23 Kasım 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

T ECE A R İ H T E M E L K U R A N Bağ evinden cumhuriyet balolanna PEMBE Ö KÖŞK evhibe Hanım, bilseniz bir ev tamir ettirmek ne zor işmiş." Uzun "harpler" ve uzun ayrılıklardan sonra Ismet Paşa, devrımin başkenti Ankara'da bir bağevi olan Pembe Köşk'ü tamir ettirirken, Mevhibe Hanım'a böyle yazıyordu mektuplannda. 1924'te yazılan hasret mektuplarına iliştirilmiş yakınmalarla başladı Pembe Köşk'ün serüveni. Atatürk'ün, köşkün catnlı odası yapılırken, ustalann işine karışması olmasaydı daha çabuk biterdi belki; ama, ancak 1925'te yerleşilebildi içine. Kraliyet kırmızısı, ama yine de "kilim" desenli koltuklar lzmir'den geldi; yastıklar, üstlükler göz nuru... Böylece, cumhuriyet devrimınin ilk model evi oluşturuldu: Mesut aile, çağdaş yaşam, alçakgönüllü, fakat pek özenli, haysiyetli ve bol madalyah odalar. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle halka açılan Pembe Köşk'ü geziyoruz. tsmet lnönü'nün kızı Ö/.den Toker, kişisel tarihinin yanı sıra, cumhuriyet tarihinin de önemli bir bölümünü oluşturan köşkü ve yaşamı anlatıyor: "Çocuklar şaşırıyor" diyor, "Atatürk'ün bu eve geldiğini, bizimle birlikte oturup söyleştiğini söyleyince, fazla genç olduğumu düşünüyorlar." Genç cumhuriyetin "delikanlılığı" ele veriyor kendinı Pembe Köşk'te. Odalarda dolanan "fraklı" kokunun canlılığı, henüz genç bir devrimin çocukları olduğumuzu söylüyor aydınlar içinde. 23 Nlsan Bayramı Içln halka açılan P*tnk« Kdfk, cumhurtyatln anılannı taflyor ttt k6s«slnda. Fotoğrafler RIZA EZEFt "M Kahramanviyolonsel Pembe Köşk de, hiçbir şeyin atılmadığı eski evlerden. Ismet Paşa'nın bütün sıla mektuplarının yanı sıra, Malatya'da gö Cumhuriyetin ilkbalosu fiyasko ile sonuçlanmış, arabalar köşkün yokuşunu çıkamayınca kadınlar bu yolu yahnayakkat etmişlerdi. Bu tarihi odada şimdi Mevhibe Hanım 'ın çeşitli davetlerde giydiği kıyafetler ve gelinliği sergileniyor. mülü büyük dedenin mermer faturaları bile duruyor. Ama evin kahramanları. yine de satranç masası ve viyolonsel. Ozden Toker, viyolonsel in öyküsünü şöyle anlatıyor: "1912'de Balkan Harbi öncesi, Ahmet tzzet Paşa, Yemen'e giderken babamı da götürüyor. İsmet Paşa, o zaman yüzbaşı. Orada çalışan Fransız kumpanyalarının birinden bir gramofon alıyorlar. tlk gece çevirip dinliyorlar. Gürültü gibi geliyor onlara. Sonra, her gece gramofon. Derken hoşlarına gidiyor. Ismet Paşa, döner dönmez bir viyolonsel alıyor kendine." Ismet Paşa, Mevhibe Hanım'a da, kendisi harpteyken yalnız kalmasın diye bir piyano armağan ediyor. Belki de Toker'in dediği gibı Paşa'nın en büyük keyfı, yaşamı eşiyle paylaşmak olduğu içın vıyolonselin yanına bir de piyano geliyor. lşte viyolonsel ve piyanoyla başlayan ahşkanlık, daha sonra "kuru fasulye ve rakıyla büyüyen bir halkı" Batı müziğine aIıştırma çalışmalarıyla sürüyor. tsmet Paşa'nın Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'na yaptığı haftalık zıyaretler, yalntzca Demokrat Parti döneminde aksıyor. Sıra, cumhuriyet tarihinin en önemli yemek odasında. Telefon çalıyor. Hizmetçt koşuyor. Ufak tefek birkaç onay sözcüğü. Telefon kapanıyor. îsmet Paşa'ya dönüyor hizmetçi: "Yukarıdan telefon var paşam. Gazi Paşa, 20 misafirle gehyorlar." Ismet Paşa neşeli her zamanki gibi: "Erzak var mı kızım?" "Yok paşam; ancak, kendileri nevale getireceklerini söylediler." Ne zaman "yukarıdan" telefon gelse, DEROI 1 M A Y I S 1 9 9 4 SAYI 4 1 1 C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear