Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
N E YM İ Ş ABDÜLKADİR YÜCELMAN HAFTANIN BAŞLIKLARI ‘’Çıktık açık alınla’’, ‘’Ata’nın Aslanları’’ , ‘’Fatih’in Aslanları’’, ‘’Atina Fatihleri ‘’, ‘’Atina’da çiftetelli’’, ‘’ÇiftetelliTurkiko’’, ‘’ Sizinle gurur duyuyoruz’’ Komşu bizi hâlâ tanımamış Y unanistan’a fark attığımız maçın futbol yanını ve sahadaki ilkel oyunu irdelemeden önce komşumuz Yunanistan’a teşekkür etrmek istiyorum. Önce komşumuzun korkaklığımdan söz edelim. Çok açık belliydi, maçın her dakikasında asla cesaretli olamadı. Belki gol atmasalardı belki biz de pek ileri gitmeyecektik. Aklımızdaki beraberlik formatı buydu. Maç öncesi 70 milyondan acaba kaçımız bu maçtan umutluyduk? Gerçi maç öncesi Haluk Ulusoy ve Fatih Terim kazanacağımızdan emin olduklarını söylemişti ama başka türlü konuşma şansları olamazdı ki? Ama ne oldu? Yunanistan’ın daha ilk dakikalarda attığı gol sonrası atağa kalkan takımımız Tuncay’ın golüyle beraberliği sağladı. Bu kez beraberliği kurtarma telâşına giren Komşu hem korkusundan hem de paniklemesinden kendi yarı sahasından çıkamaz oldu. Maçın dörtte üçünü Yunan yarı sahasında geçiren takımımız öyle bir maden buldu ki golleri tesbih tanesi gibi diziverdi. Teşekkürler 36 yaşındaki file bekçisi Niko. Teşekkürler Türklerin ‘’Korkunun ecele faydası yok’’ ata deyişini bilmeyen Yunan takımı. Türkleri hiç tanımayan Yunanistan Ulusal Takımı Teknik Direktörü Rehhagel gibi Almanların dünyaca ünlü futbol adamını kulübesinde sus pus eden takımımızı aslında motive eden de yine tribündeki ‘’megalo idea’’ kafasındaki komşularımız oldu. Daha İstiklâl Marşımız çalınırken yuh çeken, Atatürk’e dil uzatan ve Kıbrıs’ın KKTC’yi de silen harita ve pankartları ayranımızı kabartmıştı. Futbol denilen oyun 120 dakika oynansaydı bu maç 4 değil 8 de olurdu. Ama zaten Yunan takımıyla yaptığımız 5 maçta da hiç yenilmemişiz. Ha 4 olmuş ha 8, fark eder mi? Ama her şeye karşın sahadaki futbolun ilkelliğinden söz futbola benzemiyor. Düzgün 3 şut ve bostan korkuluğu gibi duran bir kaleci maçın skorunu belirlemiştir. Fatih Terim’in ilk 11 inde Tugay, Emre, Gökdeniz gibi ilk akla gelen isimler yoktu. Gençlere yer vermişti Fatih hoca. Ama Hakan Şükür yine yerli yerindeydi. Ve de maç boyunca yerli yerinde kaldı. Belki Norveç maçında da yerli yerinde olacak. Bunları anlamakta güçlük çektik. Elbette bir bildiği vardır diyenlere ben de katılırım. Fatih hoca ya bizim çocukları ya da onları okutup üfletti mi yoksa.Yunan kalesinin arkasına keçi kulağı mı koydurttu? Açıkçası kumar oynadı, şansını zorladı. Neyse fazla didiklemeye gerek yok, kazanılmış bir maçın üzerinde fazla durulmaz, bu bir gelenektir. Aslında bu maçın değerlendirmesinden çok karşılaşmanın ardında bırakacağı düşüncelerden de söz edelim.Yaş ortalamasını yükselten Hakan Şükür’ü saymazsak gerçekten genç bir kadro bu. Anadolu takımlarının neden 3 büyüklere karşı başarılı olduğunun bir ifadesi. Yok aslında birbirlerinden farkları... Ne yabancılarımız ne de bizim yıllanmış starlarımız bize suna suna futbolun posasını sunuyor. Yürüyen futbolcularla değil, enerjisini ortaya koyan gençlerle hedefe varılacağını Yunanistan karşısında genç kadromuz ortaya koydu. Gerçi teknikten uzak, yüzde 60’lara varan pas hataları olsa da futbol bir mücadele oyunudur. Ama Avrupa şampiyonuna bir Mehmet Aurelio, bir Tümer yetti. Teşekkürler 41 i yaratanlara... Son bir teşekkürüm de sevgili Şenes Erzik’e. Maça verilen Alman hakem dört dörtlüktü. Yardımcıları için aynı şeyi söylemeyeceğim ama hele Yunanlıların Osmanlı’nın egemenliğinden kurtuluşu gibi nazik bir günde böylesine gergin bir maçı başarıyla bitiren bir hakem alkışı hak etmiştir. etmeden geçemeyeceğim. İki takım da ne atan ve atamayan ne kazanan ve yenilen futboldan çok bir itiş kakış sergiledi. Ne düzgün bir gol pozisyonu ne aklı başında kollektif bir atak görebildik. Gazetelerin verdikleri notlar futbolculara değil maçın skorunadır. 41 lik yengiye ve maçın doruktaki heyecanına tek lafım yok ama oynadığımız ve sahada gördüğümüz oyun NORVEÇ’E KARŞI NE YAPARIZ ? Yoga ve kalbiniz Y unanistan maçının hemen ardından gelen Norveç karşılaşması, Avrupa Şampiyonası’na giden yolda bir başka engel. Gerçi Yunanistan’dan alınan 3 puan çok önemli olsa da Norveç’e karşı alınacak bir galibiyet bize finallerin kapısını açar. Fatih Terim’in bu maç için nasıl bir kadro düşündünü bilemeyiz. Ama Yunanistan maçının havasından çıkmaları için sanırım gerekli uyarı yapılmıştır. Önemli olan sahamız kapalı olduğu için Frankfurt’ta yapılacak bu maçta karşımızda korkak bir takım yerine daha sert futbol oynayan bir Norveç var. Uzun boylu rakibimizin fizik gücü yanında boy avantajına karşı savunmamıza çok iş düşecek. Özellikle yan toplarda zayıf olan Volkan doğrusu korkutuyor. Evet ne demiştik; Fatih hoca bu maç için mutlaka bir strateji kurgulamıştır. Daha önceki yıllarda yani UEFA Kupası’nı kazandıktan sonra iş adamlarına bile strateji ve takım olma konusunda konferanslar veren Fatih hocamız, elindeki genç kadroyu istediği gibi yönetebilirse ne güzel? Ama Yunanistan maçının havasında kalacak 12 oyuncumuz hata yaparsa Norveç bunu affetmez. Bosna Hersek karşısında yenilen Norveç, yarınki maçta 3 puan almak için elinden gelenden fazlasını yapacak. Bundan kuşkumuz yok. Yunanistan maçını hem de farklı kazanan futbolcularımızı incitmeden belirteyim ki yetenekleri belli genç oyuncularımız Yunanistan karşılaşmasındaki hataları yinelerse 90 dakika çok zor geçer. B y pass operasyonumu yapan Memorial Hastanesi Kalp Cerrahisi Bölüm Başkanı sevgili hocam Prof.Dr. Bingür Sönmez sıksık Hindistan’a gider. Tabii ki hocamın nereye gideceğini sormak haddim değil ama bir gün merak ettim. Acaba Hindistan’a neden bu kadar sık gidiyor diye... ‘’Yoga için’’ dediler. Yoga bir Uzakdoğu terapisi ama kalple ne ilgisi olabilir? By pass olduğum için ilgilendim. Meğer hocam hastanede ‘’yoga ve meditasyon’’ bölümü kurmuş Bölümün ismi ‘’tamamlayıcı tıp.’’ Yani bu bölümde hastalara ameliyat sonrası daha çabuk iyileşmeleri için doğru nefes alıp vermek öğretiliyor.Yogayla hücrelere daha çok oksijen gittiği için bitkinlik ve yorgunluk hissinden kurtulan hastalar daha çabuk iyileşiyor. Aslında acaba bizler doğru nefes alıp veriyor muyuz? Bugün sağlık tesislerinde hatta turistik otellerde bile yoga dersleri veriliyor. Ama acaba her yerde bu işi bilen uzmanlar var mı? Onu bilemem ama yogayla ilgili Prof. Dr. Bingür hocamla Dr. Neslihan İskit ve Dr. Selim Tansal yoga kitabı hazırlamış. Kitapta yoga bilgilerinin dışında fiziksel duruşlar, nefes çalışmaları, omurga hareketleri, derin gevşeme teknikleri fotoğraflarla anlatılıyor. Yoga yapanlarda nefes teknikleriyle 3 ayda kan yağları, kan şekerleri ve tansiyonları düzene giriyormuş. Daha bitmedi. Bu yöntemle stres hormonu adrenalini azaltıp mutluluk hormonu endorfini arttırıyormuş. Özellikle masa başında çalışanlara ve mutluluğu arayanlara önerilir. 20 ‘ ‘