27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

PAZARIN ç PEIMCERESİIMDEIM u rich Fey adlı bir restoratör, Lübeck'te Marienİdrche'yi onarma işini yüklenmisti. Kilisedeki alçı kaplamaların altında 13. yy'dan kalma gotik duvar resimlerinin bulunduğu anlaşıldı. Bu resimlerin restorasyonu işi, Fey'in asistanı Malskat'a verildi. tki yıl sonra bu resimlerin bulunduğu kısmın açılışını devrin şansölyesı Adcnauer yaptı. Konusmasında "Çok değerli bir sanat hazinesinin ortaya çıkarılmış olduğunu" belirtti, hazır bulunan uzmanlar da onu alkışladılar. Ancak bir süre sonra Malksat, duyduğu vicdan azabı sonucunda "Bu freskolar eski değildir. Hepsini ben ürettim!" diye itirafta bulundu. Sonra ne oldu? Eksperler bu itirafa inanmadılar, Malskat'ın dikkat çekmek için böyle davrandığını sandılar. Ancak, işin aslı, Malskat'ın ürettıği Rembrantlar, Wattcaular görülüncc anlaşıldı. Freskolann sahte olduğu kabul edildi. Gideceğim, "Beyoğlu Güzelleştirme Derneği Balosu" olmasaydı da "tnci Ithalcileri Balosu" olsaydı bunlan takardım. Onlar yutarlardı. Eksper olmayanlar da yutar: Monte Carlo'da Şarlo'ya benzeyenler arasında yapılan yanşmada halk, Charlie Chaplin'i güç bela üçüncü seçmişti biliyorsun. Peki bu incilerin aslına o kadar benzediği ne malum? Bu kadar parayı neden ödedik? Biraz daha verseydik aslını alırdık. Nevra'nın yatıştınlması, doğum gününde giyinip kuşanıp Swiss Otel'deki baloya götürülmesı pek kolay olmadı. Oysa, incileri, yazdan kalma esmer teninde güzel duruyorlardı. Masalannda oturan birkaç kişi bu konuda iltifatta bulununca ncşelendi, rahatladı. Keyfi, eşi onu dansa kaldınncaya kadar devam etti. Onlar piste ulaşınca orkestra Beatie'lerin meşhur şarkısını çalmaya başladr "Nothing is real (Hiçbir şey gerçek değildir!)" Nevra, bunu duyar duymaz bozuldu, gözünden hakiki inci taneleri gibi yaşlar dökülmeye başladı. Kocasına, "Devam edcmeycceğim, liitfen oturalım!" deyıverdı. • • • ir davetteydiler. Münasebetsizlerdcn biri, "Amma şişmanlamışsın. Kaç kilo aldın?" deyiverdi. Nevra çok üzüldü; ne cevap vereceğini bilemedi. Emekli büyükelçilerden Hamit Bey oradaydı, imdadına koştu: Hanımcfendi kiloyla değil miskallc ölçülür! dedi. Mıskal, inci ölçmekte kullanılan bir ağırlık bırimiydi ve tabii ki incinin ağırlığı arttıkça değeri de çoğalırdı. "İnci" kelimesi, Nevra'nın bellcğinde hep sıcak ve iyı duygular uyandınrdı. Büyükelçinin atılımı, bu bağlantıyı pekıştirdi. Nevra bu çok "elegan" ve çok ince müdahaleyi hiç unutamadı. Kilolannı veremeyince, boynundaki guatr ameliyatının i/i de belirginleştikçe bunu en ıyi bir sıra inciyle örtcbıleceğıne karar vcrdi. Ama o zaman boynuna koku süremezsin. Parfümdekı alkol, incileri bozarmış... Zararı yok, başka yerlere süreriz! Kırkıncı yaş gününden kısa bir süre önce kocası Lonra'ya gidiyordu. Ondan inci ısmarladı. En hak iki mikimotolar B • • • Raif Bey, Londra'da işini bitirir bitirmc/ "inci" konusunda incelemelerine başladı. Mikimotolar 8.OOO17.OOO yen arasında satıhyordu. Antika takılarda yer alan inciler daha da pahalıydılar. Nihayet Harolds'un arkasında kalan sokaklann bırınde, galiba Walton Street ıdı, ıstediğini buldu. Ithal "Ciro" marka incilerdi bunlar; yapaydılar. Fiyatlan uygundu: Altmış sterlin ediyorlardı. Nasıl yapılıyor bunlar? Ba/ı balıklann pullarına parlaklık vcren madde ka/.ınıp suya alınıyor. Sonra bu madde sudan ayrılıp amonyak tçinde korunuyor. Buna "essence d'orient" denir. İnci kalıbıyla oluşturulmuş ıçi boş cam kürelenn içıne şırınga cdiliyor. Kürelenn ıçi bu maddeyle kaplanmış oluyor. Sonra cam, asitle eritiliyor ve bu inciler elde ediliyor. * * * Nevra, Raıfı havaalanında karşıladı. Istediğimi aldın mı? Aldım. Nerede? Nasıl? Valızde. Eve gidince görürsün! Evde Nevra kutuyu açınca duraksadı: Bu ne? 20 Inel, yüzyıllardır insanlar Için zerafatln va fiklıftn almflaai. En değerli "Ciro" incisi! Kültıve mi, hakiki mi? Hiçbiri; en pahalı "feyk" inci! Aşkolsun, bana bir sıra mıkimotoyu çok mu gördün? Onlar ufak taneliydıler; cılız kalırdı. Bak bu ne zengin duruyor! Sonra artık Mikimoto fılan alan da yok. En şık, en kibar kimselcr bullan kullanıyorlar. Bu inci yüzünden aramız açılacak. Asillere uygun bir davranıştır; bize de bu yakışır. O ne demek? Hamlet'in anasıyla üvey babasının arası da bir inci yüzünden açılmamış mıydı? Nasıl? Oyunu hatırla: Sonunda Hamlct, Leartes'le kılıç tokuşturmadan önce üvey babası Claudius onun ıçkisine zehir atar. Anlamasın diye "şarabında değerli bir inci bulunuyor" der. Sonuçta şarabı tadan annesi ölür ve böylece kocasından uzaklaşmış olur. Bunun yorumu çoktan değişti! Nasıl yorumluyorlar şimdi? Kadın, Claudius'un hediye ettiği incinin yapay mı, gerçek mi olduğunu anlamak için atmış. Içkide eriyince yapay olduğu anlaşılmış. O da kahnndan ölmüş! Sen bu ıncilerin "hakiki feyk" olduklannın farkında mısın? Yani "feykin de feyki" mi var? Tabii öyle sahteler vardır ki aslından ayırd edilemez! Mesela 1948'de Diet Raifin sıkıntısı maalesef bu baloda bitmedi, birkaç gün sonra bir Çernobil faciası daha yaşandı. Eşinin yeni inciler taktığmı öğrenen metresine bunlann sahte olduklannı bir türlü anlatamadı. Metresi beraberliklerinin sürmesi için Raifin bir ay sonra çıkacağı iş gezisinde kendisine de böyle iri taneli hakiki inciler almasının şart olduğunu söyledi durdu... < O E R O İ 1 7O C A K 1 9 9 3 S A Y I 3 5 6 C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear