Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
5EKÎM2OO3. SAYI915 HAYVANLAR 7 vekapanmayadevamedecek.Bundan üçdört yıl önce daha çok tiirkii bar vardı. Bu işi bilen de yapıyordu, bilmeycn de. Sabit müşterilerimin olması benim başarılı olduğumugösteriyor." Peki, mekânda nelere dikkat ediliyor? "Bizim için gelen müijterinin rahatı ön plandadır. Içeridc kimse kimseyi rahatsız edemez." diyor Doğan "Birçokbilinçli iş,letmeci gibi biz de itici tipleri içeri almak istemiyoruz.Hedef kitlemizailelervegençler. Dikkat ettiğimiz diğer bir nokta da deyişçalınırken semah çekilmemesi. Malum içkili bir işletmeyiz ve içkili yerlerde semah çekilmez". Başka bir mekânageçtim, Imam Adnan Sokak'ta bulıınan Ora Cafe'ye. Uçkatlı bir tiirkii evi olarak hizmetveren Ora Cafe'nin ilk katındaki boş ve sessiz odanın duvarlarında asılı bağlama ve gitarlar ilgimi çekti, garsona nedenini sorduğum. Bu katta canlı müzik olmadığını, dileyenin duvardaki aletlerle kendi türkülerini kendilerinin söyleyebildiğini anlattı. tkinci katta bir kadın Mahsuni Şerif'ten bir tiirkii söylüyordu. Yuh yuh soyanlara/İnsana kıyanlara/ Yuh ncfsıne uyanlaral' yuuuuuhhhh Şarkıcının arkasında sazgrubu oturuyordu. Müşteriler hep bir ağızdan bağırıyordu: lip'Banabiriçki ısmarlarmısın?' dedi. Çok şaşırmıştım. Bayana paramız olmadığını söylcdik. Bizc, 'Paranız yoksa burada nc işiniz var?' dcdi. C) masamızdan ayrılır ayrılmaz hesabı isteyip kalktık. Bir daha tiirkii barlara gitnıemeye karar verdim." "Türkii barlar benim kültürümüözgürce yaşayabileceğim, bir mücssescdcn çok bir ev gibı işletilen cnder mekânlardan biridir. Ben buyüzdenburadayım." diyor, Helin. ünun başına kötü bir olay gelmemiş. "Bu anlayışla işletilen mekânlarda kolay kolay bir bayanı rahatsız cdcmczlcr." diye ekliyor. Bu çok iddialı bir cümle. Mckânın işletmecisiyle de görüşüyorum. Erdal Giileç tiirkii bar açmalarının nedenini siyasal bir dille anlatıyor: "Çünkütürkülereihtiyaçvardı.BizYörem Cafe&Bar'ı 1992'deaçtık. Oyıllarda Beyoğlu'nda tiirkii dinlcnecck başka bir mekân yoktu. 1993 'te canh müziğe başladık. Bu ilk uygulamaydı. Odönemdegençlerimiz yabancı kiiltürlerle besleniyordu. Insanlara alternatif eğlence mekânları verilmemişti.Globalkültürgençlerimiziyutuyordu. Biz hem kiiltüriimüzü yaşatmak hem de yabancı kiiltürlerle çökertilmeye çalışılaninsanlarımızaaileleriylegelip tiirkii dinleyebilecekleri bir mekân olarak açtıkYörem Cafe&Bar'ı." Peki, bu tiirkii bar ismi neredengeliyor? Erdal Giileç "Tiirl kii bar" denilmesine karşı çıkı ~ jr'<t yor: "Tiirkii, barda dinlenmez. Tiirkii, tiirkii evinde dinlenir. Biz mekânımız için tiirkii kafe demeyi tercih ediyoruz." Sokağmsonunakadarbirkaç tiirkii bar daha var. Munzur Cafe&Baronlardanbiri. Ahşapgirişibirköyeviniandırıyor. Sahne hemen kapının yanında ve burada da kalabalık bir grup coşkuyla halay çekiyor. "lçeri girmek çok zor olur ", diye soka ğın başındaki Havar Türkü Evi'ne yöneliyorum. Geniş bir mekân olmasına rağmen burası da kalabalık. însanlar gülümsüyor. Acaba hiç mutsuz insan gelmez mi lürkü barlaıar1 Bu mekân biraz daha kentli görüniiyordu. Masalar daha yiiksekti, sedir yerine iskemle kullanıyordu. Söylenen, türkiıler mekânın dııvarla rındaki Anadolu nıanzaralarını anlatıyordu. Konuştuğum insanlar türkülcrin kül lürlerininbirparçasıolduğunudüşünüyorlar. Türkii barlara isebukültürüyaşatmaya çalışan kültür elçileri olarak bakıyorlar. Mekânın sahibi Selahattin Doğan " Biz türkülerin içinde doğdıık" diyor "Çalınantürkiiler Anadolu insanınıyansıtıyor. Anado lu'dangeleninsanlarımızbu tipmekânlar dasosyalleşiyor, kentyaşamın.ıayak uydııruyor." "Ncdentürküeviaçtınız?" "Dediğim gibi biz türkülerin içinde doğduk. însanımızşehiryaşamınınsıkıntılarını türkülerle atsın ıstedik. Dıscolar ve rock barlar benim pek gitmediğim mekânlar. Ben Laila'da rahat edemem. Bizi aşan mekânlar bunlar. Kendim rahat edemediğim birmekânı işletemczdim zaten. Ben türküleri tanıdığıma inanıyorum. Bildiğim ve sevdiğim işi yaparsam hem insanları rnııtlu ederinı hem de kendim mutlu olurum. Bugün Beyoğlu'ndabirçok türkü bar kapandı Bir zamanlar kutsallaştırılmış, ardından lanetlenmişti, çağımızda ise en dost hayvan olup çıktı... Kedi! senın edi kadar nankör olunabilir mi? Ve onun kadar muzır? XV. Louis'nin sarayında, büyücülerin yanında, sanatçı evlerinde, kapıcı dairelerinde, çatılarda, her yerdedir o. Kedi alaycıdır; kuyruğunıı çizgi filmlerin filozof kahramanı Kedi Felix gibi sorıı işareti biçiminde kıvırarak merakımızı uyandırır, imgelemimizikışkırtır.yaratıcılığımızı uyarır ve bizi kendi kendimizi sorgulamaya zorlar. Bu kürklü düşünce ustası, fiziksel ve tinsel sağlığımızı iyileştirir, çocuklarasorumlulukduygusu aşılar, onlara sözel olmayan iletişimin kapılarını açar, aile içinde kuşaklar arası tutkal işlevi görür; benzersiz bir iletişimcidir! Içtenvegizemli.düşçüvesevecen olan kedi, kendisini tanımayı ve aynı zamanda sevnıeyi öğrenen herkese içindeki yaşam sevincini aşılar! ilk yabanıl kediler sekiz ya da on iki milyon yıl öncegörüldü.tO 6700yıllarında Filıstin'de, Eriha'da ilkkezevcilleştirildiklerisanılıyor IÖ25OOyılIarında Mısır'da ev kedilerinin varlığı kanıtlarıyla biliniyor. Mısırlılar çocukların, anneliğin, müziğin ve dansın koruyucusu Tanrıça Baste'ye kediler aracılığıyla tapardı. 123 3 'te Papa 9. Gregoire bir bildirgeyle kara kedileri lanetledi. 1871 de Londra'da ilk kedi fuarı açüdı. Günde hemen hemen on altı saati uyuyarak, düş görerek, temizlik yaparakgeçirinGerinmelerveuyuklamalar, keçi gibi sıçramalar ve çılgınca koşmalarla dolu bir hayat... Kedigeleceğiinkâreder, yoğunlukla şimdiki anı yaşar. Bu iflah olmaz hedonist.bizebirgüneşışınıaltında siestanın, dost bir elin sunduğu yemeğin, bahçedebirgezintinin.gözgöze yakınlaşmanın sözle anlatılamazmutluluğunu gösterir. Bize herdakikamızı sanki son dakikamızmış gibi tat olarak yaşamamız gerektiğini bildirmekiçin konuşması gerekmez. Köpeğinsadıklığıylakedininbağımsızlığı ve "bencilliğini" karşılaştımıak olağandır. Köpek.birsürühayvanıdır, emir almayı ve aile zincirinin en alt halkası olmayı kabullenmiştir; kedi ise hiyerarşiyi reddeder ve bizi partneri olarak görür. Eşitlikçi ve güçlü kişiliği ile: mülkiyet ve bireycilik kavramlarını yeniden sorgulamamızı sağlar, iki ilkeyi kafamıza sokar, arkadaşça paylaşımdan ve diğerine farklılıklarıyla saygı duy maktan yanadır. Eğer dersinizi aldiysa nızkedinin gerçek sadakatini kazanırsınız! Köpeğin bakışları güven verir; kedininkiler ise bizi içe bakışa zorlar. Baudelaire'in mırıldandığı gibi "gizemli göz bebeklerinde" neleri çözümler in san.'Keltleronlardaötekidünyanın kapılarını görürlerdi. "Dinginlikdiişüncesi oturan bir kedidir" demişti Jules Renard. Kedi her durumdazen olabilmeye tanıklık eder. Yavru kedi daha yaşamının ilk hal talarında bizim oyun dediğimiz koreografik zariflikleri öğrenir, bunlar aslında onun avcılık teknikleridir. Yaşlanmış, gözleri fersiz, güçten düşmüş kedi gene de gözetlemekten, efelenmekten, tek bacağı üstünde dönmekten ya da bir pata atmaktan geri kalmaz. Bu bize güzellik içinde yaşlanabilmek için esasolanın, katılımı, öğrenmeyi, baştan çıkarıcılığı, yeni projeler geliştirmeyi elden bırakmamamız £'. •* gerektiğini öğreıı.» Çeviren: EMRE ÇAĞATAY "Yuuuuhhhh."Tam bir köy evi gibi düzenlenen üçiincü kattaki şarkıcı ise erkekti. "Biz Reina'da, Laila'da rahat edemeyiz. Ama nişanlımı alıp rahatlıkla gelcbiliyorum tiirkii barlara. Diskolar ve gece kulüpleri kendini taşıyamayan insanlarla dolu. I ürkü bara kendini taşıyamayan insan gelmez, gelemez. Ayrıca sadece Doğu Anadolu ve güneydoğu Anadolu yöresinden türkiıler soylenmiyor burada. Gerçek Karadeniz türküleri desöyleniyor" diyorduTaylan. "C icrçck Karadeniz türkülerinden kastın nedir.'" "Ben Karadenizliyim. Ailem Trabzon'dangelipSakarya'yayerleşmiş.Bugün anlamsızbirçokpopüleıınu/.ik Karadeniz insanınınkültüreleserlerigibipazarlanmaya çalışılıyor. (îerçek Karadeniz türküleri mana yüklüdür. Ben 'kuşkolifo mofoli doli yağiyidoli' dizesindeherhangibirsanatsal içerikgöremiyonım. Bir tek kemençesesiyleyapılacak iş değil bu." " Bu biraz sert bir eleştiri değil mi ? " "Kimsegücenmesin bu benim kişisel görüşüm. Nişanlım ve arkadaşım da benim gibi düşünüyorlar. " Yeliz ve Zater onaylıyordu. Artık kapatma vaktı gelmişti. Ciece 02.00'ydi... Beyoğlu'nugeceninsahiplerinebırakıp,d6ndiinı...#