Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kapak yine kamu sektörünün sabit sermaye yatırımlarının yüzde 16.9 oranında azalması, toplam yatırımlarda yalnızca yüzde 8.3 düzeyinde bir yükselme sağladı. Türkiye'nin 1994 yılı yatırımlarındaki düşüş, kamunun yatırım harcamalarını kısması nedeniyle kapatılamadı. Kamunun yatırımları, 1994 yılında, tarım sektöründe yüzde 32.1, madencilik sektöründe yüzde 44, imalat sanayiinde yüzde 50, enerji sektöründe yüzde 48.2, ulaştırma hizmetlerinde yüzde 43.6, turizm sektöründe yüzde 33, konut sektöründe yüzde 14.4, eğitim hizmetlerinde yüzde 55.6, sağlık hizmetlerinde yüzde 38.4 oranında azaldı. 1995 yılında da, madencilik sektörü yatırımları yüzde 20.8, ulaştırma hizmetlerindeki yatırımlar yüzde 17.2, konut sektöründeki yatırımlar yüzde 11.6, sağlık hizmetlerindeki yatırımlar yüzde 9.8 oranıyla düşmeyi sürdürdü. 1994 yılında kamu yatırımlarındaki büyük oranlı düşüşlere karşın 1995 yılında eğitim yatırımları yalnızca yüzde 10.7, enerji yatırımları yüzde 11.9 oranında arttı. Yatırımlardaki bu düşüşe karşın, 1996 ve 1997 yılı bütçesinden sağlık yatırımları için yalnızca binde 7, eğitim yatırımları için de binde 9 oranında pay aynldı. Sayfa 9 'Uretıme değil, ranta dayalı buyüyoruz' O Sanavi üretlml düsüvor 1994 yılında yaşanan bunalımla birlikte, özellikle kamu sektöründe üretimin özelleştirmeye dayalı olarak durma noktasına getirilmesi tüm sanayi üretiminin düşmesine de neden oldu. Devlet Istatistik Enstitüsü'nün verilerine göre, 1994 yılında 1992 yılınagöre, sanayinin alt yapısını oluşturan sınai mallarında, madencilik sektöründe üretim binde 9, kömür üretimi yüzde 1.7, ham petrol üretimi yüzde 14.2, imalat sanayii üretimi yüzde 2.8, gıda üretimi binde 4, tekstil üretimi binde 6.3, kâğıt ve ürünleri üretimi yüzde 6.1, metal eşya ve makine üretimi yüzde 22 oranında azaldı. 1995 yılında ana sanayi ürenlerinde üretim miktarı düşmeyi sürdürdü. 1996 yılı ortalamalarına göre üretimde yüzde 7 düzeyinde artış sağlandı. Ancak bu artış yine petrol ürünleri, madencilik alanlarında geriledi. 1997'nin ilk 2 ayında toplam sanayi üretiminde artış yüzde 2 oranında kaldı. Ancak, madencilik sektöründe üretim yüzde 4 düzeyinde düştü. İmalat sanayiinde üretimdeki yükseliş de yüzde 2 oranında kaldı. gta rtadoğu Teknik Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Yakup Kepenek, büyüme rakamlannı değerlendirirken, sanayi ve üretim artışının düşük olduğunu, ithalat ve ticaretteki yüksek çıkışla büyümenin sağlıksız gerçekleştiğini söyledi. Türkiye'de sanayi yatınmının göstergesi olan makine ve techizat yatırımlannın düştüğünü, buna karşın bina yatırımlarının ranta dayalı arttığını kaydeden Kepenek, üretimin göstergesi olan kapasite kullanımındaki azalmanın da iç talepteki düşüşten kaynaklandığını vurguladı. Türkiye'de özel sektörün geleneksel olarak, kamunun yatırımlarıyla desteklenmesi durumunda yatırım yaptığını belirten Kepenek, özelleştirme adı altında, devletin yatırımlarını azaltmasıyla, özel yatırımların da düşeceği uyansında bulundu. Kepenek, büyüme rakamlan ve Türkiye'nin üretimyatınm gelişmelerine ilişkin sorularımızı yanıtladı. Ekonomi son 2 yıldır yüzde 77.5 gibi yüksek oranlı büyüyor. Sizce büyüme sağlıklı mı? Ekonomide büyümenin ne kadar sağlıklı verilere dayandığı, gerçek olduğu tartışılır. Veriler, yüksek oranlı büyümede ithalatın çok büyük bir payının olduğunu ortaya çıkanyor. Verilere bakıldığında, büyümenin sektörlerden değil, ithalattan, ticaretten kaynaklandığı ortaya çıkıyor. Son yıllarda örneğin tarım kesiminin büyüme hızı, 199O'lı yıllardan sonra bir yıl hariç 1992 dışında geleneksel ortalamasının çok altında C 4 Kapasite kullanımı 1996 yılı Aralık ayında 1995yılımn aynı ayına göre, yüzde 82'den yüzde 77'ye düşmüş. Sanayicilerin yüzde 49'u 1995 sonunda kapasite kullanımında düşüşün nedenini iç talep yetersizliği olarak göstermiş. satım azaldı. Bu da gösteriyor ki, Türk sanayii ihracata yönelik üretimi tam anlamıyla sağlayamamış. Daha çok nakit teşviklerle ihracat yapmış. Ancak dış pazarlara dönük Ekonomide büyümenin ne kadar değil. İç piyasa yetersiz sağlıklı verilere dayandığı, gerçek olunca üretim yapmıyor, olduğu tartışılır. Veriler, yüksek oranlı kapasitesinin altında çaltşıyor. büyümede ithalatın çok büyük bir payının İç talepteki yetersizliğin bir nedeni de tabii ki ithalat. olduğunu ortaya çıkanyor. Ithalattaki artış, gelirlerdeki Verilere bakıldığında, büyümenin düşüş iç piyasadaki talebin sektörlerden değil, ithalattan, ticaretten €b düşmesine neden oluyor. kaynaklandığı ortaya çıkıyor. s Işsiziiğin düştüğü, istihdamın arttığı söyleniyor. Peki, yatınm ve üretimdeki olduğunu belirtiyorsunuz. ranta dayalı olduğunu gösterir. bu düşüşe karşın istihdam nasıl gelişiyor? Yatnmlardakî arhşlarda da Yani üretime değil, yatınma bu gelişme mi gözleniyor. dönük bina üretimi oluyor. Türkiye'de ilginçtir tanm Yani sanayi yatırımları Bu, çimento ve benzeri temel kesimindeki istihdam yüzde artıyor mu? Kamunun maddelerin üretiminin 1.1 büyüme gösteriyor. yatınmlanmn azaltılması artmamasında da görülüyor. Türkiye'deki geleneksel nasıl sonuç doğuruyor? Yatırımlardaki bu genişlemesine ters bir durum. Yatınm verileri çok sağlıklı tıkanmanın üretim Sanayi kesiminde ise yüzde değil. Milli gelirin yaklaşık üzerindeki etkisi nasıl 1 'in altında istihdam artışı var. yüzde 20'si düzeyinde yatırım gelişiyor? Bu şunu gösteriyor ki, hizmet yapıldığı verilerle görünüyor. Sanayide kapasite kullanımı kesimlerinde ış yaratılamıyor. Ancak burada iki şeyi da artış göstermiyor. Kapasite Türkiye'de sürekli olarak vurgulamak gerekiyor. 1980 işgücüne katılma oranlan kullanımı 1996'nın aralık sonrasındaki iktisat düşürüyor. ayında 1995'in aynı ayına politikalarında, Dünya Bankası göre, yüzde 82'den yüzde Martta açıklanan verilere göre, ve IMF'nin önerilerinde kamu 77'ye düşmüş. Sanayicilerin ekim 1996'da Türkiye'de yatınmlanmn azaltılması, yüzde 49'u 1995'in sonunda işgücüne katılma oranı, 12 ve özelleştirme yoluyla üretimin kapasite kullanımında daha sonraki yaş grubunda özel sektöre kaydınlması düşüşün nedenini iç talep işçi olabilen oranı yüzde öngörülüyor. Polıtikaların yetersizliği olarak göstermiş. 50'nin altına düşmüş temelinde "Devlet ne kadar Bu düşünce 1996'nın aralık görünüyor. Yüzde 49.9 elini çekerse, bunun yerini ayında yüzde 55.9'a çıkmış. olması, Türkiye ekonomisinin özel yatırımlar alır, üretim Burada görülüyor ki, Türkiye iş alanı yaratamadığının en artar ve ekonomi büyür" sanayiinin yatırım ve üretim somut göstergesidir. İşgücüne teorisi yatıyor. Ancak bu artışını sınırlayan en önemli katılma oranı 1991 'den bu anlayış, bu teori, bu düşünce etken talep yetersizliği. Talep yana düzenli bir şekilde işlemiyor. Türkiye'de özel yetersizliğinin ana noktası da azalıyor. Ancak bu azalma yatırımları geleneksel olarak iç talepteki azalma. Türkiye kentlerde daha fazla. kamu yatırımlarının uyardığı sanayii 1980 sonrası Kentlerde Türkiye istihdam bilinir. Yani özel sektörün politikalarla dış satımı artırdı. yaratamıyor. Hem kadınlarda, yatırımları, kamu yatırımlarına Ancak son yıllarda, nakit hem erekeklerde işgücüne bağlı olarak gelişir. Kamu teşviklerin kaldırılmasıyla dış katılma oranında azalma var. seyrediyordu. Tarım kesimi yılda ortalama yüzde 1.9 büyüdü. Ancak bu oran 1996'da yüzde 5'lik orana yükseldi. özellikle son 45 yılda ekonomide büyüme çok inişli çıkışlı, dalgalı oldu. Bu tansiyon gibi, yapıya çok zarar verir. İnişli çıkışlı yapıya zarar verir. Bu iniş çıkışlar asıl olarak sanayi üretiminde de görülüyor. Büyümeye ilişkin bu rakamlarla, enflasyon oranı da çelişiyor. Enflasyonun uzun dönemde büyümeyi olumsuz etkilediği, ekonomik kuramda uygulamalı araştırmalarla ortaya çıkan bilgilerden bir tanesi. Türkiye'nin deneyimleri de bunu kanıtlıyor. 1996'da en çok büyüme ithalat rakamlarında olmuştur. Bunu izleyen 8.7 ile ticaret, 8.4 ile ulaştırma ve haberieşme sektörleri izledi. Bu da özellikle cep telefonundaki hızlı artıştan kaynaklandı. Büyümenin sağlıksız yatırımlannın sürekli azaltılması, özellikle bütçeden yatırımlara aynlan payın düşürülmesi özel yatırımların uyarılmasını sağlamıyor, aksine azaltıyor. Kamunun yerini özel almıyor. "Özelleştirmeden sonra yatırımlar artacaktır" beklentisi gerçekleşmiyor. Türkiye'de yatırımlarda en önemli noktalardan biri de son yıllarda makine ve techizat yatırımları artmıyor. Bu, sanayi yatırımlannın artmadığının göstergesidir. Bina yatırımlarındaki artışların da Türkiye'de ilginçtir tarım kesimindeki istihdam yüzde 1.1 büyüme gösteriyor. Türkiye'deki geleneksel genişlemesine ters bir durum. Sanayi kesiminde ise yüzde 1 'in altında istihdam artışı var. Bu şunu gösteriyor ki, hizmet kesimlerinde iş yaratılamıyor. Türkiye'de sürekli olarak işgücüne katılma oranları düşürüyor.