Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C EP ECEV R E 0 K T A Y E K N C I Kaz Dağlan'nın "gözden ırak" köyleri KIYILARDAN KACARAK KURTULAN KULTUR Yöre erkeklerinin "turizm çatlamasını" yaşadıkları Altınoluk Küçükkuyu kıyılanndan tepelere doğru tırmandığınızda, asıl uygarlığın Kaz Dağları'na sığındığını görürsünüz. ok dcğıl, kırk elli yıl öncesine dek, Ege kıyılanndaki araziler şimdiki gibi "servet" değillerdi. n Yine o yıllarda, bu arazilerin akılalmaz ölçülerde değer kazanabileceği, kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi. Hele ki bu kıyılar, verimli zeytinliklerle kaplı Kaz Dağlan'nın denizc kavuştuğu yerlerdeki sazlık, bataklık ve kum, çakıl kaplı arazilerdense, işte o zaman "atsan atılmaz, satsan satılmaz" türünden, baş bclası "mülkler" olarak kalırlardı. Derken, bu "bereketsiz" topraklar, öncc sahiplerinin üzerlerine tapulanıp, ardından çocuklanna miras kalmaya başlayınca, önemlı bır sorunun çözünıü için "işe yaramaya" başladılar. Medeni Kanun ve yasalar, mirasçılar arasında kadmlara da cşit haklar tanıyınca, dağlann yamaçlanndaki zeytinlikler oğlan çocuklann, denize doğru çoraklaşan topraklar ise kız çocuklann üzerlerine tapulandılar. Böylece, bir yandan mirasın kızlarla birlikte paylaşılabilmesi sorunu, oğlanlann "ayncalığı" gözetilerck çözümlenirken, öbür yandan ailenin zcnginlik kaynaklannın da "eloğluna" gitmesinin önü alınmış oluyordu... Gel zaman, git zaman, bu "ataerkil" kurnazlık, Ege'nin kıyı yerleşmelerindcki toprak zenginleri arasında kadınlan önc çıkardı. Tanmın yerini turizm alıp, zeytinyağı yerine güneşyağı para etmeye başlayınca, kıyılardaki araziler tatil köylerinin ve yazlık evlerin saldırısma uğradılar. Vaktiyle, boynu bükük bir şckildc çorak topraklara razı olan genç kızlar, birden bire en varhklı kadınlar arasına girdiler. Edremit yöresin6 manla terkedildi. 1954'lerde kıyı boyunca açılan E24 Karayolu, bir yandan yarrıaç köyleri arasındaki geleneksel komşuluk bağlannı kopartırken, öbür yandan denize yakın bölgelerin yapılaşmaya açılmasını başlattı. Böylece, özellikle EdremitAssos arasında, yeni ve "modern" kıyı mahalleleri hızla gelişen, ancak hiçbir mimari kimliği olmayan, buna karşın asıl özgür yerleşmeleri ise denizden gerilerde yer alan ve her yönüyle /engin bir tarihsel kültürü yansıtan, "çifte kirnlikli" kasabalar ortaya çıktı. Bunlar arasında en çarpıcı gelişme Altınolıık'ta gerçekleşti... Sırtını dayadığı Kaz Dağlan, Altınoluk'u kuzey rüzgârlanndan koruyor. Dağlann zirvelerindeki genç çam ormanları, denize doğru yaklaştıkça sık zeytinlik alanlara dönüşüyor. Bu özgün topografya ve yoğun yeşil doku. Alp'lerden sonra Dünya'nın en bol oksijenli havasını bu yöreye kazandınyor. Oranı, yüzde 21,9... Belki bu ncdenle, belki de karşılaştığımız mimari kültürün şaşırtıcı etkisinden olsa uerek, Altınoluk'un "sonradan görme" Iskele Mahallesini geride bırakıp, "asıl" Altıçoluk olan Çam Mahal c "Asıl Altınoluk yukardal..." Altmotufc Çam MahaltMİ, «akl k«nt kttttürUnUn do^ayU uyumlu mhnarly* yansımamı (itott*). Oktoy •MmoTnln AHmohA/ Çam MahaH* «telml (ftda). deki deyimiyle, deniz kıyılan "hanımağalann" imparatorluğuna dönüştü. Erkekler ise, bu imparatorluğun bol kazançlı inşaat ve cnılak işlerinde, "kanlannın vekilleri" olarak hizmet vermeye başladılar... Kaz Dağlan'nın özellikle Edremit Körfezi'nc bakan kıyılannda yaşanan bu "turistik çatlama", salt kadın erkek eşitsizliğini "mülkiyet alanında" tcrs yüz etmckle kalmadı. Yöredeki zengin mimari gelenekler ve yerleşme kültü ründe de akıl almaz bir alt üst oluşu yarattı. 1950'ü yıllara dek, denizden birkaç km. geride ve körfeze egemen yamaclarda, özgün mimari dokulanyla yaşamlannı sürdüren tarihsel köy yerleşmeleri, "kıyılara hücunı" ba^ladıktan sonra hızla gözden düştüler. Herbiri, başlıbaşına birer uygarlık müzesi gibi olan köyleri birbirlerine bağlayan, aynca her köyün deniz kenanndaki "iskelesine" de ulaşmasını sağlayan tarihi yol bile za lesi'nin merdivenli dik sokaklanna tırmanırken, doğrusu hiç yorgunluk çekmiyoruz. Kimisi görkemli ve birer kartal yuvası gibi kayalann üzerine oturmuş, kimisi de daha alcakgönüllü ama mutlaka ovaya ve körfeze doğru engin bir deniz manzarasına karşı kurulmuş, her biri yüksek ve "gururlu" bir kültürün "gözden ırak" örnekleri olan eski evlerin arasında, tarihi vc uygarlığı ya^ıyoruz... Altınoluk'un eski adı "Papazlık". ünD E R O İ 4 E K İ M 1 9 9 2S A Y I S 4 1 C U M H U R İ Y E T