27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

ArthurMillerl2 Eylül karanlığının sürdüğü 1985'te Istanbul'daydı. Başta Aziz Nesin olmak üzere aydın ve yazarlarla görüştü, duruşma izledi. Bir akşam yemeğinde ise Türkiyeli sosyalistlerin keder ve öfkeleriyle karşılaştı, kendince .'/ ""Miller, Pinter o dönemin yasaklı politikacıları Demirel ve Ecevit ile de g<irü$müşlerdi. saptadığı nedeni Arthur Miller I985'te/{elmifti Türkiye'ye. kaleme aldı. Yü 1985. Mffler tstanbul'da YAZI: ARTHUR MİLLER TÜRKÇESİ: M. HALİM SPATAR YılJ9S5. ArthurMillerile Harold Pinter, henüz 12 Eylül darbesının izlerini taşıyan Türktye 'yegeldiler. Havaalanında kendilerini karşuayan gazetecilere geliş amaçlarını "Türkiyeli meslektaşları ile tamşmak ve Türkiye hakkında bilgi edinmek" olarak açıkladılar. 17Mtırt 'ta başlayan veheşgün siiren ziyaretlennın programında ılkgün tstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı, 2. Numaralı Mahkeme de, 48 sanıklı Barış2 davasını izlemekvardı... MillervePinter, I9Mart'ta da Aziz Nesın 'e Pen Kulüp onur üyeliğini verdiler. 20Mart 'taAnkara da, eskibirbaşbakan olarak Ecevit 'le Oran dakı, birsonrakigün de Demirel 'le GünizSokak 'takievinde göriiştiiler Aynıgünün programında Necmettin Erbakan ilegörüşmek de vardı, Erbakan bııgörüşmeyı "entelektüelbirzıyaret" olarakdeğerlendirdı. Demirel ise buziyaretten ne kadarmemnunhtk duyduğunu açıkladı. Pinter ve Miller, 2()MartgünüAnkara da bir öğle yemeğinde, SadıınAren, YalçınKüçük, Halıık Gerger ve o sırada Barış Davası 'ndan tutuklu bulunan Proj. Dr. Gencay Şaylan 'ın eşi Serpıl Şaylan üebuluştular. 22 Mart ta da Türkiye den ayrıldılar. Aşağıdakıyazı Miller 'ın Ankara velstanbul 'u kapsayan ziyaretten edindigi bilgiler ve düşün celeriaktardığı "TimebendsAlife "adlıkıtabından. B enim kuşağımdan tek bir kişinin bile Marksizmle ilişkisi" Inanılan Tann' nın fos ç ıkması" olgusuna başvurmadan anlaşılamaz; oysa ben bu sözün yanlış olduğu sonucuna vardım. Söz konusu olan Tann değil, bir puttu. Put, insanlara kesınkes neye inana caklarını söyler. Tann ise onların önüne kendilerinin karar vermeleri gereken seçeneklersunar. Aradaki fark önemsizolmaktan uzaktır; putun karşısında insanlar bağımlı çocuklar olarak kalır, Tann'nın önündeyse, omuzlarında yük vardır, ama ayru zamanda da sonsuz yaratılış yargıları na katılıp katılmamakta özgürdürler. Bu ikilemin dıştan görünen bin biryüzü vardır; bugün de otuzlu yıllann başlanndakınden daha yakından görülecek bir konuma gelmiş değildir ve de Batı toplumu, insanlannınbuncasınıruhsalaçıdanyabancılaşmış, yaşam ve kültürün sevırcınden böylesine bo;>almış, yaşamlarını yönetecek üstün bir ıradeyı özler bir durumda bırakmayısürdürürkengelmeyecektirde. 1985 'te Harold Pınter'la bırlikte Uluslararası PEN ve HeJsinki GözJeme Komitesi 'nin verdiğı görevle Türkiye' ye gittiğimde Put ile Tann'y' bir kez daha enine boyuna hatırladım. Otuzlu yıllar geride kalalı çok olmuştu, ama Türk yazarlarla beni 50 yıl gerilere, Brooklyn'e, Ann Arbor'a ve New York'a gerı döndürcn birkaç görüşmemiz oldu. Tarihin o anında bunlar, Beıjing'tcnHavana'ya,New York'a, Moskova'dan Pnom Penh'e, Prag'a kadar daha başka pek çok ülkede de oJabıiecek görüşmelerdı. Bu yazarlardan bazılan Türkiye'nin hem Birleşik Devletlere bağımlılığına, hem de Sovyetler Birliği'ne karşı olan bir barış örgütünün üyelerı olduklan için korkunç Türk zindanlarında ağır işkencelerden geçmiş kişilerdi. Bu kişiler de Üçüncü Dünya'nın eğitim görmüş pek çok kişisi gibi, az ya da çok bey lik solculardı ve biz DavasL.. Miller ve Harold Pinter izleyicL Sanıklar Asım Bezirci, Atila Coşkun
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear