Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
U R A K E L D E M lan yapılmadan piyasaya sürülüyor. 1984 yılında çoğu kişiye inanılmaz görünen sonucu hepimiz gayet iyi biliyoruz. MazharFuatözkan üçlüsünün bu kalburüstü şarkı koleksiyonu, yalnızca onlan eskiden beri tanıyan '68 kuşağı mensuplannı değil, seksenlerin gençlerini de yakalıyor kolayca. IMÇ'de herkesi şaşırtan bir grafık çizen "Ele Güne Karşı", (buna ileride pop müziğin tarihini yazacak olanlar karar verecek gerçi ama) Türkiye'de pop müzik tarihinde önemli bir dönüm noktası oluyor. Bu albümle birlikte o güne dek düşünülıneyen ya da kulak arkası edilen kimi görüşler de yine gündeme geliyor: Demek ki İMÇ'de "kalite"de prim yaparmış. Demek ki piyasadaki arabeskleşmenin tek sorumlusu, bunu talep eden dinleyici değilmiş. Ve önemlisi, de Gelin size de kaset yapalım Para kokusu alan ÎMÇ'nin işbilir yapımcıları, on yıl önce kapıdan kovacakları şarkıcılara bugün kaset hazırlıyor. aklaşık on yıl önce Sezen Aksu'nun "Sen Ağlama"sı hariç, Istanbul Unkapanı İMÇ'deki "kasetçiler çarşısı"ndaki pop emin a Y rak müzik raflannda, yaygın deyişle "yapkıpırdamıyor". Arabesk dımlarla yoluna devam ederken, herhangi bir biçimde pop müzik şemsiyesi allında değerlendirilecek kasctler, depolarda tozlandıktan sonra koliler halinde iade ediliyor. Eğer piyanist şantör ya da acılı arabeskçiyseniz mesele yok; ama ondan gerisi "satmaz aabi". İMÇ, tstanbul Manifaturaalar Çarşısı'nın kısaltılmış adı. Bu büyük ticaret merkezinin 6. bloku, müziklc iştigal edenlere aynlmış. Müzik endüstrisinin kcndine manifaturacılar arasında yer bulması ilginç; ama 6. bilokta şöyle küçük bir gezintiye çıktıktan sonra bu yapılanmanin Belediye Hali'ne daha çok yakışacağını bile düşünebilirsiniz. Art arda üç cümleyi doğru düzgün kuracak çok az yapımcıya rastlarsınız burada. Eğer öyle saatlerinde gezintiye çıkarsanız, efsanevi "viskiçiğ köfte" düetine her an tanık olabilirsiniz. Gömlek yakalan, tıpkı abartılı Türk fılmlerindeki gibi göbeğin üzerine dek açılmıştır. Bıyıklar illa ki pala. Koridorlar boyunca yürürken, hemen her "dükkan"dan feryat figan bir arabesk şarkı yükselip doldurur kulaklannızı. Depolann vitrinlerinde hayatta adlannı duyamayacağınız, "yaygın bir yeraltı kültürü"ne ait kasetlerin ilan afışleri vardır. Tezgahlann arkasında ya da "ofis" bölümlerindeyse, Cüneyt Arkın'ın sık sık dövdüğü figüranlara benzer "ilgililer." Burada "kalite" diye bir kavram yaşamaz. Varsa yoksa "satar" ya da "yaramaz" değerlendirmeleri geçerlidir. Birkaç sıradışı yapımcıyı tenzih ederek, kimsenin müzikle ilgili pozitif ideallere sahip olmadığını söyleyebiliriz. Müzikle uğraşıyorsanız ve derdiniz yalnızca para kazanmak değil aynı zamanda inandığınız, iyi olduğunu düşündüğünüz bir şeyler yapmaksa; hele elinizde maket olarak hazırladığınız demo kasctiniz mevcutsa, aynı dili konuşacağınız insanlan bulmakta güçlük çekeceğinizi bilmelisiniz. tşiniz gerçekten zor. Burası, tstanbul Unkapanı'ndaki İMÇ. Türkiye müzik endüstrisinin kalbi. Yine on yıl öncesine dönüyoruz. Türkiye'de ille de Batı standartlannda ama "bizden" izler taşıyan bir pop çizgisi tutturmak için uzun yıllar direnmiş olan üç müzisyen, böylesine umut kıncı görünümler veren İMÇ'ye ellerinde yıllardır biriktirilmiş şarkılanyla geliyorlar. Şanslan var, çünkü onlan tanıyan ve müziklerine inanan bir yapımcı buluyorlar kolayca. Türkiye'de pop müziğin gerçek anlamda "emekçisi" diyebileceğimiz bu trio, artık şarkılannı başkalanna vermek ya da "star"lara vokal yapmak değil, kendi albümünü yayımlamak istiyor. Ama gerçekten de tMÇ'de görünen şartlar hiç iyi değil. Hele bu tür sıradışı bir albümün piyasada ahcı bulabileceğine inanmak zor o günlerde. Yine de yapımcı onlara güveniyor ve "EJe MWIAÎ YUMAZY8DUM • MURAT ÇSJK mek ki o güne kadar İMÇ'ye küsen ve kaliteli bir yapımdan umudu kesen bir kitleyi yakalayıp yeniden "müzik ürünü tüketicisi" yapmak mümkünmüş. Işte bu "demek ki'Meri hem İMÇ'nin hem de kitle kuyrukçuluğu yapmayı marifet sanan medyanın anlaması (hiç değilse "anlar gibi yapması"), söz konusu albümden sonra oldu. Sonra bir de baktık ki, MFÖ'nün araladığı bu kapıdan içeri girmeyi başaran çok az insan var; onlar da zaten bildik isimler. Geriye kalanlar genç dinlcyicinin taleplerini değerendirip nitelikli ve yeni soundlar yaratmayı değil, malzemenin "görünen ambalajını" kullanıp parsayı toplama yolunu seçtiler. Bu nedenle doksanlara gelindiğinde hâlâ o bildiğimiz birkaç isim ile özetleniyordu Türkiye'deki pop müzik. Ne var ki yıllar geçtikte değişen yal1993 SAYI 404 Izallrean (an Ustta), Yonoa Kvolmlk (Ustte). büm, pek de öyle tanıtım fa Güne Karşı" adlı al CUMHURİYETDER0İ19ARALIK