26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

12 ÇEVRE Önce hippiler merak saldı ekolojik yaşama, ardından bütün dünya. Tarım ürünleri, kullanılan ilaç ve gübre yüzünden sağlığı tehdit eder noktaya geldi. Şimdi organik ürünler moda.. lannda tartışa duruyor... Peki ya tüketicinin durumu ne olacak? Organik gıdalar hem Avrupa'da hem Türkiye'de işlenmiş gıdalara göre yuzde 40 daha pahalıya satılıyor. Tüketici bu kaos ortamında yüzde 40 daha fazla harcamaya ikna edilebilir mi gerçekten? tkna edilse de, herkesin gücü mutfağını organik gıdalarla donatmaya yeter mi? Bu güce sahip olmayanlar organik gıda tüketiminde hangi kriterlere göre seçim yapmalılar? Bu sorulann hepsi yanıt bekliyor... Araştırmacılar, bu konunun, bireylerin kendı seçimlerine bırakılamayacak kadar önemli olduğunu vurguluyor. Sorulması gereken bir başka soru daha var: Organik gıdalar neden bu kadar pahalı? Hormonlu gübre ve peptisit kullanılmayınca, süreç daha zor ve pahalı oluyor. Toprağın işlenmesinde kullanılan yabancı maddeler bu süreci kısaltıyor ve daha ucuz hale getiriyor. Ancak her alanda olduğu gibi bu alanda da sürümün artması bu pahalılığı ortadan kaldırmanın tek yolu gibi görünüyor. Işin ekonomik yanı bir yana bırakılırsa, organik gıdaları seçnıek için birçok neden var aslında... Organik gıdaların üretim süreci hem hayvan sağlığını tehlikeye atan faktörleri ortadan kaldınyor, hem de çevre sağlığınazararvermiyor. Peptisit ve antibiyotik kullanımını tamamen ortadan kaldırıyor. Hamile kadınların, bebeklerin ve çocukJarın /aman kaybetmeden organik gıdalarla beslenmeye geçmeleri gerektiği konusunda her iki kamp da hemfikir görünüyor. Pestisit bebek gelişimini kötü yönde etkilediği en son bilimsel çalışmaların ortaya koyduğu bir gerçek. Gerçi bebek mamalarında kullanılan pestisitin yasal sınırı çok düşük ama, çocukların yediği meyva sebzelerde ortalama yüzde 2530 oranında pestisit bulunuyor. Yıllarboyuncaaynıbiçimdebeslenme, vucudun deri yaşlarda sahip olabileceği dirençlilik oranını hayli düşürüyor, kanser gibi ölümcül hastalıklara yol açıyor. CUMHURlYET DERGt Çileğiniz organik mi: NÎLÜFER ZENGlN 68'li yıllarda hippilerin bir yaşam biçimine dönüştürmeye çalıştığı ekolojik yaşam, bugün gelişmiş ülkelerde yükselen değerlerin başında sayılıyor. Sağlıklı bcslcnme kaygısı aslında 9O'lı yıllarda öne çıkan sorun ol~ du, Organik gıdalarla beslenme.Türkiye'de de akademisyenlerin vc bilinçli tüketicilerinzihninikıırcalamayabaşladı. Şimdilerde, Avrupa'da yalnızca organik gıdalar üstüne kurulu bir beslenme biçiminin ne kadar gerçekçi olduğu tartışılıyor. Organik tarımın tarifi şöyle... Ekolojik tarımda esas olansentetikkimyasalilaçlarvegübrelerin kesinlikle kullanılmaması, bunlar yerine organik ve yeşil gübreleme, dönüşümlü ekim, toprak verimliliğini koruma, bitkinin direncini artırma, parazit ve faydalı böceklerden yararlanma gibi yöntemlerin kullanılması. Konuylailgiliuzmanlariki kampaayrılmış durumdalar. Bir görüş, tüketiciyi yalnızca organik gıdalarla beslenmek gibi bir takıntı edinmeye yönlendirmeyi doğrıı bıılmazken, diğer görüş bir yığın kimyasal işlemden geçmiş gıdaların insan sağlığı için büyük bir tehdit olduğunun altını çiziyor. Örneğin, organik gıdaların en yaygın olduğu ülkelerden biri olan Ingiltere'de, yiyecek standartlarıajansıbaşkanıJohnKrebs,"bu konudaki en son bilimsel saptamalar, organik gıdaların işlemden geçmiş gıdalara oranla daha besleyici ve daha sağlıklı olduğunutamdagöstermiyor" diyor. Ancak, organik gıdaların daha giivenli ve besin değeri daha yüksek gıdalar olduğunu söyleyenlerin sayısı az değil. Anlayacağınız, bilim adamlan ve olaya ticari kimi kaygılarla yaklaşan üreticiler ara Kimsedekimseye"busebzeleri,meyvaları pestis"i{s}zye\iştir" diyemiyor. Türkiye'de konunun vahametini arttıran şey, organik gıdaların dışarıya ihraç edilmesi. Neyemesi gerektiği konusunda kılı kırk yaran Avrııpalılara organik gıdaları satıyor fakat kendimiz için bir hal çaresi aramıyoruz. Büyük marketlerde "ekolojik ürünler" başlıklı koridorlarda fiyatlar el yakıyor ancak, üreticiler, satışlann artmasının bu durumu değiştireceğini söylüyor. Organik gıda tüketimi yaygınlaştıkça, satışlar arttıkça, maliyetin de düşeceği öngörülüyor. Öyleyse iş yine, geliyor, şu "bilinçlenme" meselesine dayanıyor. Kimsenin beslenme biçimi hakkındaki kesin karara varıncaya dek yemeden içmeden durması beklenemez elbette... Ama bazı ipuçlan verilebilir. Ingiliz bilim adamlannın önerilerine kulak verilirse, elma, yumuşak meyvalar, çilek, yumurta, muz, ıspanak, havuç, yeşil salata, patates gibi gıdalann organik şartlarda yetişmişini yemekte fayda var. Elma, soframıza gelinceye dek en çok kimyasal işlemden geçen meyvalardan biri. Yumuşak meyvalarsa en az 1012 kez işlemden geçiyor. Liverpool Üniversitesi'nden toksiko patologlara göre, özellikle çocuklar, organik elma, organik kayısı yemeliler. Çok zengin bir C vitamini kaynağı olan çilek, yasal limitleri hayli aşan oranlarda pestisit içeriyor. Patatesin içerdiği pestisit, yasal sınırı yüzde 1.2 oranında aşıyor. Pırasa, şeftali, et, yoğıırt, insan sağlığına zarar verecek ölçüde pestisit içermediği bilinen gıdalardanbirkaçı. Organik gıdaların yaşam kalitesini yükselttiğine kesin gözüyle bakılıyor. Oyle umalım ki, ülkemiz insanı da en kısa zamanda organik beslenmeye geçecekbilince ve ekonomik düzeye ulaşsın.# Kaynak.www.rapunzel.com.tr The Guardian * 3i 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear