26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

BAŞKENT GUNLERİ Güzel bir gelenek oluşuyor MÜŞERREF HEKİMOĞLU B ahar geldi, ağaçlar çiçeklendi ama çlrkinlikler gizlenemiyor, Kızılay'dan geçenler gözlerini kapıyor nerdeyse. Zlnclrier bastınyor, değnek gibi ağaçlar, yaprağı da yok, yeşili de. Kestane ağaçları, akasyalar altında yürüdüğüm bulvarı anımsıyor, nerdeyse koşarak uzaklaşıyorum Atatürk Bulvarı'ndan. Cumhuriyetimizi kuranlar çağdaş bir başkent amaçlarken, bu duruma gelecegıni düşünür müydü acaba? lyi ki galeriler var, güzellikler sergileniyor duvarlarında, renk özlemimiz diniyor, güzel bir soluk, kısa bir dönüşüm direnci arttırıyor en azından. Merkez Bankası Galerlsl'nde çağdaş ressamlarımızdan seçmeler var. Usta fırçalardan oluşan renkler. Fahrülnlsa Zeyd'den de iki tablo, ilk çalışmalarından. Sevgıyle ızledim, Amman'daki sabah söyleşılerimızı anımsadım. Yöneticıleri içten kutluyorum, özel koleksiyonlardan destek alarak ilginç sergiler düzenliyor, güzel pencereler açıyor resimseverlere. Eski ustalar, dünyamızdan ayrılanlarla renkli bir buluşma. Helikon'da da Osman Zeki Oral ile buluştu sanatseverler. Resim sozlüğüne "Onlar" olarak yerleşen gruptan bir sanatçımız. Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun öğrencisi, Turan Erol'un atelye arkadaşı, Türk resminde özgünlük kimlik arıyor fırçası. Kitapçığı da ayrı bir sergi. Orhan Peker'in bu deseni, Hikmet Onat'ın çerçevesi içinde "Balıkçı Barınağında Sandallar". Resmi çok seviyor, mutluluğunu duyuyorum o kıtapların sayfalannda. Yazartarını teşekkürte selamlıyorum. Galeri Artı'daki sergiler de yeni artılar sunuyor resimseverlere. Bu kez de Polonyalı bir ressamın tablolarıyla selamlıyor sanatseverleri. İlginç adları var: Morgüller, Uzayda Oklar, KırmızıBeyaz Yağmur, Yalnızca Kırmızı ve Kırmızı, Yıldızınız Nerede, Boşluğunuzu Buldunuz mu, Mordaki Mavı Noktalar... Jersy Ostrogorskl, Bilkent Güzel Sanatlar Fakültesi'nde oğretim üyesi. Morgüller önünde Prof. Bülent özgüç ile karşılaştık. Ostrogorski'nin güzel bir portresini çizdi bana. Polonyalı ressam Ankara'yı çok * seviyor galiba. Ikinci kez geliyor Bilkent Üniversitesi'ne. Kimi renkleri, morlan kırmızıları da Bilkent tepelerinde yakalamış bence. Akşam saatlerl siz de yakalayabilirsiniz. Renkleri güzel yakalayan bir ressam da Türkan Torumtay bence. Fırçası giderek renkleniyor. Kızılay'da, Iş Bankası Galerisi'ndeki sergi de gökkuşağı gibi. Bir ağaç üçgenı ilk bakışta çarptı beni, bir kırmızı, bir sarı, bir de 3İyah üç ağaç. Belki de benim yorumum, aydınhğı da çağrıştırıyor, karanlığı da. Ya da ressam kırmızı ve sarıyı vurgulamak için o slyah ağacı ürettı. Bankanın Yönetım Kurulu Başkanı Burhan Kargöz ve eşiyle karşılaştık bir köşede. Datça'da demeliyim belki de. Duvarda Datça'nın saydam maviliği var. Sergi kapanınca büyuk koleksiyonda yer alacak. Bankanın düzenledığı sergilerde . Alfred Hitchcock, Harper's Bazuar Dergisi'ne poz verirken. (1962) tağımedyumBlanche'ı(BarbaraHarris)ortadankaldırmak içinbirtu/ak hazırlarveotomobillcrinın frenini bozar. Buarada Lumley veBlanche, hiçbirşeydenhabersizbirşekildebiralarıyuvarlamaktadır. Sonra, otomobilebinipyolaçıkarlar. Aracı,asılmeslcğitaksi şoforlüğü olan Lumley kullanmaktadır. Çok geçmeden frenlenn tutmadığı anlaşılınca, şenlik başlar. Korkııdan çılgına dönen Blanche kâh bacaklarını adamın boynuna dolar.kâhkucağınaoturmayaçalışır... görülmez. Bir keresinde Blanche'ın, kapı önünde Lumley'e evde kalması için yalvarmasına tanık olurlar. Lumley, "Kalsam da işe yaramam, çok yorgunum."diye reddedip gıder. Onları otomobillerindc gizlice izleyen Fran ve Adamson'ın duyduğu tiksinti yüzlerinden okunur. Fran durumu "Kadın bir seks manyağı..."şeklindeyorumlar... Bu örneklerı sayfalar boyunca uzatmak mümkün.üiiyüksinemaadamıkendıyaşantılannı, zekâ ve yeteneğinin aynasından filmlerine yansıtarak, bize ölümsüz klasikler armağan etti. Onu özgün yapan da buydu. Fi Imlcrinin yeni çevrimleri de işte bu nedenle uydunık ve başarısız oluyor. ^ Helikon Galerisi'nde Türkan ve Turan Erol, kızları, M. Hekimoğlu ve Mustafa PlevnelL o çerçeveye yakıştırarak armağan ediyor Hikmet Onat. Helikon akşamlannda kımı dostlarımla karşılaşır, anısal resımler de çizeriz. Prof. Fatma Başaran, llhan Başaran, emeklı büyukelçı Namık Yolga, guzel kızı GütyUz'ü her zaman görürüm açılışlarda. Ayak üstü söyleşilerle kısa yolouluklar yapar, Paris'e, Roma'ya Moskova'ya uzanırız, Füruzan Yolga'nın kulaklarını çınlatırız. Artık dünyamızda değıl ama Namık Yolga'nın yanında, gözlerinde her zaman. Başaran'ların gözleri de yeni torunun sevıncıyle parlıyor. Bankacılık dalında güzel tırmanışlar yapan kızları özden Odabaşı yoğun çalışmaları arasında anneliğe de vakit ayırıyor. Büyükanne ve baba da guzel bir tabloyla selamlıyor küçük yolcuyu. Yeni oluşan bir geleneğı çok seviyorum doğrusu. Duğünlere, doğumlara, doğum günlerine ya da başka bir mutluluğa resim armağan edenler giderek çoğalıyor. Astronomik ücretlerı ödemeyenler de ortaklaşarak destekliyor bu armağanı. Belli bir bölum odeyerek. Kitap ve kaset armağan etmek de yaygın bir alışkanlığa dönüşuyor benım çevremde. Erendüz Atasü'den "Uçu", Ayta Kutlu'nun "Emir Beyin Kızları" adlı kitaplarını okudunuz mu? Ben aldım, sevdığım yazarlan bir an önce okumak isterım, yazarlan da verdi, başka dostlar da armağan etti, kitaplar çoğalıverdi Genç arkadaşlarıma dağıttım. Onlar da okuyor, göçmen kuşları, Cevdet Bey'in kızlarını konuşuyorlar. Ben de okumanın kimbilir kaç kişi seyredecek o maviliği. Tablolar arasında kedıler de var Bırı beyaz, öteki siyam, Ayda Torumtay'ın kedısı. Siyam rahat uyuyor, ama beyaz dıkılıyor, kedıler arasında ben de varım, diyor. Kedisever ressamlara da göndermeler yapıyor. Ben de kedisever dostlanmı anımsıyorum. Ne güzel konuşurlar kediceyi! Siyam, Ankara ya da Tekir, sokakta ağlayan bir yavru, hepsiyle anlaşıyorlar! ANAÇEV'in düzenlediği bale gecesinde de bir sevgi ve dayanışma tablosu oluştu. Büyuk Tıyatroda. Fındıkkıran balesıyle devlet balesinin düzeyini de yaşayarak unutulmaz saatler geçirdi başkentliler. Oörtyüz gence yüksek oğrenım yapma olanağını sağlıyor ANAÇEV. İçten çalışan üyelerle sayı artıyor. Nedret Ulugbay, Fatoş Türfc, bayan Talay, Nurdan Erimtan'ın da bulunduğu bir grubun ıtici gucüyle çağdaş olaylar yaşanıyor, çağdaş yaşamın olanaklarıyla yetişıyor genç kuşaklar. Konserler, oyunlar, operalar, baleler düzenlenıyor, sanat kurumlanndan da büyuk destek sağlanıyor. Başkan Ayla Hatıriı guzel bir konuşmayla teşekkür etti o kuruluşlara, armağan verdı. En büyük armağan genç bir kızı ya da bir delikanlıyı çağdaş biçimde eğiterek yaşama katmak hıç kuşkusuz. Bir damla ışık karanlığa. Isterseniz siz de katılabılırsınız o damlalara. Bir ışık seli oluşmasına, yarınlann aydınlanmasına katkıda bulunabiliriz. O damlalarla karanlığı aşabilirız hep birlikte.^ Yemeğin sonrası da var... Hitchcock yolculukyemek ve scks motiflerinidahasonrakifilmlerindeözgünveeğlendiriciversiyonlarlaelealmayadevametti. örneğin "Cinnef'te (1972), cinayetleri çözmeye çalışan komiser, yemek kursuna giden karısııundenediğiacayiptarifleribirtürlüyiyemez. Oysa, kadın bu garip ycmeklerle kocasınıngönlüniifethctmeyi,böylecebiryakınlaşmasağlamayıummaktadır... Bunu izleyen "Aile Mezarlığı" (Family Plot, 1975) filminde Lumley veBlancheevde hamburger yerken, onlara tuzak hazırlayan Maloney (Ed Lauter) telcfon cder. Nihayet istedikleri bilgiye kavuşacağını sanan tedbirsizçift.buluşmateklifinihcmcnkabul cder. Randevuyennegidcrkcn Blanche yanınabir hamburger ahrvekalanhamburgerler içinüzülür. Buluijmayeri.birkırlokantasidır. Burada biraları arka arkaya yuvarlayan Lumley, ötelerindckibir masayaoturan çiflikastederek "Kaçamak yapıyorlar" der ve yumruğuyla bir kapı çalıyormuş gibi yapar. Blanche "Çok kötüsün!" diye $aka yollu terslcr. Filmin diğer cifti Fran (Karen Black) ve Adamson (VVilliam Devane), hiçbir zaman yemek yerken veya bir yakınlaşma halindc
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear