27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

14 büyük bir gürültüyle uyanmış. "Sabah çanlar bir çalıyor ki anian Allah!" "(iczmek bcniın yaşama biçimim oldu" diyor Bilge. Yıllarca hayalini kurduğu bir geziye en sonunda başlıyor. ü gün bugündür gezmekten kcndini alamıyor. Tam bir gezgin ruhu taşıyor. tstanbul'da gcçirdiği zaman boyunca, bu kcnt ona dar geliyor. Intcrrail ile başlayan gezme serüveninin onda bir tutku haline geldiğini şöyle anlatıyor: "Arkadaşlar artık bana 'Ne zaman Istanbul'a tatilc geliyorsun' dıye takılıyorlar. () kadar güzel yerler görüp, öyle şirin insanlarla tanışıyorsun ki. Ansiklopedilerde, belgescllerde okuyup izlediğin vc sana çok uzak gelen hayallerini gerçekleştiriyorsun. dukça. "Insan gezmeli. Gezdikçe çok şey kazanılıyoı çünkü. Sürekli insanlara bunıı yaymaya çalışıyorum. linternet üzcrinden veya konferanslarla. Daha önee çok çekingen bir insandım. Ama Interrail'c yalnız başıma çıktığıından itibaren bu çekingenliğimi Ü7crimden attım. Yeni insanlarla tanışıyorum. Yeni kültürler gördüğüm zaman o kültürlerin zcnginligini de içime atmiij oluyorum. Göriiş açım inanilmaz zenginlcşiyor. Paylaşmayı zatcn seven bir insandım, ama bu gezideıı sonra daha da paylaşımcı oldum" diyor. Başar Bilge önümüzdeki yaza yapacağı geziyi planlamaya başlamış bile. CUMHURİYF.T DERGİ 33 günde 31 şehlr Çantalarıyla birliktc umutlarını da sirtlamp farklı heyecanlar, yeni keyifler arayan yürekler için Interrail gezisi kuşkusuz en iyi başlangıç. Boran Uzun ve Berkay Yıldız lise yıllarından dostlar. 1995 yılında gerekli tüm işlcmleri halledip, çantalarını sırtlandıkları gibi soluğu Avrupa'da alıyorlar. Önceleri Interrail onlar için de bir hayal. Ama ailelerden izin alabilecek duruma geldikten ve gerekli parayı da temın ettikten sonra hiç bakmıyorlar arkalarına. Sirkeei Garî'na gidiyor, trene biniyorlar. Verelini Avrupa. Onlar 33 gündc tam 31 şehir gezmişler. Her yerde bıraktıkları bir şeyler var. Pek dışanda yatmamışlar. (icnelliklc hostellcrde konaklamıslar. Birkaç defa da otelde. Berkay, "Geceleri o otel odasında çok sıkılırdık. Oysa hostellerdc kaldıgımızda, akşamları masa başında dönen sohbct kadar keyıfli başka bir şey daha yok" derken Boran masada dönen muhabbetin içeriğinden söz ediyor: "Diişünscnizc, akşam bir masanın etrai'ında bir Hong Konglu, iki Türk, bir Gezginliğin en öııenıli koşulu sırt çantasL.. Alman. bir Japon ve bir Bclçikalı oturuyor, içiyorsunuz. Uyuşturucu gibi. Insan bir kere başlallerkes keııdi ülkesinın ilginç yanlarıyınca bağımlılığa gidcn yolu açmış olunı anlatıyor. Mesela. biz onlara, Türkiyor. Dalıa çok, daha çok gezmck istiyor. ye'de 'kız nasıl istenir, söz nasıl kesilir' Farklı dünyaları görüp tanıdıkça, daracik f'alan gibi konular hakkında detaylı bilgi bir cografyada tıkılıp kalmak istcmiyor." verirken, bir Mong Kongludan, kendi iilMetın Altıok gezmcnin, yeni yerler kcsinde evlenmeden, kız erkek arkagörme isteğinın nasıl bir tutkuya dönüşdaşlıgı diye bir durumun söz konusu bitüğünü Öndeyış adını verdigi şiiriyle dile le olmadıgını ögreniyoruz ya da yere tügctirmiş. kiirmenin cezasının bir vatandaşın iki Yeni bir ülke yoktur, / Diyor o iinlü şaaylık maa^ına denk geldigini..." ir; /Nc de yeni denizlcr./Nereye gitscn bu Onlar da birkaç kez çan kulesinde kokent,/ Senı peşinden izler./ Ama gitmcknaklamıslar. Kııledc ilk kaldıkları geectir benim/Yenilmezliğim dünyada./Ve nin sabahını anlatıyorlar. "Sabah uyuben durma7 t>iderim,/Bu can tende dur lııtcrrail'dgençler Roma'da birtren istasyonuntluyorgunluk atarken... yorduk. Eyvah deprem oluyor diye zıpladık. Meğer kulenin çanları çahyormuş." Güvenlik sorunundan söz açılınca Boran, Avrupa'nın birçok yerinin Türkiye'ye oranla çok daha güvenli oldugunu söylüyor. "Bana kalırsa çantanızı ve degerli eşyanızı sürekli yamnızda tuttugunuz ve paranızı da ortada saymadıgınız takdirde başınıza hiçbir olumsuzluk gclmez. Yani dikkatli olduğunuz sürcce hırsızhk ve bcnzeri olayların olması pek ınümkün değil. Biz bu tür bir durumla karşılaşmadık henüz. Ama karşılaşanlar mutlaka vardır. Daha çok dışanda geeeleyenlerin başına gelebilir böyle durumlar." "Avrupa'yı dolaştıgınızda görüyorsunuz ki ınsanlar çok sıcak. Sizinle konuşmaktan, sohbete girmekten asla çekinmiyorlar. Hemen kaynaşıyorlar ve çok dostça davranıyorlar" diyor Boran Uzun. Türk olduklarını öğrenenler, genç çocukların sırtlarına çantalarını alıp gezmelerini büyük bir şaşkınlıkla karşılamışlar. "Fransa'da bir Türk, bizim de Türk olduğumuzu ögrenince 'Siz şimdi gerçckten geziyor musunuz?' dedi. Hvet dedik. 'Peki pahalı olmuyor nıu' diye sordu. Yok dedik. Tekrar sordu adam: 'Pahalı olmuyor muV Biz hayır dedikçe aynı soruyu defalarca sordu. Inanamadı adam bizim Avrupa'ya gezmek için geldigimi/.e. Anladıgımız kadaııyla adam ömrü boyunca Fransa'da hayatını kazanmak için ugraşmış. Bizim para verip de Fransa'yı dolaşmamız onun için şaşırtıcıydı tabii" diye konuşuyor Berkay. Onların para verip dc gezdiklerini öğrencn diger bir Türk'ün, "Ne yani siz şimdi geziyor musunuz? Sizin işiniz gezmek mi yani" sorularıyla karşılaşmışlar. Boran ve Bcrkay'ın Paris'e dair en büyük fantezileri suymus.: Paris'e gidilince şarap, peynir vc havyar alınacak, nehir kcnarında içilecck. Boran "Şarabı da pcyniri de aldık. Sıra geldi havyara. Havyarın Fransızcasını bilmiyoruz tabii. Adama havyarı anlatmaya çalışıyoruz, adam anlamıyor. En sonunda balık resmi çızdik. Adam durdu, bize bakıp 'Haa kavyar' dedi. (,'ok komikti" diyor. "Böyle bir gezide yalnızca filmleıde görebileeeginiz tiplere ve olaylara rastluyabiliyorsunuz. Kaldığımız bir pansiyonda evin sahibi adam tam t'ilnılerde gördüğümiiz, kısa, şisjman, kel, topallayarak yürüyen ve Havvaıi tişörtleri giyen, çok komik bir adamdi. l'.vdc, bir çift akşam yemeklerini, bir kisj dc temızlıgi yapmak şartıyla ücretsiz kalıyordu. Bi? para verip kaldık. Kahvaltıda portakal reçcli veriyorlardı. Ama sabah portakal reçeli yemek istiyorsanı/, şehirdeki portakal agaçlarından portakal toplamanız gerekiyordu. Her şey film gibiydı. Çok komikti." Çok okuyan mi bilir, çok gezcn mi? Boran U/un ve Berkay Yıldız soruyu clüşünmeden yanıtlıyorlar: "Çok ge/en bilir!" Birkaç kcz yaptıklan bu yolculuklardan her seferinde yeni kazançlarla dönmüşler. "Bize kazandırdıgı, her şcyden önce müthiş bir özgüvcn. Dünyanın nercsine gidcrsck gidelim, karşılaştıgımız şeylcrle tek başımıza, rahatlıkla başa çıkabilecek vc gittigimiz ülkcnin dilini bilmesek dahı sorunların üstesinden gelebilecek gücü içimizde hissediyoruz." Boran ve Berkay hangi iilkcde olurlarsa olsunlar hiçbir zorluk çekmeyeccklcrine inanıyorlar. "Müthiş bir rahatlık kazanıyor insan. İnsanlarla iletişimde hiçbir problem yaşamıyor, oldugunuzdan daha girişken ve rahat bir insan haline geliyorsunuz. Bir ülkeye gittiğimizde önce ne yapmamız gerektigini, herhangi bir sorun çıktıgında nerelere başvuracağımızı ve neyı neredcn bulabileeegimizi biliyoruz." Daha sonra birkaç kere daha yola çıkınışlar Interrail'le. Her seferinde dc daha büyük keyif almısjar yolculuktan. Şimdi yeni fantezileri hafta sonunda Budapeşte'ye gidip gelmek. Tüm gezginlerde aynı bağımlılık oluşuyor. Doymuyorlar. Ve yola çıkılıyor. Farklı cografyalarda farklı tatlar keşfetmek üzerc... ^ Interrail 'de 33 nünde 31 şeltir gezenler bile var. Turihi dokusuyla Roma en çok ilgi yerlerden biri.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear