Catalog

D E R G İ ' DE N Merhtıba. Hafta içinde gazetede Ayşenur Arslan'ın yazdığı 68'liler Vakfı'nın tstanbul'daki gecesini okuyunca içim burkuldu. 68'liiik de tıpkı Türkiye'nin demokrasisi gibi hangi niyelle yenilirse o tadı veren bir meyveye dönüşmüştü. Vakı[ bünyesinde kurulan Deniz Gezmiş Enstitüsü'nün tanışma yemeğine katıkmlur arasındaki ünlü isimlere baktım. Hepsi ya SHP'li orta yaslı politikacılar ya herhangi bir komünist örgütün üyeleri ya da siyasal yaşamda 68'lUer aracılığıyla kendine yer edinmeye çalısanlardı. Yer Çakıl Gazinosu. Bu onların 68'i. Bizim de buna bir itirazımız olamaz. Peki o zaman ne diyorsun, derseniz itiraz noklamızı hemen açıklayahm. Türkiye'de 68, 197O'te bitti. O tarihten sonra artık sisteme haşkaldıran genç öğrenciler değil, iktidar olmaya yönelik eylemler ön plana çıktı. Onların da Türkiye siyasal ve toplumsal tarihindeki onurlu yerleri ayrıdtr ama 68 denen olaydan yüzde yüz jarklıdır bu hareketler. Alabildiğine özgür, alabildiğine içten ve kendiliğinden öğrenci eylemlermin, bazı benzer sloganlar kullanmakla birlikte, daha sonraki "demokratik merkeziyetçi" partileşmelerle bir benzerliği yoktur. Yıllar sonra su veya bu nedenle ikisini de aynı seymis gibi sunmak her iki tarafa da haksızlıktır. Eğer 68 Vakfı ağırlığını, asla siyasal amaçh olmayan, bir dönemi birlikte yaşamıs "gençler"i bir araya getirmeye verirse amacına ulasmıs olur. 70 'ten sonra hepimiz baska bir yere savrulduk. Kendimizi zaman zaman çok yalnız hissediyoruz. 20 yıl önveki insanal değerlerimizin zibidilerce "çağdısı" çığlıklanyla sütun veya kitap malzemesi yapılmasını üzülerek karşıltyoruz. Ama benzer biçimde bir başkaları tarafından, ister sosyal demokrat ister komünist olsun, siyasal itibar malzemesi olarak kullanumasını da hoş karşılamıyoruz. Sevgiler. ' Tuğrul Eryılmaz sayta Barbra Streisand bu ara sık sık TV'd*. "Hello Dolly"den sonra bu hafta da "Maln Event" le ( Ana Olay) ekranda. NE ZAMAN VE NASIL BİR REJİM? BAŞKENTGÜNLERİ 1 TEKKELER VE MİSTİK GELENEK MR. BIG BÜYÜYOR 9 sa y ı.ı ş a hika Tckand özcl TV'nın son transferi. Tiyatrodan, PAZARIN PENCERESİNDEN BRİÇ / SATRANÇ sinemadan aonra bir de TV sunuculuğunu kartvizltlne yazan Şahika T«kand televizyonun dlnamizmlna hayran. özel TV'lerln gelecekte Türkiye'yi hayli ileriy* tayıyacağına, çoksaaliliğin geleceğine inamyor. 1 BULMACA / ÇÖZMECE OKUR MEKTUPLARI mutlu Şaka bır yana bizler hâlâ beyin ve yürek arasındaki eşgüdümü bozulmamış kişileriz Kendi çarpıklıklarına çağdaşlık adı altında kılıf arayanların sözüm ona hakaretamiz sözleri bizim gıbı insanları hiç mi hiç ırgalamıyor Tam tersı gururlandırıyor. Savaş ve sefalet sürdükçe "beyinli" köşedönücülerle, yüreklilerin kavgası bitmeyecek Siz bakmayın butün basının hep bır ağızdan kapıtalızm pompalamasına Yakında hiçdeğilse onların bir kısmı da çark eder. Aksi halde gerçekten ikibuçuk gazete kalırlar Birbirine bu kadar çok benzeyen gazeteye gerek var mı? Fendağ'ın dükkanı Akçaya 10dakıkaolan Gure'nın Beledıye Başkanı Sayın Kâmıl Saka Güre kaplıcaları kukurtlu sular onünde bana bir tezgâh yerı verdi Bu yıl artık kitap ışindeyiz. Müjde Ferdağ FerdalAkçay Savaş yıkımdıp Beyinsizler Tugrul Eryılmaz'ın Karl Marx'ın evini ziyaret eden "beyinsizler" yazısını keyıfle okudum Bu kadar akıllı olduğunu sanan dönek solcu koşedonucü arasında "beynin"in değil de "yürek"inin sesini dinleyebilmek ne CUMHURİYET DERGİ 19NİSAN SSCB'de komunizmin çöküşunü, kapitalizmin başarısı olarak algılayanlarımız ırkçılık ve faşizmin artmasına ne diyecekler? Faşizm, II. Dünya Savaşı'nda mılyonlarca insanı öldürdü Yurdumuzu savaşa sokmadığı içın Ismet Inönü'ye erkekliğimiz gitti dıyenler belleğimizdedir. Savaş yıkımdır bence Tek yıkılmayan lider Atatürk derken ne denli haklıyız Ona ve Atatürkçülere statükocu diyenler utansın. Sevgiler. Suavi özytğüllstanbul Mustafa GünerilAnkara CUMHURİYET DEROİ SAHİBİ CUMHURİYET MATBAACILIK VE GAZETECİLİK T A Ş ADINA BERİN NADİ • GENEL YAYIN YÖNETMENİ ÖZGEN ACAR • GFNEL YAYIN KOORDİNATORU HİKMET ÇETİNKAYA MYAZI İŞLERİ MUDURLERİ (SORUMLU) FÜSUN ÛZBİLGEN, CELAL BAŞLANOIÇ BYAYIN YÖNETMFNİ TUGRUL ERYILMAZ • GÖRSEL YÖNETMEN TÛLAY ULUKILIÇ • 1992SAYI318