Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
30TEMMUZ 1995. SAYI 488 TOPLUM 13 NIZAMNAMEDEN. Edebıyatımıza unlu dellaknamelerı kazandıran dellaklık kurumunu duzenleyen 16401641 nızamnamesınden bazı alıntılar... Tabı ki natırlar için de harfi harfine geçerliydi. • Tellaklar çöstü çalak, yakışıklı, yaraşıklı, canlı ola. Baş tıraş etmede usta ola ve usturalarını keskin bulunduralar 0 Canla başla hizmet edip müşteriye muhkem kese vuralar ve sabunla lyı yıkayalar ve keselerinı daim pak tutalar. • Müşteriye rıayet ıdüp yıkandıktan sonra da pak ve kuru peştemal ve silecek vere. • Ibrişim peştemal kuşana. 0 Müşterı murad ettiğı dellaki ıstihdam ide. 0 Müşteri mürüvveten dillaka bahşiş verirse, ona gülsuyu ıle riayet oluna. "Gelin Hamamt"KamilAslunger'in "Cariyeler"sergLsinUcyer alan tabtotardan biri... senleri bezendirilmış sabunlar arasında Girit sabunlarının ayrı bir yeri vardı. Bugün bile bazı yörelerdc hâlâ kullanılan kıl ise, bir süre gül yaprakları üzerındebckletilirdı. Bu basittcknıkıncebirduyarlılıkladilegetirilirdi: Kilesormuşlar: Sen ki bir bir kıl parçasısın. Nasıl olurda böyle gül kokarsın? Odayanıtlamış: Bengülleyattımkalktım.Elbcttegiil kokarım. Bu ve benzeri dizelerin dilden dile yayıldığı dönemlerde hamama gitmeninincelıği.gcleneği.görcncği ve coşkusu da çok başkaydı. Az çok kıbar, sosyal mevki sahıbi bir aile çarşı hamamına gitmeye karar verdi mi, ikı üc günönceden ahbaplarına haber gön derı lcrek konağa davet edilirdi. Kalfalann sabaherkendcn hazırladığı bohçalar önden, ayvaz dcnilcngörevliylehamama gönderilirdi. Ayvazın hangı kapıya mensup olduğunu bilen usta heınenemirler vererek, gelenler için soyunma ve yıkanma yeri hazırlatırdi. Yıkan dıktan sonra canları istcı diye mevsimine göre boza. turşu ya da soğuk içecekler bulundururdu. Mahalle kadınları için ise hamam daha çok bir eümbüs, yeriydi. Onlar sanki oraya Kâğıthanc'ye gıder gıbı gıderler, dolmalar, söğüijler, helvalargötürür, göbek taşının üstünde hıçbir şeye aldırmadan atıştınrlardı. Bir yandan da yaptıkları dcdikodular yüzündcn aralarında kavgaya tutuşurlardı. O zaman güçlü hamam anaları müdahalc eder, onları bellerindcn kavradıklan gibi soğukluğaatardı. Halk arasında iri yarı, güçlü kadınlara yakıştınlan bir sıfata dönüşen hamam analığı bu nedcnlcotoriteyi de çağnştırırdı. Kimi hamam anaları ise güzelliklcri vc yaşadıklanaşklarlaünlüydü.Üsküdar'daki Büyük llamam'ınanasıgüzelliğiyle iinlü Dudu Kadın'ın bir arabacı çırağı ile yaşadığı aşki, halk şairi Razi şöyle ıfade ediyordu: Humamcı Dudu Kadın bir nuıhluke nigârdır Hüsnü ant şöhretli dillere oldu destan Oy/ıay; da avretin birnevhatşivekârdır Orumeli şahbazı Eskizağralı Mestan belleklerineçoktançizilmışolurdu. Giderekartanbutoplums.al rolleri sonucu, asıl işlevlcn "yıkannıa"yı aşan hamamlar, kısabirzamandilimi içersindc kentlerden köyleredek yaygınlaştı. Genclliklc kullanım pratikliğine göre tasarlanmalarına rağmen, günümüzde bile bulundukları mekânaözgürbirgörünüm katan mimari çizgılcrinı Selçuklulardöneminde kazandı hamamlar. 1516. yüzyıllar arasında ise, özellikle Mimar Sinan'ın elınden çıkan Istanbul hamanılarıylaen güzcl örneklerinı kazandı. Içindekihermotifinöykü,oyun,şiirvesevdayadönüştüğii hamam mutfağında, yine kullanılan hcr ncsnc seçkin bir sanat yapıtına dönüştü. Hamam dilinde bir vurgu, bir ünlcm olan nalınlar, peştcmallar ve taslar buna en güzel örnek oluşturdu. Tellaklar ve natırlar Natırlar ise gcnç, çalıijkan ve kıbar olmalıydı. Tabii ki aynı zamandadilbaz, hatırnaz.tatlıdilli.hosbir tazeolmalıydı. Aynı özelliklcrtellaklar için de geçerliydi. Hatta 16301631 tarihli nizamnameyle bunlar tellaklar ve natırlarda aranılan koşullann başında gelirdi. öy le ya kim tenine değen elin sahibinin birhuri yada gılmanolmasını istemcz. Hele hele bastınlmış cinselliklerin bir anda ulu orta çıplaklığa dönüştüğü hamam ortamında.... Kesif bir buharın sözcükleri, neşeleri, baskıları, cinselliği soğurtarak zengin bir kültüre donüijtürdüğü hamamlar ne yazık ki bugün, boynu bükiik horasani duvarları arasıınla ayaktakalmamücadelesı verıyorlar. Ve belki de bu ölüm kalım nıücadelesinde lüksbanyolardan,plajlardan,havuzlardançok saunalara içerleyerek, geçmiş şaşaalı günlerinı yadediyorlar...^| Çıngıraklı peştemallar... Şini!)ir ya da abano/dan yapılmış sedef işlemeli, gümüş tel, mercan ve kakmalı nalınlar belli dönemlerde gayrimüslimleri Müslümanlar'dan ayıran bir işaretolarak bile kullanıldı. Gayrimüslimlere konulan nalın yasağı yetcrli görülemcyince buna pestemallarına takılan bir lıalka da eklendi. Üçüncii Ahmed'in sadrazamı Kalaylıkoz Ahmed Paşa ise daha da ileriye gıderek Gayrimüslüm vatandaşların pestemallarına bir de çıngırak bağlattı. Halk arasında aynı takımı kullanan kan kocanın geçimsız olaeağına dair inançtan ötürü, hamam takımları ailenin her bıreyıne ayrı ayrı düzülürdü. Çiçek kokuları vc de tinyatariL ğum veevliliklerdekişilermutlaka hamamın kapısından geçirilir, oradakutlanırsonraonaylanırdı.Genç kızlardelikanlı analarının gözüne orada girer, kaynanalar gelin adaylarını tünı çıplaklığıyla tanıyarak seçcrdı. Erkek çocuklar, ycdi kat giysinin altına gı/lenen kadın bedcnlerıni analarının ardından daldıkları bu hamamlarda tanırdı. ÇÜ!>! Sen git de baban gelsin! Bu sözlerle utandırıldıkları yaşa gelinceye kadar, kadın çıplaklığı Ingres'nin "Türk Hamamt", 1862.