26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

iYLÜL 2003. SAYI 911 ıadili Ingilizce olan ülkelerde Camille lyla bilinen La Dame aux Camelias'nın şarısıyla birlikte Marie Duplessis sonza dek sürecck romantik bir söylenceı kahramanı oldu. Oyıından bir yıl sonsahneye konan ve Marie Duplessis'in ı kez Violetta adıyla yansıtıldığı Vernin La Traviata operasıyla bu söylcncel kahramana duyulan ilgi iyiden iyiye :tı. Söylencelerin bir kusuru gerçeklerden ak olmalandır. Gerçek adi Alphonsine cssis olan Marie Duplessis birkaç yıl ıris'in gözlerini kamaştırmış olsa bile, sacık yaşamı acı ve sefalet içinde geçti. vgilisinin kollarında can vermek şöyle ırsun, yıllarca hastalıkla boğuşan ve üç n boyunca yatağında can çekişen genç dın son soluğunu verdiğinde tck başıydı. Yeniyetme çağında babasının zoyla fahişeliğe itilen Marie 15 yaşındaynbiryolunubulupParis'egittiveorazenginlerle clüşüp kalkmaya başladı. r yandan bedenini parayla satarken, bir ndan da gençliğini, güzelligini ve yaşaını kemiren amansız bir hastalıkla boışuyor, sınırlarıaşmadığısürecekendiıe hoşgörü gösteren topluma ayak uyırmaya çalışıyordu. Soyadına "Du" lekini eklemesi de kendisine soylu stasü edinme yönünde içler acısı bir girindi. Oldüğünde servet ve statüden najini almış gibi görünse de, gerçekte ığlarkadarborcudışındahiçbirvarlığı ıktu. Olümünden sonra elinde kalan birkaç ırça eşyaya konmak için açık arttırmaya >şuşturan o akbabalar gibi, Dumas da uplessis ile yaşadıklarını geçim kaynana döniiştürdü. Yaşamının geri kalanıfahişeliği yerin dibine batıran ve ailen kutsallığını yücelten roman ve oyunryazmayaadadı. Camille adlı oyun tiyatro dünyasında ılıcı bir başan sağladı. 19.yüzyılın tra•dyaoyuncularıMargueriterolünüoyımak için sıraya girdiler. Shakespeare ıhramanlarıyla bir tutulan bu rol Sarah ;rnhardt'ın meslek yaşamtna damgasıvuran en başarılı rollerden biri oldu. yuncu aynı rolü 1912'debeyazperdeye msıttı, ancak o sırada 68 yaşında oldu Kamelyal KadırT tiyatroda canlandıran Sarah Bernhardt... (Çizimler Alfons Mucha) fethettiği "Pretty Woman" ilegecekulübünde şarkıcılık yapan Satine'in veremlc boğuştuğu "Moulin Rouge" gibifilmler karşımıza çıktı. Öykünün 19.yüzyıl izleyicisineçekici gelmesi anlaşılır bir durum. Zira o dönemin romantik kahramanları için geçerli olankural,sonıındaölümünkaçınılmaz olduğuydu. Marguerite, Madame Bovary, Anna Karenina ya da kim olursa olsun, bu külkedileri için mutlu son yoktu vetekkurtuluşölümdü. Marguerite'in durumunda hastalık, törcl çöküşünün bir simgesi oldıığu denli, onu çekici kılan unsurlardan da biriydi. Ince hastalık kadının güzelliğiyle öylesine özdeşleştirilmişti ki, kadınlar bu hastalığın belirtilerini öykünmeye çalışıyor, kendilerini açlığa mahkunı edecek denli ileriye gidebiliyorlardı. Asıl anlaşılması güç olan bu öykünün neden günümüzde debizi etkilediği. Neresinden bakarsanız bakın, artık kimse veremin hızlı yaşamanın bir sonııcu ya da törel çöküşün simgesi olduğu safsatasına inanmıyor. Hastalığın bir bakteriden kaynaklandığınıvebugünlerdeyeniden hortlayan ölümcül bir durum olduğunu bilmeyen yok. Dahası, Tanrı'ya inanmayan birinin öbür dünyada kefaret ödeyeceği görüşü de abes olur. Camille adlı oyunda Armand'ın kız kardeşinin çoluk çocuğa karışmış, saygıdeğer burjuva bir kadın olabilmesi için Marguerite'in ölmesi gerekmektedir. Olaya bu açıdan bakıldığında, Marguerite boş yere yaşamından olmuştur; Marguerite, Armand gibilerin göniil eğlendirmeyi sürdürmeleri, insanların, gerçek olmadıklarını bile bile, romantik söylencelere inanmaya devam etmeleri için gılunı çıkarmadan vakitsiz göçüp gider. Bizim asıl bas bas bağırarak ölen ya da hiç ölmek zorunda olmayan bir Marguerite'e ihtiyacımızvar. • The Guardian'dan çeviren: RlTA URGAN D E R G t D E N Takvimlere göre yaz bitti, sonbahar başladı. Ama hâlâ hava çok sıcak. Herkes ve her şey erimiş görünüyor. Üniversiteye bu dönem başlayan gençler belki de soğutma sistemleri üzerine bir eğitim dalı seçccekler. Sizin bulunduğunuz bölgede durum nasıl bilemiyoruz ama Marmara Bölgesi'nde yaşam artık klimasız yürümüyor. Sonbahann ilk ayına girdik ama yaz belli ki kolay kolay gitmeyecek. Murat Türkeş yaşamımızın baş meselesi haline gelen sıcak dalgasını yazdı. Siz de haberlerden önce hava durumunu izleyen birine dönüştüyseniz mutlaka okuyun. Birkaç sayıdır, 1950'li yılların komünistlerini anlatan anılar ve röportajlar yayımlıyoruz. Yayın yayını çekiyor anlaşılan. Faik Şekeroğlu'nun ardından bu hafta da Gün Benderli'nin anlattıklarına yer verdik. Kapakta, Sabiha Sertel, Zekeriya Sertel, Nâzım Hikmet ve Gün Benderli'nin göründüğü fotoğraf karesi aslında her şeyi anlatıyor. Sağlık konuları üzerine yazılar son yıllarda hep ilk sırada. Herkes daha çok ve daha sağlıklı yaşamak için yarış halinde. Gazetelerdeki "Yapın! Yapmayın!" türünden öğüt veren yazılara mutlak bakıyoruz. Biz de furyaya uyduk, hemen her hafta bir iki sağlık yazısına yer veriyoruz. Bu kez akıl sağlığına dair yazımız var. Konumuz şizofrenler ve yakınları... ükuduğunuzda yakın çevrenizi "acaba" diyerek gözden geçirmemeniz olanaksız. Önümüzdeki hafta yeni bir dergide buluşalım. ÎPEK ÇALIŞLAR cumdergi@cumhuriyet.com.tr Imtiyaz Sahibi: Yedi Mayıs Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ adına tlhan Selçuk • Genel Yayın Yönetmeni: tbrahim Yıldız • Sorumlu Miklür: Mehmet Sucu • Yayın Yönetmeni: Ipek Çalışlar • Görsel Yönetmen: AynurÇoIak • Baskı: Basın Yaürım Sanayii ve Ticaret AŞ Esenboğa %TüAkşam Tesisleri • Idare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 Cağaloğlu, 34334 tstanbul. Tel: (0212) 512 05 05 • Reklam: Medi Grup ğundan bu pek de isabetli bir girişim olmadı. 1936yılında Rııdolf Valentino'ya eşlik eden Greta Garbo bu filmde Margeurite'i canlandırdığı rolüyle Oscar ödülüneadayoldu. Üykü günümüzde de çekiciliğini koruyor ve sık sık farklı biçimlerde sahne ya da beyazperdede karşımıza çıkıyor. Tiyatro uyarlamaları arasında Charlcs Ludlum'un Absürd Tiyatro Topluluğu için kalenıe aldığı 197 3 versiyon u, Shakespeare Kraliyet Topluluğu tarafmdan 80'lerin ortalarında sahnelenen Pam Gem'in feminist, ancak yine de olabildiğine romantik oyunu da yer alıyor. Son olarak da geçen mart ayında, Neil Bartlett'in yeni Camille versiyonu Londra'da sahnelenmeye başladı. Bu arada sinemada, fahişcliğin bu kez mutlu son vaat eden hastaJıklı bir durıım olarak sunulduğu ve mutsuz fahişe Julia Roberts'ın La Iraviataoperasından etkilenip ağlamasıyla yakışıklı ve zengin prens Richard Gere'nin gönlünü Erotik sürgünler... Tam olarak nc fahişe, ne de metres olarak tanımlanamadı onlar.Bir eşin karşıhksızsunabileceğihizmetleribclli bir bedel karşılığında yerine gctirdiler. Kibar fahişeler ya da kortezanlar tarih boyunca hep başa bela kişiler olarak anıldılar. Soylu ve zengin erkeklerle düşüp kalkan bu kadınların üstlendikleri rol oldukça çetrefildi. 19. yüzyıl Fransa'sındaonlariçin"grande horizontale" ve "demimondaine" (hafifmeşrcp) deyimleri sıkçakullanılan deyimlerdi. Bu fahişeler kimiler için çöküşün bir simgesiydiler. Onurunu yitirip farklı bir alanda doruklara tırmanan "düşük" kadınlar olarak görüldüler. Farklı bir dünyayageçişsüreçlerinde bu kadınlar kendilerine yeni birer ad da edinmek zorundaydılar. Virginia Rounding'in "Grandes Horizontales" adlı kitabında anlattığı dört kibar fahişeden biri de Kamelyalı Kadın. Çocuksu görünümü ve genç yaşta ölümii nedeniyle "alçakgönüllü" fahişelerin bir ilkörneğine dönüşen Marie Duplessis'in asıl adı AlphonsinePlessis idi.Rounding yapıtında dış görünümvesüslenmenin kibar fahişelerin etiket ve rolü açısından taşıdığı önemi vurguluyor. Onların dilden dile dolaşan yaşamöyküleriyleyakından ilgileniyorvegcrçekle kıırmacanın nasıl iç içe geçtiğini irdelemeye çalışıyor. Yapıttaki dört kadın birbirlerini hiç tanımasalar da, yazar anlatısında her bir öykü bir sonrakiylebağlantılıymış gibi bir izlenim uyandırıyor. •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear