Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 SÖYLEŞİ sunuz? Sizce kim güzel kadın? Kadının fizik görüntüsü, yaşama biçimi ve cntelektüel kapasitesinin birbiriyle tutarlıolması. Eğerbunu gerçekleştirebildiyse o güzel bir kadındır. Benim hayatımagirmişbazı kadıniarı gördüğünde annem, aman yarabbi, sen bunu nereden buldun derdi bana, beğenmezdi. Çünkü o, onun güzel kadın tarifine sığmıyordu. Başkaydı onun tarıfi. Sırasında çok ince, çok zarif oğlan çocugu gibi kısa saçlı, oturunca, konuşunca da kendine has laflar eden bir kadını da beğenebilirim ben, ama, hafif süslü ve havalı da, Marilyn Monroe'yu anımsatıyor gibi bir kadını da beğenebilirim. Önemli olan kendi içinde tutarlı olmak. O tipin gerektirdiği her şeyi yerli yerine oturtturmuş olmak, hem kafasında.hemgiyimindekuşamında, davranışlarında ve cinselliğinde... Bu düzeni kurabilmişse, etkileyicidir. Ama kafasıbaşka, görüntüsü başka, davranışları başka, isterse o dünyanın en güzel kızı olsun... Ona benim tahammülüm yok. Kaç yaşınızdasınız? Bu 15 Haziranda69'ubitireceğim. Hayat, 69 yaş ve siir arasında nasıl bir denklem kuruyorsunuz? Ben 3540 yaşlarımdayken, bazı yaşlı şairlerin son şiirlerini okuduğumda korkuya kapılmışımdır. Yaşlandıkca şiirler kuruyor, olmuyor. Heyecan dozu, kavray ıcıl ık kayboluyor. Acaba ben yaşlandığımda böyle olacakmıyımdiye düşünmüşümdür. Yaşlıhk, şiir yazmadaki aralan uzattı. Seyrekleştirdi. Şimdi daha azyazıyorum. Fakatyazdıgımşiirdeki heyecan dozu azalmadı. Bunu son çıkarttığım kitapla kanıtlamış da oldum. O daha çok heyecanı yakalayan bir kitap. Heyecan cksilmiyor, âşıkolunabiliyor, yaşın bu işle ilgisi yok. Yani artık bizden geçti diyc bir laf var ya, o yalan. Gecmiyor, kesinlikle geçmiyor. Eğer geçti diyorsan, sen geçiriyorsundur. Ya yazı olmasaydı? Çocuklugumdan beri astronomiye çok düşkünüm. Aslında ben astronom olacaktım. Olmadı ama, ilgim hiç azalmamıştır. Astronomiye olan bu ilginizin nedeni ne? Benim düşüncem şu, insanlık 1400'lerden itibaren dünyayı keşfetmeyebaşladı.Bukeşiflerinsanlanve toplumları altüst etti. Şimdi de, ellilerden beri insanlar uzay ı keşfediyorlar. Uzay, insan düşüncesine yeni boyutlargetiriyor. Biz,40'lardagökyüzünde bir tek galaksi var sanıyorduk. Şimdi biliyoruzki milyarlarca galaksi.ogalaksilerindemilyarlarcayıldızı var. Bu bilgılerın toplumların üst yapısına yansıması dünyayı tamamen değiştirecek. Eğer astronomınin boyutlarıylatlüşünmeye alışmazsanız, geleceği kavramanız mümkün değil. Ben bilim kurguya da çok meraklıyım.Türkaydınlarınınaymazlıklannınbirideişteburada. Yeşillikmesclesine saldırıyorlar polıtik olduğu için, uzayla ilgilı dcğiller. Hepsı sıfır. Alman televizyonu yılbaşı gecesi uzay filmi gösterdi. Israrla halka o boyutta düşünmeyi telkin ediyorlar. Çünkü önümüzdeki yüzyıl o. Siz bir de televizyonda konuşmalar yapıyorsunuz? Bu kendinizi ifadenin bir başka yolu mu? Ben meseleye öyle bakmam. Ben toplumcubirsanatçıyım. Ben.söyleyeceğim şeyleri hangi kalıp en uygunsao şekılde söylerim. Kafamda bir şey oluşmuştur, düşünürüm nasıl anlatırım diye, şiir mi, roman mı, senaryo mu, deneme mi, gazete yazısı mı? Hangısiyse onu yaparım. Ama, bazı lan var ki onlar da konuşma, söyleşi oluyor. O yazılardan daha etkili oluyor. Çünkü biz, şifahi bir milletiz. Yazıyı sevmiyoruz. Solcular ve aydınlardan başka nelere kızıyorsunuz? Ben aydınlara, solculara kızmıyorum. Eleştiriyorum sadece. Ben gösterişe tahammül edemem. Bır insan bir şeyi gösteriş haline getirdi mi, hemen ondan uzaklaşınm. Diyelim ki çoksevdiğımbirşaırvar, bunu gösteriş haline getirdiğinde bende bitmiştir. Çünkü o adam şairlikten çok medyaya oynayan birisidir. Çünkü, benim hayatımın temellerinden biri şöhrete, paraya ve mevkiye önem vermememdır. Ben bir şey olmak isteyenlerden değil, yapmak isteyenlerdenim. Eğer sen bir şey yapabilirsen, birşeyolursun. Şiirleriniz sık sık besteleniyor. "Keşke bestclemeselerdi" dediğiniz oluyor mu? Hepsi büyük iyi niyetlerle besteliyor. Hepsinı de severim. Timur'dan tut, Ahmet Kaya'ya kadar. Hepsi çeşitli besteler yaptılar Bestekârın bir kişiliği, birmüzik anlayışı var, yaptığı oeste onun içinde olacak, ben bunu kabul ediyorum. Ama benden ne kadar iz taşırsa o kadar memnun oluyorum. En sevdiğiniz bestelenmiş şiiriniz? En sevdiğim yok. Fakat, en etkileyici gibi gözükmüştü o zaman bana, "Sultaniyegâh". Biçimi, tarzı, müziği, sözleri birbirine cn uymuşolanı gibiydi. Okunuşu da iyiydi. Pekiölüm... Hiç umurumda değil. Aklıma bile gelmiyor. Ben on yıl önce enfarktüs geçirdim. Hastanede, yoğun bakımda, insanın her tarafına bir şey ler bağlarlar, ekranda da izlerler. Benim en büyük keyfim neydi biliyor musunuz? Onları çıkanyordum, beni öldüm sdnıyor, telaşla geliyordu hemşireler. Onlara, "öldüüüm" diyordutn. Neden öliimü bu kadar umursamıyorsunuz? Ben, 1940kuşağındanım. Bızkendimizi bclalara hazırladık. Ben, bunun içın şimdi ıçimde bulunduğum durumu ınanılmaz birşey gibi görüyorum. Ben,kendimibatanbirgemiden kurtulan bir yolcu gibi görüyorum. Onun için ölüm umurumda değil. O an, elektriğin cereyanı kesilecek, o kadar. ^ CUMHURlYET DERGİ 39 yaşındaki Martina Navratilova spor yaşamına nokta koyunca önce yaşamöyküsünü kaleme aldı. Tenisi bırakan yıldız boşlukta DENİZ DERİNSU S Navratilova, Wimbledon 'a ilk çıkijinda kimsenin dikkatini çekmemiştL Çoğu insan ondan ho$lanmamıştL Egcinselliği dedikodu konusuydu. porda efsane ısimler vardır. Buisimlerbaşanlanyla, özel hayatlarıyla spor yaşamlan boyunca hep gündemdedirler. Martina Navratilova da tenis kortlannın unutamayacağı raketlerden bin. NVimbledon'a ilk kez çıktığında 16 yaşında olan Navratilova, düz ve parlak saçları geriye taranmış, şışmanlığı andıran fiziğiyle kimsenin dikkatini çekmemıştı. Ve ilk turnuvasında karşısında lngılizlerin büyük umudu Çhristine Truman vardı. Ingilizler, 16 yaşındaki bugenç kızı dikkate almıyorlar, kolay maç gözüyle bakıyorlardı. Ama evdeki hesapçarşıyauymadı. Küçükkız,Truman'ı yeniyor ve lngilızJerin umutlarını yıkıyordu. Bu pek de hoş karşılanmamıştı. Martina, Madison Square Garden'dan çıkarken onu koruyan Mariska Storrs oldukça zorlanıyor, bu arada Martina kendisine uzatılan mikrofonlara çarpıçı ve iddialı sözler söyleyerek ortamı daha bir alevlendirıyordu. O günlcr hatırlatıldığında Navratilova, "Evet, çoğu insan benden hoşlanmamıştı. Yıllar yılı bu böyle gitti. Ama herkes beni sevsin diye de özel birçabasarfetmcdım. Böyle bir şey içın, herkesin istediği gibi davranmam gerekir ki, ben bunu yapamam. Neysem oyum. Burada en çok da eşcinselliğımle il