Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
BASKENT M Ü Ş E R R E F GÜNLERİ H E K İ M O Ö L U nar okulu için on bin lıra yollandığım söyledi. Elbet çok sevindim. Sevincimi köşemde belirttim. Ahimet Say'dan uzun süre haber almadım sonra. Rüzgârlı Sokak'ta, Öncü Gazetesi'ndeyirft bir gün, kapıdan bir delikanlı girdi, dimdik durdu karşımda. Ben Ahmet Say, si/e Çevrimpınar'a yollanan on bin liranını hesabını vermeye geldim. Duyduklanma inanamadım, onbin lirayla neler yapılır, ne güzcllikler üretilirmiş mcğer! Kurtlarla Dans filmini seyrettiniz mi bilmem? Sinemada güzel bir olay. Seyrederken Çevrimpınar'da keçılerle dans eden genç öğretmenı anımsattı bana. Eski CHP'lilerden Hayrettin Uysal da anlattı sonra. O da ilk eğitim müfettişi Bingöl'de. Dizboyu karda köylcri dolaşıyor. Kimi köylerde gaz lambası ışığında ıskambil oynuyor genç öğretmenler. Çevrimpınar'da da Kürtçe şar Anılarla bir gezi Eğitim Bakanlığı'nın düzenlediği konscyde Nezihe Araz ile karşılaştık Shcraton salonunda. Görüşmcyeli kaç yıl oldu, aına kimi dostlar aynlığı hissetmez, buluşunca bıraktıklan yerden sürdürürler konuşmayı. Nezihe Araz da sorumu beklemeden yanıtını verdi. Mustafa Kcmal ve Latife Hanım kitabı yakında yayımlanıyor. Gö/lcn parlıyor konuşurken, güzel oldu, dıyor. Hayat Dergisi'nde birlikte çalıştığimız günlerden söz ediyoruz, ikimiz de neler anımsıyoruz! Benım gözümde Latife Hanım'la bir görüşmemiz canlanıyor. Latife Hanımefendi'nin kapısını nasıl çaldım, hiç kimseye açılmayan kapıdan nasıl girdim hâlâ şaşanm. Belki gençlik, ya da mesleğimde duvarlan aşmak tutkusu. O tutku da çevrcmden kaynaklanıyor kuşkusuz. Görev verirken beni yüreklendirdiler durmadan. Ayazpaşa'ya gıderkcn kalbim duracaktı ncrdeyse. Kapı açıldı ama sonrası? Latife Hanım, Mustafa Kcmali'in fzmir'de, Karşıyaka'daki evde yakışıklı yaveri MuzafTcr Kılıç'a söylediği gibi, latif bir hanım, zarif bir hanımefendı. Atatürk'ten Kcmal diye söz ediyor, sabrım mermer olsa delinirdi ama konuşmayacağım diye direniyor. Ben de direndim. Muzaffer Kılıç'tan dinlediğim güzel öykülerle suskunluğunu biraz bozdum ama dinlediklerimi yazmadım hiç. Çünkü söz verdim. Hayat Dergisi'nde benzer bır olayı da Rauf Orbay'la yaşadım. Vcdat Nedim Tör Hamidıyc kahranıanıyla bir konuşma yapmamı istcdi. önce telefon ettım, Lalcli'deki eve gittım sonra. Beni çok zarif karşıladı, uzun u/un konuştuk. Ailemde bir lsmail F.nişte var, İsmail Koç, Yavu/'un çarkçıbaşısı, Hamidiye zırhlısında da çalışmış, Orbay'ı iyi tanıyor. Onlan anlattım Rauf Orbay'a. Beni yemeğe alıkoydu. Söyleşimiz daha güzelleşti. Birden Mustafa Kemal'i sordum, gözleri daldı, biraz konuştu. Sonra dıırakladı, bunlan yazmazsınız sanınm, dedi. Ben de söz verdim. Ayrılırken paltomu tutunca yerin dibine geçtim. Gülümsedi, sözleri kulağımda çınlar hâlâ, benden çok gençsiniz ama yaşınız görevimi yapmamı önleyemez, dedi... Geçen gece anlattılar. Londra clçiliği döneminde Churchill, Rauf Orbay ile görüşmeye gelirmiş elçiliğimize. Başkan Roosvelt de Washington Elçiliğimiz Büyükelçi Münir Ertegün ile görüşmeye. M Elçiliğin alt katında bir odada oturur konuşurlarmış. Biri kuyumculuk yapıyor, öteki saat onanyor. Fransız gazeteci Edouard Sabriel dc Numan Mencmencioğlu'nu anlattı bana. Paris elçiliği döneminde devlet adamlan ve ünlü gazeteciler dünya olaylannı onunla tartışıyorlar. Şimdi böyle elçilcr var mı acaba? HiU tanımadıklanm Nezihe Araz ile eski Ankara'yı konuştuk sonra. Viyana kahvesinden Ankara Kız Lisesi'ne, edebiyat öğretmenimiz Nahit Hanım'a, Orhan Veli'ye, çiçekli NulhaAraz •dablyatçılar Darna^l'nln dUz«nl^il«l ödül tttranlnda Murat Karayalçın, MUfarraf Haklmo^lu, Mallh C«vd*t Anday, KUItür v* 1 Danifmanı Aydın Köyman, Azlz N»»ln, Matln Ant. yollara uzadı söyleşimiz. Derken Edebiyatçılar Derneği'nin toplantısını anlattım ona. Jülide Gülizar'ın csprisini. Dcrnek Başkanı Ahmet Say'ı 196O'lı yıllarda tanıdığımı söyledim, siz Türkiye'nin muhtansını/ dedi Jülide Gülizar. Oysa hâlâ tanımadıklanm var, örneğin Yargıtay Üyesi Naci Üner ile ilk kez o toplantıda karşılaştık. O bcnim yazılanmı okuyor, ben onun kitaplannı okuyorum, ikimiz de başkentte oturuyoruz ama yüz yüze gelmedik hiç. Daha ne güzel insanlan tanımıyorum kimbilir! Belki anımsarsınız 1960 yılında 27 Mayısçılar yedek öğretmenlikle ilgili bir yasa uyguladılar. Yüzlerce genç büyük kentlerden köylere gitti, vatan görevini öğretmenlik yaparak yerine getirdi. Bingöl'ün Çevrimpınar köyünden bir mektup aldım o günlerde Ahmet Say yazıyor. Çevrimpınar'da bir keçi ahınnda Kürt çocuklannın ötcsindc köy halkını da eğitmek çabalannı anlatıyor bana. On bin lirası olsa ahır onanlacak, okula benzeyecek. O mektubu Akşam'daki köşemde yayimladım. Milli Birlikçiler'den Sami Küçük telefon etti, Bingöl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne Çcvrimpı kılar söylüyor, çocuklar ve keçilerle barış danslan yapıyor Ahmet Say. Köye bir büyük baraj, keçi kılı kilimleri değerlendirmek için bir kooperatif. Köy kızlannın, kadınlarının işleri, clişleri Bingöl pazannda satılıyor, değerleniyor. Sonra da güzel öykülerle anlatıyor o günleri. Ben de size anlatıyorum. Edebiyatçı babanın çok yetenekli bır oğlu olduğunu biliyor musunu/? Fazıl Say piyano çalışor, Berlin'de çalışıyor uzun süredir, konçertolar besteliyor., O konçertoyu bir gün biz de dinleriz elbet. Acaba nc zaman? < 1992 SAYI 328 20 C U M H U R İ Y E T DEROİ 5 T E M M U Z