Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
L AR Merhaba, Uzay Heparı ile Halil Kadirbeyoğlu 'nu geçmişte tanımadığımız kadar tanıdık genç yaşta ölümlehyle. Hemen hergece, televizyonumuzda, başta Uzay, onlarvardı. Halil Kadirbeyoğlu 'nun toprağa verilişini ekranlarınızdan siz de gördünüz belki. Televizyon kamerası neredeyse genç adamın bedenini öbür dünyaya kadar izledi. Sarildtğı kefen, içine konduğu tabut ve toprak atan kürek o anda televizyonlarının karşısında olanların hafızasına yazıldı. Acaba ailesinden ta mezarın içine girmek için izin almışlar mıydı ? Neden alsınlar ki! Kameraların garip bir özgürlük "kavramlan"varşu günlerde. Halil Kadirbeyoğlu 'na vedaya gelenler tek tek sorguya da çekildi: "Neden tabutuyla gömülmek istemişti ki acaba? " Açıkça dillendirilmese de AIDS avcılığı kokuyordu sorular baştan sona. Sevin Okyay 'ınyazısından da anlaşıldığı gibi Halil Kadirbeyoğlu ölüm nedeninin AyadaB harfıyle başlamasını umursayacak birisi değilmiş. Ama hayatta kalanların umursaması gereken birsorun var tam da bu noktada. Ölen bir kişiye saygı için yapılır cenaze törenleri. Kameralar acılı yakmlanna ve ona saygılı olmalıdır. Eskiden böyle şeyler yapılmazdı diye düşünmemek elde değil. Öyleyse şimdi neden yapıhyor? Televizyonlar mı altüst etti insana saygı anlayışımızı yoksa bizler mi televizyonları yoldan çıkardık? Fotoğrafmakinesi, kalem ya da kamera kullananlann kendi sımrlarını yeniden öğrenmelerinin zamanı gelmedi mi? İpek Çahşlar CUMHURİYET DERGİİMTİYAZ ŞAHİBİ BERİN NADİ • BASANVEYAYAN YENİGÜN HABER AJANSI BASINVEYAYINCILIKA Ş. • GENEL YAYIN KOORDİNATÖRU HİKMET ÇETİNKAYA • GENEL YAYIN DANIŞMANI. ORHAN ERİNÇ • YAZIİŞLERİ MUDURLERİ OİNÇTAYANÇ (SORUMLU), İBRAHİMYILDIZ • YAYINYÖNETMENİ İPEK ÇAUŞLARBGÖRSELYÛNETMEN AYNURÇOLAK • REKLAM REHAIŞITMAN KAPAK. S E M İ H POROY Nakşidil Sultan'ın N apolyon Bonapart'ın ünlü eşı Josephine'nin teyze kızı Matmazel Aimce de Rivery, Martınık Adası'ndan gemıyle ülkesı Fransa'ya dönerken kaybolur. Aimee'nın ailesı büyük bir üzüntüye kapılır. En çok üzülenlerden bırisı de Josephıne'dır. Aimee'nın ölümü üzerıne Josephıne, tarıh kayıtlarına geçen mektubunda akrabalarına şunları yazar: "Aimee'nın ölümünden ne kadar sarsıldığımı anlatamam...Bunca sene ayrılıktan sonra, sizlere tam kavuşacağı anda, okyanusun soğuk karanlığına gömülmesı ne fecı bir son! Zavallı Aımee'cık...Tanrı'nın yollarını akıl almıyor. Acımın büyüklüğünden sızin acınızınkını tahmın edıyorum..." Matmazel Aimee'nin öyküsü böyle mi başlar, yoksa böyle mi bıter, tartışmalıdır. Fransızlara göre bu öykü böyle bitmez. Yenilikçi II. Mahmud'un annesiFransız mıydı? öü çözülemeyen sırrı Osmanlı Sultanı II.Mahmud'un anası Nakşidil Sultan verem olduğu sanılan uzunca bir hastalık dönemtnden sonra ölür. Cenazesi hazın bir törenle kaldırılır ve Fatıh Camıı avlusunda, yaşarken yaptırdığı Nakşidil Sultan Türbesı'ne gömülür. Mezar taşında Sadık ımzalı uzun bir kitabe yer alır. Sadık'ın II.Mahmud'un mahlası olduğu söylenir. Şöyle yazar kitabenın bir bölümünde: "Gerçekten Nakşıdil'di" "Valıde Sultanlığa yükseltildi" "Zıra Padışah alnını o taçla süsledi" Nakf idll Sultan yanldan tartif ılıyor. Martinikligüzeleyeniklmlik Bu ıkı öykü arasında ne gıbı bir bağlantı olduğu haklı olarak düşünülebılir. Işte Nakşidil'in öyküsü burada başlar. Pars Tuğlacı "Osmanlı Saray Kadınları" kitabının Nakşidil Sultan başhklı bölümün de şunları yazar: "Doğum tarihi bılınmiyor, ölüm tarihi 18.7.1818. Bırinci Abdülhamıd'in gürcü asıllı kadını. Fransa'da bir süre öğrenim yaptıktan sonra mürrebiyesiyle Martinik'e dönmek üzere yol çıktığında, Cezayir korsanları tarafından esir edildi ve Cezayir Beylerbeyi Mehmed Paşa tarafından I.Abdülhamid'e takdım edildi. I.Abdülhamıd, güzellığine aşık olarak onu derhal kadınları arasına aldı. II.Mahmud'u doğurdu (1785)." Pars Tuğlacı'nın iddıasına göre Nakşidil, Fransa'da öğrenim gören bir üürcü lr Roprodıksıyonlar GARBIS OZATAY 18. yUzyılda Harem'd* bir sultan. Osmanlı Sarayı bahçadnd* bir sultan va hlzmatçlsl. C U M H U R İ Y E T DERGİ 1 2H A Z İ R A N 1 9 9 4S A Y I 4 2 9 2