Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
BASKENT M Ü Ş E R R E F GÜNLERİ H E K İ M O G L U luğu ne zaman dolar, diye düşündüm özlemle. Stockholm'de bir gemi evde değerli sanatçımız tlhan Koman ile konuştuklarımız çınladı kulağımda. Geçen gün Nev galerinin kurucularından mimar Ali Artun ile konuşuyorduk. Güzel bir haber verdi bana. Belki anımsarsınız tlhan Koman'ın heykelleri Galeri Nev'de sergilendi geçen yıllarda. O yapıtlardan biri Seymenler Parkı'nda yer alıyor yakında. Dökümü tamamlanmak üzere. Başkentlilere müjdcliyorum. Anakent yerel yöneticileri sanat ve kültür olaylarını da yoğunlaştırıyor giderek. Seymenler Parkı'nda bir tlhan Koman başkentimize güzcl bir armağan bence. Seymenler Parkı'nda yürürken tlhan Koman'ın elleriyle okşanacak gözlerimiz. Anadolumuzda heykel okulları, heykel kentleri kurulmuş yıllarca önce. Görkemli bir Afrodisias'ımız var, ama alanlarımızda, parklarımızda, bahçelerimizde heykel yok. Oysa değerli sanatçılarımız var bu dalda. Onlar boşluğu doldurabilir, elbet kentlerimize sevgiyle bakmayı, güzelleşmelerine özen göstermeyi öğrenirsek. Kimi yerel yöneticileri budoğrultudahissetmek umut veriyorbana. Bu hafta güzel haberler bitmiyor. Bir süre önce Atatürk kuşağından bir arkeoloğumuzdansözettimDERGİ'mizde. Prof. Nimetözgüç'ten. Budalın sönmeyen yıldızlarından biri. öğrencileri, "Mühiir Tanrıçası" diyor ona. Mühürlerle uğraşıyor yıllardır. Geçen yıl emekliye ayrıldı, ama bilimde emeklilik olur mu? Araştırmaları, yayınları sürüyor. Geçende Londra'ya gitti Özgüç çifti. Bir dizi konferans verdiler. Arkeoloji dalında çalışanlar da 'Nimet Hoca' için bir onur kitabı yayımlıyor yakında. Kimi öğrencisi, kimi ka/.ısında çalışmış, kimi Almanya'da, kimi tngiltere'de, kimi ABD'de, birçok arkeolog bir yazıyla katılıyor kitaba. Kazılardan bir demet sunuyorlar Nimet Hoca'ya. Bilimin ışığında yeşeren bir demet. özgüç çiftinin oğlu Bülent özgüç'ün çocukluğu kazılarda eeçiyor, ama arkeolog olmuyor. ODTÖ Mimarlık Bölümü'nü bitiriyor, ABD'ye gidiyor, bilgisayar ve enformatik mühendisliği dalında uzmanlaşıyor. Şimdi aynı dalda ders veriyor Bilkent'te. Bugünlerde onun da bir kitabı yayımlanıyor Hollanda'da. Geçen hafta Antalya'da uluslararası sempozyumda sunulan bildirilerin editörlüğünü yapıyor, iki cilt içinde yayımhyorlar Prof. Mehmet Baray ile birlikte. O da aynı dalda çalışan bir bilim adamımız. Sempozyum büyük ilgi gördü dünyanın değişik ülkelerinden. Tki yüz kadar bilim adamı katıldı. Aralarında Türkler de var. özgüç ailesinde iki kitabın sevinci bir arada kutlanıyor sözün kısası. Bilim dalında bir anaya, bilim dalında bir oğuldan güzel bir armağan sunuluyor. Geçmişin bilimi ile geleceğin bilimi buluşuyorbukitaplarda. •< Finlandiya yolculukları aşkent galerileri kasımpatı bahçesi gibi. 1 kasımda sekiz sergi birden açıldı. Sanatseverlernereyc gideceklerini şaşırdılar. Ben Enda'da Zeki Faik Izer'in portrelerini ve dcscnlerini seyrcttim önce. Resim ve Heykel Müzesi'nde, Vupertal Von Der Heydt Müzesi'nin koleksiyonunda bir kadın başı var. Birkaç çizgi ile güzel bir kadın oluşturuyor Matisse usta. Birkaç çizgi, ama tüm güzellikleri yansıtıyor. Sanatçının altyapısını, birikimini güzcl kanıtlıyor. Zeki Faik İzer'in çizgilerinde de benzer sadelik ve ustalık var. Beni en çok bir kadın duvarı etkiledi. Sanatçının sevdiği kadınlar gülümsüyor o duvarda. Paris'teki yıllarını anımsatan kadınlar. İri gözleri ile bir Fransız sevgili, sanırım ilk eşi, sonra arkeolog eşi Sevim İzer. Birdeçiçeklerveağaçlarvar. Renk yok, ama ycşilliği de var, ışığı da. Seyrederken baharı yaşıyor insan. Bu güzel sergiden Zeki Faik izer'in geçmiş yıllardaki sergilerine yöneldim hayalimde. Bilge ve Ertan Mesçi'nin Artizan Galerisi canlandı gözümde. Birçok ressamı ilk kezo küçük Artizan'da seyretti başkentliler. Zeki Faik İzer'i de. Dansa çağrı gibi bir sergiyi unutamam. Danseden çizgilerle güzel baleler seyrettik o sergide. Enda Galerisi Çankaya'da, benim üst katımda, ısıtma sistemimiz doğalgaza dönüşüyor, brulör bekleniyor, sisteınin işlemesi gecikiyor. Doğalgaza dönüşürken heykcle dönüşeceğiz neredeyse! Güzel bir sanat olayı ısıtıyor içimizi. Sergiden sonra CSO'ya Finlandiyalı şef An Rasilainen'in yönettiği konsere gittim. Bcethoven'ın keman konçertosunu dinledim. Keman konserlerini Suna Kan'ıözleyerekdinlerimherzaman.Polonyalı Kulka iyi bir kemancı, konçertoyu da iyi çaldı, ama bis parçasında kimi sanatçıların kaprisini yinelemekten geri kalmadı. Yayının cambazlığına diyecek yok, ama güzel bir konçertoya ters düşen bir seçim. Konscrin düzeyi değişti birden. Suna Kan'da hiç yaşamadığımız bir yöntem bu. Sibelyus'un senfonisini bir Fin şefle ilk kez dinledim CSO'dan. Finlandiya gezilerinden çağnşımlarla. Helsinki'de kocaman bir parkta kocaman bir heykel canlandı gözümde. Finlandiya'nın tarihini de, coğrafyasını da simgeleyen bir yapıt. Yaratıcısı bir kadın. Sibelyus'un müziği gibi umutlu veaydınlık. Kaçyıllık bir uğraştan, en uzun günlerden, beyaz gecelerden sonra ortaya çıkıyor. Uzun tartışmalara neden oluyor. Ama sonunda Finlandiya'nın kalbine yerleşiyor. Finlandiya scvdiğim bir ülke. Belki de sev B na verilen akşam yemeğinde de başkanın başyaveri bir generalden cn uzun günlerin öyküsünü dinledim. Şiir dinler gibi. Güneşi özleyenler şairleşiyorgaliba. Uzunkışaylarında, incecikten, aşağıdan, beyazdan, dumanı tüten bir tohuma benziyor o özlem. Tohum patlıyor sonra! Karanlık beyaza, uzun geceler en uzun günlere dönüşüyor. tkinci yolculuğum soğuk kış günlerine rastladı Finlandiya'da. Doğrusu kışını da sevdim, deniz bile donuyor, ama düşmekten hiç korkmadım yollarda. Ormanda kardan heykellerden oluşan bir sergi seyrettim.Sibelyusanısını seyredoyamadım günlerce. Fin operaları izledim, Sibelyus konserleri dinledim, çağdaş bestecilerin konserlerini. Kuzey doğuda bir üniversite kenti olan Oulu'da, çok çağdaş bir konser salonunda kimi MUferref Hekimoğlu II* FlnTürk Dostluk Dern*§l Baş konserleri Gürer Aykal'ın yönetmesinden mutluluk duykanı Jounl Sulotola, Oulu'dakl konsar aalonunda. dum. Fin müzikseverler Türk diklerim nedeniyle. Helsinki elçilerimiz yöneticiyi çok seviyor, yıllık konserleriarasında çok sevdiğim dostlar var. Önce ni ilgiyle izliyor hâlâ. O yolculukta PirOsman Olcay, Yeni Delhi'den Helsinko Slotte eşlik etti bana. Ülkemizde kalki'ye atandı, birkaç yıl sonra da Dışişle dığı süreceçoksevilen FinSefiresi. Diliri Bakanı olarak Fin Cumhurbaşkanı mizi iyi konuşan, edebiyatımızı iyi biKekkonen'i ağırladı ülkemizde. Sonra len, evinde Türk ressamlannı sergileyen Büyükelçi Hamit Batu atandı Helsin güzel bir Fin kadını. Şimdi Finlandiki'ye. Yaz aylarında Edremit Kör ya'nın Avustralya'daki sefıresi. Büyüfe'zinde buluşunca Finlandiya'nın mavi kelçi Slotte ve eşi Ankara'da görev yayeşil güzelliğini de anımsarız kimi gün parken Gaziosmanpaşa'daki elçi evinin ler. Sonra da Yalçın Kurtbay ve Cande kapısı açık, salonları doluydu her zamir Önhon elçi oldular Helsinki'ye. Bir man. Baltık kıyısında küçük bir ülkenin de Cumhurbaşkanı Korutürk ve eşinin temsilcileri diplomathk mesleğinde güFinlandiya'ya gidişini anımsıyorum. zel bir gerçeği de kamtladı bence. KüÇok zarif bir başkan eşi olan Emel Koru çük bir ülkenin temsilcileri çok güzel itürk güzel bir tablo armağan etti Başlişkiler, dostça köprüler kurarken, bükan Kekkonen'e. Çankaya Köşkü'nde yük ülkelerin temsilcileri de köprüleri başka bir rüzgâr esiyor o yıllarda. Ya yıkıyor, ilişkileri yozlaştmyor kimi zabancı devlet başkanlarının kaldığı koman. Ulusal bayramlarda da boş kalınuk köşkünde de Türk halıları, Türk yor salonlar. ö t e yandan büyüklük sözgümüşleri, çağdaş Türk ressamlarının le olmuyor! tabloları, Yıldız porselenleri, çeşmibülPirko Slotte ile yakın dostluğumuz büllerle Türk sanatçıların yaratıcı gücü var, benim nelerden hoşlandığımı bilinü simgeleyen ürünler var. Ayrıntı diye yor. On beş günlük gezi programında düşünülebilir, ama Çankaya'da zarif da sanat olayları ağır basıyor. Arabia birevsahibesineyaraşırayrıntılar. porselenleri, konserler, Alvar Alto'nun Finlandiya'ya ilk gidişim Başkan atölyesi, ünlü sanatçılar, FinlandiKekkonen'in Türkiye'ye gelişi nedeniyya'daki Türk azınlığı ile çok renkli bir le. Gazetemİ7İn dış politika yazarı Er program. Sanatçılar arasında ünlü yongun Balcı, Milliyet'ten Ali Oraloğlu ile tucular var. Çogu kadın, yoğun çalışbirliktc. O gidiş beyaz gecelere rastlıyor. malar içinde beni çok etkilediler. OnlarBoğaz'da Trabya'da Kekkonen onurula konuşurken ülkemizdeki heykel boş2 9 6 U M H U R İ Y E T D E R G İ 1 0 K A S I M 1 9 9 1 S A Y I