Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
OUMHURİYETDERGİ "Kahire Konferansı'nın bize öğrettiği önemli bir gerçek, kadın politikası oluşturmak için 'dişi' olmanın yeterli olmadığıdır. Yoksa bir kadın başbakana sahip olmanın başka ağırlıklan ve sevinçleri olurdu." Antropolog Nevval Çizgen yazdı. Kadın anne olmakistemezse... ahire'deki 3. Dünva Nüfus Konferansı dünyayı ayağa kaldırdı. MüslümanlarıKatolikkilisesiyleaynıçizgide buluşturan bu konferansın çarpıcılığı Müslüman bir kadın tarafından hazırlanmışolmasıdır. Dr. Nafıs Sadık'ın eylem planı, nüfus artışının azalması için 20 yıllık bir plan öngörüyor. Dini liderleri ayağa kaldıran cümle: "En azından kadınların, birhamilelik uğruna hayatlarını tehlikeye atıp atmamaya karar verme haklarıvardır." Ataerkil/erkek egemen sistemin buna tepkisi çok duygusaldır. Kendi sonunu bu yüzyılda gönnemeye kesin kararlı. Yoksa hiçbir güç Hıristiyanlarla Müslümanlan birleştiremezdi. Burada ilginç olan, büyümenin sınırlan aşıldığında neler olacağıyla ilgilidir. Marvin Harris, Yamyamlar ve Krallar'da şöyle der: "Bizim çağdaş sandığımız olguların çoğu, aslında tarih öncesi dönemlerde insanlann geniş ölçüde yararlanmış olduklan standartların günümüzde yeniden kazanılmasından ibarettir.Geçmişte, gebeliği güvenleve etkili bir biçimdeönleyen araçların yokluğundan kaynaklanan o karşı konulmaz üremcnin yaptığı baskılar sık sık üretimin yoğunlaşmasına yol açmıştır. Böy le bir üretim y oğun laşması hep çe vrenin tüketilmcsine neden olmaktadır. Bu çevre yıkımından doğan yeni üretim dizgelerinin her biri kurumlaşmış şiddetin, kölece çalışmanın, sömürünün ya da zulmün kendine özgü bir biçimini sergilemekiedir. Bundan dolayı üremenin baskısı, yogunlaşan üretim ve çevre yıkımı, aile örgütünün, mülkiyet ilişkilerinin, siyasal ekonominin ve besin tabularını içeren dinsel inançların ulaştığı cvriminanlaşılmasını sağlayabilir. Benim kültürel olgular arastnda determinizm yönündeki ilişkiden anladığım; benzer koşullar altındaki benzer değişkenler benzer sonuçlar vermek eğilimindedir." K rı kültürel yönden kişi saymayarak bir parça azaltabilirse de dokuz aylık bebeğin maddi varlığı öyle kolayca silinemez" diyen Mark Harris aynı kitapta şöyle devam eder. "Devlet öncesi toplumlarda da, nüfus kontrolü sarsıcı değilse de çoğu kez pahalı bir yöntem idi. Thomas Malthus'un ileri sürdüğü gibi bu kontrol bütün bir gelecekte bireysel stres kaynağı olacaktı. Genel yaşam standartlarını koruma ya da yükseltmenin bir aracı olarak devlet öncesi toplumların zaman zaman yö ncldikleri üretimi yoğunlaştırma eğilimini açıklayan işte bu strestir daha uygun bir deyişle üremenin yaptığı baskıdır. Eğer üremeyi denetlemenin gerektirdiği maliyetler çok ağır olmasaydı, bizim türümüz küçük, oldukça banşçıl ve eşitçi nitelikte bir avbitki toplayıcı olarak örgütlenmiş varlığını sürgit korumuş olabilirdi. Ama etkili ve tehlikesiz nüfus kontrolü yöntemlerinin eksikliği bu yaşam biçimini değişken kılmıştır. Son buzul çağının bitimindeki iklimsel değişmelerin neden olduğu büyük av hayvanlarındaki sayısal azalma, taş çağı atalanmızın üretimi yoğunlaştırmalarını gerekli kılmış ve bu üreme ile kolaylaşmıştır. Ürctimde avlanma ve toplama modeünin yoğunlaştırılması tarıma ortam hazırlamıştır. Bu da gruplar arası yarışmanın artmasına, savaşa vc devletingelişmesineyolaçmıştır." Çocuk ölümleri kestirimlerinde doğal olandan çok infanticide (çocuk öldürme) önemli bir yer tutmaktadır. Taş çağı kadınının ortalama ömrü yaklaşık 28.7 olarak kısa bir ömürdür, ama üreme potansiyelleri çok yüksektir. "Çağımızın avcıtoplayıcıları gebeliği önleyen etkili kimyasal ya da mckanik araçlardan yoksundurlar gebeliği önleyici bitkilere değgin romantik folklor bir yana. Istenmeyen gebelikleri sona erdirmekte yaygın fıziksel travmalara neden olan ya da uterusu etkileyen birçok bitkisel ve hayvansal kökenli zehirler bütün dünyada kullanılır. Düşük yapmak üzere, mide çcvresinin sıkı bantlarla sarılması şiddetli masajlar, aşırı soğuk ve sıcak altında tutma, kann bölgesini yumruklama ve bir kadının üzerine enlemesine konulan bir kalas üzerinde 'vajinadan kan fışkınncaya değin' hoplamalaryapılması gibi birçok mekanik tekniğe başvurulur. Gerek mekanik gerekse kimyasal yaklaşımlar gebelikleri sona erdirmekte etkilidirler, ama bunların gebe kadının ölümüne yol açma olasılığı vardır." Emzirmenln faydası Yukarıda okuduğumuz paleolitik dönem uygulamalarının 1940/60'lar Türkiye'sinde her yerde, bugün birçok yerinde hâlâ uygulandığını biliyor musunuz? Anneannem dahil, dinlediğim kadınların dü^ük konusundaki anlattıklarından hep dch>ete kapılmışımdır. Bunlara ek, içine şiş sokarak dölütü parçalama ve aşırı kan kaybıyla yok etme, tüy sokma gibi yabancı madde sokarak düşük yapma var. Bunların anne için tehlikesi söylenmeyecek denli açık ve net. Binlerce yıldır var olan "istenmeyen gebelik"ler binlerce yıldır aynı yöntemlerle yok edilmeyc çalışılmakta. Bunun sonuçları doğrudan kjdını ilgilcndirdiği için binlerce yıldır nüfus planlaması olarak kabul görmektedir. Bu uygulamaların uzun dönemli nüfus artışı eğilimini azaltmayacağı ortadadır. "Taş çağı avcıtoplayıcılannın yararlandıkları en iyi nüfus kontrol yöntemi bir annenin çocuğunu emzirdiği yıllar arasındaki zaman aralığını u/atmak olmuştur. Kadınların aybaşı çevrimleri üzerine Rose Frisch ve Janet McArthur'un yaptıklan son araştırmalar, emziren kadınların doğurganlığını azaltmayı sağlayan fızyolojik mekanizmayı aydınlattı. Doğurgan bir kadın, doğum yaptıktan sonra, yağdan oluşan vücut ağırlığının yüzde oranı kritik bir eşiği aşıncaya değin yenidcn yumurtlama dönemine girmez. Bu eşik (yaklaşık yüzde 2025) öyle bir noktayı temsil eder ki orada kadın vücudu.büyüyen bir dölütünisteklerine kendini uyarlamak için yağ biçiminde yeterince yedck enerji depolamaktadır. Normal bir gebcliğin enerji maliyeti 27.000 kaloridirbu enerji bir kadının gebe kalabilmesınden önce depolanmış olması gerekcn enerji miktarının neredeyse aynıdır. Bir çocuğun emzırilmesi, annenin her gün yaklaşık 1.000 ekstra kalori tükctmesi demektir ki bu da onun, gerckli yağ rezer Üremenin baskısı Kuramsal olarak yaşam standardını yükseltmek, beslenme niteliğini arttırmak, iyi ve sağlıklı bir ömür sürmenin yolu nüfusu azaltmaktır. Nüfusu yanya indirmenin karşısındaki en büyük engel, karşı cinsle yapılan cinsel birleşmenin türümüzün varlığını koruyan ve kalıtıma dayalı olması gerçeğidir. Herkes kendi genlerinin ortaya saçılmasını ve "üstün zekâsının" çocuklarla devam etmesini istemektedir. Buataerkil sistemde vazgeçilmez bir önşarttır. Belki bu ncdenle, insanlık tarihinin büyük bölümünde nüfus kontrolü için en yaygın olarak kullanılan yöntem bir biçimde, kız çocuklannın öldürülmeleri olmuştur. "Her ne kadar bir insanın kendi kız çocuklarını öldürmesinin ya da onları aç bırakıp öldürmelerinin psikolojik maliyetleri o çocukla