26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

P A Z A R I N PEIMCERESİNDEIM eleneksel Pir Sultan Abdal Küllür Etkinlikleri nedeniyle Sıvas'ta yapılan toplantının ardından çıkan olaylar üstündc durmalıyız. Meseleyi irdeleyenlerin kimine göre burada ana sorun Aziz Nesin'in kışkırtıcı, dindarları rencide edici konuşmalarıdır. Hükümet Sö/cüsü, Devlct Bakanı Yıldırım Aktuna öncc "aşırı dinci gnıplann yarattığı tansiyondan" sö/ etmiş, sonl| ra "tahrik' tcn söz açmıştı. Başbakan vc îçişleri Bakanı da özcllikle "tahrik"in oynadığı rol üzerınde durdular. "Tahrik"in varlığı, işlenmiş bir suça verilecek cezayı, ba/cn büyük vapta, azaltır. Otuzbeş insanımızın ölümüne ncdcn olan, altmış vatandaşımızın yaralanmasına yol açan bu olayda "tahrik"in varlığı ve nitcliği konusunda düşünmezsek bundan sonraki benzerlerinin istemeden yaşanmalarına katkıda bulunmuş olabiliriz. Dava akılla savunulur gılı olmasını" sağlayamayacaksak tabıi ki tutacağımız ^ek yol Nesin'e "Sırası mıydı; bu kadar Rcfah Partili bclcdiyc başkanı çıkaran vc hoşgörü dü/eyi gelişmcmiş bu kcnttc böylc bir konuşmayı niçin yaptın?" diye sormamız gerekir. 15601568 yılları arasında Fransa'da şansölyelik yapmış olan Michel de L'Hospital (150373) şunlan söylemiş: "Tanrının davasımn silahla savıınulniası gerekme/.! Mitte gladivm tuvm in vaginam ( İyi bir yaşam tarzı sergilcmck her G fazakân, dinine bağlısı pek çok bir yerde, sonra da tnebolu'da halkın karşısına hatta şapka ile ilgili yasa çıkmadan öncc şapkasıyla çıkıp konu^muş olduğunu hatırlayalım. O zaman biri kalkıp Ata'ya saldırsaydı, Ata'yı öldürseydi, "Ağır tahrik vardı... Böyle hoşgörü dü/eyi az gelişmiş bir yörede konuşmasaydı!" mı dıyecektik?.. Mııstafa Kcmal niçin böyle konuştu, nfçin o zaman Türkiye'nin dinsel açıdan muhafazakâr, sosyal açıdan az gelişmiş gamberliğinin ise biitün milletlere yani bütün insanlığa" olduğunu ileri sürüyor (Ortaokııllar ıçin F)in Kültürıı ve Ahlak Bilgisı II. Yazan Prof. Dr. C'ılıad Tunç. M.E. Bakanlığı. 1991). Öğrencilerimizin bunu kavrayıp kavramadığını anlamak için dc sorııyoruz: "Bütün peygamberler kendi millellerine gönderildiği haldc içlcrindcn bir tanesi bütün insanlığa gönderilmiştir. Bu hangi pt'\Raınberdir?" Sonra da doğru cevabın "11/. Muhammed" olduğunu bclırtıyoru/ (Niyazi Demir. 45 Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Testlcrı. Scrhat Yayınevı.). Pcygambenmi/in, peygambcrlerinden üstiin olduğunu ılerı siırduğiimüzde aramı/da yaşayan Hırıstıyan, Musevi, Bahaî, vb. başka dinlerde öğrenciler ren Hukukçu arkadaşlarımın bana verdikleri bılgilere göre tahrik bir ycrde "meşru müdafaa"nınkilcri andıran koşulları ıçermelidır: 1 Saldın çok elkili olmalıdır. 2 Saldırıya kaışı oluşan tcpki saldmyla orantılı olmalıdır: 3Saldırıya uğrayanın kaçıp gitnıcsine inıkân olmamalıdır. 4Anında oluyın bir tepki bahis konusu olmalıdır. Bu açıdan baktığımı/da, Aziz Nesin'in yaptığı konuşmunın yol açlığı ilcrı sürülcn galeyanm insan öldürmeyc, otcl ve heykel yıkmaya değil karşı beyanata, ım/a toplamaya yolaçması gerekirdi; bu biir... Bir de reaksiyonun aynı anda oluşması gerekirdi.. crtesi gün değil... Bu da ikii. Aziz Nc'sin tannya ınanmazsa ve Pir Sultan Abdal'ı, Alevîliği, Kuran'ı dinsi/ bir konuşucu olarak irdclerse onu ve dinlcyenleri öldürmek mı gcrekir 7 O, bu sözlcri niçin Sıvas gibi nisbeten muharazakâr bir yerde söyledi? Niçin bu zamanı scçti? Insanımı/a hangi koşulda olursa olsun dcğişik düşünce ve görüş sahibini hoşgörü ile dinlemeyi öğretmeyccek, onun 17. 18. yü/yılda Avrupa'da geniş çapta ulaşılan düzeyc yani "farklıya sayC U M H U R İ Y E T DEROİ 11 T E M M U Z türlü saldırıya ycğ tutulmalıdırHenry Kamen. The Rise of Toleratin VVorld Univ. Library. 1967. Hampshire.) Ama Tannnın davasımn insan öldürerek değil, galeyanla değil, akılla savunulacağını, örnek davranışlar sergileyip tarafımıza insan çekebileceğimizi anladığımızda sorularımızı Nesin'e değil onu öldürmeye kalkanlara yöneltiriz! Atatürk 1925 ağustosunun yırmidördünde Kastamonu gibi o zaman muha bir yerinde ilk defa şapka ile dolaştı? Bunun kendisine özgü ncdcnleri vardı... Ama orada tepki, bugün Sıvas'takine benzeyen bir hal alsaydı hcrhalde asıl kınanacak, hesap sorulacak Atatürk olmayacaktı. Bugün ilkokullarımızda, orta okullarımı/da mecburi olarak okutulan kitaplarımızda, "Peygambcrimiz dışındaki bütün peygamberlerin kendi milletlerine göndcrildiğini, Hz. Muhammed'in pey cide olup galeyana mı geliyorlar? Olup bitcnler insanımı/a, okullarda darbecilerın ha/ırlaltıklan anayasa zoruyla okutulan dın ve ahlak derslerinde dcğişik din ve düşünce sistenılcrinc bağlı kimsclcrc hoşgörü ile davranmayı öğretmcmcmi/ın, okul çağını aşmışlanmızı da iletişim araçlan ile aydınlatmamamızın sonra, bu konuda ycterince caydırıcı önlcmlcr almanın gereğinc hcnüz inanmamış olmamızın sonucudur. < 1993 SAYI 381 15
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear