26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

10 İNSANLAR SEZAİARU "Sürgün, esasen kaybedilmiş vcya unutulmuş bir dünyanın kaydıdır. Birkaç yıl önce bana ölümcül gibi görünen bir hastalığın teşhisikonulduğunda,bendedoğduğum,kişiliğiminoluştuğu Arapdünyasınınveeğitim gördüğüm, kolej ve üniversiteye gittiğim Amerika'dakiyaşamrmınsübjektifbirkaydını bırakma istcği doğdu. Hatırladığım birçok yer ve kişi artık mevcııt değildi. Buna karşın, onları nasıl dakikası dakikasına ve son dcrece belirgin detaylan ilc anımsadığımıfarketmekbcnişaşırtıyordıı." Günümüziin en öncmli entelektüellerinden biri olarak kabul edilen Edward W. Said, 1991 yılındakankanseriolduğunuöğrenincc doğup büyüdüğü Ortadoğu ilc ilgili anılarını yazmaya karar verdi. Geleceğe bir kayıt bırakmak istiyordu. 1999 yılında yayımlanan "Sürgün" adlı kitaptan EdwardSaid'in I'ilistini'ni öğreniyoruz. *** Anılann omurgasını, yazarın çocukluk ve ilkgençlikyıllarının (1955195 DgeçtiğiKudüs, Beynıt ve Kahire'deki yaşam oluşturuyor. Babası ogünlerin yakışıklıgözdeGaller PrensiEdward'ınadınıveriyoroğluna.Edward ile "Said" bileşinıininortaya çıkardiğı çclişki, Ingiliz ve Amerikalı oğretmenlerle öğrencilcrin onu küçümsemelerine ncdcn oluyor. Kahire'de okuduğu Gezira Prcparatory School adlı Ingiliz okukında sckiz yaşında ikcn Mr. Bullen usimli Ingiliz öğrctmenden ilkdayağınıyiyorvebunııomiirboyuunııtmuyor. "Duyduğum frakselacı,bütünbenliğımı kaplayan öfkenın yanında bir hiçti. Beni böylesine kabaca döverek (bir eliyle boynundan bastırıp öne eğdiği çocıığun kıçına "Solmuhalif" görüşleri ve Filistin kökenli olması nedeniyle EDWARD W. SAİD yaşayan Batılı düşünürler arasında Türkiye'de en çok tanınan isim. Said'in çoğu Türkçeye çevrilmiş yirmiyi aşkın yapıtı var. En az bilinen eseri, "Sürgün" adlı anıları. bambu sopayla vuruyor) aşağdayan bu çirkin yaratık kim oluyordu? Niçin kcndimi böylesine güçsüz, böylesine, 'zayıf bu sözcük yaşamımda dikkate değer bir yer edinmeye başlıyordu bir duruma düşürdüm? " Said, bu okuldaki eğitim ve disiplin anlayışını "sömürgeci" buluyor. "Okulbireğitim yeri olarak pek ilginç değildi. Okul dışmda tngiliz öğrencilerle hiçbir temasım yoktu. Göriinmez bir kordon onları bana kapalı olan ayrı bir dünyada tutuyordu. Onlann isimlerinin nasıl" tam " doğru, giysilerinin ve aksanlarıntn bcnimkinden nasıl tamamen farkholduğununbilincindeydim." "1 Kasım 1947 günüon ikinciyaşgünümü kutladığımızgün benden büyük kuzenlerim YusufveGeorge'un.Balfourdeklarasyonununyayımlandığı günden 'tarihimizin en karagünü'diyesözettiklcrinihatırlıyorum. (...) Tırmaıuınkrizçevremizisarıyordu. Kudüs, tngiliz asker ve polisinin kontrol noktaları ile bölünmüştü. Araçlar.bisikletlilerveyayalar kendi bölgeleri için geçerli gcçiş kartlan taşımak zorundaydı." 1948 baharından itibaren bütün akraba ve tanıdıklar göçe zorlanmıştı. Yazarın doğup büyüdüğü Kudüs'ün gözde "Talbiyah" semti artık siyonist tedhiş örgütü I lagganah'nın elinegeçmişti... Nebiye Hala, şehit doktor Haddad Çocukluğunda yazan etkileyen kişilerden biri, bütün yaşamını Filistinli sürgünlere adayan, durdurak bilmeden Kahire'nin yoksul Shubra varoşlarına savrulmuş Filistinli göçnien aileler için çalışmaoturma izinleri, iş, aş, sağlık sağlamaya çalışan, yardım toplayan Nebiye Halaydı. I Iercuma akşamı hiç aksatmadan evlerine yemeğe gelen, sevecen, kararlı, mütevazı, gururlu, gösterişten uzakvemücadeleci... Filistin ulusalkimliğinin, ulusal onurunun sembolü Nebiye I lala... "llk defa yaşamıma 'ötekileri' yani yoksul Filistinli göçmenleri sokan, onlann acıları karşısındaiçinedüştüğümçare.sizlik.duyduğum öfke sonucunda Filistin tarihini, F'ilistin sorununu kavramamı sağlayan Nebiye Ha laydı." Göçmenlerin sağlık sorunlarında Nebiye I lalanın yoldaşı, genç Filistinli doktor Ferid I laddad'dı. Dr. I Iaddad, yazarın kendisi gibi Kudüs ve Kahire'deki tngiliz okullannda okumuş.kapıyayığılmı; yoksul hastalanücretsiz muayene eden, paraya önem vermeyen, siyasi kişiliği ile tanınan, az konuşan bir kişiydi. 1959 yılı Aralık ayında bir gün, "komünist" olduğu gcrckçcsi ile uzun zamandırhapishanedetutulan Dr. Haddad'ın lsveçasıllı eşi Ada, yarı giyinik ve saçıbaşı dağınık olarak Arapça ayininin devam ettiği Heliopolis Anglikan Kilisesi'nedaldı. "Kapımageldiler ve Ferid'i mahalli polis karakolundan almamı istcdiler" diyc anlatmaya başladı olup biteni: "Onu serbest bırakacaklarınt düşünerek koşakoşagittim. Vardığımdamasadaoturan polis üç veya dört adamla birlikte gelmemi istedi.'Niçin'diyesorunca'Ferid'intabutunu taşıman için' dedi." Bunları söyledikten sonra olduğu yere yığılan Ada'yı cemaatten biri leri evine götürürken, yazarın kuzeni Yusuf, üç arkada^ı ile beraber karakola cenazeyi almaya gittiler. Karakoldan da polisler eşliğinde Abasiya isimli ıssız mezarltğa götürüldüler. Ycni kazılmış, bir çukurun başında kolları sıvalı, küreklikazmalı iki asker bekliyordu. Çukurun bir ucunda da kaba tahtalardan alelusul çakılmış bir tabut vardı. Polis şefi " lçinizden biri teslim zaptını imzalasın, ondan sonra tabutu çukura indirebilirsiniz. Ama tabutun kapağını açmak veya soru sormak yok" dedi. Denileni yaptılar. Tabut çukura indirilir indirilme/. askcrlcr hemen küreklerine sarılıp üstüne toprak atmaya başladılar. Polis şefi, küfreder gibi bir sesle: "Şimdi hemen burayı terk edin" dedi" Mezarı ve tabutu açmaya sakın yeltenmeyin." Kendine âşık bir anne... Anılar, Edward W. Said'i ünlü bir cntelektüel, başarılı bir bilim adamı, önde gelen bir edebiyat eleştirmeni, başarılı bir miizisyen (başarılı bir piyanist ve müzik eleştirmeni olduğunu biliyoruz) yapan arka planı göstcri
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear