27 Kasım 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

PAZARIN PENCERESİNDEN Türk Sineması'nın çıkış yolları geri dönüşlü şekilde yardım sağlar. EFDO ise AT ve EFDA üyesi filmlcrinin diğer üye ülkelerde dağıtımını destekleyen bir kurııluştur. Bu gibi kuruluşlardan uzak kalmak bizim açımızdan olumsuz sonuçlara yol açmıştır: Mesela Fransa'da 1982 yılında Türk filmi görmek için bilet alan insanların sayısı 1.200.000 iken 1989'da bu sayı 480'c düşmüştür. Yurt içinde yapıiması gerekenler var mıdır'i •• Evet... Türk sinema sektörünün örgütlenmcsi, SESAM vc sinema ile ilgili vakıtların güçlendirilerek F1APF (Fedcration Internationale des Associations dc Produsteurs de films) ve C1CCE (Comite des Industries Cinematographiques et Audiovisuelles des Communautees Europeen et de l'Furope Extracommunautaire) gibi uluslararası mesleki kuruluşlara üye olmaları sağlanmalıdır. Sonra, dcvlet yaratıcılığa karışmadan ve sansür oluşturmadan sinema sanatını deslcklemenin önemini ve gereğini kavramalıdır: Bir "Sinema Merkezi" kurulmalıdır. Bu Dlusal Sinema Merkezi, "Sinemayı Destekleme Fonu"nu yönetmelidir. Sinema fonunun kaynakları şunlar olabilir: Kültür Bakanhğı'nın yardımı; sinema biletlcrinden fona aktarılacak bir yüzdc (mesela bir yasa ile belediyelere kesilen rıısümlar bu fona aktarılabilir); televizyonlarda gösterilen sinema filmlerinin öncesinde, ortasında ve ardında gösterilen reklamlardan kesilecek bir vergi; Türkiye'de kullanılan her video kasetinden alınacak bir vergi... Bu fon şu şekilde kullanılmalı: Özcrk bir komisyonun seçtiği projelerin yapıtn masrafiarının bir bölümü için faizsiz geri dönüşlü avans sağlanmalıdır. Yine seçilmiş konu ve öykülerin senaryolaştırılmaları için yazara ve yapımcıya faizsiz geri dönüşümlü avans verilmeli, plato, laboratuvar gibi altyapı unsurları çağdaş düzeyde oluşturulmalıdır... Türkiye'de bu alanda zayıfda olsa bir yapılanma var. Devletlen önemli yardımlar görmediği halde Türk Sineması ölmemiş, bugiine kadar gelmiştir... Bu niteliğiyle dünyada a/ görülen bir örneği oluşturmaktadır. Hikâye ve bakış zenginlikleri sergileyebilmekte, mütevazı bütçclere rağmen bazen daha geniş imkânlarla çalışan yabancı üreticilerin ürünleriyle boy ölçüşebilecek eserler verebilmektedir. Ancak bu küçük bahçecikler. geniş meralara dönüştürülmelidir. Sinemanın kültürel, sanatsal yöniV yanında politik öneminin de varoldıığunu görüyorsunuz... Sinema sanatı alanında atılacak her akıllı adım, sadece kültürümüzü gelişlinnekle kalmayacak Avrupa ile ilişkilerimizi çok olumlu bir şekilde pekiştirecektir. 4 15 Sinema bizi Avrupa'ya tasır S trasbourg'da üç yıldır Türk Sinema Haftası düzcnleniyor. Bu sene Türk filmlcrinin Strasbourg'dan başka üç ayrı şehirde daha gösterildiğini, 1992'de filmlerimizin Slrasbourg'daki haftadan sonra Fransa'nın on büyük şehrinde gösterilmesi için gerekli düzenlemelerin yapıldığınıöğrendik. Contre Plongec Dergisi bu haftaları yaklaşık 600 milyon Türk lirası karşılığı ödenek bularak düzenlemiş, bu düzenlemeler Liberation Gazetcsi gibi ciddi yayın organlarında Türk sincması konusunda uzun yazıların yayımlanmasına yol açmış, hatta Strasbourg ile İslanbul'un kardeş kcnt olmaları için gerekli itici gücü oluşturmuşlardı. Strasbourg Üniversitesi'nde sinema dersleri vermektc olan ve Contre Plongee Dergisi'nin Türkiye lemsilcisi olan Faruk Günaltay'ın yeni küllür bakanımızla görüşmeye geldiğini duyunca kendisiylc görüşmek istedik; İstanbul'da gcrçekleşen görüşmemizde bize Strasbourg'da düzenlenen haftalar ve genellikle Türk sineması için yapılması gerekenler konusunda düşüncelerini açıkladı. Önce hünyesinde Türkiye'yi temsil ettiğiniz Eıırimage'ı anlatır mısınız? •• Eurimage, 1988 yılında Avrupa Konseyi nezdinde kurulmuş olan bir fondur: Başlıca üç alanda faaliyel gösterir. Birincisi, "fîction" yani kurgu filmleri yapımına yardımdır. Bu yardımı almanın en önemli koşulu yapılan üç dcğişik üye ülkenin ürelicilerinin katılmış olnıalarıdır. İkinci çalışma alanı kısa metrajlı filmler, üçüncüsü ise filmlcrin üye ülkelerde dağıtılması için destek sağlannıasıdır. Avrupalı üretieileri beraber çalışmaya ahştınnak, bu sanat ve sanayi dalında ABD'nin egcmenliğine karşı Avrupa yaratıcı sinema kişiliğini geliştirerek dircnmek gibi amaçlar bahiskonusudur. Eurimage 'ın kaç üyesi vardır? t m Yirmi kadar: AT üyeleri yanında Finlandiya, Isveç, İsviçre, Macaristan ve Türkiye... 1992'de Eurimage'ın yöneteceği fon yÜ7 milyon Fransız Frankını aşacaklır. Bu fona en çok katkıda bulunan ülkeler şunlardır: Fransa 30 milyon i'rank, İtalya 20. Almanya 14.5, İspanya 7.5. Bundan sonra Belçika, İsviçre ve Türkiye 5'er milyon frank vererek dördüneü sırayı almaktadırlar... D E R G I 5 O C A K "Sinema sanatı alanında atılacak Ker adım, sadece kiiltiirütnüzü geliştlrmekle kalmayacak, Avrupa ile ilişkilerimiıi de çok olumlu bir şekilde etkileyecektir." Türkiye'nin Eurimage ile ilişkileri nasılgelifti? m " Türkiye 1990 sonunda üye olduğunda 1 milyon frank ödedi. Buna karşılık 1990 yılında üç Türk projesi için toplam 5 milyon frank yardım aldık. Tabii desteklenen projeler ortak yapımlardı, ama her açıdan Türk ağırlıklıydılar... Bunlar Canan Gerede'nin "Roberfin Filmi", Ali Özgentürk]ün "Çıplak" ve Yavuz Özkan'ın "Ateş Üstünde Yürümek" başlıklı projeleriydi. İkinei yıl Türkiye'nin katkısı üç milyon franka yükseldi; buna karşılık ikinei yıl üç yeni Türk ağırlıklı projeye 6 milyon franklık destek sağlandı. Erden Kıral'ın "Mavi Sürgün"ü, ZülfîiLivancli'nin "Cemilc"si ve Işıl Özgentürk'ün "Seni Seviyorum Rosa"sı desleklendi.. Kültür Bakanlığımıza gclecck yıl Türkiye'nin bu alandaki ağuiığının artması, daha önemli desıeklerin sağlanabilmesi, daha iddialı ve güçlü bütçeli Türk projeleriyle dağılımcıların da ilgisinin çekilebilmesi için bu fona katkımızın 6 milyon franka çıkanlmasını önereeeğim. Fransa'da halen göslerilmekte olan veTürk Ermeni ilişkilerine tarihi yanlışlar ve saptırmalaıia eğilen "Mayrig" filminin maliyeti 140 milyon franktır.. Türkiye'de bir filmin maliyeti ise yaklaşık olarak 1 milyon franktır. Sanat pa rayla yapılmaz, ama bu orantı bozukluğu ile de dcngesizlik giderilmez. Çıkışyolu sadece Eurimage midir? •• Tabii ki hayır! Türkiye'de sinema faaliyetlerinin de yeniden yapılanması gerekir: Önee dış pazaıiara açılmak şarttır. Bunun için herşeyden öncc AT bünyesinde yer alan üç kuruluşla bağlantı kurulmalı, bunlara üye olunmalı. Media Plan bu kuruluşlann en önemlisidir. Hedefi sinema ve görsel işitsel faaliyetlcrin desteklcnmesi olun Media Planı'm bünyesinde 14 kurıım yer alır. En önemlileri, EAVK (Les Entrepreneurs de l'Audio visuel Europen) yani Avrupa Görsel İşitsel Girişimcileri, ESF (European Script Fund) yani Avrupa Senaryo Fonu ve EFDO (European Film Distribution Office) yani Avrupa Film Dağıtım Ofısi'dir. EAVE, yaratıcı prodüklörlerin gclişmelerini sağlamak için sinema sanatmın elemanlarıyla iinans kaynaklarını yönetcnleri biraraya gctiren toplantılar düzenler. Bu toplantılarda seçilen üç dört projcnin senaristleri, yapımcıları bankacılar vb ile çalışarak projelerin başarısı için çeşitli açılardan neler yapıbilabileceğini saptarlar. Bu önemli oluşuma Türkiye'nin üye olvnası için yılda 700 milyon lira ödenmesi gerekir. Bu ödeme de kısnıen bu scmincrlerin yurdumıızda dibenlenmesi yoluyla gerçekleştirilebilir. ESF, senaryo çalışmalarına C U M H U R İ Y E T 1 9 9 2 S A Y I 3 0 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear