağırlıkları ölçüsünde sahnededir her zaman. Bu ağabeyler genellikle rekabet içinde görünür; ancak kendi düzenlerine baş kaldırının, sistemi çatlatmaya çalışmanın vebali büyük olur, hemen dirsek temasına, dayanışmaya girerler. İlkeli bir durum, tavır, anlayış karşısında egemen güçler devreye girer. Karşı duranın burnu sürtülür, dışlanır, bundan da öteye iş bulamaz, çalışamaz. İlkesizler ortaklığı, bütün gücüyle devrededir. Ödün istenir. Şimdi ben bunları niçin yazdım? Elbet Nike ve federasyonun işbirliğiyle yılların milli takımının kırmızı beyaz formasının turkuaza dönüştürülmesinin etkisi var. Var da, yanında başka unsurlar da var. Şimdi bazı örnekler aklıma geldi. Örneğin Ersun Yanal. Anımsayın milli takıma çağdaş bir futbol anlayışı getirmek için Hakan’sız bir planlamaya gitmişti de, başına neler geldi. Önce “yapma hoca” dediler “gücün yetmez”. Sonra tehditler, göz korkutmalar. “Benim ilkelerim var, baskılara aldırmam” yanıtı gelince, Yanal’ın görevi sona erdi. Şimdi Trabzonspor’da benzer bir durum var. Yıldız futbolcu Ceyhun, teknik direktörü takmadı, ekip işlerine de dalınca Yanal’ın isteğiyle Celalettin’le birlikte kadro dışı kaldı. Oysa yönetimin durumun geçiştirip, bir süre sonra Yanal’ın gönderileceği sanılmıştı... Bir örnek de Gençlerbirliği Başkanı İlhan Cavcav’dan aklıma geldi. Yaklaşık iki yıl önce demiş ki: “Bir çok teknik direktörün futbolcu konusunda takıntısı var. Özellikle Gençlerbirliği’ne gelen birçok futbolcuyu yönetimin istediği için değil, hocalar istediğinden dolayı alıyoruz. Bize de yanlış yaptırılıyor.” Bu açıklamaya güldüm. Siz Sayın Cavcav’a katılıyor musunuz? Bir örnek daha var. Beşiktaşlı Koray. Koray savunmada ve geride oyun kurucu olarak Türkiye’nin futbol bilgisi en yüksek oyuncuları arasında. Teknik olarak bazı yetersizlikleri olabilir ancak özelikle zamanlama konusunda üstün sezgileri var. Beşiktaş’ta çok yararlı bir isim. Alavere dalavereden uzak, ilkeli bir sporcu. Ceyhun gibi takımda sorun yaratacak bir kimlik de değil. O halde niçin istenmedi? Teknik Direktör Ertuğrul’a ya da Sinan’a sormalı? Yetersiz mi, yararsız mı, sorun mu yaratıyordu, ne, hangisi? Benim aklıma yine “ilke” meselesi geldi. Neden acaba? Eposta:serdarkizik?cumhuriyet.com.tr Başarı Avrupa’da kupa kaldırmaktır S A B İ H A K U R T U L M U Ş G Ahmet Dedehayır. 4 alatasaray’da finanstan sorumlu yönetici görevinde bulunan aynı zamanda Basketbol Şube Sorumlusu olan Ahmet Dedehayır, 6 yaşından beri takımının hiçbir maçını kaçırmamış. Basketbol maçına gitmeyeli 20 yılı aşkın bir süre olmasına karşın şubenin başına geçti. Takım ilk yarıda sezonu lider olarak kapattı. Heyecanı ve adrenalini yüksek basketbol maçlarının seyirci azlığından şikayet eden Dedehayır, Galatasaray’ın futbolda yakaladığı başarıya henüz hiçbir takımın yaklaşamadığını belirterek bunu tekrarlayacak tek takımın yine Galatasaray olduğunu ifade etti. Sizi finans dünyasından tanıyoruz. Galatasaray yöneticiliği nasıl başladı? A.D.: Yöneticilikte sadece 22 ayı geride bıraktım ama Galatasaray aşkı bende 6 yaşımda başladı. Beni kulübe üye yapan Orhan Yüce babamın en yakın arkadaşıydı. Eski ikinci başkanlardandır kendisi. Bana yöneticilik teklif etti ve ben de düşünmek için süre istedim. Çok istememe karşın işlerimin yoğunluğundan ‘evet’ diyemeyeceğimi söyledim. Daha sonra Sayın Başkan arayıp “Galatasaray’da görev alınmaz, görev verilir” deyince ben de bunun üzerine söyleyecek bir laf bulamadım. Basketbol şube sorumlusu nasıl oldunuz? A.D.: 6 yaşımdan beri maçlara giderdim ama bir basketbol maçına gitmeyeli 20 yıl kadar olmuştu. Önce finansmandan sorumlu yönetici olarak başladım, sonra şampiyonluk balosunu yaptım. Atilla Kınay çok sevdiğim arkadaşım. Kendisi diğer amatör şubelere de bakıyor ve bana “Yardıma ihtiyacı var, basketbol bölümünü paylaşın” dediler. Ben de tabii kıramadım. Galatasaray’da başkanlık sistemi esas olduğu için başkanın söylediği her zaman her şartta doğrudur, kabul edilir. Basketbolla ilgili teknik bilgim olmamasına karşın görevi kabul ederek 2006 senesinin Ekim ayında yöneticiliğe başladım. Gerçi hem bayanlarda hem de erkeklerde o seneyle ilgili bütün transferler yapılmış ve bitmişti. Futboldan sonra basketbolda böyle bir görev almak nasıl bir farklılık yarattı sizde? A.D.: Basketbolun heyecanı çok daha yüksek, maç içinde gelgitleri olan, adrenalini daha fazla bir spor gibi geliyor bana. Belki de ben birebir ilgilendiğim için. İyi bir futbol maçı seyretmek çok keyifli ama vasatı insanın bazen uykusunu getirebiliyor. Ama basketbolda vasat maç çok az. Maçların çoğu çekişmeli oluyor ve gerçekten keyifli bir spor basketbol. Üç büyüklerde bütçeler genellikle futbola ayrılmış durumda. Diğer dallara bütçenin artırılması için ne yapılmalı? A.D.: Ülker çok iyi bir uygulama yaptı ve basketbol takımını feshetti, üç büyük kulübe birden sponsor oldu. Galatasaray erkek takımı Cafe Crown sponsorluğunda. Çok memnunum bundan, çünkü amatör branşlar gerçekten çok önemli. Amatör branşların kulüplere maddi katkısı yok, aksine mali külfet oluşturuyorlar. ‘ ‘