27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

PAZARIN PENCERESİNDEN daha çok etkilemekteydi. Aykut sapsarı oldu: Bedenindeki kanın çekildiğini hissetti; ialın sonunu bile beklemeden kalktı. "Bcn gidiyorum!" dedi, vİ7İle ücretini masaya atıp kapıya yöneldi, mcrdivenlcri scndeleyerek indi; apartmandan çıkıp bir taksi çcvirdi. *** Bacanağı. yüzündcn düşcnin bin parça olduğunu sezen ikinci insandı. Mahallenin bakkah. "Ne var Aykut Bcy, hasta mısınız" diyc sordu. "Bir şeyim yok" dediğinde de "İyi görünmüyorsun: Ortada grip kol geziyor; git yat istirahatet"dedi. cak ilişkilerin bahis konusu olacağının belirlenmesi ile sınırlıydı ve yıldızlar ısrarla daha çok uyumayı, sağlığa daha fazla önem vcrmeyi önermenin ötesine geçmiyorlardı. Bu sütunlardaki geleceklerasla böyle kesin tehlikeler, olumsuzluklar içermiyorlardı: "Başarısızlıklarolsa da önem* li olmaz, asık suratlar falı okunanın kcyifliliği ile giderilebilir, can sıkıcı ilişkiler bile yarar sağlar... Hcr türlü diiş kırıklığı cesaret, sabır, neşe ve kendine biraz güvcnlc yenilebilir!" • ** Falcıya inanmak Kıdemli falcıların çoğu insanların falcıya, gelecek konusunda bazı endişeleri olduğu zaman gittiklerini bilirler; onlara gelecek konusunda duymak istediklerini söylerler. Çoğu kesin konuşmaz, diğer ihtimalleri de hesaba katıp açık kapı bırakırlar. asımpaşa'dan Kurtuluş'a çıkan dimdik yokuşlaki uzun apartmanın üçüncii katından bakınca Dolapdere karmaşık vc tuhafgörünüyordu. Aykut, Falcı Madam'ın sunduğu kahvcyi içmiş, fıncanı dovirmiş, telvenin soğıımasını bekliyordu. Dar odanın yarısını kaplayan bir yemek masasınm kenarına ilişmiş, sırtını duvara dayamıştı. Madam, yandaki odada, başka bir müşterisinin falına bakıyordu. Aykut sabırsızlanıyor, parmağını ikide birdc, dibindc "Hutchenreuter" ya2ilı eski kahve fincamna sürüp soğuyup soğumadığına bakıyordu. Madanıın diğer müştcrisinin giderken "Ağzına sağlık!" dediği işitildi. Başka türlü tcşekkürctmenin fal adabına uymadığını duymuştu. Aykut, falcıya pek sık gidenlerden değildi. Son falını yedcksubay adayı ikcn İzmir'de Sahra Sıhhiye Hizmet Okulu'nun kantininde baktırmış, söylencnlerden çoğu da çıkmamıştı. Fala inanır mıydı? Şöyle böyle: Her evde fal bakan vardı. ama geleceği gerçekten görebilen, olacakları sezebilcn falcılar milyonda bir ya çıkardı ya çıkmazdı.. Madam Anahit'e fal baktırmasını salık vcrcn halta bugüıı için torpil yapıp randevu alan bacanağı, "Fala değil, ama Madam Anahit'e inanırıın!" demişti Aykul'un son zamanlarda yoğunlaşan sıkıntılarını dinlediğindc. "Git bir danış! Öyle dehşetli bir falcı ki bizim şirkettcki pazarlama müdürünün öleeeğini bir ay öncc bilınişti. Müdürlc sorunu olan bir arkadaşımızın eşine, 'Kocana söylc kcndini üznıesin; müdürii bir ay sonra yok olacak!' dcmişti. Dediği cıktı." Anahit, diğer müşterisini yolcu eltikten sonra g"cîdi, karşısındaki iskemleye oturdıı: "Getir bakalım şufincanı."Fincanı açıp sol eline aldı ve okumaya başladı:"... Aranız maalesef düzelmeyecek: Karın anasının ve babasının etkisinden bir türlü kurtulamıyor. Ayrılacaksınız! Amma senin değil başka bir yakınının tam biltniyorum; kesin bilmeden de söylemek istenıem hastahğı bu ayrılışın sendeki acısını bile bastıracak!" Avkuı birden sarsıldı: Madam Ana K Kesin konusan, gelecek konusunda ayrıntılı bilgi aktaran falcılar hlkayelerde bulunur. hit'in bundan sonra söylediklerini dinlcyemedi. Böyle birdenbire sarsılmasının falcının şöhreti dışında bir ncdcni daha vardı: Falcıların, kıdemli falcıların çoğu insanların falcıya, gelecek konusunda bazı endişeleri olduğu zaman gittiklerini bilirler; onlara gelecek konusunda duymak istediklerini söylerler.. Çoğu böyle kesin konuşmaz, daima diğer ihtimalleri de hesaba katıp açık kapılar bırakırlar. Böyle kesin konıışan, gelecek konusunda ayrıntılı bilgi aktaran falcılar ancak hikâyelerde bulunur. Hikâyelerde, sularkararırken bir kuş uçar gelir, pencereye konar, cama "tık tık' vurup dilc gelir: açık şiveli hcm de tanc lane: "Sııltanım, küçük sııltanım, bir ölü başında duracaksın, kırk gün bekleyeceksin. Muradıııa ereceksin!" deyince kızın eli durup gördüğüne duyduğuna şaşar, hayretlc bakarken kuş 'pırr!' diye uçar gider... Madam Anahit gerçekten sıradan, müşterisinin istediğini söyleyen falcılardan değildi. Değişikti. Bu değişiklik ona olağanüstü bir inandırıcılık sağlamakta, bu nedcnle dedikleri Aykut'u Aykut o akşam kötü bir rüya gördü: Falcı Anahit, çukur gözlerini ona dikip "Ayrılacaksın, perişan olacaksın! Çoluk çocuğunu yitireceksin!" dedi rüyasında. Kan ter içindc bağırarak uyandığında scvindi. "İyi ki uyandım da kâbusun devanunı görmedim" diye düşündü. Gecenin dördiiydü. Sabaha daha çok vardı, ama uyumamak için önce mutfağa gidip kcndinc bir neskafe hazırladı; sonra oturma odasını gidip yerleşli, oradaki gazeteleri, deıgilcri kanştırmaya başladı. Hepsinde "günün" ya da"haftamn" falı vardı. Ama hiçbirinde, hiçbir bıırçta doğan için "Hastalanacaksm mahvolacaksın çoluk çocuğunu yitireceksin!" gibi şeyler denmiyordu. Yıldızların önerdiği değişikliklerin hiçbiri yaşamı altüst elmeye yönelik değildi: İnsanların yazgıları "çalışma isteğinin", "sinirliliğin" ya da "rahatlılığın", "titizliğin" ya da "gevşekliğin" varhğmın saptanması, meslek hayatında küçük yer değiştirmelerin, belirsiz yükselmelerin" gerçeklcşeceğinin uçıklanması, iş arkadaşları ile ya da sevdiklerimizle aramızda soğuk ya da sı O günü izleyen hafta içindc Aykut'un nasıl değiştiğini fark etmeyen kalmadı. Birkaç dostu. "Yahu bu çağda fala inanılır mı? Sen budalainısın?" dedilerse de falın etkisinden kurtulmak şöyle dıırsun Aykul'un durumu giderek ağırlaştı: Geceleri hep kâbus görüyor, sabahları yorgun uyanıyor, lıraş olacak kadar gücü bile kalmıyordu. Yemek yerine mide asidini bastıran haplarla beslcniyordu. Bacanağı kendini suçluyor, "Keşkc ona Anahit'i önermescydim!" diye hayıflanıyordu. Baldızı da aynı fikirdey"İnlihar edcrsc suç senindir! Şunu bir psikiyatra götürsene!" Bacanağı Aykut'a defalarca "Alınyazılarının sürckli olmadığını, yıldızların vc ayın etkileriyle ve bilmcdiğimiz bazı ctkilerle değiştiğini bilmeyccck kadar cahil misin?" dedi durdu. "Yani?" "Yani yeniden bir fal baktırsana. Bu sefer başka bir falcıya git. Belki de çckmiş olduğun sıkınlılar alınyazını elkilcmiş, mahkunıiyetin ilahi katlarda affa uğramıştır!" Anahit'ten bu yana falcılardan çok ürken Aykut'a ycni bir falcıya gitme ilkrini kabul ettirmek pek güç oldu. Aslında Aykut yeni bir falcıya gitmedi. Baldi7i ona yeni bir falcı get'ırdi. "Bak" dedilcr Semra'nım bile bu kadına danışirmış. Dedikleri öyle güzel çıkarmış ki Semra'nım onu büyük kongrc delegesi seçtirmiş. Yakında MKYK üyesi olmasına kesin gözüyle bakıyorlar. Yeni falcı güç kabul edilen konsültasyonda sadece olumlu ve güzel sözler söyledi: Aykut'un çektiği sıkıntılar sona erecek, kader onu artık düze çıkaracaktı. Kendini loparlaması, bu fırtınadan sonra güzel günlerin gelcccğini bilmesi gerekliydi. Aykut'un içi ferahladı, günlcrdir gülmeyen yüzü güldü. Falcı Hanım'ı yolcu edcrken bacanağın ve baldızın da yüzleri gülüyordu; formül sökmüşlü: Falcıyı getirmeden yaptıkları tılsım yaramıştı! İki tahta kaşık almış, bunlardan birine Aykut'un, diğerine falcının adını yazarak kaşıkları yüz yüze bağlamış geccyarısı Karacahmet Mezarlığı'nda gömmiişlerdi. Böylece falcının Aykut'u peşinen sevmesi, iyi şeyler söylemcsi sağlanmıştı. < 15 İ C U M H U R İ Y E T D E R G İ 9 Ş U B A T 1 9 9 2S A Y I 3 0 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear