Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
12 AGLA SEVGILI YURDUM... Tina Meschiati, Montoneros Partisi'ni, Peronlar'ı, gençliğinin ve bugünün Arjantin'ini de anlattı: "Ikinci Dünya Savaşı sırasında biz, dünyanın buğday ambarıydık. O zaman inanılmaz miktarda para girdi Arjantin'e... Peron bır şekilde, bu varsıllığın adil bir şekilde dağıtılmasını sağladı. Eğıtim, sağlık ücretsizdı ve gayet ucuza toplu konut üretildi. Para akışının durduğu 1952'den itibaren yeniden destek bulmak gerekti. Peron, 1955'te bir darbe ile iktidardan uzaklaştınldı. Ben on iki yaşındaydım. Pirelli fabrikasında çalışan annem, sokağı hiç bilmemesine rağmen, kendilerinin eldivenle çalışmalarını ve her gün yanm saat süt izni verilmesini sağlayan Isabelle Peron'un hapse glrmesini protesto mitinglerine katıldı... Yırmili yaşlanmda, devrimci ve Peronist olan Montoneros Partisi'ne katıldım. Biz, Che Guevara'nın düşünceleriyle yola çıktık. Dağda, gerilla olmalıydık. Ancak Che'nin Bolivya'da düşünsel değil ama tarz olarak başarısızlığa uğramaandan sonra biz de Arjantin'de oturup derinlemesine düşünmeye başladık. Bizim halkımızın büyük bir çoğunluğu şehirlerde yaşıyordu ve büyük bir işçi sınıfı vardı. Fabrikalarda, üniversitelerde örgütlenmeye ağırlık verdik. Yurtdışında olan Peron da bizi destekliyordu. Biz Peron'un büyük bir devrimci olduğunu sanıyorduk, bize çok şey, örneğin gençliğın demokratik süreçlere katılacağını vaat etmişti. Gelgit politikası izlediğini geç farkettik. Bizim mücadelemızin büyük kitleleri sürüklediğini görüyordu ve halka sevimli görünmek için bize yakın duruyordu. Yeniden Arjantin'e dönüp iktidan ele geçirdiğinde gücü, Peronist hareketin sağ kanadına yükledi. Peronizm içinde sagsol çatışmalar başladı ve yükseldi. Paramiliter örgütleri ve polis gücünü destekledi Peron ve 1 Temmuz 1974'te ölene kadar ülkede inanılmaz bir kaos yaşandı. Çok sayıda ölü verdik ve mevzilerimizden çekilmek zorunda kaldık, yeraltına indik. Bizim temel ilkemiz ülkenin ulusal bağımsızlığıydı, yani sosyalist ya da komünist olma iddiasında değildik. Peron'un ölümünden sonra Isabelle Peron çıktı ortaya ama bır görüntüden başka bir şey değildi. Yine de halk onu taparcasına sevdi. Evita, Peron'dan çok daha halkla iç içeydi. Oligarşiye, egemenlere tavır koyan bir kadındı. Biz de onu çok sevmiştik... Sonuçta iktidarda olan Evita değil, askerlerdi. Rasgele değil, titizlikle seçerek seçkin insanlan öldürdüler. Ben ülkemde altı darbeye tanık oldum. Halkın belli bir kesimi darbeyi özler hale gelir, sonra darbe olurdu. Fakat 1976 darbesinin bu kadar şiddet içereceğini hiç kimse öngörmemişti. Kitlesel bir kıyım yaşandı. Askerler, iki yıl içinde insanlan kaçırarak yok ettiler ve kitle direnişlerinl çözdüler. Bizim mücadeleye başladığımız şartlar neydiyse, 1988'de de vardı, yoksulluk, sokaklarda çöplerle beslenen çocuklar... Bugün yoksulluk sınınnın altında üç yüz bin aile olduğu söyleniyor. Ülke artık bağımsız bır ulke de değildi. Askeıienn geldiği 1976'da dış borçlar inanılmaz derecede artmıştı. Ülkenin kapılan yabancı sermayeye açıldı, eğitim, sağlık ücretli hale getirildi... Son derece zengin kaynakları olmasına rağmen Arjantin, bizim olmaktan çıktı. Gençler bugün polftika ile ilgilenmiyorlar, her şeyden uzaklaştılar... Montoneros benim hayatımdı, öcümüzü alamadık. Hayır, kötümser değilim, bu tür hareketlerde ileri ve geri gıdılendönemler olur... Bu da sürecin bir parçasıdır...^ Cezayirli Nassera Dutour. CUMHURÎYET DERGİ F+ "Yüksek mevkilerde tanıdıklarınu varsa sorun n'olur, Amrouche neredeymiş" dedi. Bütüntanıdıklan vekocası"bckle"dcdilerCezayır'egitmekisteyenNassera'ya"Senin de başın derde girebilir." Onbeş gün sonra Cezayir'deydi Nassera. Senıt karakoluna başvurdu, karakol yine Amrouche'un yaşını gerekçe gösterip işlem yapmayı reddetti. Savcıyla görüştü, savcı Amrouche için bir dosya açılmasını emredincc, oğlunun ismi de kayıplar listesinde yerinialdı.Üstelik.ülkeyasalannagöregazetelere "aranıyor" ilanı verebilmek için böyle bir işlemin yapılması şarttı... tlana pek çok yanıt aldı ama hepsi asılsızdı. Oğlunuzu şurada ya da burada gördüm diyenherkesingösterdiğiyoluizledi.Biryandan "ne anlamı var bunların" diyordu "Ulaşılabilecekbiryerdeysebanamutlakabirhaberverirdi..."Bir gün bir adamgeldi, Amrouche, Oran kentinde, birgemiye binmeye çalışırken askerlertarafından vurulmuş, hastaneyekaldınlmıştı. "Adam asker olduğunu, sırf bana oğlumun yaşadığını bildirmek için birliğinden birgünizinaldığınısöyledi. Amrouche'un kan grubunu da biliyordu... A grubu rh pozitifin kolay bulunan kan olduğunu bilmeme rağmen Oran'a gittim. Ne limanda, ne askeri birliklerde ne de hastanelerde izini bulabildim." Anneannenin katıldığı bir televizyon programı sırasında telefonla stüdyoyu arayan bir kişitorununultalya'yagiden birgemiye bincrken gördüğünü söyledi. Ertesî gün, evine gcldiğinde Amrouche'un üzerindeki giysileri anlattı adam. Oğlunutanıyordu çünkü aynı mahallede oturuyorlardı. Oturduğu sokağı tari fctti adam, yok hayır, ne anneanne ne de Nassera tanıyabilirdi onu... Adamaoğlunu limanda hangi saatte gördüğünü sordu Nassera, "19.15'te" dedi adam. En son saat dörtteevinin önündegörülen Amrouche'un adamın söylediği saatte limanda olmasımümkün değildi. Adam, ıster inanın ister inanmayın dedi kızarak... Adamın söylediği saatte Italya'yahareketeden bir geminin olduğunu öğrenince yine de yola koyuldu Nassera... Aramalan yine sonuçsuz kaldı... Döndüğünde adamı aradı tekrar, tarif ettiği sokakta oturduğu doğruydu ama evdeyoktu. Birgünçalıştığı işyerininkapısında yakaladılar adamı... "Sizinle konuşmak istemiyorum" dedi "Ben bana söy leneni yaptım, daha fazla üzerime gelmeyin..." "Artıkbirererişkin olan iki oğlumudaalıp Fransa'yadöndüm. Diğcrkayıplarınyakınlanylatanıştım,acıyakatlanmamayardımci oldular. Ama sürekli oğlunıu düşünüyorum. Kimi zaman, küçükbiran.birşeyesevinsem bile akşam yattığımda ben o anı nasıl yaşadım diye içim içimi yiyor... Neden oğluma bunu yaptıklarım soruyorum kendi kendimc. Müzıklc ilgilcnen, neş.eli bir çocuktu. Hirazsinirlıydiamakıbardı. Bıryerlerdebir olay oldu mu, polis gençleri toplarönce. Onlarapotansiycl teröristgözüylebakar... Amrouche'uda böyle aldılarherhalde..." Uluslararası Af ÖrgütüTürkiyeTemsilciliğinin gerçekleştirdiği "Dünya KayıplarOrmanı"nm oluşturulması için Istanbul'agelen Tina'nın üyesi olduğu "Memoria VivaYaşasın Hafıza" derneğinın amblemi bir ağaç ve içine yazılmış bir cümle. Latin AmerikalıyazarJulioCortazar'aaiteümleşöyle: "Unutkanlığın konforlu ülkesine şimdiden girmiş bir şeyi, tüm iğrençliği ve kanlı yüzüyle, inatla, kararlılıkla gündemde tutmamızgerekiyor. Onlannyas.adıklannıfarz etmeye devam etmek ve onları tck tek talep etmek mecburiyetindeyiz. Ta ki, verilen cevap bugün hâlâ saklanılmaya çalışılan gerçeği,inkâredilcmcyccckbir!)Ckildegünii}iğına ç ı karana kadar." ^ Arjantinli Tina Meschiati. 1976... General Videtu 'ntn iktidara el koyduğu günler. Ama o şimdi bir ntahkum.