Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
P A Z A R IIM P E N C E R E S İ N D E N ç u e/Jhe Araz'm, Atatürk'le Latife Hanım'ın cvliliklcrini konu edirien bir kitabı yayımlandı. (Mustafa Kemal'le 100 Gün. Apa Ofset. 1993). Latife Hanım'ın Mustafa Kemal'i, tzmir'i kurtardığı gün karargahında ziyaretiyle başlayan vc Atatürk'ten boşanıp Istanbul'a yerleşmesiyle biten öyküsü, Atatürk'le ilgili kitaplar ve bazı özcl kaynaklardan dcrlendiği söylenen bilgilerin monfajının ürünü: Uşakizade Latife Hanım hakkında doğru dürüst bir eser yoktu... Bu nedenle Nezire Araz'a bu çabası için teşekkür etmeliyiz. Mustafa Kemal, tzmir'de kaldığı yirıni günlük süre içinde Latife Hanım'ı beğenmiş, onu bir eş olarak benimseyebileceğini düşünmüştür. Nezihe Araz'ın naklettiğine göre Atatürk'ün psikobiyografisırii yazmış olan Namık Volkan vc Norman ltzkowitz'c göre bu "benimsemede" şu hu&ıslar rol oynamıştı: Latife Hanım, ilk ke/ Mustafa Kemal'i görmek azmi ile karargaha gcldiği gün "Paja'nın o sırada çok meşgul olduğunu" söyleyen Yaver Salih'e "Ahdettim, ucunda öliim bile olsa Gazi'nin elini öpmedcn girmeyeceğim" demiş ve M. Kemal'ın "Savın gitsin" emri de genç Latife'nin odaya dalmasıyla uygulanamamıştı. Latife'ye "Buyrun" demek zorunda kalmıştı. Usakizade Latife Hanım ve Sonya Toltstoy N husus, Atatürk gibi olağanüstü bir zeka sahibinin bile bir kadını sadece yirmi gün tabii ki belli bir ınesafeden görmesi sonucu verilen evlilik karannın nasıl isabetsiz olabileceğidir: Atatürk, o sezgi yeteneğine ve zekasına rağmen bu süre içinde Latife Hanımı yeterince tanıyamamış, bağdaşamayacağını evlenmeden önce anlayamamıştır. Herhaldc bu ısrar M. Kemal'in ruhunu okşamıştı. Belkı gü/el giyimli, peçcsiz bir kadının gösterdiği cesaret, ona iyi gelmişti... Itzkovvitz ile Volkan'a göre bu hanım, M. Kemal'e kendi kişiliğini hatırlatmıştı: aynı fevri hareketlcr, aynı protokole aldımıama gücü, onunyaptığı gibi bürokratik makamlara gidip hayallerini anlatması.. ona çok çekici gelmişti... Biz buna, İ/mir'de Latife Hanım'ın babasının evinde kalmasının sonucunda Mustafa Kemal'in zafer rüyalarının lacı, ana ereği olarak düşlediği Izmir'i Uşakizadeler ve Latife Hanım'la bağdaşürmasını da ekleyebiliriz. Ancak bildiğimi? gibi, bu çok olumlu çağrışımlar ve etkiler sonucu verilen evlenme kararı, u/un ve kalıcı bir mutluluğa yol açmamıştı. Neden? Kılıç Ali Bcy'e göre, Latife Hanım, onun bütün bir milletin malı olduğunu unutarak tamamen kendine alakoymak istemiş, hatta zaman /.aman tahakkümü andınr haller almıştır. Atatürk'ün sağlığını tehdit edcn çalış öyle ise bu gün bile görücü usulü ile ya da yeterli bir birbirini tanıma, tartışma yani "flört" devresi geçirmcden evlenmeye itilen gençlerin eninde sonunda mutlu olabileceklerine nasıl inanabiliriz? Burada kız açısından da söylenecekler vardır: Damat adayının milletin kurtancısı olması ya da çok önemli dünya çapında biri olması illaki onun iyi bir eş olacağı anlama temposu, geceleri sabahlara dek süren içki sofraları Latife Hanım'ı üzmekte, eşi konıısunda endişelere sürüklemekteydi: Bıktım bu arkadaşlannızdan, sofralarınızdan, gazellerinizden ve o akortsuz, notasız "Dağbaşını duman almış" marşlarınızdan! diye bağırmıştı... Atatürk kalp daman spasmı geçirince İstanbul'dan gclen Neşet ömer Paşa, kcsin istirahat önerince Latife Hanım, Ata'nın yanına cn yakınları olan Kılıç Ali'yi, Salih Bozok'u bile sokmayınca Ga/i öfkelenmışli. Mustafa Kemal, eşinin köşkün dekorasyonunda yaptığı düzenlemelerden, bazı kadmları /aman zaman haklı olarak kıskanmasından, içkisini kısıtlamaya kalkışından çok rahatsız olmuştu. Bütün bu öyküde dikkati çeken bir mını taşımaz. Tolstoy'un eşi Sonya'nın "Hatıralan" nı okursak (Cathy Porter tarafından 1985'te İngilizce'ye çevrilmişti) bunu iyi anlarız: Sonya Behrs'i ilk sarsan Tolstoy'un evlendikleri gün kendini daha iyi tanıması içın verdiği hatıra defterinde okuduklan olur: Tolstoy'un gençliğinde yaşadığı aşklar ve düşkünlükler Sonya'yı sarsar. Eşinin yazdıklan ve dedikleriyle yaşamının çcliştiğini kavrar: Toltsoy kadınlardan uzak bir yaşam önerir, ama kadınlann peşinde koşar; vejetaryenliği över; et yer, aile saadetinden bahs açar; ancak ailesiylç ilgilenmez. Sonya, eşinin bir ara zamanının tümünü ayırdığı köylüleri, mujikleri... aşkının engclleri sayar... Evlendikten iki ay sonra hatıra defterine yazdıklan bize Latife Hanım'ın eşiyle ilgili izlenimleri ni hatırlatır: "Beni halkı ile hasta ediyor... Bir gün ya bcni yani aile yaşamını 4 ya da bu bu kadar içtcn scvdiği halk ı seçmek zorunda kalacak! Acaba bencil miyim? Öyle isc ne yapalım? Onun için ve onun yanında yaşıyorum; onun da aynı şckilde davrannıasıııı istiyorum. Kğer onun için ilginç dcgüsem sadece bir oyuncaksam, yeterince bir insan yerine konmazsam... böyle yaşamaya devam etmeyeceğim." (H. Troyat: Tolstoy, Pengvin books, Ingiliz ceye çev. N. Amphoux. 1987) Tolstoy ve eşi bu gibi bağdaşmazlıklara rağmen boşanmaz, evliliklcrini sürdürürler... Sonya, eşinin notlarını temize çekme, basılanlan düzeltme, yayınevleri ile anlaşma gibi angaryalan üstlendiği halde Tostoy'a yaranamaz. Tolstoy, eşini ölünceye kadar boynunda taşıyacağı ağır bir taşa benzetir ve bu taşın onu boğmaması için çabaladığını açıklar.. M. Kemal'in "Meğer bir kadını idare etmek bir büyük savaşı idare etmekten zormuş. Hayatımın en büyük hatasını evlenmekle yapını^ım ben..." dıycrek açıkladığı sıkıntının aslında başka bir üslupla ortaya komşudur bu! Sonya, hep Tolstoy'un yazılan konusunda yardımcı olan yakın bir mcsai arkadaşını, Vladimir Chertakovu kıskanır, onu kocasından uzaklaştırmaya çalışır... Latife Hanım'ın Atalürk'ün bazı arkadaşlanna yaptıklannı anımsatır bu davranışları... Tolstoy ile Sonya'nın ilişkileri, Tolsloy ölünceye kadar /aman zaman bastınlabilen birkarabasan olarak devam eder. Sonya Tolstoy'un evliliği, Usakizade Latife HanınVınkine çok ben/crse dc aralarında boşanmama dışında önemli bir fark daha vardır: Sonya Tolstoy hatıralarını yazar ve eşiyle paylaştıklannı tüm ayrıntılanyla anlatır; şöyle der: "Bu yaşam öyküm, Leo Tolstoy'u bütün bir hayat boyunca kendisi için olusturmaya çalıştığı kaideden aşağı yuvarlamıştır!" Usakizade Latife Hanım ise Nezihe Araz'ın naklettiğine göre "Bizim töremizde var... Şimdi ben bu haklı ve güzel törcyi bozup bana vercccklcri üç beş kunış için O'na ait hatıralarımı satacak nııyım? Nasıl düsünce bu? Satabilir miyim?" der ve susar, hayatının sonuna kadar eski eşi konusunda hiçbır şey söylemez... < 15 CUMHURİYET0ER0İ15AĞUSTOS1993SAYI386