Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B Ç AŞKENT GÜNLERİ Müşerref Hekimoğlu Çankaya'nın yoğun trafiğinde ankaya Köşkü tarihinin en yoğun trafiğini yaşadı son günlerde. Telefon trafiği, yabancı bakanlar, resmi kabullerle haylı hızlı günler. Yeni yıl nedeniyle düzenlenen geleneksel toplantılarda renkli bir mozayik oluştu. Bu mozayikte muhalefetin boşluğu da gelenek oldu artık. Kalabalıkta Murat Karayalçın'ı gördüm yalnız. Başkentin SHP'li başkanı diyalogdan yana kişiliğiyle göze çarpıyor. Ncşeli, umutlu konuşmasıyla çevresine de iyimscrlik veriyor. Onu dinlerken geleceği umutla bakıyor, daha guzel bir başkentte yaşayacağına inanıyor insan. Savaş rüzgârları Paris rüzgârlarını etkilemiyor. Belki de türban ve başörtüsüne tepki, şıkjık ağır basıyor Çankaya tepelerinde. Scmra Özal'ın değişik sac biçimine değişik yorumlar var, ama o dilediği türdc yaşayan bir kadın, her konuda göze çarpan bir rahatlığı var. Çankaya Köşkü'nde de çok rahat bir evsahibesi. Konuklarına ilgi gosteriyor, dostlarını kucaklıyor, kahkahalar atıyor. Bu yıl işadamları çoğunlukta. Her kuşaktan, her daldan işadamlan var. lş dünyasının başarılı kadınlarından Güler Sabancı bastouuna dayanarak yürüyor, Muslafa Özcan Cumhurbaşkanı'nı ters eliyle selamlıyor, sağ kolu kırık çünkü. Sayın Ozal da çok duygulanıyor elbet, köşke gelmeyenlere karşılık bastonla, sargılarla gelenler de var. Güler Sabancı dansı çok seven, güzel danseden bir kişi, ayağını da dans ederken kırıyor. Mustafa Özcan da otuz yıldır kayak yapıyor, ama Kartaltepe'de ayağı kayınca kolunu kırıyor. Kimi kazalar çok ilginç değil mi? Güler Sabancı ve Mustafa özcan bir de ânı resmi çektirdiler Çankaya Köşkü'nde. Gelecekte seyrederken neler anımsayacaklar kimbilir! İşadamlan hayli efkârlı, bankacılar da. Merkez Bankası Başkanı Rüşdii Saraçoğltı smokin cebinde kırmızı mendili ile göze çarpıyor. Kimi erkeklcr smokini güzel taşıyorlar, biri de Coşkun Ulusoy. Eşi hasta, uzun süredir yalnız görünüyor başkent partilerinde. Kimi erkekler de iğreti giymiş gibi smokini! örneğin kaytan bıyıklılar. Üniformalılar arasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş göze çarpıyor. Biraz soğuk, belki de askerce bir duruşu var, mesafeli duruyor, ama konuşurken sesi ısınıyor, gözleri parlıyor giderek. Kadınlarda da bir çelişki var. Kimi uzun etekle yürümeyi beceremiyor, ayakları dolaşıyor. Kimi de açık bir elbiseyi çok rahat taşıyor. Çıplaklığı değil, şıklığı göze çarpıyor. örneğin Serra Dural ve Selma Bezmen. Berna Yılmaz yeşiller içinde zümrüt gibi parlıyor, Sevil Erdem siyahlar içinde dengeli kişiliğini vurguluyor, Sevin Özen pırıl pırıl elbisesiyle binbir gece masallarına benziyor, ama her zamanki gibi Zorlu masalını anımsatıyor. Zorlu'nun dışişleri bakanlığından çajrışımlar yapıyor. Şimdi çok gerilerde kalan bir dönemden. Başkentli kadınların şıkIığında her zamanki gibi sümbül kokusu var. Kadın diplomatlar, diplomat eşleri, bilim ve sanat dalından kimi kadınlar, kişisel çizgilerine onun elleriyle kavuşuyorlar. Modaya ödün vermeyen bir bakışı var. Moda ne olursa olsun çizgisini yitirmeyen kadınlar da var. On t lardan biri de Fatoş Özcan, her zaman sade çizgileriyle göze çarpıyor. Akbank Genel Müdürü Hamit Belli ve eşi, Halil Bezmen ve eşi ilk gecenin konukları arasındaydılar. Köşkten sonra bir grup BİZ'de uzattı geceyi. Şöminenin alevlerine karşı sıcak söyleşiler yaptılar. Savunma eski Bakanı Safa Giray da oradaydı. ANAP'lı politikacıya herkes çok sıcak bakıyor. Halil Bezmen ve eşiyle geçmişe uzanarak üç kuşak Bezmenler'i anımsadım ben de. Nazım Bezmen'i konuştuk, beni çok etkileyen bir işadamı, aslında Hollyvvood'a gidip sinema dünyasında çalışmak istiyor gençliğinde, ama gemiden indiriyorlar. Tekstil dalında çalışmak istiyor, sonra Arjantin'e gidiyor, yeteneklerini kanıtlayan bir işadamı oluyor, Türkiye'ye dönüyor; sendikacıhğa çok sıcak bakan bir işveren. Bir pazar günü Kuzguncuk tepesinde bir buluşmamız var. CHP'nin çalışma bakanlarından, eski sendikacılardan Bahir Ersoy ve Sabri "nglı ve Kemal Sülker de var; baba Bezmen sosyal demokrat kişiliğini vurgulayarak konuşuyor. Iki kızı dinliyor. tki kızdan biri Fatma Bezmen, Fuat Bezmen'in eşi, öteki Zübeyde Aktay, Çocuk Dostları Dernegi'nin kurucularından biri.. Teşvikiye'de Belveder apartmanında otururlardı kış aylarında, yazın da Caddebostan'da tahta mimarlığının güzel örneği olan eski bir köşkte. Belveder apartmanının başka bir katında da, Tiirkiye'nin Sagan'ı diye anılan Suzan Sözen otururdu. Adnan Menderes lstanbul'a geldiği zaman kırmızı plakalı arabası apartmanın önünde durur, trafiği de aksatırdı biraz. Anılar kanat çırpıyor belleğimizde, Nazım Bezmen ve Zübeyde Aktay'la neler canlanıyor hayalimizde! Kimi dostların başka bir soluğu var. Uzun süre hiç görüşmuyorsunuz, sonra bıraktığınız yerden başlıyorsunuz, soluğunuz kesilmiyor hiç, geçmişten geleceğe uzanıyor dostluğunuz, eski kuşaktan yeni kuşaklara. O gece Leyla ve Hamit Belli, Selma ve Halil Bezmen ile konuşurken biz de kaç kuşak bir araya geldik. Başkent gecelerinde Kule'nin de bir ağırlığı var. Işıklar orda yanıyor, orda sönüyor nerdeyse! Tutti's'in camlarında kaç kuşak birden dalgalanıyor, kimi zaman akşamdan sabaha kadar... ANAP'ın liberal kanadı da hoşlanıyor buradan. Mesul Yılmaz, Femıh İller, Hilmi özen, Caviı Kavak, Safa Giray ve eşleri de Tutti's'teydiler geçen akşam. Pavarotti'nin aryalarını dinleyerek ANAP'ın şarkısını mırıldanıyorlar. Ama sesleri iyi duyulmuyor! Başka bir masada Sümerbank ve Eximbank genel müdürleri. T&nımasanız üniversite öğrencisi sanırsınız, yün kazaklan içinde öğrencilere benziyorlar gerçekten. Vakıfbank'tan Adam Arda, eşi Ülker Arda ve ABD'den yeni dönen diş doktoru Yıldınm Beyazıt ile söyleşiyor. Yıldınm Beyazıt özlem dindiriyor, uzun bir aynlıktan sonra başkente, hastalarına dönmekten mutlu görünüyor. Adam Arda'nın antropolog kökenli bir bankacı olduğunu duydunuz mu? Çok okuyan, konuşurken güzel düşünceler üreten bir kişi. Bankası da hayli güzel şeyler üretiyor doğrusu. Ayasofya'daki Saygun Konseri de onların desteğiyle gerçekleşti. Müzikseverler bu konseri başka konserleı in izlemesini dinliyorlar. Ayasofya'nın tarihiyle müzik dünyasında uluslararası bir ilgi merkezi olacağını söylüyorlar. Kimi zaman karar veremiyorum, İstanbullu muyum, Ankaralı mı diye. iki kenti bir arada yaşıyorum belki dc.lki kentte de güzel anılarım var, ilkbahardan sonbahara uzanıyor, acıtatlı olaylarla boyutlanıyor, güzellikler yaşatıyor bana. Ama başkentin başka bir rahatlığı var. Bir güne, bir geceye çok şey sığabili EIIİIİ yıllardan bir anı: Nazmi Bezmen, Kemal Sülker, Müşerref Hekimoğlu ve Fatma Bezmen, istanbul'un Kuzguncuk semtınde Santral Mensucat'ın sosyal tesislerinde bir sohbet anında .. yor. Birkaç sergiyi bir arada görebiliyorum. TUran Erol'un sergisini kapanırken yakalıyor, DİMED'in Halk Bankası galerisinde açtığı sergide ressam diplomatları seyrederken, diplomat dostlarımı da selamlıyorum. Hepsi yorgun görünüyor son günlerde, geceleri gündüzlere katıyorlar bakanlık odalarında.. lstanbul'da teletonla bile ulaşamadım kimi dostlarıma. Başkent öyle değil, bir seslenişle bir acaya geliyoruz. Bir sergide, bir oyunda, bir konserde, bir sofrada sarmaş dolaş oluyoruz birden. Belki de sonbaharın etkisi, bahara dönüşü başkentte daha kolay yaşıyorum ben. Sergilerde, konserlerde, tiyatrolarda guzeilikleri yaşayarak sevincim yeniden yeşeriyor, içimde çiçekler açıyor yeniden. Genco Erkal'ın da kulakları çınhyor mu acaba? 'Camdan Kalp'i de yakaladım Ankara Sanat Sahnesi'nde. Camdan Kalpler'e sevgi ve özlemle yaşardı gözlerim. Genco Erkal'ı da saygıyla selamladım uzaktan. Savaş söyleşileri arasında 'Camdan Kalp'i de çok konuşuyor başkentliler. Evlerde, kahvelerde, restoranlarda. Carmina Burana'yı da çok konuşuyorlar. Konser salonundan sokağa taşan kalabalığı anlatırken yeniden coşuyorlar. Giirer Aykal'ın yolunu bekliyorlar. Konseri yeniden dinlemeyi özlüyorlar. Duygu Aykal'ı da çok anıyor başkentliler, ölüm yıldönümü yaklaşırken Duygu da danslarıyla canlanıyor yeniden. Bana gelen yeni yıl kartları arasında bir de Duygu kartı var. Fahrettin Güven'in bir tablosu. Tnsancık balesinden esinlenen bir tablo. Ortak bir dostumuz yolluyor. Savaş rüzgârlarına karşı barışçı bir selam gibi. O kart başucumda duruyor ve gelecek hafta sizi savaş rüzgârlarını aşarak selamlamayı umut ediyorum. D 9