27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

C EP ECEV R E H Ü R R Y E T U Y M A Z Bütün bunlar olurkcn, 1972 Deklaraseyonunun "altı imzalı" bir başka ilkesi isc 20 yıl sonra Rio'da değerlendirilmeye ha/ırlanıyor: "Ycrlcşmc vc şehircilik plunları yapdırkcn, çcvreyc olabilccck ters ctkilcrdcn kaçınmak vc hcrkes için a/.anıi sosyal, ckonomik ve çevre çıkarları cldc cdcbilmek dikkatc alınmalıdır." (Madde 15) Bir yandan kalkınırkcn, öbür yandan çevre değeılerini yok etmemek için, 1972'de öngörülen yöntemlcr clbette ki salt "çevreye duyarlı planlamalarla" sınırlı dcğildi. Ulusal vc uluslararasi çevre çıkarlannı koruyun politikulunn yanısıra, Stockholm /eklarasyonu, ö/ellikle şu "evrenscl koşulu" da uygarlığın geliijmesi vc insanlığın cscnliği için vazgcçilmc/. sayıyordu: "Insanoğlu, şimdiki vc fjelccck nesillerin çcvrcsini korumak vc gcliştirmck için kutsal bir sorumluluk taşımaktadır. Bu scbcplc ırk ayrımını, söıniirf>ccilik vc difjcr c/.iyct çcşitlcrini, yahancı tahakkiiınüııü dcstcklcycn vc dcvamlı kılan politikalar yasaklır vc kaldırılnıalıdır." (I no.lu prcnsiptcn) Rio de Janeiro'ya giderken, Türkiye'nin bclki dc cn "yaşamsal" sorunu olarak, bu nıaddeyi 20 yıl sonra ycniden lartı^maya açması ve hem kcndi durumunu, hcm dc dünyadaki diğer gelişmektc olan ülkclcrin durumunun, bu ilkclcre uygunluk açısmdan ird.elemesi gcrekiyor. Çünkü, dünyanın birçok yöresinde olduğu gibi, bi/dc de en ağır çevre sorunlannı yaratan yatınmlar, 1972 Deklarasyonıfnıın "yasaktır"' dediği "kökii dıyırda" ckonomik kararların ürünü olarak gerçekleşiyor. Japonlar, en olmadık yerlerde termik santral kurnıak için diretirlerken, Islanbul'un larihsel kent kimliğini yok sayarak, SarayburnuHarcın arasına dev bir asnıa köprii bilc önerebiliyorlar. Dolnıabahçc Saruyı'nın tarıhı bahçcsini yinc yabancı bir otcl işgal cdcrkcn, uluslararusı otomobil tckcllcri Anadolu'nun en dcğerli tanmsal alanlanna tesislerini kurabiliyorlar. Dünyanın ünlü gökdclcn mimarları ise Şikago, HonkKong, Singapur ve New York'ta "boş arsa kalmayınca", İstanbul'daki yeni "pla/a" vc center'Mar için en uygun proje tckliflcvini veriyorlar... Sonuç olarak Türkiye, Stockholm'dcki inı/asının 20. yılında, Rio'daki sınava oldukça "terleycrck" giriyor. Eger, Başbakan Dcmirel ve Çevre Bakanı Doğancan Akyürek, başta Gökova Tcmıik Santralı olmak ü/cre, tüm bu "1972'nin ilkelerinc açıkça aykırı" yatırımları "mühürlcmeden" yola çıkarlarsa, salt ülkemİ7 için dcğil, "cvrensel sözleşmclcre uymayı" temel koşul sayan "demokratikleşme programı" için de talihsizlik olaaık... Â Çevre gunü münasebetiyle Yasa, yönetmelik clesen var, bakanhk desen o da var. Peki biz bu helvayı neden yapamıyoruz? Yoksa aslında canımız helva istemiyor mu? ünya Ormancılık Günü, Anneler Günü, Sakatlar Haftası, Kadınlar Günü, Dünya Çevre Günü... Her biri dağ gibi sorunlann altında kalmış bu insan grubu vc doğal ortamlann ö/el giinler ve haftalar ile a D nımsanması bir rastlantı mı? Yoksa insanoğlu işîn kolayına mı kaçıyor? Her yıl dünyada 11 milyon orman yok olurken, bu sayı Türkiye'de 1950 ile 1988 yılları arasında 2.5 milyon. Halen de yasa desteğiyle bu kıyım sürü yorsa, "Ağaç Dikme Bayramlan" insanı ne derece sevindirebilir? Uzmanlara sorarsanız, deni/. kirliliği ile savaş 20 yıl önce kaybedildi. l960'lı yıllarda başgösteren hızlı kirlenme sonucunda, daha önce 127 tür balığın yaşadıği Marmara Denizi'nde bugün artık yalnız istavrit, lüfer ve kolyoz ağlara takılan. Daha 10 yıl önce gübre olsun diye tarlalara dökülcn hamsi yüzünden bugün balıkçılar ile yunuslar birbirine düşman. Yeni ağaçlandırma çalışmalanna girişmek yerine, var olanlar da yok edildiği için, ülkcmiz her yıl Kıbrıs adası büyüklüğündcki verimli toprak parçasını denizlere veriyor. Karadeniz bölgesinde Karayollan Genel Müdürîüğü'nce ckolojik vc topoğrafik koşullar göz önüne alınmadan yapılan yollar, toprak kaymalarının, erozyonun da önünü açıyor. Aynı şekildc, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgcsi'nde "tanrının hikmeti" olarak yorumlanan çığ f'claketleri de ormansızlaşma yüzünden. Uzmanlar, "ülke topraklannın yüzde 7.22'sinde, 'hafif, yüzde 20.4'ünde 'orta', yüzdc 36.42'sinde 'şiddetli' ve yüzde 22.32'sinde çok şiddetli "erozyonun hüküm sürdüğünü" söylüyor. Bu uyanyı da dikkatc almayanlar için, ülkenin erozyon açısından vahinı durumunu ş.öyle çarpıcı kılmaya çalışıyorlar: "Erozyon yönündcn dünyada en kötü örnek olarak gösteriliyoruz. Her yıl ülkemizden 5(X) milyon ton toprak denizlere akıp gidiyor Dcnizlcrc akıp gidcn 500 milyon ton verimli ülkc toprağı ile Türkiye, 4.5 5 trilyon lira karşılığı bitki besin maddesini de yitiriyor. Clkeyi geleccktc bcklcyen bu felaketten kurtarabilmek için, yılda 300 bin hcktan ağaçlandınnak üzcre , yakla!}ik 60 yıl fidan dikmek gerekiyor." Dünyada kullanılan kimyasalların yü/dc 60'ı Çukurova ve yöresinde kullanılıyor. İJrünü korumak anıacıyla tüketimi kamçılanan bu tannı ilaçları ve gübreler, hcm ürünü olumsu/ yönde etkiliyor hem de yağmurlarla deniz, göl ve akarsulara taşınarak, oralarda yaşayan canlılan tehdit ediyor. Kullanılan hormonların kanserden, kadın ve erkekte hormon dengesinin bozulmasına değin uzanan bir dizi olumsuzluk yarattığı biliniyor. Kıbrıseldengldlyor Çaşltll ç«vr« •yl«ml*rl l toplum olarak umursamazhAımızı blraz olsun kırdı. C U M H U R İ Y E T Atmosfer, fosil yakıtlardan kaynakD i R O l 31 M A Y I S 1 9 9 2 S A Y I S24
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear